İzmitli Astronomi ve Optik Âlimi
Kaynaklarda hakkında ayrıntılı bilgi bulunmayan Karaveys el-Kocevî hakkında ancak Risâletü Kavsi Kuzah adlı risalesinin sonundaki bilgilerden bazı ipuçları yakalanabilmektedir. Bu risalenin sonunda ismi geçen Sinan Paşa’nın (ö. 891/1486) yaşadığı dönem dikkate alınırsa Kocevî’nin 15. asırda yaşadığı söylenebilir. Risalenin ise 9./15. asrın ikinci yarısında kaleme alınarak devrin âdetlerine göre ilmi bir heyet önünde sunulduğu ve eser üzerindeki Risâletü Kavsi Kuzah li Mevlna Karaveys el-Kocevî künyesinden çalışmanın Kocevî’ye ait olduğu anlaşılmaktadır.
Müellif, giriş kısmında eserinin konusunu izah ederken yanında Seyyid Şerif Cürcâni’nin (ö. 816/1413) Şerhu’l-Mevâkıf adlı eserinden başka kaynağın olmadığını belirtmektedir. Eserinde astronomi ilimlerine geniş ölçüde yer vermiş olan Cürcâni’nin vefat tarihi de dikkate alındığında ondan belli bir zaman sonra bu ilmi müzakerelerin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilim tarihi sürecinde insanoğlunun dikkatini çeken ve onu meşgul eden meteoroloji olaylarından biri de “gökkuşağı” meselesidir. Türkçe’de “ebem kuşağı” ve “alkım” da denilen gökkuşağı, Arapça KAYNAKLARda “kavsu kuzah” olarak geçmektedir. Özellikle Fatih Sultan Mehmet Han (ö. 886/1481) döneminde çeşitli ilim meclislerinde bu tür konular müzakere edilir olmuştur. Ancak yansımalar, açılar, geometrik şekiller bugünkü kadar net anlaşılmadığı için risalenin giriş kısmında da belirtildiği gibi müellif Kocevî’den bu konuyu aydınlatmak üzere bir risale yazması istenilmiş, o da bu risaleyi kaleme almış ve devrin meşhur âlimleri arasında ismi geçen Sinan Paşa’nın huzurunda bu eserini sunmuştur. İslam Ansiklopedisi’nin İlm-i Menâzır (Optik İlmi) maddesini yazan İhsan Fazlıoğlu’nun verdiği bilgilere göre, “Osmanlı ilm-i menâzırında gökkuşağı konusu üzerinde özellikle durulduğu görülür. 15. yüzyıl ulemasından Nalbantzade Hüsameddin Tokadi, Hocazade Muslihuddin Efendi, Mevlanazade Rûmî ve Üveys Kocevî, birer risale kaleme alarak gökkuşağının oluşumunu ve özelliklerini incelemişlerdir. Bunlardan sonuncusu Seyyid Şerif el-Cürcâni’nin Şerhu’l-Mevâkıf’ındaki bilgileri kullanması açısından önemlidir; bu durum kelâm eserlerinin ilm-i menâzır için kaynak teşkil ettiğini göstermektedir.” Verilen bu bilgi üzerine şu denilebilir: Kocevî, risalesinin girişinde, “Bu zor konuyu izah etmek için yanımda Cürcâni’nin Şerhu’l-Mevâkıf adlı eserinden başka eser yoktu” demiş olsa da risalede konu edilen hususlar, ne Ebü’l-Fazl Adudiddîn el-Îcî’nin (ö. 755/1355) Mevâkıf adlı eserinde, ne de onun şerhi olan Seyyid Şerif Cürcâni’nin (ö. 816/1413) Şerhu’l-Mevâkıf adlı eserinde doğrudan geçmektedir. Kocevî, bu ifadesiyle, hâşiyeyi yazarken KAYNAKLARın yetersiz olup elinde sadece Cürcâni’nin bu eserinin olduğunu söylemek istemiştir. Dolayısıyla bu risalenin Şerhu’l-Mevâkıf adlı eserden alındığını düşünmek yanlış olur. Zira metinler karşılaştırıldığında bu eserin yazımında sadece ilgili eserden de istifade edildiği anlaşılmaktadır. Esasen Kocevî’nin risalesine metin olarak kaynaklık teşkil eden Mevlanazade’nin “Kavsu kuzah” adlı eseridir. Kocevî bu eserin kendince kapalı ve anlaşılması zor kısımlarını izah etmiştir. Mevlanazade’nin “Şerhu Hidayeti’l-hikme” adlı bir eseri vardır. Hidayetü’l-hikme adlı eser ise mantık ilmine dair Îsâgûjî adlı eserin de sahibi olan Esîrüddin el-Mufaddal b. Ömer b. el-Mufaddal es-Semerkandî el-Ebherî (ö. 663/1265) adlı müellife aittir. Mevlanazade 8./14. yüzyılda yaşamış olup eserinin tahkik ve tahlili Abdullah Yormaz tarafından doktora tezi olarak çalışılmıştır. Esîrüddin el-Ebheri’nin Hidayetü’l-Hikme adındaki eserinin bir bölümünde kısaca “Kavsu Kuzah (Gökkuşağı)” konusu açıklanır. Bu açıklama, Şerhu Hidayeti’l-hikme adlı eseri yazan Mevlanazade (Mollazade) el-Herevi tarafından atmosfer olayları anlatılırken “onlardan biri de gökkuşağıdır...” şeklinde şerh edilmiştir. Mevlanazade’nin Şerhu Hidayeti’l-hikme adlı eserinde yer alan gökkuşağıyla ilgili kısım, sonraki zamanlarda “Risaletü Kavsu Kuzah” ismiyle özel bir risale olarak istinsah edilmiş ve üzerine hâşiye yazılmıştır. Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü’nde, 3293/3 numaralı bölümde (vr. 135b-136b) Mevlanazade ferağ kaydıyla müstakil olarak bulunan Risale fî Kavsi Kuzah adlı eser, Abdullah Yormaz’ın tahkik ettiği şerhteki bölümün aynısıdır. Dolayısıyla Kocevî’nin izah ettiği Kavsu Kuzah Risalesi Mevlanazade diye bilinen Ahmed b. Mahmud el-Herevi’nin Hidayetü’l-hikme şerhi’nde yer almakta olup ilgili eserdeki gökkuşağıyla ilgili bölüme yazılmış bir hâşiyedir. Genel olarak kavsu kuzah risalesinin muhtevası, bir doğa olayı olan gökkuşağının dönemin bilgileri ışığında nasıl oluştuğuna dair bilgi vermektedir. Gökkuşağının meydana geliş şeklinin daha iyi anlaşılması için su, ayna, billur gibi parlak yüzeyler ve yansıtıcı cisimlerden örnekler verilmekte, ışınların geliş ve yansımalarından oluşan açılarla konu izah edilmeye çalışılmaktadır.
