KAYSERİLİ RESMÎ VE SEYAHATNAMESİ

Madde no:867

18. Yüzyıl Başında Kocaeli’yi Ziyaret Eden Seyyah ve Eseri

Seyahatnameler tarihte çok büyük öneme sahip olan, bu önemi ancak yakın dönemlerde anlaşılabilmiş nadide eserlerin başında gelir. Onları bu kadar nadide yapan en büyük özellik ise doğrudan gözleme dayalı ve yazarın kendi bakış açısıyla ortaya koyduğu eserler olmasıdır. Özgünlüğü tartışmasız olan bu eserlere her geçen gün yeni bir tanesi eklenmekte ve tarihin karanlık dönemlerine özellikle bu dönemlerdeki şehir ve insan profiline ışık tutulmaktadır. Bir cihan imparatorluğu olan Osmanlı’nın bu konuda diğer milletlere göre daha şanslı olduğunu söylemek pek yanlış olmaz. Öyle ki bir kısmı Osmanlı tebaası da olan dünyanın her milletinden ve bölgesinden insanlar geniş Osmanlı topraklarını ziyaret ederek buradaki izlenimlerini kaleme almaya özen göstermiş bu da bizlere Osmanlı şehirlerine ve kültürüne farklı açılardan bakma fırsatını vermiştir. Evliya Çelebi, Jean Baptiste Tavernier, Jean Thévenot, Joseph Wolff, Charles de Peyssonel ve Charles Texier gibi isimler bu konuda dünyaya rol model olmuş insanlar olarak ön plan çıkmaktadır. Ancak yeni ortaya çıkan seyahatnameler bize yeni ufuklar açmaya devam etmektedir. Bunlardan biri de Kayserili Resmî’nin seyahatnamesidir.

Açık kimliği ve kim olduğu bilinmeyen bu seyyahın resmi bir görevde bulunan bir paşa kâtibi ya da benzeri bir görevde bulunduğu ve aldığı görevler doğrultusunda gittiği yerleri bir not defterine kaydettiği görülmektedir. Kişisel özellikleri hakkında birçok detay bilinse de kimliğine ve ismine dair herhangi bir notu bu seyahatnamenin hiçbir yerine düşmemiş ve başka hiçbir kaynak bu kaynağın varlığından bahsetmemiştir. Kendisinin verdiği tarihle, doğum yılı 19 Nisan 1673 olarak kaydedilmiştir. Eser, 18. yüzyıl başlarında çeşitli Osmanlı coğrafyalarında aldığı görevlerin açıklamasıyla birlikte bu şehirlere dair gözlemlenmiş bilgiler yazarın kaleme aldığı şiirler ve şahsi bilgilerle bezenmiştir. Resmi görevlerden, fetih ve mukataa düzenlemelerinden bahsetmesinden anlaşıldığı kadarıyla üst düzey bir görevlinin yanında resmi bir görevde bulunan bir kâtip, muaşşir, cabi ya da hepsi birden olduğu düşünülmektedir. Resmi (vergi) kâtibi olduğundan ve bu görevinden dolayı defterlere kimliği Resmi olarak kaydedilmiş olabileceği düşünülmektedir. Kayserili olduğu ise bir komşusunun vefatı üzerine yazdığı bir dörtlük sayesinde anlaşılmaktadır. İçerikte bulunan şiirlerle iyi bir şair olduğu anlaşılan yazar, defterin her bir kenarına farklı zamanlarda düştüğü notlarla memleketi, yakınları, çocukları, doğum ve ölüm tarihleri, eşi ve evliliği hakkında birçok bilgiyi esere kaydetmiştir. Gittiği her şehir hakkında en az bir not kaleme alması sayesinde her bir yolculuğu kayıt altına alınmıştır. 1700 ile 1730 yılları arasında yapılan gezilere dair anı ve görevlere dair bilgilerin kaydedildiği 428 sayfalık bu eserin, Kayseri’den başlayarak İstanbul’a, oradan Anadolu’nun Doğu Anadolu dahil birçok bölgesini içine alarak Basra’ya kadar uzanan geniş bir seyahat rotasına sahip olması, eseri zengin bir hâle getirmiştir. Şehirleri, kuruldukları mevkilerden ve yapısından başlayarak anlatmış, bu anlamda gözde canlandırılabilir bir hâle getirmiştir.

