Gebze’de Tarihî Yapı
Kutbeddin Çelebi, Anadolu Selçukluları zamanında uç bölgelere yerleştirilmiş bulunan Türkmen boyuna mensup olduğu zannedilen Akçakoca ailesinin üyelerinden ve ayrıca Kocaeli’nin fethinde etkili olan Akçakoca’nın torunu Kadı Fazlullah’ın oğludur. Kutbeddin Çelebi, tarih sahnesinde önemli rol oynayan bir aile geçmişine mensuptur. Atalarından Akçakoca, Osmanlı Beyliği’nin kuruluş döneminde ve gelişiminde değerli bir yere sahip olmuş liderlerden biridir. Akçakoca’nın çocukluk dönemi Ertuğrul zamanında, gençliği Osman döneminde geçmiş ve ihtiyarlığında da genç beyzade Orhan’ın yanında olarak Osmanlı Beyliği’nin üç farklı devrine tesadüf etmiştir. Akçakoca’nın hangi aileye mensup olduğuna dair kaynaklarda yeterli bilgiye rastlanmamakla beraber kendisinin Kayılar ile münasebeti olabileceği ihtimali üzerinde durulmaktadır. Bazı kaynaklarda babasının adı Abdulmelik b. Abdulfettah olarak geçmektedir. Bunun yanında ailesinin Anadolu Selçukluları döneminde uç bölgelere yerleştirilmiş bir Türkmen boyunun üyesi olduğu da söylenmektedir. Yakın olduğu isimler arasında Konur Alp, Abdurrahman Gazi, Köse Mihal bulunmaktadır. Sakarya’nın batı kesiminin ele geçirilmesinde beraberce rol oynamışlardır. Akçakoca, İznik’in doğusunda bulunan Karadin (Karatekin) hisarının ele geçirilmesinden sonra İznik şehrini de baskı altında tutmuş, Araman ve Kandıra’yı ele geçirmiş, Konur Alp ile beraber Samandıra ve Aydos hisarlarının düşürülmesini sağlamışlardır. Bu başarıları sayesinde beylik sınırları Boğaziçi’ne kadar genişlemiştir. Bazı kaynaklarda göre Akçakoca Bey, İzmit seferine çıkmak üzere iken Kandıra’da hayata gözlerini yummuştur ancak nasıl öldüğüne dair bir bilgi yoktur. Akçakoca’nın ölümünden sonra Baba Köy’deki (Kandıra) Baba Tepesi’ne gömülmüş olduğu belirtilmektedir. Aynı yerde, görünüşü obaya benzeyen bir anıt mezarı bulunmaktadır. Ayrıca Söğüt’te (Bilecik) makam türbesi de mevcuttur. Akçakoca, Kocaeli Fatihi olarak da anılmaktadır. Akçakoca öldükten sonra oğlu İlyas, Orhan ve I. Murad zamanlarında Kandıra’da yaşamını sürdürmüş, daha sonra da o zaman yeni yeni Türkleşen ve İslâmlaşan Gebze’de hayatını idame etmiştir. 14. yüzyılda, Gebze’de siyasi, dinî ve sosyal faaliyetlerde İlyas’ın isminin de geçtiği göze çarpmaktadır. İlyas’ın ilk siyasi sıfatı “Bey” olmuştur. Eğitimini tamamlayıp dini konular hakkında da bilgi sahibi olduktan sonra hacca gitmiştir. Bu nedenle isminin başında “El-hac”ı kullanmayı uygun görmüştür. Kübreviyeliğin (Necmeddin Kübra tarafından kurulan ve 13. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkmış olan bir tarikat) yayılmasında ve benimsenmesinde rol almıştır. Münzevi bir hayat süren İlyas Bey, ömrünü çoğunlukla Gebze’de geçirmiştir. Yaptırdığı okulların vakıflarının işletmesini çocukları sağlamıştır. 1894 senesinde gerçekleşen Marmara depreminde İlyas Bey’in türbesi tamamen yıkılmış bulunmaktadır. Depremde türbenin yanındaki cami de zarar görerek bir kısmı hasar almış ve minaresi de kullanılmaz bir duruma gelmiştir. Neslin devamında Kadı Fazlullah Efendi bulunmaktadır. Kadı Fazlullah Efendi, önce kadı sonra da vezirlik görevi ile Osmanlı siyaseti içinde önemli bir yere sahip olmuştur. Elçilik görevinde bulunarak Bizans’a birkaç defa gitmiş olduğu bilinmektedir. Ayrıca, ilk aldığı elçilik görevi, Çelebi Mehmet’in kardeşi Musa Çelebi ile olan çekişmesinde Çelebi Mehmet’in Rumeli’ye geçtiği zaman vuku bulmuş ve o zaman Gebze kadısı olan Fazlullah Efendi, İstanbul’a elçi sıfatı ile gönderilmiştir. Bunun nedeni, Fazlullah Efendi’nin İstanbul tekfuruna komşu olması münasebeti ile Bizans tekfurunun tanımış olduğu ve güvendiği biri olması olarak bilinmektedir. Bu görüşme neticesinde