KONCA LAHDİ

Madde no:962

Gölcük’teki Tarihî Roma Mezarı

Lahit kelimesi, Arapçadaki lahd (kabir) kökünden gelmektedir ve Türkçede, kenarları taş veya tuğladan yapılmış, üstünde taş kapak olan mezar anlamında kullanılır. Lahit kelimesinin Latincedeki karşılıkları, arca (sandık), capsula (sandık ya da küçük kutu ve sarcofagus’tur). Lahit sözcüğünün Grekçedeki karşılığı ise sarkophagos olarak geçmektedir.

Antik Dönem’de ölü yakma geleneği terk edildikten sonra, ölü gömme önem kazanmıştır. İnsanlar öldükten sonra da anılmak için, figürlü-frizli ya da bezemesiz taştan lahitler yaptırmış ve bu lahitlere gömülmüşlerdir.

Prainetos, antik ve Orta Çağ Kaynaklarında Pronetios, Pronesion, Prenetos, Prinetos, Prainetos olarak zikredilen bir antik yerleşim merkezidir. Antik kent adını Bithynia kökenli savaşçı tanrı Preietos’tan almıştır.

Prainetos gelişmiş bir kent konumuna gelmediğinden, o çağdan kalma izlerine sistemli araştırma da yapılmadığından olacak sözü edilebilecek bir kalıntısı günümüze ulaşamamıştır. Ancak, Gölcük’ten Karamürsel’e doğru deniz kıyısı boyunca gidilirken, Halıdere-Ulaşlı Köyleri arasında, ana yolun bir yokuşa varmasının hemen öncesinde ve ana yolun sol bitişiğinde Konca/Gonca denen yerde, Roma çağından kalma MS 2. yüzyıl yapıtı bir lahit vardır. Karamürsel yolu üzerinde, Konca olarak adlandırılan noktadaki MS 2. yüzyıla tarihlenen Roma lahdinin Konca Lahdi güney kenarına bitişik olan, tümüyle toprak altına yapılmış mezar odasının tonoz üst kısmı dışarıdan görülebilmektedir. Çevresinde birçok fakir mezarına rastlanan mezar odası olasılıkla daha erken tarihe ait bir nekropolde yapılmıştır. 1967 yılında ortaya çıkarılmış olup kuzeydoğu – güneybatı doğrultulu, dikdörtgen planlı, üzeri tonoz örtülü mezar odasına giriş, kuzeydoğu duvarındaki dikdörtgen bir açıklıktan sağlanmaktadır.

Mezar odasında Justinianus dönemine ait bir sikke bulunmuş ve mezardan yan yana dokuz ceset çıkartılması yanı sıra daha sonraki bir döneme ait çeşitli kandil, keramik ve cam parçaları bulunmuştur.

Bölgede ‘Roma Mezarı’ olarak anılan lahit hem karaya hem de denize hakimdir. Bithynia bölgesinde karşımıza çıkan diğer lahitlere benzer bir formda yapılmıştır. 1745 yılında buradan geçmiş olan Seyyah Charles de Peyssonel, lahdin bulunduğu mevkinin adının ‘Kongessi’ (Konca) olduğunu belirtmektedir. Lahdin denize bakan kısmında bir kitabe bulunmakta, diğer yüzünde ise kline üzerinde bir erkek ve kadın figürü ile ayakta duran bir hizmetçi betimlenmiştir. Kitabede ise şöyle yazmaktadır: “Artemata ve Artemidoros’un oğulları Posidoneis ve Apollonios kızı Tatia yaşarken bu lahdi kendilerine hazırlattılar. Yoldan geçenlere ve denizden gidenlere selam olsun.” Eser, in situ durumda bir adet podyumlu lahit mezardır ve iki tabula ansata’ya sahiptir. Eski fotoğraflarındaki yüksek podyumu sebebiyle, podyumlu lahit olarak sınıflandırılmıştır. Akroterli-beşik çatılı kapağa sahiptir. Teknenin ön yüzünde bir kline sahnesi yer alır.

MS 2. yüzyıla Roma döneminde yapılmış bir mezar yapısı olan lahit alanında ilk olarak Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun onayıyla çevre düzenlemesi gerçekleştirilmiştir.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Tarihi Mekânlar Şube Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar kapsamında da tarihi yapıya ait bilgileri içeren bilgilendirme tabelası hazırlanmıştır.

Gece de ziyaret edilmesi için çalışma başlatan Büyükşehir Belediyesi, Konca Lahdi’ne gece aydınlatma sistemi kurmuştur. Böylece Konca Lahdi’nin tarihi eser olarak algılanması sağlanarak yol kenarında bulunan tarihi eserin farkındalığı artırılmıştır.

Hellenistik ve Roma dönemlerinde önemli izler taşıyan Bithynia bölgesi bilim, sanat ve ticaret merkezi olmuştur. Nikomedia’da heykel ve lahit üretmiş ve uluslararası mermer ticaretinde aktif bir rol oynamıştır. Karanın içlerine kadar uzanan Astakenos Körfezi (İzmit Körfezi), Nikomedia için doğal bir liman görevi görmüş ve kent tarih boyunca imparatorlar ve krallar tarafından başkent olarak seçilmiştir. Nikomedia, Roma döneminde güvenli bir liman ve kıtalar arası yolların geçiş güzergâhı üzerinde oluşunun meyvelerini toplamış ve zengin bir Roma metropolüne dönüşmüştür. 

Önemli geçiş güzergâhları üzerinde bulunan; MS II. yüzyılda yapılmış olan ve “Roma Mezarı” olarak da bilinen Konca Lahdi’de 1800 yıldır tarihe tanıklık ederek önündeki yoldan ve denizden geçenleri selamlıyor.

KAYNAKÇA

Zafer Yücedağ, Nikomedia Lahitleri, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli 2018, s. 4; http:// erkmensenan.blogspot.com/2012/08/prainetoskaramurselkoncagonca-lahdi.html / 25 Ağustos 2012; Türkiye Kültür Portalı.

Ceyhun KONAK