Semt
Osmanlı şehrinin özellikle fiziki ve cemiyet açısından en çarpıcı niteliği mahallelere bölünmüş olmasıdır. Öyle ki şehirler, ticarî-sınaî merkezler ve esasen cami/mescidler etrafında kurulan mahalleler olarak başlıca iki kısma ayrılmıştı. Mahalle, genellikle bir dinî yapı ya da pazarın etrafında gelişen, çoğunlukla her birinde dini inançları ve iktisadî faaliyetleri, kısaca hayat tarzları aynı olan insanların yaşadığı bir birimdir. İzmit mahalleleri diğer Müslüman şehirlerinde görüldüğü gibi dar yollar ve çıkmaz sokaklarla oluşur. Bazı araştırmacılar tarafından plansız şehirleşme örneği olarak görülen çıkmaz sokaklar yabancıların girişini engellediği gibi mahallede yaşayanların mahremiyet ve güvenliklerinin sağlanmasını da kolaylaştırmaktadır. Toplumsal hayatın bütün ihtiyaçlarının karşılandığı her mahalle çıkmaz sokaklara açılan bir ana caddeyle bölünüyor ve bu cadde sağlam yapılarla kapatılabiliyordu.
İzmit’in Osmanlılar tarafından yapılan ilk tahririnde (1523) on beşi Müslüman biri gayrimüslim 16 mahalleden oluştuğu, 1644-1650 tarihli avarız defterine göre mahalle sayısının 19’a çıktığı 1697 yapılan bir avârız tahririnde ise İzmit’te yirmi mahalle ve 720 hâne kaydedilmiştir. Buna göre nüfus yaklaşık 3600’e ulaşmıştır. İzmit’e Türklerin ilk yerleştiği mahalle günümüzde Orhan Camii denilen ancak vakıf kayıtlarında çoğunlukla Gazi Süleyman Paşa Camii olarak zikredilen cami etrafında oluşturulan Cami-i Şerif Mahallesi’dir. Camii fetihten sonra kiliseden dönüştürülmüştür. Geleneksel Osmanlı-Türk aile yapısında konut/ev tüm ailenin bir arada yaşadığı büyük konaklar ve avlulu evler biçimindedir. Büyükbaba, büyükanne, çocuklar, damatlar, gelinler ve torunlardan oluşan bir bütün ev halkını oluşturmaktadır. Bu halkanın içine eğer büyük bir konaksa aşçı, hizmetçi, bahçıvan, gibi çalışanları da eklemek gerekmektedir. İzmit evinde her aile için tüm fonksiyonların aynı mekânda (yatma, yıkanma, yaşama) buluştuğu ortak yaşam alanı olan sofa ve avlulara açılmaktadır. Dar sokaklar üzerinde sık aralıklı veya bitişik düzenle yapılan geneleksel konutların cephesi içe dönük, dışa kapalı bir iç dünya oluşturmaktadır. Geleneklere göre ev yaşantısını saklama ve koruma amacı ile zemin katları bahçe duvarı yüksek yapılan evler birbirinin manzarasını kesmeyecek şekilde konumlandırılmıştır. İzmit’te günümüze bu özellikleri gösteren Kapanca Sokak kalmıştır. Kapanca Sokak geleneksel yaşam biçiminin bütün yönlerini yansıtmaktadır.
Kuruçeşme semti, Osmanlı döneminde Hatipköy olarak bilinen antik ören yerleri üzerine kurulu, üzüm bağlarının bulunduğu bir köydür. Hatipköy bugün Kuruçeşme’nin Kocatepe, Fatih ve Doğanlar mahalleleri gibi Hatip Mahallesine dönüşmüştür.
Osmanlı döneminde İzmit kuzey yamacına yaslanmış 20 mahalleden oluşurken, Cumhuriyet dönemimde SEKA’nın kuruluşu sonrası şehir doğu batı aksında genişlemeye başlamıştır. Yenidoğan Mahallesi SEKA fabrikasının kurulması ile hızla yapılaşmaya başlamıştır. 30 Ocak 1923 yılında imzalanan “Mübadele Sözleşmesi” sonrasında Yunanistan gelen 26.569 kişi İzmit’e yerleşmişti. 1923 tarihli Mübadele Sözleşmesi’nden sonra, 1935 yılında Romanya ve Türkiye arasında Türkiye’ye gelmek isteyen yurttaşlarla ilgili bir antlaşma yapılmıştır Antlaşma sonrası Romanya’dan gelen mübadillerden İzmit’e gelenler kent çevresinde iskân edildikleri gibi, kentin batısında bugünkü Yenidoğan Mahallesi sınırları içinde yapılan göçmen evlerine yerleştirilmişlerdir.