Risale ilmi heyet huzurunda bir sunum olduğu için, zaman zaman konunun akışı kesilip bazı geometrik şekil ve kavramlarla ilgili, tanıtıcı açıklayıcı bilgiler sunulmaktadır. Bazen konunun daha iyi anlaşılması için optik ilmini ilgilendiren önemli kavramlar tek tek tarif edilirken, zaman zaman Arap diline ait gramer konularına da yer verilmektedir.
İzmitli âlim Karaveys el-Kocevî’nin (ö. 9./15. yy) “Kavsu Kuzah” adlı risalesi, Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan yazma bir eserdir. Giriş kısmında verilen bilgilere göre eserin Kocevî’ye ait Arapça bir hâşiye olduğu ve öğrencilerin özel ricası üzerine kaleme alındığı anlaşılmaktadır.
Eserin gerek aslını tespit edebilmek gerekse de düzgün bir tahlil ve tahkikini yapabilmek için önce Çorum Halk Kütüphanesi’nde bulunan Sinan Paşa nüshası, sonra da Konya Yazma Eserler Kütüphanesi’nde bulunan Mevlanazade’ye ait olan “Kavsu Kuzah” adlı risalelere ulaşılmıştır. Sinan Paşa nüshasından Kocevî’nin yaşadığı dönem tespit edilirken, Mevlanazade (Mollazade) Ahmed b. Mahmud el-Herevi’ye (ö. 8./14. yy) ait olan nüshadan ise risalenin bu şerhin bir hâşiyesi olduğu belirlenmiştir. Ancak risâlenin ferağ kaydında şârih olan Mevlanazade’nin isminden başka bir malumat bulunmamaktadır.
Kavsu Kuzah risalesi daha önce tarafımızdan Kocaelili Âlimler kitabında müellifiyle birlikte tanıtılmış, bir dergide de tercümesiyle birlikte makale olarak yayınlanmıştır.
KAYNAKÇA
Abdulkuddüs Bingöl, “Ebherî, Esîrüddin”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1994), 10: 75; Cürcânî, Ebü’l-Hasen Alî b. Muhammed b. Alî Seyyid Şerîf, Şerhu’l-Mevâkıf, terc. Ömer Türker, (İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, 2015); İhsan Fazlıoğlu, “İlm-i Menâzır”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2000), 22: 131; el-Kocevî, Karaveys, Risâle ḳavsi ḳuzah, Süleymaniye Kütüphanesi, Şehit Ali Paşa, nr. 2844, vr. 132b-135a; Aylin Koç, “Sinan Paşa”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2009), 37: 229-231; Mevlânâzâde Ahmed b. Mahmûd el-Herevî el-Harziyanî, Şerhu Hidâyeti’l-Hikme, Kastamonu Yazma Eserler Kütüphanesi nr. 889; Ramazan Şahan, İzmitli Karaveys el-Kocevî’nin Kavsu Kuzah Adlı Risâlesinin Tahkik, Tercüme ve Tahlili, İhya Uluslararası İslam Araştırmaları Dergisi, Temmuz 2019, 5(2), s. 334-358; Ramazan Şahan, İzmitli Karaveys el-Kocevî’nin Kavsu Kuzah Adlı Risâlesinin Tam Metin Tahkikli Neşri, Kocaelili Âlimler, Ensar Neşriyat, Mayıs 2019, s. 117136; Hüseyin Gazi Topdemir, “Gökkuşağı”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1996), 14: 122; Abdullah Yormaz, “Muhalif Bir Metin Nasıl Okunur? Osmanlı Medreselerinde Hidayetü’l-Hikme”, Divan İlmi Araştırmalar 18 (2005/1): 177; Abdullah Yormaz, Mevlânâzâde’nin Hidâyetü’l-hikme Şerhi Tahkik ve Tahlil (Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, 2010). 203-204.
Ramazan ŞAHAN