Saray Müze, Kocaeli Müze Müdürlüğü, Basın Onur Günü
Kasrı Hümayun, Kocaeli ili, İzmit ilçesi, Kemal Paşa Mahallesi, Saray Yokuşu’nda, 4 Pafta, 219 Ada, 1 Parselde, etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir avlunun ortasında, müştemilatı ile birlikte geniş bir alanda yer alır. Zaman içerisinde Kasr-ı Hümayun, Av Köşkü, Hünkâr Kasrı, İzmit Sarayı, İzmit Köşkü, Sultan Sarayı, Küçük Saray gibi isimlerle anılmıştır. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 29.04.1962 tarih ve 1831 tarihli kararı ile tescil edilmiş, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 03.07.1987 tarih ve 3443 sayılı kararı ile tescilinin devamına karar verilmiş, İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 18.02.1999 tarih ve 5070 sayılı kararı ile koruma grubu I. Grup olarak belirlenmiştir. Ayrıca, eski savcılık binası, redif binası, imaret camii, eski hükümet konağı, saat kulesi gibi Kocaeli ili için her biri tek başına çok değerli yapıların bir arada bulunduğu, Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 05.11.2007 tarih ve 179 sayılı kararı ile ilan edilen İzmit Kültür Tepesi, kentsel sit alanı içerisinde kalmaktadır.
Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinin II. cilt,64. sayfası itibariyle İzmit’i anlatırken, Sultan IV. Murat’ın İzmit’te muhteşem bir sarayı olduğundan bahsetmektedir. Osmanlı devlet arşivi kayıtlarına göre, Revan Seferi’nde İzmit’i menzil olarak kullanan
IV. Murat, 03.12.1633 yılında geldiği İzmit’te üç gün kalmış, bu esnada kentte kendisi için bir saray yapılmasını emretmiş ve ahşap temeller üzerine ilk kez IV. Murat döneminde ahşap temeller üzerinde kurulan ve Selçuklu Dönemi özelliğinde çinilerle bezenmiş duvarları olduğu, ele geçen buluntulardan anlaşılan sarayın bu dönemden sonra yangın ve deprem nedeniyle yıkıldığı anlaşılmaktadır. İnşa edilen bu saray kısa sürede tamamlanmıştır. 1745 yılında İzmit’e gelen Peyssonel, “...bir tepenin yamacındaki... bir terasın üzerine oturtulmuş sağ tarafta eski bir kare kule var, sol tarafta ise Türk tarzı büyük bir köşk bulunuyor, tüm bunlar küçük bir servi ormanı ve birkaç yüksek gövdeli ağaç ile çevrili...” sözleriyle tarif etmektedir. Etrafı bağ ve duvarlarla çevrili olan bu yapı, 1719 depreminde hasar görmüş, 1766 tarihli depremde yıkılmıştır. Bu sarayın yıkıntılarından kalan yontma temel taşlarının götürülerek İzmit Feshanesi’nin yapımında kullanıldığı da KAYNAKLARda mevcuttur. Sarayın arsası 19. yüzyılda boş durmakta iken yerine, Sultan Abdülaziz döneminde, Saltanat kapısı olarak da adlandırılan, avluya giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre h. 1279, m. 1862 yılında günümüzde de ayakta olan Kasr-ı Hümayun inşa edilmiştir. 1861 yılında İzmit’i ziyaret eden Perrot da padişahın burada bir saray yaptırmakta olduğunu kaydetmiştir. Kasr-ı Hümayun’un mimarı, 1831 yılından itibaren II. Mahmut, Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde hassa mimarlığı da yapan, mimarlık tarihine Dolmabahçe Sarayı’nın mimarı olarak geçmiş, Ermeni asıllı Garabet Amira Balyan (1800-1866)’dır. Yapının bina emini ise Altunizade İsmail Zühtü Paşa’dır.
