KEFKEN

Madde no:875

Kandıra’da Tarihi ve Turistik Öneme Sahip Bir Yerleşim Yeri

Kefken, Kocaili’nin Kandıra ilçesinde yer alan, tarihi, turistik ve stratejik öneme sahip yerleşim yerlerinden biridir. Kandıra’ya 18, Sakarya’ya 55, İzmit’e 64, İstanbul’a 164,6 km uzaklıktadır. Doğusunda Cebeci, batısında Kumcağız ve Kerpe gibi turizm beldeleri yer alır. Karadeniz’e kıyısı olup falezli yüksek kıyılara sahiptir. Şile-Kefken arasında 70 km uzunluğunda enine kıyı tipi görülürken, Kefken’in doğusunda boyuna kıyı tipine rastlanır. Bu durum karstik özelliklere sahip kayaçlarının aşınarak koylu kıyılar ile çevresine göre nispeten sığ kıyılara sahip olmasını sağlamıştır. Kapri ve Midye koyları Kefken’de yer alan başlıca koylardır. Ayrıca Kefken sahilinde, denizin sığlaştığı yerde doğal oluşumlu plaj vardır. Kefken, sınırları içerisinde kara parçasına 0,8 km uzaklıkta yer alan bir adaya sahiptir. Bu ada, Karadeniz üzerinde yer alan birkaç adadan biridir. Dolayısıyla Kefken Adası’nın varlığı Kefken ve çevresinin stratejik önemini arttırmaktadır.

