ALİ SUAT BEY

Madde no:98

İzmit Mutasarrıfı, Osmanlı Aydın ve Bürokratı

İstanbul’da doğdu. Babası eski mutasarrıflardan Ali Rıza Bey’di. Mülkiye’yi 1889’da bitirdi. Bu mektebin ilk mezunlarındandır. Hariciye Nezareti’nde iki yıl çalıştıktan sonra Mısır’a gitti ve burada 1893-1909 yılları arasında Cemil Tosun Paşa’nın mülklerini yönetti. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döndü. Bu dönemde 1909’da Necit mutasarrıflığına, arkasından 1911’de de Amare mutasarrıflığına atandı. Amare mutasarrıflığında bir yıl kalan Suat Bey 1912’de İstanbul’a döndü ve burada Türkçe ve edebiyat öğretmenlikleri yaptı. Bilahare Deyr-i Zor mutasarrıflığına atanan Suat Bey 1914-1915 yılları arasında takriben bir yıl süreyle burada kaldıktan sonra Bağdat vali yardımcılığına atandı ve 1915-1917 yılları arasında bu görevi yürüttü. 1917 yılı içinde İstanbul’a döndü ve iki yıl boyunca gazete ve dergilerde yazılar yayımladı. Bu süreçte 1919 yılında yirmi sayı çıkabilen Utarit adlı haftalık bir derginin çıkarılmasına katkı sağladı.

Damat Ferit Paşa Hükümeti, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Wilson’a açık mektup yazmış olan Bitlis eski vali vekili Ali Suat Bey’i 10 Ağustos 1919’da İzmit’e mutasarrıf olarak atadı. İzmit mutasarrıflığıyla yeniden resmi göreve döndü. Bu atamayı, Anzavur’un kendi yerine vekil olarak bıraktığı Sapanca’nın Akçay köyünden olan Çüle İbrahim Hakkı Bey tanımak istemedi. Bu sebeple İzmit’te bir müddet kargaşalık yaşandı. Milli mücadele hareketinin bu şekilde yeni geliştiği günlerde Mutasarrıf Ali Suat Bey bu harekete kayıtsız kalmış ve itilaf devletlerinin denetimi altında bulunan İzmit’ten Sivas Kongresi’ne delege gönderilememişti. Sivas Kongresi sonrasında Heyet-i Temsiliye’nin İstanbul’la irtibatın kesilmesi kararına karşı da Mutasarrıf Ali Suat Bey, Kastamonu, Bolu mutasarrıfları gibi tereddüt gösterdi. Bu sırada İzmit’in kazalarında da Heyet-i Temsiliye kararına uyularak İstanbul’la irtibat kesilmeye başlandı ve ilk olarak Kandıra İstanbul’la irtibatını kesti. Bu sırada Adapazarı’nda bulunan Mutasarrıf Ali Suat Bey bunu önlemeye çalıştı.

Bu ortamda “tarafsız kalmayı” düşünen ve bu durumunu korumaya çalışan Ali Suat Bey, nihayet üzerinde oluşan baskılar üzerine girişimde bulunmak zorunda kaldı ve 1 Ekim 1919 günü Belediye binasında Müftü, Ulema, Belediye Heyeti ile eşrafın katılacağı bir toplantı yapılması kararlaştırıldı. Ancak bu toplantıya sadece memurlar katıldığından toplantı, 3 Ekim Cuma günü Cuma namazı sonrasında Fevziye Camii’nde yapılmak üzere ertelendi. Bu sırada Damat Ferit Paşa Hükümeti 30 Eylül’de istifa etti. Ardından 2 Ekim’de Ali Rıza Paşa Hükümeti kuruldu. Bu durumda İzmit’te, irtibat kesme ile ilgili Cuma toplantısının yapılmasına gerek kalmadı. Bundan sonra İzmit Mutasarrıfı Ali Suat Bey, Heyet-i Temsiliye ile daha yakın ilişkiye girdi ve Sivas Kongresi kararlarına uyularak, İzmit’te, başkanlığına eski ittihatçılardan Hacı Ali Bey’in getirildiği bir Müdafaa-i Hukuk teşkilatı kuruldu. Ali Suat Bey bilahare ılımlı ve birleştirici kişiliğiyle azınlıkların dışında tüm tarafların bu teşkilatta yer almalarını sağladı. Ayrıca Ali Suat Bey bir genelge yayınlayarak teşkilatın Mutasarrıflık bölgesindeki tüm kaza ve nahiyelere kadar yayılmasını istedi. Buna mukabil denge siyaseti izleyecek olan Mutasarrıf Ali Suat Bey, İstanbul’un 16 Mart 1920’de itilaf devletleri tarafından resmen işgalinden sonra yine karasız bir vaziyet takınacak ve İstanbul’un işgali ile birlikte işgal kuvvetlerinin yayınladıkları bir resmi bildiriyi, Temsil Heyeti’nin uyarılarına rağmen alacaktır.