Kasr-ı Hümayun, Sultan Abdülaziz döneminde inşa edilen av köşklerinin bir örneğidir. 19. yüzyılda inşa edilen batılılaşma dönemi sivil mimarlık yapılarının mimari ve bezeme tasarımlarında tercih edilen barok stili ve ampir üsluplar ile neo-klasik ve klasik Osmanlı sanatı üslup özellikleri bu yapıda da kendisini göstermektedir. Ayrıca binanın iç süslemeleriyle birlikte eklektik bir üslup taşıdığı söylenebilir. Yüksek duvarlarla çevrili avlunun ortasında, kâgir sistemde inşa edilmiş, kuzey-güney doğrultusunda uzanan dikdörtgen planlı yapı, birçok kaynakta “cephesi mermer kaplı, iki katlı kâgir malzemeyle inşa edilmiş” bir yapı olarak geçmekle birlikte, küçük bir bodrum katı da mevcuttur. Saray yapısı ve bahçenin oturum alanı 3700 m²’dir. Sarayın taban alanı 311 m²’dir. Geriye kalan 3389 m² alanda yürüyüş yolları ve yeşil alan bulunmaktadır. Yapıda, tasarıma uygun olarak Fransız barok tarzı peyzaj sanatının izleri görülmektedir. Kasr-ı Hümayun’un bahçesinde mimarı Balyan’ın diğer eserlerinde de görüldüğü gibi geniş yeşil alanlara yer verilmiştir. İstanbul dışında yapılan günümüze kadar gelebilen tek saraydır. Mermer işçiliği, tavan süslemeleri ve çok sayıda sütunuyla Dolmabahçe Sarayı’nın küçük ve güzel bir kopyası gibidir. Kasr-ı Hümayun’da, batı yönündeki ihtişamlı saray kapısı haricinde iki kapı daha mevcuttur. Bunlardan biri çift yönlü basamaklarla ulaşılan basık kemerli güney giriş kapısı ve diğeri halihazırda aktif olmayan doğu kapısıdır. Yapının giriş kısmında dışarıya taşkın portal uygulamasına yer verilmiştir. Yapının kuzey cephesi tasarım açısından giriş düzenlemesi hariç güney cephesinin eşidir. Batı cephesi tasarım olarak daha sade bir görünümdedir. Doğu cephesi ise, batı cephesinin simetriğidir. Simetrik düzenlemeye sahip bina cephelerinde katlar, bütün cepheyi dolaşan silmelerle sınırlanmıştır. Köşkün cephesi mermer sütunlarla çevrilidir. İçeride yeterince aydınlatma sağlamak amacıyla ince, uzun ve yuvarlak formda düzenlenen kemerli pencereler kullanılmıştır. Birinci kat ile ikinci kattaki kemerli pencereler birbirleriyle aynı hizada yer alır. Girişteki pencerelerin üzerinde gül bezekleri, akantus yaprakları ve madalyonlara yer verilmiştir. Giriş cephesindeki yatay ve dikey hatların dengesi oldukça orantılıdır. Yapı, çatı parapetlerinin gerisinde kırma çatıyla örtülüdür. Kasr-ı Hümayun’un önemli unsurlarından biri de, bahçeye saat kulesi yönünden girilen taç kapı ile üzerinde yapı ile ilgili bilgilerin bulunduğu 22 dizeden oluşan bir kitabedir.
Kasr-ı Hümayun iç mekân düzenlemesi, zemin kat, önde büyük mermer döşemeli salonun iki yanındaki simetrik odadan oluşmaktadır. Arka kısmında yer alan servis birimlerinde, hizmetçi odası, yukarıya çıkan servis merdiveni ve tuvalet bulunmaktadır. Orta salonun gerisinde, korint başlıklı sütunların ortasında bulunan merdivenlerden önce bir sahanlığa ulaşılmakta, bu sahanlıklardan sonra merdivenler iki yönlü devam etmektedir. Üst katların zemini ahşap parke döşeli olup ortadaki divanhanenin iki yanındaki odalardan biri dinlenme (sedefli oda), diğeri yatak odası olarak kullanılmıştır. Yatak odasının içinde mermer kaplı bir banyo mevcuttur.