Kefken, tarih öncesi dönemlerden itibaren pek çok medeniyetin yerleşim sahası olmuştur. Bu yerleşim yerine Bithynler “Tynias”, Romalılar “Apollonia” Bizanslılar “Daphnousia ya da Thallusa”, Cenevizler “Finogonya”, Osmanlılar ise “Kevgen” ya da günümüzde bilinen hâliyle “Kefken” adını vermiştir. Arkeolojik veriler, Kefken’in epi-paleolitik (ara taş) dönemden itibaren bir yerleşim yeri olduğunu doğrulamaktadır. Kocaeli Yarımadası, MÖ VII. yüzyıldan itibaren sırasıyla Thrak kökenli Bebryklerin, Phrygialıların (Friglerin) ve Mysialıların, Lydialıların hâkimiyeti altındaydı. Bir Thrak boyu olan Thynler, MÖ 327 yılında tüm Kocaeli Yarımadası’nı içine alan Bithynia Krallığı’nı kurdu. Kefken, Bithynia’nın toprakları içerisinde yer alıp “Tynias” adıyla anılmaktaydı. Bithynialılar hem Tynias (Kefken) Adası’na hem de adaya yaklaşık 1 km uzaklıkta olan Tynias kıyı yerleşimine hâkimdiler. Bithynialılar, Helen medeniyetinin etkisi altındaydı. Zira Kefken İskelesi’nin 3 km güneydoğusunda yer alan Yayla Pınar Tümülüsü’nde bulunan MÖ II. yüzyıla ait bir lahitte Helen etkisi açıkça görülmekteydi. Bithynia, MÖ 74 yılından itibaren Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti oldu. Kefken, Roma hâkimiyetindeyken “Apollōnia” adını aldı. Kefken Limanı, MÖ I. yüzyılda Kefken Adası’na yakın bir mesafede yer alıyordu. Bithynia,MS IV. yüzyılda Bizans’ın topraklarına katılmıştır. Kefken, Bizans yönetimindeyken Daphnousia adıyla biliniyordu. Bazen Daphnousia adı yerine Thallusa da deniliyordu. Daphnousia (Kefken) Adası’nda 1200’lü yıllarda Bizans’a bağlı piskoposluk bulunuyordu. Kefken, uzun bir süre Bizans’a bağlı kalmıştır. Daha sonra Daphnousia, Ceneviz’in Karadeniz’deki kolonilerinden biri olmuştur. Kefken, Cenevizliler tarafından Finogonya olarak adlandırılmıştı. XIII. yüzyıldan itibaren Karadeniz’de Ceneviz ve Venedik arasındaki rekabet artmıştır. Bunun önemli nedeni ise Venedik’in de dahil olduğu Latinlerin 1204 yılında İstanbul’u işgal etmesiyle birlikte Bizans’tan almış olduğu ayrıcalıkları kaybetmeye başlamalarıydı. Cenevizler, Venediklilere karşı İznik’te bulunan Bizans İmparatorluğu’nun vârislerinden VIII. Mihail Paleologos ile 13 Mart 1261 tarihinde Nymphion (Nif)’da ittifak antlaşması imzalamıştı. Venedik, Karadeniz’deki gücünü arttırmak istiyordu. Bu sebeple Temmuz 1261’de Ceneviz hâkimiyetindeki Daphnousion (Finogonya/Kefken) Adası’nda bulunan kaleyi kuşatmak için harekete geçmiştir. VIII. Mihail Paleologos, Latinlerin Kefken’e gitmelerini fırsat bilerek 25 Temmuz 1261’de İstanbul’u geri almıştır. Böylece Cenevizlilerin 1260 yılından sonra Kefken, Amasra gibi kolonileri sayesinde Karadeniz ticaretindeki etkinliği daha da artmıştır. Cenevizlilerin Akdeniz’den Baltık Denizi’ne uzanan ticari yol güzergâhı, Karadeniz’de Kefken gibi yerleşim yerlerindeki limanların önemini arttırmıştır. XIII. yüzyılda Kefken Limanı’nın gelişmesini sağlayan diğer unsur ise Trabzon Rum İmparatorluğu’nun İstanbul ile gerçekleştirdiği ticari faaliyetleri sırasında korunaklı gördüğü bu limanı tercih etmesiydi. Ceneviz’in, 1306 yılında Trabzon’dan ve 1308 yılında Kefe’den çıkarılmasından sonra Karadeniz’deki ticari faaliyetlerinde azalma olmuştur. Bu gelişmeler üzerine Karadeniz’deki önemli limanlara hâkim olmak için Ceneviz ve Venedik arasındaki güç mücadelesi daha da artmıştır. Aydınoğulları gibi Türkmen beylikleri bu mücadelede önemli bir yere sahipti. Bu Türkmen beyliklerinden biri olan Osmanlılar ise Kefken ve Kerpe sahillerine yakın bir mesafede olan Kandıra’yı fethetmiştir. Kandıra’nın fethiyle birlikte Kefken’in de Osmanlı hâkimiyetine geçtiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte 1351 yılına ait bir Karadeniz haritasında Kefken Adası, “Fenosia” adıyla kaydedilmişti. Bu adın, Daphnousia ile bağlantılı bir ad olduğu düşünülmektedir. Kefken, 14. yüzyılın sonunda henüz bir Osmanlı toprağı değildi. Zira 15 Kasım 1403 tarihinde Finogonya Adası’na gelen İspanyol sefir Ruy Gonzáles de Clavijo’nun anlatımına göre Finogonya Adası (Kefken Adası) hâlâ Cenevizlerin kolonilerinden biri olma özelliğini korumaktaydı. Finogonya Limanı, Finogonya Adası ile bağlantılıydı. Ceneviz, Karadeniz ticaretinde Venedik’e karşı üstünlük sağlamak için Finogonya (Kefken) Limanı’nın güçlendirilmesine önem vermekteydi. XV. yüzyıldan itibaren Cenevizlerin Karadeniz’deki gücü azalmaya başlamıştı. Bu durumum önemli nedenlerinden biri Osmanlıların Orhan Gazi döneminden itibaren fetihlerle Karadeniz’in güney sahillerinin denetimini elde etmeye çalışmasıydı. Karadeniz’deki Ceneviz varlığı, Fatih Sultan Mehmed’in Karadeniz’in güney sahillerine tamamen hâkim olmasıyla son bulmuştur. Bununla birlikte Kefken’in ne kadar süre daha Ceneviz hâkimiyetinde kaldığı ve daha sonra ne zaman Osmanlı egemenliğine geçtiği kesin olarak bilinmemektedir.

Kefken, 16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Kandıra kazasına bağlıydı. Kefken, hem Karadeniz’deki stratejik konumundan hem de sahip olduğu limandan dolayı Osmanlı Devleti için önemli bir yerleşim yeriydi. Kefken Limanı, Osmanlı donanmasının geliştirilmesinde önemli rol oynamaktaydı; İstanbul’da bulunan Tersane-i Amire için gerekli kereste, gemi, kürek sevkiyatının yapıldığı limanlardan biriydi. Ayrıca Kefken’de 16. yüzyıldan itibaren fermanla kurulmuş ve Tersane-i Amire’ye bağlı olarak çalışan bir tersane bulunmaktaydı. Bu tersanede kadırga, firkateyn gibi gemiler ve gemiler için gerekli bazı malzemeler üretilmekteydi.

