Arkeolojik Sit Alanı
Kerpe (Calpe) Limanı, Marmara Bölgesi’nin, Kocaeli ili, Kandıra ilçesine bağlı Kıncıllı Köyü’nün Karadeniz sahilindeki beldesinde bulunmaktadır. Limanın bulunduğu alan I ve III. derece arkeolojik sit alanı olarak G.Y.E.A.Y.K’nun 05.02.1982 gün ve 13511 sayılı kararı ile tescil edilmiştir.
Konumu itibari ile Liman ve yerleşkesi Kefken’in 3 km güneybatısında, Kandıra merkezin 10 km kuzeydoğusunda, İzmit merkezinin ise yaklaşık 55 km kuzeydoğusunda, Göksu ve Sakarya nehirleri arasında yer almaktadır. Kerpe’de bulunan yerleşim yerinin kuruluşu ile ilgili net bilgilere sahip olunmaması ile birlikte, bölge ve çevresinde yapılmış çalışmaların azlığı bölge tarihini aydınlatmada yeterli değildir. 2020 yılından itibaren Kocaeli Müze Müdürlüğü tarafından bölgede yapılan sualtı araştırma ve kazıları sayesinde liman ve çevresi hakkında daha detaylı verilere ulaşılması hedeflenmektedir.
Limanlı bölgenin adı çağlar boyunca farklı şekillerde kullanılmıştır. Bu kullanımlara örnek olarak Kalpe, Karpeia, Kirpe, Kirpeh, Karpis, Kalpas gösterilebilir. Kerpe Koyu ve çevresinde 1984 yılında gerçekleştirilmiş olan yüzey araştırmalarında elde edilen bulgular sayesinde, bölgenin güneybatı kesminde bulunan Sarısu orta paleolitik, kuzeydoğu kesiminde bulunan Cebeci, Kovanağzı çevresini ise alt paleolitik döneme tarihlendirilmiştir. Bu buluntular, bölgenin paleolitik dönemlerde de kullanım gören yerleşimlere sahip olduğunu göstermektedir. Limana sahip yerleşimin kuruluşu hakkında net bilgilere sahip olunamasa da MÖ 7. yüzyıl dolaylarında Karadeniz ve çevresinde ticari faaliyetlerini geliştirmek isteyen Miletli kolonistler tarafından ticaret yollarının genişlemesi için oluşturulduğu düşünülmektedir. Özellikle Karadeniz Bölgesi, kıyı taşımacılığı için bile tehlikeli sayılabilecek bir deniz yapısına sahipken antik dönemde tekne ve gemiler için Karadeniz üzerinde korunaklı liman ve dinlenme alanlarına ihtiyaç duyulmuş olunabileceği aşikârdır. Bu nedenle Karadeniz’in hırçın sularına paralel açı yaparak korunaklı bir koy oluşturan Kerpe Limanı dönemin ön plana çıkmış merkezlerinden biridir. Özellikle Helenistik ve Roma dönemlerinde İstanbul ile Karadeniz Ereğlisi arasında deniz taşımacılığı için iki şehre de eşit mesafede bulunan limanlı bir yerleşim önem arz etmektedir. Bölge hakkında bilgi aktaran Nikomedialı Arrianus, Polybius, Bizanslı Stephanos, Ruy Gonzales de Clavijo, John Galt gibi birkaç seyyah ve yazar limanın korunaklı oluşundan bahsetmiş, denize paralel mendirek üzerinde durmuş ve koyun mendirek sayesinde derin bir alan oluşturduğunu vurgulamıştır. Ayrıca bölge ve liman hakkında en güzel tasvir Ksenephon’un Anabasis metinlerinde yer almaktadır. Bu metinlerde bölgenin sahip olduğu stratejik konum, verimli arazi ve yine korunaklı limanın varlığı vurgulanmıştır. Hellenistik dönem ardından, Roma topraklarına dahil olan, Kerpe