Kasr-ı Hümayun’uun iç mekânında, tavan resimlerinin kim tarafından yapıldığı çok net değildir. Bazı kaynaklarda, üslup farklarından dolayı resimlerin birden fazla sanatçı tarafından yapılmış olabileceği vurgulanmaktadır. Dolmabahçe Sarayı hazine-i hassa arşivi kayıtları arasında ise, h. 1321 / m. 1903-1904 tarihli evrakta sarayın duvar resimlerinin adeta yenilendiği belirtilmektedir. Bazı kaynaklarda, 1858 yılında Sepon Bezirciyan tarafından yapıldığı ve gösterdiği başarıdan dolayı saray nakkaşı olduğu belirtilir. Sepon Bezirciyan’ın adı Dolmabahçe Sarayı’nın iç dekorasyonunu yapan sanatçılar arasında da geçmektedir. Bazı kaynaklarda ise yapının ilk süslemelerinin Mimar Serkiz ve 1890 yılında Ressam Azerian tarafından yapıldığını yazmaktadır. Cuinet ise yapının resimlerinin Masson tarafından yapıldığını belirtmektedir. Müze Müdürlüğü eski tanıtım yazısında tavan süslemelerinin Fransız ressam Sasson tarafından sıva üzerine yağlıboya olarak yapıldığı belirtilmektedir. Bazı kaynaklarda da Sultan Abdülaziz döneminde yapılmış olan Beylerbeyi Sarayı’nın süslemeleri ile Kasr-ı Hümayun iç süslemelerinin benzerliği dikkate alınarak, Beylerbeyi Sarayı’nı resmeden Mabeyn-i Hümayun ressamı Masson Bey’in bu yapının bezemesini de yapmış olabileceği, Sason olarak geçen sanatçının da Masson olabileceği ifade edilmiştir
İç mekân çoğunlukla tavan yüzeylerine uygulanan zengin resimlerle bezenmiştir. Profilli çıtalarla meydana getirilmiş çeşitli formlardaki geometrik çerçeveler içerisine yerleştirilmiş resimler, konu bakımından kenarlarda ve köşelerde kartuşlar içinde, salt manzara tasvirleri, doğa, aslan ve geyik gibi hayvan figürlü betimlemeler, semboller, natürmort, bitkisel ve geometrik süslemeler olmak üzere farklı konu gruplarına sahip olup kimileri Osmanlı-İslami, kimileri ise rokoko üslubu göstermektedir. Zemin katın tavan süslemelerinde stilize edilmiş kıvrık dallı rumilerle dekorlu iri madalyonlar ve Palmet motifleri, üst katın tavan süslemelerinde alçı kullanılmıştır. Bunların yanı sıra birinci kat salonunun tavanlarında Türk bayrağı, gücü sembolize eden savaş aletleri, dengeyi temsil eden terazi, müzik aletleri ile Sultan Abdülaziz’in tuğrasına yer verilmiştir.
Ayrıca üst katta toplam dört adet, dalgalı denizde yelkenli gemi kompozisyonlu duvar resmi bulunmaktadır. Kuru sıva üzerine yağlıboya ile yapılan bu resimlerde Avrupa resim sanatının derinlik, perspektif, ışık-gölge gibi temel ilkeleri uygulanmıştır. Bazı kaynaklar, bu resimlerin konu itibariyle Ayvazovski etkisi taşıdığını belirttiği gibi, üslup olarak Ayvazovski’nin resimlerinden daha acemice olduğuna, ondan esinlenmiş başka ressamlar tarafından yapılmış olma ihtimaline de değinmektedir. Civanyan’ın genellikle gemi tasvirleri yapmasını dikkate alarak buradaki resimlerin de onun tarafından yapıldığı ifade edilmekte, Beylerbeyi Sarayı’nda gemi konulu resimler yapan Chlebowski’nin yapmış olabileceği, bunlardan birinde Sultan Abdülaziz’in İzmit’e gelişinin tasvir edilmiş olabileceği söylenmektedir.