Evliya Çelebi, 1640 yılında Kefken’e geldiğinde hanı, hamamı ve çarşısı olmasına rağmen buranın iskele özelliğinin ön planda olduğunu anlatır. Kefken Tersanesi, XVIII. yüzyıla kadar faaliyetini sürdürmüştür. XIX. yüzyıla gelindiğinde Kefken’de Tersane-i Amire için gerekli gemi inşa faaliyetleri durmuştur. Yine de Kefken Limanı’ndan İstanbul’a kereste sevkiyatı devam ediyordu. Bu kerestelerin bir kısmı Tersane-i Amire’ye gemi yapımı için gönderiliyordu. Kefken’in Osmanlı ekonomisine bir diğer katkısı ise Kefken Taş Ocağı’ndan çıkarılan kesme taşlardır. Yapısı gereği kolay işlenen bu taşlar, Osmanlı mimarisi için önemliydi. Bu taş ocağı, İstanbul ve çevresinin taş ihtiyacını gidermeye katkı sağlamaktaydı.

Osmanlı Devleti, Çarlık Rusya’nın Balkan savaşları ve Birinci Dünya Savaşı öncesi Karadeniz’deki olumsuz tutumları nedeniyle Kefken ve çevresindeki denetimleri arttırmıştır. Örneğin Rusya 1882 yılında Şile’den Kefken Adası’na kadar olan sahada denizin derinliğini öğrenmek için gizlice ölçümler yapmaktaydı. Bu sebeple Osmanlı Devleti Karadeniz’de stratejik öneme sahip Kefken’in güvenliğini sağlamaya özel önem vermiştir. Diğer taraftan da 1897’de Kefken’de yoğun olarak yaşanan tuz kaçakçılığı ile mücadele edilmiştir. Karadeniz’de denetimin tesis edilmesi için 7 Ekim 1902 tarihinde Kefken’de liman dairesinin ve 14 Şubat 1903’te ise telgraf merkezinin kurulması kararlaştırılmıştır. Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı başladığında Karadeniz’deki diğer limanlar gibi Kefken Limanı’nın da güçlendirilmesine önem vermiştir. Zira itilaf devletlerine ait denizaltılar, Çanakkale ve İstanbul boğazlarının yanı sıra İzmit Körfezi’nde aktif durumdaydı. Denizaltıların başlıca amacı, Osmanlı deniz gücünü sekteye uğratmaktı. Osmanlı Devleti, bu doğrultuda, itilaf devletlerinin bu savaş taktiğini etkisiz hâle getirmek için İstanbul’un geçiş güzergâhı üzerinde yer alan İzmit Körfezi kıyılarına toplar yerleştirmiştir. Bu doğrultuda Kefken Limanı’na ulaştırması için Marmara’da bulunan Giresun ve Ingrad vapurlarındaki seri atım hızına sahip topların birinci orduya verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu toplar, Marmara’da bulunan itilaf devletlerine ait denizaltıların tehdidi nedeniyle Kefken Limanı’na ulaştırılamamıştı. Osmanlı Devleti, bundan dolayı gerekli askeri mühimmatın Yavuz zırhlısından tedarik edilerek Harbiye Ambarı tarafından Kefken Limanına gönderilmesine karar vermiştir. İtilaf devletleri, 1915 yılından itibaren Kefken’e yönelik saldırılarda bulunmasına rağmen burayı ele geçirememiştir. Kefken, Millî Mücadele yıllarında İngiltere, Fransa gibi işgal kuvvetlerinin kontrol altına almak istediği bir yerdi. Bu dönemde Kefken Adası’nda eşkıyalık faaliyetleriyle tanınan İpsiz Recep yaşamaktaydı. İpsiz Recep, İzmir’in 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanlılar tarafından işgali sonrasında Kuvayımilliye’yi destekleyerek Kocaeli Kuvayımilliye Karakol Cemiyeti’nin Kefken’deki komutanı olmuştur. Dolayısıyla İngiltere ve Fransa’nın baskılarına boyun eğmemiştir. Yunanistan, Anadolu’daki emellerine ulaşabilmek için Karadeniz’deki Pontusçu faaliyetlere destek vermekteydi. Osmanlı Devleti, bu sebeple Yunanlılara ait vapurlara el koymaktaydı. Buna misilleme yapmak isteyen Yunanistan, Kefken’in de dahil olduğu kıyı yerleşim yerlerine saldırılarda bulunuyordu. Kefken ve çevresine Yunanistan’ın saldırıları, Büyük Taarruz Savaşında aldıkları yenilgi ile son bulmuştur.