Bilahare tekrar Sadrazamlığa getirilen ve hükümeti kuran Damat Ferit Paşa, ülke genelindeki yeni atamalar çerçevesinde 9 Nisan’da İzmit Mutasarrıfı Suat Bey’i görevinden aldı. Yerine 13 Nisan’da Kuvayımilliye hareketine şiddetle karşı olan liva genel meclis üyesi Çüle İbrahim Hakkı Bey’i vekâleten tayin etti.

Ankara Hükümeti 1921-1923 tarihleri arasında Ali Suat Bey’i önce Kozan, arkasından Cebel-i Bereket (Osmaniye) ardından da Burdur mutasarrıflıklarına getirdi. Bu görevlerinden sonra 1923 yılında İstanbul’a gelen Ali Suat Bey yeniden öğretmenliğe döndü. 1926 yılına kadar sürdürdüğü öğretmenlik görevini bırakarak, aynı yıl İstanbul Şehremaneti Müdevvenat ve İhsaiyat Müdürlüğüne geçti ve emekli olduğu 1933 yılına kadar da bu görevini sürdürdü. Ali Suat Bey emekliliğinden kısa bir süre sonra da hayata veda etmiştir. Ali Suat, Meşrutiyet yıllarında ve sonrasında yerli kalmayı başarabilmiş aydın bürokratlardan biridir. Ali Suat Bey’in basılı yedi kitap ile dergi ve gazetelerde yayınlanmış yüzlerce makalesi vardır.

Basılı eserleri şunlardır: Görülmüş Şeyler, Kahire, 1905; Bağdat’tan Halep’e Arabistan Seyahati, B. L. Jacques Baron Rousseaux’dan çeviri, Kahire 1905; Seyahatlerim, İstanbul, 1914; Talimü’l-Lügati’l-Arabiye, İstanbul, 1915; Amerika Cemahir-i Müçtemiası Reis-i Muhteremi Wilson Hazretlerine Açık Mektup, İstanbul, 1919; Küçük Asya, Charles Texier’den çeviri, 3 cilt, İstanbul, 1923-1924; Muhtelif Memleketlerde Beledî Usuller, M. J. Montagu Harris’ten çeviri, İstanbul, 1928.

KAYNAKÇA

Ali Suat, Bir Osmanlı Bürokratın Suriye, Irak ve Arabistan Seyahatnamesi, Yayına Hazırlayan: N. Ahmet Özalp, 1. Baskı, Büyüyenay Yayınları, İstanbul 2019; Selim Sezer, “Ali Suat Bey’in Suriye, Irak ve Arabistan Gözlemlerini Osmanlı Bürokrasisinin Islahat Anlayışı Perspektifinden Okumak”, Toplumsal Tarih, Sayı 336, Tarih Vakfı, İstanbul 1 Aralık 2021; Adnan Sofuoğlu, Milli Mücadele Döneminde Kocaeli, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 2006; Adnan Sofuoğlu, Kuvay-i Milliye Döneminde Kuzey Batı Anadolu, Ankara, 1994; Avni Öztüre, Nikomedia İzmit Tarihi, İstanbul, 1969; Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, C. 1,İstanbul 1981; Kamil Erdeha, “Kocaeli Mutasarrıflığı I”, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, S. 48-52, Ankara, 1977; Rıfat Yüce, Kocaeli Tarih ve Rehberi, İzmit 1945.

Adnan SOFUOĞLU