Kasr-ı Hümayun’daki en dikkat çekici özelliklerden biri de aynalardır. Birbirlerine benzerlik gösteren ve alınlıklarla taçlandırılmış olan bu aynalar ampir üslubun özelliklerini taşımaktadır. Sultan Abdülaziz’in yağlıboya portresi de Kasr-ı Hümayun’da sergilenmektedir. Kasr-ı Hümayun, farklı tarihlerde onarımlar geçirmiş olup buna dair 1903-1904 ve h. 1326 m. 19081909 tarihli Mimar Vedat Tek tarafından hazırlanan onarım keşfi raporu mevcuttur. 1903-1904 onarımında tavan süslemeleri bütünüyle yenilenmiştir. Sultan II. Abdülhamid döneminde Kasr-ı Hümayun’a yeni askere alınan erler yerleştirilirken, 1894 depreminde bina zarar görmüş ve daha sonraları tamir edilmiştir. Sultan Reşad, 1909’da İzmit’i ziyaret ettiğinde Kasr-ı Hümayu’nda kalmıştır. 1914 yılında ise Kasr-ı Hümayun etrafında ağaç dikmek suretiyle düzenleme yapılmıştır. 1918 yılında çıkan bir yangından sonra hükümet konağı, Kasr-ı Hümayun’a taşınmıştır. Birinci Dünya Savaşı’ndan yenilmiş olarak çıkan Osmanlı İmparatorluğu, 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Anlaşması’nı imzalamak zorunda bırakılmıştır. 48 parçadan oluşan İngiliz savaş gemileri 9 Aralık 1918’de İzmit Körfezi’ne demirlemiş, İngiliz işgal komutanı Lister, İzmit Mutasarrıfı İbrahim Süreyya Bey ile görüşerek kentin işgal edileceğini bildirmiştir. İngilizler karargâhlarını İzmit Kasr-ı Hümayunu’na kurmuşlardır.
Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruz’dan önce 19 Haziran 1922 tarihinde, Kasr-ı Hümayun’da Fransız yazar ve gazeteci Claude Farrère’le röportaj yapmış, dünya kamuoyuna önemli mesajlar vermiş, Türk milletinin haklı mücadelesi olan Kurtuluş Savaşı’nı dünyaya anlatma imkânı bulmuştur. Röportaj sonrasında aynı yerde verilen Fransız torpidosu komutanının da hazır bulunduğu yemekte zamanın siyasi ve politik şartları konuşulmuştur. Davetliler önünde Atatürk “...yeni Türkiye devletinin idare mesuliyetini deruhte etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi bütün icraatından tarihe ve medeniyete karşı hesap vermekte bir an tereddüt etmez. Bu millet İstiklalsiz yaşayamaz ve yaşamayacaktır” demiştir. İzmit’i bir sonraki ziyaretinde ise İstanbul basını ile buluşur. 16-19 Ocak tarihlerinde düzenlenen basın toplantısı, TBMM’nin yeminli 4 sekreteri tarafından kayıt altına alınır. Gazetecilerin yazılarıyla, ulusal önderin gelecek hakkında, her biri devrim niteliğindeki görüşleri yurt sathına yayılır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Cumhuriyet konağı yapılan Kasr-ı Hümayun’da, 1922 yılı sonbaharında, il daimi encümeni toplantı yapmış, zamanın mutasarrıfı Halil Vehbi (Demirel) Bey oturumu açarak İzmit’in vilayet olmasını ve bu yöreyi fetheden Orhan Gazi’nin komutanlarından Akçakoca Bey’in adına izafen, vilayetin adının da “Kocaeli” olarak değişmesini önermiştir. Bu öneri 28 Ocak 1923 tarihinde Dahiliye Nazırlığı’nca kabul olunup, Vehbi Bey Kocaeli’nin ilk valisi olarak görevine devam etmiştir. 