KOCAELİ VAPUR ŞİRKETİ

Madde no:955

Kocaeli’nin İlk Özel Ticari Teşekküllerinden Biri

Birinci Dünya Savaşı’nın karışık ortamından faydalanarak 1914 yılında kapitülasyonları tek taraflı olarak kaldıran ve Türk ekonomisine yerli unsuru hâkim kılmak isteyen milliyetçi iktisat politikası sonucunda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde kurulmuş şirketlerden biridir. Batum kökenli Babila sülalesine mensup Rıza Bedri adlı genç girişimci ve ortakları tarafından 1920 yılında kurulmuş, fakat 1925 yılına kadar Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıt yaptırmadan faaliyet göstermiştir. İstanbul-İzmit arasındaki denizyolu taşımacılığı 20. yüzyılın başlarında Seyr-i Sefâin İdaresi tarafından yapılmaktaydı. Fakat gemiler eski olduğu için sık sık arızalanmakta, seyahat süresi sekiz-on saati bulmakta ve seferler aksamaktaydı. Ayrıca yabancılara ait iki özel vapur şirketi bulunmaktaydı. Halepli Haririzâde Şefik ve ortaklarının 1919 yazında kurdukları İzmit-Adapazarı Osmanlı Nakliyat Şirketi haftada üç gün İzmit’e sefer düzenlemeye başlamıştı. Mondros Mütarekesi’nin ağır hükümleri nedeniyle Marmara limanlarının tehdit altına girmesinden kaygılanan Babilazâde Rıza Bedri, İstanbul ile İzmit arasında taşımacılık yapmak üzere bir şirket kurmaya karar verdi. Ortakları Müneccimzâde Eyüp Sabri Efendi, Çilingirzâde İsmail Kemal Efendi ve Lazzâde Mehmed Lütfi Bey ile birlikte Kocaeli Vapur Şirketi’ni kurdular.

Kocaeli Vapur Şirketi, iktisadi yatırımlar yapmak şöyle dursun, Türk halkının bağımsızlık mücadelesi verdiği bir ortamda doğmuştur. İstanbul ve İzmit dâhil bütün limanlar işgal edilmiş, Seyr-i Sefâin seferleri tamamen durdurulmuştu. İtilaf devletlerinin ve Yunanistan’ın harp gemileri deniz üzerinde gördükleri Türk sancağını imha ettiğinden, Türk vapurlarının Marmara havzasında seyrüsefer edemez hale gelmişti. Anadolu’daki millî hareket için iyimser duygular beslense de, Türk denizciliğinin geleceği konusunda hemen hiç kimsede ümit kalmamıştı. Kocaeli Vapur Şirket bu tehlikeli süreçte, ticari kaygıları bir kenara bırakıp büyük risk alarak vatan savunmasına hizmet etti. Duydukları her türlü haberi ve gördükleri Türk gemilerini işgalcilere derhal ulaştırmayı vazife edinmiş Rum ve Ermeni casusların cirit attığı ortamda Şirket, gemilerine itilaf devletlerinin bayrağını asarak, Millîcilerin ihtiyaç duydukları silah ve diğer malzemeleri İstanbul’dan Anadolu’ya geçirdiler. Zira Yunanlılar İtalyan, İngiliz ve Fransız bandırasıyla seyrüsefer eden gemilere ilişemiyorlardı. Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanması ve yeni rejimin ekonomik hamleleri, müteşebbislere cesaret verdi. Bu arada denizciliği hareketlendiren ve Türk firmalarına deniz trafiğine hâkim olma fırsatı sağlayan iki gelişme oldu. Bunlardan biri muhacir ve mübadillerin taşınması meselesi, diğeri ise Lozan Antlaşması’yla ecnebi bandırasının Türkiye’de kabotaj imtiyazını kaybetmesiydi. Millî bir ekonomi yaratma amacındaki Ankara hükümeti, mübadillerin taşınması işini yerli şirketlerle gerçekleştirmek istemişti. Bütün bunların neticesinde gelişigüzel bir deniz ticaret filosu ortaya çıkmış, kimi armatörler yüksek kazançlar elde ederken, umduğunu bulamayan bazı firma ve şahıslar iflasa sürüklenmişlerdi. Kocaeli Şirketi böyle bir ortamda kurulmuştu.

İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki sicil kaydına göre, şirketin kuruluş tarihi 13 Temmuz 1925’tir. Sözleşme akdi 19 Ağustos 1925’te kabul edilmiştir. Sözleşmenin ikinci maddesinde, daha önce kurulan şirketin, şimdi sermayesini arttırıp faaliyet alanını genişlettiği belirtilmiştir. Şirketin sermayesi 24.778 lira 37 kuruş, imtiyaz süresi yirmi yıldı. Ortaklardan Eyüp Sabri Bey ve İsmail Kemal Bey 7.694 lira 59 kuruş 10 para; Mehmed Lütfi Bey 5.694 lira 59 kuruş 10 para; Rıza Bedri Bey 3.694 lira 59 kuruş 10 para sermaye koymuşlardı. Şirketin ticari unvanı başlangıçta “Rıza Bedri ve Şürekâsı Kolektif Şirketi” iken, daha sonra ortakların kararıyla “Kocaeli Kolektif Şirketi Rıza Bedri ve Şürekâsı” olarak değiştirildi. Amacı, nakliye komisyonculuğunun yanı sıra, “vapurculuk, vapur acenteliği ve bilumûm gümrük muâmelâtı” olarak belirtilmişti. Yani kendi vapurlarını işletmenin dışında, başka şirketlerin vapurlarına acentelik de yapabilecekti. Nitekim şirket Karamürsel, Ereğli, Değirmendere, Kazıklı ve İzmit’te acenteler açmıştı. Şirketin idare merkezi Yemiş İskelesi’nde, Ahi Çelebi Mahallesi’nin Çardak Sokağı’ndaki 51 numaralı bina idi. İdare bürosundaki yedi kişi, kaptanlar ve diğer personelle birlikte şirketin kadro mevcudu 35 idi. Şirketin forsu, yeşil-beyaz zeminin ortasında K harfi içermekteydi. Baca alameti de buna benzemekteydi, K harfi rika stiliyle yazılmıştı.

Rıza Bedri ve arkadaşlarının, denizcilik gibi geleceği kestirilemeyen bir sektöre girerek kısa zamanda büyük başarı elde etmeleri kamuoyunda takdirle karşılanmıştı. Bu takdir şirketin gemi sayısının ve tonajının fazlalığından yahut sermayesinin büyüklüğünden dolayı değil, cesareti ve kararlılığından ötürüydü. Şirketin başarısı, genç Türkiye’nin girişimcilerine ümit aşılamıştı. Ticaret hayatına küçük ölçekli nakliye komisyonculuğu ve gemi acenteliği ile başlayan ortaklar, başlangıçta gemi satın almamış, kiraladıkları gemilerle nakliyat yapmışlardı. İşlerin yolunda gitmesi ve yeterli sermayeye ulaşmaları üzerine vapur alımına giriştiler. Önce İzmit Vapuru’nu satın alan şirket, yaklaşık birer yıl arayla üç vapuru daha filosuna katarak 1926 yılında vapur sayısını dörde çıkardı. Şirketin İzmit’ten sonra satın aldığı ilk vapur, daha önce Hüseyin Bedreddin tarafından oğlu Rıza Bedri’ye kiralanan Kırlangıç’tı. Ardından Sürat ve Yenidünya vapurları kadroya katıldı.

Kırlangıç dışındaki hepsi ahşap olan ve benzinle çalışan vapurlar kampavunt özelliğine sahipti. Vapurların dördü de Avrupa mamulüydü. En yaşlısı olan Kırlangıç 1887 yılında İngiltere’de inşa edilmişti. 225 beygir gücündeydi ve hacim bakımından en büyüğü idi. Uzunluğu 47, genişliği 6.4, derinliği 2.4 metre; safi tonajı 58, gayrisafi tonajı 84’tü. 300 yolcu, 500 baş hayvan ve 100 ton eşya taşıyabilmekteydi. İktisat Vekâleti’nin 1929 yılında yayımladığı 50 rüsum tonilatosundan büyük buharlı gemiler listesinde Kocaeli Şirketi’ni sadece Kırlangıç temsil etmişti (Türk Ticaret Gemileri, s. 36-37). Vapurların en hızlısı, saatte 13 mil kat eden Sürat’ti. Şirketin ilk vapuru olan İtalyan yapımı İzmit ise hızı ve tonajı bakımından araçların en küçüğü idi.