Kefken, Cumhuriyet’in ilk yıllarında “Kefken Mensure” adıyla Kocaeli vilayetinin Kandıra kazasına bağlı bir köydü. Ülkenin imar faaliyetleri kapsamında 1923 yılında Kocaeli vilayetinin ilk valisi olan Vehbi Bey zamanında Kandıra-Kefken yolu tamamlandı. Kandıra-Kefken yolu 1950 yılına gelindiğinde bozulmaya başladığından ulaşımda aksaklıklar yaşanıyordu. Halkın isteği üzerine yolun tekrar yapımına karar verilmiştir. Aynı yıl İstanbul-Kefken arasında deniz yolculuğunun yapılması için Kefken vapur iskelesinin inşasına başlandı. Bu iskelenin yapımı 1955 yılında tamamlandı. Kefken Köyü, köy tüzel kişiliğini kaldıran 6360 sayılı kanun gereğince 6 Aralık 2012 tarihinden sonra Kandıra’ya bağlı bir mahalle oldu. Günümüzde Kefken’in sosyo-kültürel gelişmişliğinde tarih ve turizm önemli unsurdur. Kefken Adası’nda Bithynlere ya da Cenevizlilere ait olabileceği düşünülen sur kalıntıları ve su sarnıçları hala mevcuttur. Ayrıca 1867 tarihinde inşa edilen Kefken Camii ile Pembe Kayalar’da bulunan taş ocağından geriye kalanlar Osmanlı medeniyetine ait kültürel unsurlardan bazılarıdır. Hasan Paça ve Yaylapınarı camileri Kefken’de yer alan diğer camilerdir. Eğitim burada bulunan ilk ve ortaöğretim kurumlarıyla devam etmektedir. Sağlık hizmetleri ise bir sağlık ocağı vasıtasıyla sürdürülmektedir. Kefken Türkiye’nin önemli turizm sahalarından biridir. Buradaki başlıca turizm sahaları Kefken sahili, Pembe Kayalar, Midye Koyu, Kapri Plajı, Kefken Mesire Alanı ve Askeri Dinlenme Kampı’ndan oluşur. Çam ormanları açısından oldukça zengin olduğundan doğal bir güzelliğe sahiptir.

Kefken’in sosyo-ekonomik gelişimine genel olarak tarım ve hayvancılık, balıkçılık ve turizm katkı sağlar. Geçmişte Kandıra bezinin temel malzemesi olan keten üretimi Kefken Köyü’nde yoğun olarak yapılmaktaydı. Kefken halkı günümüzde buğday, mısır, ayçiçeği gibi tarım ürünlerini ekip biçer. Hayvancılıkta ise küçükbaş ve büyükbaş yetiştiriciliği yapar. Kefken’de tarım ve hayvancılık Yaylapınarı, Gürgen Pınarı, Koçun mahallelerinde yapılmaktadır. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, kışın pazar, yazın ise perşembe günleri Kefken merkezinde kurulan pazarda ürünlerini satışa sunar. Balıkçılık, Kefken halkının önemli geçim KAYNAKLARı arasındadır. Teknelerle Kefken ve çevresinde bolca bulunan istavrit, palamut, mezgit gibi balık türleri avlanır. Kefken Limanı’ndan yurtdışına bazı deniz ürünlerinin ihracatı yapılmaktadır. Dolayısıyla Kefken Limanı ve Kefken Tersanesi gemicilerin uğrak noktasıdır. Bir turizm beldesi olmasından dolayı Kefken’de restoran, lokanta, kafe, market gibi işletmeler yoğunluktadır. Butik oteller, pansiyonlar, apart daireler ve yazlıklar özellikle yaz mevsiminde halkın diğer ekonomik gelir kaynağıdır. Bu nedenle son zamanlarda inşaat sektörü de gelişmiştir. Son yıllarda doğalgaz alt yapı hizmetleri tamamlanmıştır. Kefken’in nüfusu 2019 yılında 1505 kişiyken, 2021 yılına gelindiğinde yaklaşık 3000 kişiye ulaşmıştır.