Limanı, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de aktif kullanılmıştır. Bölgedeki verimli topraklar ve ağaç yapısının uygunluğu sayesinde ticari açıdan Anadolu’nun dağıtım noktası konumunda bulunmuş olduğu düşünülebilir. Günümüzde Kerpe Limanı’nda yer alan antik mendirek ve çevresi üzerine araştırmalar sürmektedir. Mendirek üzerine yapılmış çalışmalar sonucunda liman kalıntılarının büyük bir bölümü sualtında yer almaktadır. Su altındaki kalıntı, bütünlüğü kısmen dağılmış alanları dışında 80 metre uzunluğunda, 36 metre genişliğinde bir alanı kaplamaktadır. Kısmen dağınık olan kalıntılar ise yaklaşık 2000 metrekarelik bir alana dağılmış bir halde bulunmaktadır. Kara yüzeyinde bulunan kısımlar, ana kayadan da destek alarak oluşturuldukları için in-situ durumunda kalmışlardır. Mendirek kalıntılarının günümüz koşullarında bakıldığında bile dalga geliş açısına dik bir biçimde kuzeydoğu-güneybatı yönlü inşa edildiği ve bu şekilde döneminde derin ve dalgasız bir koy elde edilmiş olduğu anlaşılabilmektedir. Günümüzde, koyun kuzeyde bulunan burnunun uç kısmında kayalık zemin üzerine inşa edilmiş, çevre kontrolüne elverişli, batı ve kuzey yönlerini net bir şekilde gördüğü tahmin edilen, yakınında tatlı su kaynağı bulunan kale kalıntıları bulunmaktadır. Kale günümüzde Ceneviz Kalesi olarak bilinmektedir. Karadeniz’de bulunan birçok kale gibi emniyet ve gözlem amaçlı, ayrıca ticari faaliyetlere güvenlik için yapılmış olduğu düşünülebilir.
KAYNAKÇA
Murat Arslan, Arrianus’un Karadeniz Seyahati: Arriani Periplus Ponti Euxini (Vol. 1). Odin Yayıncılık. İstanbul 2005, s. 25, 27, 135 -136; Erdoğan Aslan, Bithynia bölgesi Kalpe Limanı. OLBA, 22, 2014, s. 129153; Nezih Fıratlı, Bithynia Araştırmalarına Birkaç İlave. Belleten 17, 1953, s. 15-25; Serkan Gedük, Kocaeli’nin Kerpe Limanında Yapılan Sualtı Araştırmaları ve Akdeniz ile Bağlantıları, Akdeniz Üniversitesi, Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü, Akdeniz Sualtı Kültür Mirası Araştırmaları Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Antalya 2021,s. 8-12; Feyzullah Yazuz Ulugün, Seyahatnamelerde Kocaeli ve Çevresi, İzmit 2008, s. 112-113; Ksenophon, Anabasis, Onbinlerin Dönüşü, (T. Gökçöl, Çev.) Hürriyet Yayınları. İstanbul 1974, s. 194, 199; Ruy Gonzales De Clavijo, Embassy to Tamerlane, 1403-1406 (Vol. 7). Psychology Press, 2004, s. 74 – 78; De Saint-Martin, Description historique et géographique de l’Asie mineure. 1, Paris 1852, s. 249; Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika Kitap XII-XIII-XIV), (çev. A. Pekmen), Arkeoloji ve Sanat Yayınları. İstanbul 1993, s. 55; Mehmet Özdoğan, Tarih Öncesi Dönemde İzmit Körfezi ve Çevresi, İzmit Körfezi Kuvaterner İstifi, Ed.: E. Meriç. Deniz Harp Okulu Komutanlığı Basımevi. Kocaeli 1995. s. 350, 375; Tayfun Akkaya, Herakleia Pontike (Karadeniz Ereğlisi)’nin Tarihî Gelişimi ve Eski Eserleri, İstanbul 1994, s. 12.
Serkan GEDÜK