Yazarın Kocaeli’den bahsettiği kısım, Kocaeli ilinin eski hâkimiyet coğrafyası geniş olduğundan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi il sınırları içinde olup da eserde bahsedilen kısım İzmit ve Gebze’den ibaret kalmaktadır. Bu kısmıyla dahi diğer KAYNAKLARa nazaran Kocaeli’ye has daha ayrıntılı bilgilere ulaşılmaktadır. İzmit’ten ilk kez bir kaynakta “İzminid”, Gebze’den ise “Gekbuze” şekliyle bahis geçer. Bu yazımlar, 1700’lü yıllarda şehirlerin isminin yerel telaffuzlarının bu şekilde olabileceğine dair bir izlenim oluşturmaktadır. Eserde İzmit’e İstanbul’un hammadde bölgesi olduğuna dair bir vasıf verilmiştir. Buna göre, İstanbul’un bütün ağaç ve odun ihtiyacı, binaların ahşap ihtiyacı bu şehirden sağlanmakta, şehir odun, arpa ve samanın bolluğu ile dikkat çekmektedir. İnsana dair verdiği bilgilerde İzmit insanının yumuşak huylu, iyi insanlar olduğuna işaret etmekte ve şehre önemli bir statü addedilmektedir. Akdeniz kenarında bir dağın üstüne imar edildiği ve değerli han ve hamamlara, büyük bir çarşı ve saraya ev sahipliği ettiği söylenmektedir. Yazar İstanbul’a bu noktadan deniz veya kara yoluyla direkt ulaşılabildiğini söyleyerek İzmit’in İstanbul’a açılan bir kapı olduğuna işaret etmektedir. Ardından Gebze kasabasına geçen ve buranın da büyük bir kasaba olduğunu söyleyen yazar İzmit’e benzer bolluk ve bereket izlerini burada da gördüğünü aktarır. Gebze’nin bir dağın üzerine kurulduğunu ve Gebze ile İzmit arasında Heleke (Hereke) adında bir konak yeri olduğunu, karşılıklı iki handa konaklama imkânı bulunduğunu aktarır. Her şeyin bulunabildiği çarşı ve pazarı, cami ve imaret yerleriyle güzel bir kasaba olduğundan bahseder. Sularının güzelliğini ve ev yapılarının alçak olduğunu söylemesiyle Gebze için ayrı bir görüntü çizer. Yazar Kocaeli’ye çok geniş bir kısım ayırmış olsa da bugünkü Kocaeli sınırları içinde kalan kısma düşen bilgi miktarı bundan ibaret olmaktadır. Şehirlerin tarihine ışık tutan bu özel seyahatnameler arttıkça geçmişe dair canlandırmalarımız da muhakkak artacaktır. Birbirinin aynısı olması gerektiği düşünülen bu seyahatnameler, tam aksine her birinin farklı bakış açısı dolayısıyla birbirinden farklı ve benzersiz bilgiler sunmaktadır. Bu eserde rastlanan “İzminid” yazımı, daha önce hiçbir kaynakta rastlanmamış bir yazım olarak, her bir eserin ne denli detaylı ve küçük olsa da çok önemli bilgiler sunabildiğine dair kanıt niteliğindedir.

KAYNAKÇA

M. Eliaçık, “Bilinmeyen Bir Seyahatnâmede Tüm Yönleriyle İstanbul”, Osmanlı İstanbulu II: II. Uluslararası Osmanlı İstanbulu Sempozyumu Bildirileri, ed: F. M. Emecen, A. Akyıldız, E. S. Gürkan, İstanbul: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları 2014, s. 249-265;M. Eliaçık, “Kayserili Resmî ve Seyahat Defteri”, Şehir Kültür Sanat Dergisi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Yayınları, S. 20, 2018, s. 5255; M. Eliaçık, “Resmi-i Kayseri Seyahatnamesine Göre Şehirlerin Kuruluş Yeri Özellikleri”, Geçmişten Günümüze Şehir ve Çocuk, ed: Osman Köse, Samsun: Canik Belediyesi Kültür Yayınları, 2016, s. 241-244; M. Eliaçık, “Resmî-i Kayserî’nin Bilinmeyen Seyahatnamesinde Kocaeli Çevresine Ait Bilgiler”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Yayınları, 2014, s. 265-271; T. Kara, “18. Yüzyılda Bir Müellif Resmi Kayseri’nin Mecmuasına Göre Osmanlı Şehir Algısı: Erzurum Örneği”, Geçmişten Günümüze Şehir ve Çocuk, ed. Osman Köse, Samsun: Canik Belediyesi Kültür Yayınları, 2016, s. 245-249.

Muhammed Bilal ÇELİK