1949 yılında da vilayet binası olarak kullanılmaya devam edilmiş, Cumhuriyetle birlikte valilik konağı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Kasr-ı Hümayun’da valilik makamı ile birlikte bazı resmi daireler bulunuyordu, ziraat odası da buradaydı. 1958 yılında bir restorasyon geçiren yapının, daha sonraki yıllarda köşkün mimari ve sanatsal değeri düşünülerek müze yapılmasına karar verilmiştir. Üst katta Atatürk’ün yatak odası düzenlenmiş, alt kat arkeolojik eserlere ayrılmışır. Kasr-ı Hümayun, 28 Haziran 1967 tarihinden itibaren İzmit Müzesi olarak hizmete girmiştir. 1992 yılında restorasyona alınan müze, restorasyon devam ederken bir müddet daha bu binada kalmış, ertesi yıl ise bu binadan taşınmıştır. Sultan Aziz’e av köşkü olarak inşa edilmiş Kasr-ı Hümayun’un ikiz maiyyet (müştemilat) binalarından savcılık binası hâlen ayakta olup seyis binası ise 1980 yılında yıkılmış, yerine modern vali konağı yapılmıştır. İlk yıllarda Kültür Bakanlığı tarafından restorasyonu sürdürülen Kasr-ı Hümayun, daha sonra valilik tarafından Bayındırlık Müdürlüğü’nce restore edilmiş, 1998 yılında biten restorasyon sonrası devlet protokol binası olarak hizmete açılması valilik tarafından planlanan saray, 1999 depremi ile aldığı ağır hasar sebebiyle tekrar kullanılamaz duruma geldiğinden 2002 yılında yeniden restorasyonu başlatılmıştır. Restorasyon sonrası “Saray Müze” olarak kullanılması uygun görülen yapı, 2005 yılında valilik tarafından bitirilen restorasyonun ardından 16 Ocak 2006 tarihinde Basın Onur Günü’nde yeniden “Saray Müze” olarak hizmete açılmıştır.
Kasr-ı Hümayun’da, Çeşitli etnografik eserler, mobilyalar, Osmanlı saray mutfağında kullanılmış Uzakdoğu ve Avrupa porselenleri ile 16 Ocak 1923 tarihli basın toplantısında Kurtuluş gazetesinin başyazarı ile ilk basın toplantısını yaptığı, basın mensuplarının isimlerinin bulunduğu temsili toplantı masası ile Atatürk’ün vefatı ile ilgili 1938 tarihli orijinal gazete kupürleri yer almaktadır. Müzenin diğer bölümleri Dinlenme Odası (Sedefli Oda), Kabul Salonu, Yatak Odası ve Hünkâr Hamamı’dır.
KAYNAKÇA
Adnan Sofuoğlu, Milli Mücadele Döneminde Kocaeli, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Erek Ofset, Ankara 2006, s. 195, 200; Ahmet Nezih Galitekin, Tarihte ve İzmit Tarihinde Bir Eşraf Ailesi Soydan’lar, Seçil Ofset, I. Baskı, İstanbul, Nisan 2011, s. 286-290; Atilla Çetin, Kocaeli Tarihinden Sayfalar, İzmit Rotary Kulübü, Kocaeli Ofset Matbaacılık, I. Baskı, İzmit/Kocaeli 2000, s. 101; Atilla Çetin, Kocaeli-Sakarya Tarihinden, I. Baskı, Ulus Matbaası, Kocaeli 2004, s. 61; Avni Öztüre, Nikomedia Yöresindeki Yeni Bulgularla İzmit Tarihi, Çeltüt Matbaacılık, İstanbul 1981, s. 119, 222; BOA. KK, No: 27 s. 34; Cemal Turgay, Ben, İzmit, İşte Suretim, Fotoğraflarla Bir Kentin Hikayesi, Tüpraş Yayınları, Ofset Yapımevi, 1. Baskı, İstanbul, Aralık 2007, s. 22, 34, 41, 108, 111, 112, 173); Engin Ürkmez, İzmit’te Türk