tekfur ile anlaşma yapılmış ve Rumeli’ye geçiş yolu açılmıştır. Benzer şekilde, II. Murat’ın tahtta olduğu dönemde Gebze kadılığı yaparken Fazlullah Efendi, İstanbul tekfuruna elçi olarak gönderilmiş ve görüşmeler neticesinde iki taraf arasında barış yapılmasında etkin bir rol oynamıştır. Fazlullah Efendi, aynı zamanda alim ve hekim olarak da bilinmektedir. Gebze kadılığı görevinden sonra II. Murat’ın hekimliğini sürdürmüştür. Mehmet Paşa’nın ölümüyle vezirlik makamına getirilmiştir (1436). Görevinde geçirmiş olduğu bir seneden sonra azledilmiş olsa da 1439 yılında yine vezirlik makamına getirilmiştir. Fazlullah Paşa, II. Murat’a, hazinede zaman zaman baş gösteren maddi sıkıntılar münasebetiyle padişahların insanlardan zorla mal tedarik edebilmesinin caiz olduğuna dair bir öneri sunduktan sonra 1442 yılında görevinden azledilmiştir. Fazlullah Paşa’nın ölüm tarihi net olmamakla beraber II. Mehmet’in ilk dönemlerinde vefat etmiş olduğuna dair bazı görüşler mevcuttur. Türbesi, Kadı Feyzullah Bey Türbesi ismiyle anılmakta olup Kocaeli, Gebze’de yer almaktadır. Kadı Fazlullah Bey’in torunu olan Kutbeddin Çelebi’nin hayatına dair detaylı bilgiler bulunmamakla beraber, Osmanlı arşivinde, bulunan vakıf belgeleri üzerinden kendisi hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Osmanlı arşivindeki tahrir kayıtlarından anlaşıldığına göre, önceden Hereke’nin, bütünüyle Kutbeddin Çelebi Vakfı’na ait olduğu görülmekte olup; ayrıca, Eyüp Sultan Türbesi vakfına eklendiği ortaya çıkmaktadır. Buna göre vakıf, gayr-i sahih vakıflardan olarak ifade edilmiştir. Buradan arazinin temel mülkiyeti devlet hazinesine iletilmek koşulu ile sultan ya da yetki verilen bir kimse tarafından Kutbeddin Çelebi vakfına tahsis edilmiş olduğu belirlenmektedir. Kutbeddin Çelebi vakfına ait vakfiyede (H. 863-M. 1459) Hereke karyesinde iki gözlü değirmen ile arsası ve hududu muayyen bahçe olmak üzere üç parça gayr-i menkulü bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Hereke’de Aşağı ve Yukarı Değirmen adıyla bulunan iki değirmenden Yukarı Değirmen, Kutbeddin Çelebi vakfına aittir. Bu değirmen Fatih Sultan Mehmet zamanından beri mevcut olup, 1941 yılına kadar da mevcudiyetini sürdürmüştür. Bunun yanında, Kutbeddin Çelebi ve kardeşi Seydi Çelebi Bin Kemalettin Gebze’de bir zaviye ve kütüphane yapmış olup, bu yerleri de vakfetmişlerdir. Kütüphanede birer cilt olarak Bezzazi, Kuduri, Câmiu-ı Fusûleyn Sibah-ı Cevheri Muğrib, Kadı Han Molla Cami, Vikâye ve iki cilt Hidâye kitapları bulunmakta idi. Ölüm nedeni ve tarihi hakkında net bir bilgi olmayan Kutbeddin Çelebi’nin türbesi, çok sayıda tarihi ve kültürel yapının bulunduğu Gebze’dedir.
KAYNAKÇA
https://gebzetepecikkoyu.tr.gg/Gebze.htm, Erişim tarihi 17 Ekim 2021; http://kocaelitarihi.com/places/kadi-fazlullah-efendi-turbesi/, Erişim tarihi 17 Ekim 2021; https://merak.com.tr/akcakoca-anit-mezari/akcakoca-bey-kimdir. Erişim tarihi 19 Ekim 2021; https://kandiraakcakocaal.meb.k12.tr/icerikler/akcakoca-kimdir_1178141.html, Erişim tarihi 19 Ekim 2021; Ahmet Nezih Galitekin, Kocaeli Körfez İlçesi Tarih ve Kültür Mirası Eserler II, İstanbul 2008, s. 171; Enver Konukçu, “Akçakoca, Akçakocalılar ve Kocaeli”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri Cilt I, ed. Haluk Selvi & M. Bilal Çelik, Kocaeli 2015, 121-145, s. 121, 122, 123, 124, 125, 126; İsmail Kahraman, “Gebze’nin Kentleşme Sürecinde Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ve Vakfı’nın Önemi”, Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi – Kültürü Sempozyumu Bildirileri Cilt I, Haluk Selvi, İbrahim Sirin, M. Bilal Çelik, Ali Yeşildal & Resül Narin, Kocaeli 2018, 1765-1792, s. 1788.
Burak ASLANMİRZA