1926’da İstanbul-İzmit hattında deniz ulaşımı Türkiye Seyr-i Sefâin İdaresi ile Kocaeli Şirketi’nin uhdesindeydi. Hattın güzergâhında Yalova, Karamürsel, Ereğli, Değirmendere, Kazıklı ve İzmit iskeleleri bulunmaktaydı. İstanbul’dan kalkan Kocaeli Şirketi’nin vapurları bunlardan Yalova dışındakilere, ayrıca Darıca İskelesi’ne uğramaktaydı. İzmit yönüne, Seyr-i Sefâin’in seferinin bulunmadığı cuma, cumartesi, pazartesi ve çarşamba günlerinde olmak üzere haftanın dört günü sefer yapılmaktaydı. Seferlerini altı saatte tamamlayan vapurlar, ertesi gün dönmekte idiler. Şirketin yük taşımacılığından elde ettiği gelirin büyük bir bölümünü İstanbul’dan Anadolu’ya yapılan transit eşyası oluşturuyordu. Transit eşyanın bir tonu 3 liraya taşınmaktaydı. Yolcu biletleri ise birinci ve ikinci mevki olarak sınıflandırılmıştı. Birinci mevki ücreti Darıca için 140, diğer iskeleler için 200 kuruştu; ikinci mevki ücretleri bu değerlerin yarısı kadardı. Aynı tarihte, devlet kuruluşu olan Seyr-i Sefâin İdaresi birinci mevki yolcularını Darıca’ya 200, diğer iskelelere 250 kuruşa; ikinci mevki yolcularını ise Darıca’ya 150, diğer iskelelere 175 kuruşa taşımaktaydı. Kocaeli Şirketi, belirli günlerde yolcuları için indirim uygulamaktaydı. Örneğin tatil günlerinde öğretmenler ve öğrenciler ile subaylar ve malul gaziler dâhil bütün askeri personel bu fiyatların yarısını ödemekteydi. Resmî görevli askerî personel ise ücretin sadece üçte birine seyahat etmekteydi. Şirket, müşteri memnuniyetini arttırmak için araçlarını periyodik bakımdan geçirmekte, eskiyen yahut hasar gören kısımları tamir ettirmekte, vapurlarda disiplinin ve hijyenin korunmasına önem vermekteydi. En hızlı vapuru olan Sürat, açık deniz römorkörcülüğünde çalıştırılmakta ve kurtarma işinde kullanılmaktaydı.

Kocaeli Vapur Şirketi 1930’lu yıllara girerken dört ortaklı yapısını korumaktaydı. İzmit acenteliğini Rıza Bedri’nin babası Babilazâde Hüseyin Bedreddin ile Mehmed Lütfi’nin babası Ahmet Şerif (Ulusoy) yapıyorlardı. Kırlangıç ve Sürat vapurları işlemeye devam etmekteydi. Bunlar, İzmit İttihadspor Kulübü’nün futbolcularını deplasman maçlarına götürmekte ya da İzmit’e gelen rakip takım oyuncularını taşımakta kullanılmıştır. Örneğin 29 Temmuz 1928 tarihinde İttihadspor’un 4-3 mağlup ettiği Galatasaray’ın futbolcularını İzmit’e Kırlangıç getirip götürmüştü. Şirket daha sonra Sürat’i satarak yerine Uğur isimli bir gemi satın aldı. İzmitli aydın Ahmed İhsan (Tokgöz) 1930 ortalarında Yenidünya vapuru ile memleketine yaptığı yolculuktan memnun kaldığını belirterek, şirketin hizmet anlayışını ve vapurlarını över. Bu tarihten sonra Kırlangıç ve diğerleri şirketin elinden çıktı, Uğur ve İkbal adlı iki buharlı gemiden başka varlığı kalmadı. Yolcu taşımacılığında devlet tekelinin başlaması üzerine şirket sadece yük taşımacılığıyla yetinmek zorunda kaldı, ancak zarara uğradı. Devlet şirketin gemilerini para karşılığında kamulaştırmayı teklif etti. Fakat ortaklar hiçbir ücret almadan varlıklarını devlete hibe ettiler.

KAYNAKÇA

Kemalettin Kuzucu, “Türkiye’nin İlk Armatörlerinden Rıza Bedri Bey ve Kocaeli Vapur Şirketi”, Uluslararası Gazi Akçakoca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kocaeli 2015, II, 1067-1081; F. Yavuz Ulugün, Kocaeli ve Çevresi Denizcilik Tarihi, İzmit Rotary Kulübü Kültür Yayınları, İzmit 2009; T.C. İktisat Vekâleti, Türk Ticaret Gemileri, İstanbul 1929; Yıllık: Türk Deniz Ticareti, T. C. Ticaret Vekâleti Neşriyatı, İstanbul 1926.

Kemalettin KUZUCU