Eserleri, Kocaeli 2007, s. 230; F. Ayla Önvural Cürgen, İşgal Sırasında Anılarla İzmit, Kocaeli Kırım Tatarları Kültür ve Dayanışma Derneği Yayın No: 3, s. 4; Fatmanur Kesikbaş, Nevnihal Erdoğan; “Sultanların Av Köşkü: Kasr-ı Hümayun ve Bahçesi” Bāb Mimarlık ve Tasarım Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, Ocak 2020, s. 33-40; F. Yavuz Ulugün, Osmanlı ve Ulusal Kurtuluş Dönemi’nde Kocaeli, İzmit 2002, s. 27; İzmit Tarihi ve Turistik Değerler Kitapçığı, Art nicomedia Kültür ve Sanat Derneği, Kocaeli 2017, s. 7, 12; Kemalettin Kuzucu, 19. Yüzyıl Ortalarında Kocaeli Sancağı ve Bir Tanzimat Bürokratının Yolsuzluğu, Karamürsel Alp Sempozyumu, s. 658; Kocaeli Dökümantasyon Merkezi’nden Haberler Bülteni, Sayı: 4, Ağustos 1997, s. 4; Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Arşivi, Dosya No: 41.00.685, PDF No: 2062, s. 7, 9, 22; Lütfiye Göktaş Kaya, Yasin Çağıl, “İzmit Kasr-ı Hümayun (Abdülaziz Av Köşkü) Mobilyaları”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 11 Sayı: 57, Haziran 2018, s. 199-200; Mehmet Taner Koltuk, Ali Ulusoy vd, Osmanlı Belgelerinde Kocaeli, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Yayınları-40, CNR Basın A.Ş., I. Baskı, Kocaeli 2017, s. 51, 55, 57; Mehmet Önder, Atatürk’ün Yurt Gezileri, Ankara 1975, s. 26; Mustafa Kemal, Eskişehir-İzmit Konuşmaları (1923), Kaynak Yayınları, 3. Basım, İstanbul 1999, s. 14; Orhan Sakin, Tarihsel Kaynaklarla İstanbul Depremi, İstanbul 2002, s. 51; Ömer Polat, Ali Yeşildal vd (Haz); Açıkhava Müzesi Kocaeli, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Yayınları:3, Tor Ofset, Kocaeli 2008, s. 73-75; Ömer Polat, Ali Yeşildal vd (Haz); Açıkhava Müzesi Kocaeli, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Yayınları: 23, YGADV Reklam Ajansı, 2. Baskı, Kocaeli 2010, s:71-73; Rıfat Yüce, Kocaeli Tarih ve Rehberi, Haz: Atilla Oral, I. Baskı Demkar Yayınevi, İstanbul 2007, s. 17, 429; Savaş Yıldırım, “İzmit Kasr-ı Hümayun Tavan Resimleri”, Karamürsel Alp Sempozyumu, s. 1781-1783; Şennur Kaya, Tanzimat’tan Günümüze İzmit Şehri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları-13, Düzey Matbaa, I. Baskı, Kocaeli 2009, s. 169-173; Taner Aksoy, Kocaeli Kültür Envanteri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Yayınları, Kocaeli 2011, s. 31, 57, 140; Serkan Gedük, “Osmanlı Mirası Kasr-ı Hümayun Sarayı” Avaz Gençlik Dergisi, Sayı 25, İstanbul, 2021, s. 53-55; TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kocaeli Müze Müdürlüğü, Av Köşkü Saray Müzesi Müze Broşürü, https:// muze.gov.tr/muze-detay?DistId=MRK&SectionId=KSM01; Yusuf Çam, Milli Mücadelede İzmit Sancağı, Kocaeli-Sakarya-İzmit İlleri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Yayınları-28, GES Ajans, Kocaeli 2014, s. 209; Zaman Aynasında Bir Ulu Şehir Kocaeli, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı Yayınları-9, FSF Printing İstanbul 2009, s. 21, 22, 90, 150, 183.
Serkan GEDÜK