KAYNAKÇA

Arrianus’un Karadeniz Seyahati (Arriani Periplus Ponti Euxini), çev. Murat Arslan, 2005 İstanbul, s. 25-27, 95-96; Âşık Paşaoğlu Tarihi, haz. Atsız, İstanbul 1992, s. 35, 40; Attilla Çetin, “Kefken Tersanesi”, Uluslararası Karamürsel Alp Sempozyumu, Cilt 3, s. 1841; Başbakanlık Osmanlı Arşivi: A. {DVNSMHM.d, nr. 18-303; Y.PRK.ASK., nr. 42-40.; DH. MKT, nr. 1133-7.; YPRK-ŞH.,nr. 0001-56.; Y.A..HUS., nr.267-34.; BEO, nr. 1931-144780, s.01-02.; BEO, nr. 1848-138597; Bilal Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), T.C. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Basılmış Doktora Tezi, Sakarya, 2016, s. s. 38-39, 126; DİA, “KaradenizTarih”, DİA, Cilt 24, İstanbul 2001, s. 387; Enver Konukçu, “Latinlerden Osmanlılara Kefken ve Çevresi”, Uluslararası Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu-III, Cilt 1, Kocaeli 2017, s. 469-474; Fikrettin Yavuz, “I. Dünya Savaşı’nda İzmit Körfezi ve Çevresinde İtilaf Denizaltıları ve Gebze Köprüsünün Havaya Uçurulması”, Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu –II, Cilt 2, Kocaeli, 2016, s. 1291-1292, 1296; Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, 7. Baskı, İstanbul 2015, s. 414-415; Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi Bursa-Bolu-Trabzon-ErzurumAzerbaycan-Kafkasya-Kırım-Girit, 2.Kitap-1.Cilt,3. basım, İstanbul 2011, s. 84; Hale Güney, “Hellenistik Dönem Öncesi Bithynıa’da Hellen Kolonileri ve Bithynıalılar Arasındaki İlişkiler”, Belleten, Sayı: 282, Cilt: LXXVIII, Ağustos 2014, s. 407408; İdris Bostan, “Tersâne-i Âmire”, DİA, Cilt 40, İstanbul 2011,s. 513-514; İdris Bostan, 17. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, İstanbul 2018, s. 61-62; İskender Tunaboylu, “Tarihin Son Drenotu Yavuz (Goben)”, Turkish Studies, Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 10/1 , Winter 2015,s. 779-780; Metin Kartal, “Anadolu’nun Epi-paleolitik Dönem Buluntu Toplulukları: Sorunlar, Öneriler, Değerlendirmeler ve Çeşitli Yaklaşımlar”, Anadolu/Anatolia, Sayı 24, 2003, s. 35, 39; Muhittin Birgen, İttihat ve Terakki’de On Sene İttihat ve Terakkinin Sonu, 2. Baskı, Cilt 2, İstanbul, 2009, s. 661; Murat Karasalihoğlu, “Antikçağ KAYNAKLARında ve Sonraki Seyahatnamelerde Kastamonu Kıyıları”, Mediterranean Journal of Humanities, S. IV/2, 2014, s. 152; Nezih Fıratlı, “Bitinya Araştırmalarına Birkaç İlave”, Belleten, Cilt XVII, Sayı 65, Ocak 1953, s. 16; Rahmi Doğanay, Millî Mücadele’de Karadeniz (1919-1921), Ankara 2001, 129-131, 142-144; Ruy Gonzáles de Clavijo, Anadolu Orta Asya ve Timur –Timur Nezdine Gönderilen İspanyol Sefiri Clavijo’nun Seyahat ve Sefaret İzlenimleri, SES yay., İstanbul, 1993, s. 59-62,64; Sabahattin ÖZEL, Milli Mücadelede İzmitAdapazarı ve Atatürk, İstanbul 2005, s. 39,162171, 174; Son Teşkilatı Mülkiyede Köylerimizin Adları, 1928, s. 816; Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası, 4. Basım, İstanbul 2000, s. 15, 16, 18; Şerafettin Turan, Türkiye-İtalya İlişkileri 1 Selçuklular’dan Bizans’ın Sona Erişine, İstanbul 1990, 34-37, 46-47; T. Ahmet Ertek, “Kuzeybatı Anadolu Kıyılarında Jeomorfolojik Araştırmalar (Şile-Kefken)”, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı 27, İstanbul 1992, s. 139-141,145,150-151; T.C. Resmî Gazete, “On üç ilde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılması”, Sayı: 28489, Tarih: 6 Aralık 2012 Perşembe; Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası I, Ankara 2016, s. 33, 35-37, 44-45; W. M. Ramsay, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Çev. Mihri Pektaş, İstanbul 1960,s. 198-199, 208; www. Google.com/kefken kandira arası mesafe;www.kandira.gov.tr/tarihçe (04-10-2021, sa. 09:11); https://tr.wikipedia.org/wiki/Kefken_Adası (10.10.2021, sa. 21:26); https://www. nufusu.com/kandira-kocaeli-mahalleleri-nufusu; https://www.bizevdeyokuz.com/kefken-gezilecek-yerler/#kefken8217e-ulasim; Kaynak Kişiler: Zeynel Abidin Ekrem, Kefken Mahallesi Muhtarı; Melike Akdemir, Cebeci Mahallesi sakinlerinden

Gülcan MEMİŞ