Karamürsel Mensucat Fabrikası, “Karamürsel Fes, Çuha ve Şayak Fabrikası” adıyla İzmit Sancağı dahilinde bulunan Karamürsel kasabasında Dersaadet tüccarlarından Bosnalı Çengiç Mustafa Bey ile Saray-ı hümayun şayak ve çuhacıbaşılığı unvanına sahip Volçitrinli Yusuf ve Mustafa Efendi tarafından 1890 yılında kuruldu. 1892’de ruhsat müracaatı yapılmış ve aynı yılın mayıs ayında gerekli olan ruhsat alınmıştır. Yürürlükte olan sanayi teşvik politikaları çerçevesinde fabrikaların ilk kuruluşu sırasında özellikle Avrupa’dan getirilecek olan makine ile diğer araç ve gereçler için gümrük muafiyeti uygulanıyordu. Yusuf ve Mustafa Efendi de 1893 yılı başında fabrikanın kuruluşu için gereken her türlü alet ve makinenin Avrupa’dan gümrüksüz olarak teminini talep etti. Bu taleplerini anlattıkları dilekçelerinde Karamürsel kasabasında kurulacak fabrikada fes, şayak, çuha, fanila ve çorap imal edilebileceği belirtiliyor ve Avrupa’dan gümrüksüz olarak getirmek istedikleri makinelerin bir listesi sunuluyordu. Yapılan müracaatın kabul edilmesi ile fabrikanın kuruluşu için gerekli her türlü alet ve makinenin Avrupa’dan gümrüksüz temini konusunda izin alınmış oldu.
Özel teşebbüs fabrikaların kurulup işletilmelerini teşvik etmek maksadıyla gümrük ve gelir vergileri başta olmak üzere, vergi konusunda da birtakım ayrıcalıklar tanınıyordu. Fabrika kurmak isteyen girişimciler de hem maliyetlerini azaltmak hem de kâr potansiyellerini arttırmak için devletten pek çok alanda vergi muafiyeti talebinde bulunarak devletin sağladığı bu imkânlardan istifade etmek istiyorlardı. Karamürsel Mensucat Fabrikası kurucularından Mustafa Bey bu minvalde 1895 yılında fabrikanın 15 sene müddetle emlak vergisinden muaf tutulması ve yurtdışından satın alınması gereken yapağı ve boya gibi bazı malzemelerin de gümrük vergisinden istisnası hakkında müracaatta bulundu. Mustafa Bey 4 Mayıs 1895 tarihli dilekçesinde öncelikle Karamürsel kasabasında tesis ve inşa edilmiş olan fes, şayak ve çuha fabrikasının 1893 yılı itibariyle işe başladığını belirtiyor, fabrikanın tamamen yerli sermaye ile kurulmuş ve azalarının tamamı Müslümanlardan ibaret bir Osmanlı şirketi olduğunu söyleyerek başta emlak ve gümrük olmak üzere çeşitli vergilerden muaf tutulmak suretiyle hükümetin muavenetini talep ediyordu. Meclis-i Mahsus’un aldığı karar ve padişahın onayı ile Karamürsel Fabrikası için istenilen imtiyazlar temin edildi. Karamürsel Mensucat Fabrikası bu suretle hem emlak vergisinden hem de yurtdışından ithal edeceği yapağı ve boya gibi zaruri maddeler için gümrük vergisinden muaf tutuldu. Ayrıca fabrikanın genişletme yatırımı için Ziraat Bankası’ndan borç alınmasına izin verilmesini içeren talebi de padişah tarafından kabul edildi. Bu suretle Karamürsel Mensucat Fabrikası açılışından çok kısa bir süre sonra yurdun farklı şehirlerinde şubeler açmaya başladı. Başlangıçta Hüdavendigar, Selanik, Edirne, İzmir ve Eskişehir’de açılan şubeleri diğerleri takip edecekti. Bu suretle Karamürsel Fabrikası İstanbul’un dışında Trabzon, Bursa, İzmit, Adapazarı, Selanik, Eskişehir, Afyon, Kütahya, Biga ve İnegöl’de bulunan bayileri aracılığıyla geniş müşteri kitlesine ulaştı. Fabrika fes, çuha ve şayak gibi kumaşlar ile yünlü mensucat çeşitleri üretiminde birinci sırada yer aldı. “Karamürsel Fes, Çuha ve Şayak Fabrikası” adıyla Karamürsel kasabasında 1890 yılında Mustafa ve Yusuf Efendi tarafından tesis edilen Karamürsel Mensucat Fabrikası faaliyete geçtiği andan itibaren hem devletten çeşitli vergi muafiyetleri almış hem de çeşitli nişan ve madalyalarda ödüllendirilmişti. Başta fabrikanın kurucu, üst düzey yönetici ve azaları olmak üzere usta ve çalışanları da dönemin padişahı II. Abdülhamit tarafından taltif edilmişlerdi. Karamürsel Mensucat Fabrikası ve çalışanlarına sanayinin gelişmesine hizmet ettikleri, fabrikanın gelişme ve intizamında üstün gayret ve çaba gösterip hükümete ait hususlarda kolaylıklar sağladıkları için çeşitli rütbelerden Mecidî ve Osmanî nişanları ile sanayi madalyası verilmişti.