Kuruçeşme semtinin doğuşunda SEKA ve mübadillerin yerleşmesi kadar, D-100 Karayolu’nun İzmit’in ortasından geçmesi de etkili olmuştur. Artan ulaşım olanakları D-100 aksında bulunan arsaların rant değerini yükseltirken, sanayi yapılarının ve düşük gelir grubuna ait konut birimlerinin desantralizasyonuna yol açmaktadır. 1950’li yılların sonundan itibaren D-100 karayolunun İzmit kent içinden geçmesi, yerleşim yerlerinin karayolu istikametine uzanması 2000 yıllara geldiğimizde İstanbul ile Kocaeli’nin birleşerek dev bir şehre dönüştürmüştür. D 100 Karayolu küçük bir köy olan Hatip Köyün imara açılmasına ve Kuruçeşme’nin bir semt olarak oluşumuna katkı sağlamıştır. Nüfusun kuzey güney aksından, doğu batı aksına kaymasında D-100 Karayolu kadar 1955’te açılan Kocaeli C-Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’nun Yenidoğan ile Kuruçeşme’nin bitişiğine kurulması da etkili olmuş, Kuruçeşme’de yapılaşma ve nüfus artışına neden olmuştur. Kuruçeşme,1989 yılında belediye olmuş 2009 yılında alınan bir karar ile İzmit ilçesine bağlanmıştır. İzmit ilçesine bağlı bir semt olan Kuruçeşme’nin bünyesinde dört mahalle bulunmaktadır. 2007 nüfus verilerine göre, 2013’te 781 ve 2020 de 1631 nüfusla Hatip Köy Hatipler Mahallesi’ne dönüşmüştür. Hatipler Mahallesi’nde 2020 Nüfus verilerine göre 1631 nüfusun 830 erkek, 801 kadındır. Kuruçeşme’ye bağlı Doğanlar Mahallesi’nde 2007 nüfus verilerine göre 4.795, 2013 ‘de 4.272ve 2020 verilerine göre 4.526 kişi yaşamaktadır. 4.526 kişinin 2.232’si erkek 2.294 Kadındır. Fatih Mahallesinde 2007 nüfus verilerine göre 3.845, 2013’te 4.262 ve 2020 verilerine göre 6.511 kişi yaşamaktadır. 6.511 kişinin 3184’ü erkek 3327’si ise kadındır. Kuruçeşme’ye bağlı Kocatepe Mahallesi’nde 2007 nüfus verilerine göre 2.832, 2013’te 2.272 ve 2020’de 4382 kişi yaşamaktadır. 4382 kişinin 2.190 erkek 2192 ise kadındır.
2020 yılı itibariyle Kuruçeşme’de toplam 17.050 kişi yaşamaktadır. 1960’lı yıllarda başlayan sanayileşmeye paralel olarak yaşanan göç olayının bir sonucu olarak kaçak yapılaşma Kocaeli’de de kendini göstermiştir. Kente gelen nüfus ilk aşamada İzmit merkez ilçede hazine arsalarına ve kentin kuzeyindeki çok eğimli alanlara gecekondular yaparak yerleşmişlerdir. Ancak, İzmit’in topoğrafik yapısı nedeniyle yerleşime elverişli kentsel alanların son derece sınırlı olması sebebiyle; gecekondu stoğu ve gelişmesi diğer illere oranla düşüktür. 1976 yılında çıkarılan yasa ile hazine ve belediye arsaları üzerine yapılmış gecekondulara tapu verilmesi öngörülmüştür. İzmit merkez ilçede kaçak yapılaşmanın yoğun olarak görüldüğü bölgeler Bekirdere, Mehmet Ali Paşa, Cedit Mahallesi, Yenidoğan, Kuruçeşme, Topçular ve Gültepe mahalleleridir. Kaçak yapılaşmaya rağmen Kuruçeşme’nin adını ön plana çıkaran iki önemli gelişme yaşandı. İlki 1991 yılında kurulmaya başlayan Acıbadem hastahaneleri, Özel Acıbadem Hastahanesi adıyla 2006 yılında Kuruçeşme’de açıldı. İkincisi ise 1955 yılında yapılan Kocaeli C-Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu zamanla mahalle ortasında kaldığından 2015 yılında boşaltılmasına karar verilmiştir. C-Tipi Cezaevinin yıkılmasından sonra bakanlıklar arası yapılan protokolle arazisine okul yaptırılması şartıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildi.
İzmit Lisesi, Kız Meslek Lisesi ve Gazi Lisesi’nin de aralarında bulunduğu birkaç okul birden inşa edilerek eğitim kampüsüne dönüştürüldü. Kuruçeşme için bir diğer önemli gelişme ise Akçaray tramvay yolunun Kuruçeşme’ye kadar uzatılmasıdır. Tramvayın Kuruçeşme kent içi ulaşımına önemli bir katkı sağladığı gibi semtin çehresinin değişimine de katkı sağlayacağına şüphe yoktur.
KAYNAKÇA
Deniz Demirarslan, Türkiye’de Kentsel Yerleşim Konut Gelişimi Geçmişten Günümüze İzmit Örneği, Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 5, sayı 20, 2018,s. 112., Halis Saygı, Kent İçi Endüsriyel Alanların Dönüşümüne Bir Model, İzmit Seka Park, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2008,Emre Yıldız, Türkiye’de Kentsel Dönüşüm:Kocaeli Örneğinde Sosyo Mekansal Bir Analiz, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,2017 Bilecik, Zafer Yapıcı, Sanayi Konut İlişkileri Üzerinde Bir Araştırma, İzmit Örneği , İstanbul Teknik Üniversitesi Fen-Bilimleri Enstitüsü yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1995, Şennur Kaya,1923-1960 Yılları Arasında İzmit’te İnşaa Edilen Yapılar ve Kentin Gelişimine Katkıları, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildiriler, Editör Haluk Selvi, M. Bilal Çelik, Kocaeli 2015,s. 1685. Yavuz Ulugün, Kocaeli’de Tarihsel Göçler, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildiriler, Editör Haluk Selvi, M. Bilal Çelik, Kocaeli 2015, s. 1281.
İbrahim ŞİRİN