Marmara Bölgesi’nin Doğusunda, İstanbul Boğazı, Karadeniz ve İzmit Körfezi Arasında Bulunan Yarımada.
Adının Kocaeli olmasına rağmen, bu yarımada üzerinde hem İstanbul ilinin doğu kesimine ait toprak parçaları, hem de Kocaeli ilinin büyük kesimi yer alır. Kocaeli Yarımadası da boğazın batısındaki Çatalca Yarımadası’nda olduğu gibi vadilerle yarılmış platoluk ve tepelik bir alan olduğu gibi, iki bakımdan ondan farklıdır. Birincisi “su bölümü çizgisi” (Karadeniz’e su gönderen alanlarla, İzmit körfezine su gönderen alanları ayıran çizgi) Çatalca Yarımadası’nın tersine, Kocaeli Yarımadası’nda Marmara Denizi kıyılarını yakından izler ve bu yarımadanın başlıca akarsuları kuzey ve kuzeybatıya, yani Karadeniz’e doğru akar. Komşu yarımada olan (Çatalca Yarımadası’ndan) ikinci farkı yeryüzü şekilleri Çatalca Yarımadası’nda olduğu gibi sade olmayıp aşınım düzeyleri üzerinde kuarzit gibi sert kayaların meydana getirdiği tanık tepeler (monadnock) yükselir. Bu “monadnock” (tanık tepe, Ankara Üniversitesi Coğrafya ekolünün deyimiyle “sertgen”) lardan Aydos Dağı, Kayışdağı, Büyük ve Küçük Çamlıca tepeleri Kocaeli Yarımadası’nın İstanbul il sınırları içinde kalan kesimindedir. Bu saydıklarımızdan daha yüksek olan ve yüksekliği 646 m.’ye ulaşan ve bu yüksekliği ile Kocaeli Yarımadası’nın en yüksek tepesi olan İzmit’in batısındaki Çene Dağı ise Kocaeli il sınırları içinde bulunan bir tanıktepe’dir (monadnock). Kocaeli Yarımadası’nın Karadeniz kıyıları az girintili-çıkıntılı ve çok sayıda nüfusun yerleşmesine elverişizdir. Yarımada’nın iç kesimlerinde orman Karadeniz’e yakın kesimlerde dağınık lekeler halinde tutunabilmiş, yer yer tarlaya çevrilmiş ya da otlak halinde kullanılmaktadır.
Kocaeli Yarımadası’nın canlı kesimi güney kenarıdır. Burada gittikçe büyüyen İstanbul’un banliyösü kıyı kesiminde sürekli bir biçimde doğuya doğru ilerlemekte, şimdiden Pendik’i geçerek aradaki boşlukları doldurarak, Tuzla ve Gebze’ye neredeyse kavuşmuş bulunmaktadır. Daha doğuya doğru Gebze, Darıca, Yarımca, Hereke, Derince... gibi hem eski yerleşmeler büyümekte, hem de Çayırova, Bayramoğlu, Tütünçiftliği gibi daha yeni yerleşmeler sıralanmaktadır. Gerek yerleşme alanı, gerekse endüstri kuruluşları, bu kıyıda İstanbul’un yakınlığı ile gelişmiştir. Bu gelişme sebze ve meyve bahçelerini, zeytinlik ve bağları da geriletme eğilimindedir. Yarımada’ya kuzeyden gelen sert rüzgârları kesmekle beraber kıyıda yerleşmeye elverişli şeriti darlaştıran dağlık kenar ile deniz arasında Marmara Bölgesi’nin en canlı ve en kalabalık bir kesimi yer alır. Bu şerit üzerindeki bütün yerleşme merkezlerinin nüfuslarında artma görülür. Uzak olmayan bir gelecekte, kıyının fazla dik kesimleri dışında, İzmit ve İstanbul banliyölerinin biribirine kavuşması ve böylelikle Türkiye’nin, başka kesiminde bir eşi görülmeyen, en yaygın şehir yerleşmesinin meydana gelmesi beklenmektedir. Hatta arada henüz yerleşmelerle tam dolmamış olan boşlukları görmezden gelirsek İzmit ve İstanbul banliyölerini biribirileriyle birleşmiş de kabul edebiliriz.
Kocaeli Yarımadası küçüklüğüne rağmen oldukça farklılıklar gösteren bir iklime sahiptir: Yarımada’nın güney kesimi Akdeniz ikliminin Marmara kıyılarında görülen tipinin, kuzey kesimi ise Karadeniz kıyılarının nemli ikliminin etkisi altındadır. Kış mevsimi iki kesimde de soğuk ve kar yağışlı geçer. Yaz mevsiminde Marmara kıyıları sıcak geçerken, Karadeniz kıyısı genellikle serindir. Yağış miktarı kuzeyden güneye doğru gidildikçe azalır. Karadeniz kıyısına yakın Bahçeköy’de 1000 mm.’yi aşan, Kandıra’da 1400 mm’ye yaklaşan yıllık ortalama yağış tutarı, İzmit meteoroloji istasyonunun verilerine göre 785 mm.’dir. İzmit’te şimdiye kadar ölçülmüş olan en düşük sıcaklık -18˚C (9 Şubat 1929 tarihinde), kaydedilmiş en yüksek sıcaklık ise 42˚C’dir (21 Ağustos 1945 tarihinde).
İklimdeki farklılık doğal bitki örtüsünün dağılımına da yansımıştır. Yarımada’nın kuzey kesimi nemcil ormanlarla kaplıdır. Karadeniz kıyısında önce çalılık halinde “yabancı maki”ler (gerçek makiden farklı olarak, kışın yapraklarını döken maki benzeri bitki) yer alır. Kıyı gerisindeki ormanlarda kayın ağaçları çoğunluktadır. Marmara kıyılarının büyük bölümünde ise doğal bitki örtüsü tahrip edildiğinden yer yer step (bozkır) görünümündedir. Yüksek kesimlerde ise erozyonla karşı karşıya olan çıplak araziler dikkati çeker. Marmara kıyılarının bazı kesimlerinde makiliklere zeytinlikler de karışır (Darıca çevresinde olduğu gibi). Yabani hayvan sayısı, geçmiş yüzyıllara, hatta geçmiş yıllara göre azalmış olsa bile, Kocaeli Yarımadası’nın ormanlarla kaplı sulak alanlarında yaşadığı bilinen memeli hayvanlardan ayı, çakal, az da olsa kurt, tavşan, tilki ve yaban domuzlarına rastlanmaktadır.
KAYNAKÇA
Besim Darkot-Metin Tuncel, Marmara Bölgesi Coğrafyası, İstanbul 1981, s. 24, s. 99, 117-118-119; Metin Tuncel, “Şehir Yerleşmelerinde Kuruluş Yerinin Fonksiyonel Sürekliliğe Etkisi Üzerine Bir Deneme: İzmit”, İstanbul. Üniv. Coğr. Enst. Dergisi, sy. 22 (1977); Ahmet Ardel, “Marmara Bölgesinin Yapı ve Reliefi”, Türk Coğrafya Dergisi, No: 20, Ankara 1960; Ümit Sergün; Kocaeli Yarımadasında Kırsal Yerleşme, İstanbul 1979; Dönmez, Yusuf, Kocaeli Yarımadasında Bitki Coğrafyası, İ.Ü. Coğ. Enst. Yayını, No: 112, İstanbul 1972.
Metin TUNCEL