Karamürsel Mensucat Fabrikası tarafından üretilen kumaşlar özellikle merkezi Selanik’te bulunan Üçüncü Ordu’ya mensup asker ve subayların kıyafetlerinin dikimi için tercih edildi. 1903 yılından II. Meşrutiyet’in ilanına kadar Vilayât-ı Selase, yani Kosova-Manastır-Selanik’teki askerin giyeceği kıyafetlerin dikildiği şayak Karamürsel Mensucat Fabrikası’ndan temin edildi. Vilayât-ı Selase dhilindeki askerin elbise ihtiyacı için hemen her sene yenilenen mukaveleler imzalandı. Karamürsel Mensucat Fabrikası Osmanlı ordusu için ürettiği şayak kumaşların yanı sıra polis ve komiserler için dikilecek elbise ve kaputların kumaşlarını da imal ediyordu. Bunların dışında posta ve telgraf müvezzi ve çavuşlarından bir kısmı için gerekli olan pelerin ve murahhaslık odacıları için diktirilecek takım elbise ve manto kumaşlarına ait siparişleri de karşılıyordu.
Karamürsel Mensucat Fabrikası 1917’de sermayesi 100 bin liraya yükseltilerek “Karamürsel Mensucat ve Ticaret Anonim Şirketi” hâline dönüştürüldü. Ticaret Odası muavin-i evveli sıfatını taşıyan Mustafa Şükrü Bey ve ortakları tarafından gerçekleştirilen başvuru ve hazırlanan dahili nizamname incelenip çeşitli düzenlemelerin ardından Şura-yı Devlet ve Meclis-i Vükelâ kararıyla “Karamürsel Mensucat ve Ticaret Anonim Şirketi” unvanıyla bir şirket kurulmasına ruhsat verildi. Bu anonim şirket Ticaret Odası muavin-i evveli Mustafa Şükrü, Taşlıcalı Mehmed Hulusi, Bosnalı Hacı Adem Bey’in oğlu İbrahim, Taşlıcalı Hacı Şakir oğlu Mehmed Bey tarafından teşkil edilmişti. Şirketin merkezi İstanbul’da olacak ve Osmanlı topraklarında veya yabancı ülkelerde şubeler açabilecekti.
Birinci Dünya Savaşı sırasında yurtdışından yapılan ithalatın azalması nedeniyle meydana gelen boşluğu dolduran fabrikalardan biri olan Karamürsel Mensucat’ın, 1919-1920 döneminde dahi kâr ederek vergi verdiği ve yeni yatırımlar için kararlar aldığı görülmektedir. Mondros Mütarekesi’nin imzalanması suretiyle büyük savaştan çekilmesi ile birlikte Itilaf devletleri de Osmanlı toprakları üzerindeki planlarını gerçekleştirmek maksadıyla mütareke hükümlerini bahane ederek Anadolu’yu işgale başladı. 1920 sonlarına gelindiğinde İzmit’te tersane, telgrafhane, istasyon, iskele gibi mühim noktalar İngilizlerce tamamen işgal edilmişti. Kuvayımilliye’nin harekete geçmesi İngilizleri endişeye sevk etti. Bu sebeple bölgede güvenliklerini sağlamak için Yunan askerini kullanma yoluna gittiler. Yunanlıların Karamürsel’i işgali sırasında kara ve denizden icra edilen top ateşleriyle birçok köy yerle bir edildi. Karamürsel Mensucat Fabrikası ve fabrikanın bacası bu top ateşi sırasında hasar gördü. Yunanlılar bölgedeki Rum ve Ermenilerle birleşerek bölgeyi talan etmişler, bölge halkına eziyetler ederek katliamlarda bulunmuşlardı. Bu katliamlardan Karamürsel Fabrikası çalışanları da zarar gördü. Yunanlılar 1921 yılında Karamürsel’den çekilirlerken kasabayı tamamen yaktıklarında Karamürsel Mensucat Fabrikası’nı da yakmışlardı.
Cumhuriyet ilan edilmeden önce, Lozan Barış Konferansı görüşmelerinin kesintiye uğradığı bir sırada İzmir’de, Türkiye İktisat Kongresi toplanmıştı. İzmit namına İzmir İktisat Kongresi’ne giden mümessiller tarafından düşman tarafından tamamen yakılan Karamürsel Mensucat Fabrikası’nın barış neticesinde zarar ve ziyanı düşmana tazmin ettirilemediği takdirde emval-i metrukeden (terkedilen mallardan) inşaat masraflarının temin edilmesi talep edildi. 1924 Nisanında ise TBMM’de sanayinin teşvik edilmesi ile ilgili müzakereler sırasında İzmit milletvekili Mustafa Bey de düşman tarafından tahrip edilmiş olan bu fabrikanın yeniden ihya edilmesi hâlinde hem memleketin sanayisinin gelişeceğini hem de bölge halkının iş bulmak suretiyle kalkınacağını vurguluyordu. Ancak İzmit milletvekillerinin Karamürsel Mensucat Fabrikası’nın yeniden ihyası için yaptıkları bütün bu çabalar sonuçsuz kaldı. Fabrika kurulduğu ve 30 yılı aşkın faaliyet gösterdiği Karamürsel kasabasından İstanbul Vefa’ya taşındı.
Tekstil sanayi tarihinin en eski özel sektör kuruluşu olan, Karamürsel Mensucat Fabrikası’ndan günümüze sadece bacası kalmıştır. Uzun dikdörtgen planlı yapı, taş ve tuğla malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Günümüzde sadece bacası yer alan Karamürsel Mensucat Fabrikası’nın yüksekliği 20 metre olup, 17 Ağustos 1999 depreminden etkilenmiş ve üstte yer alan 2-3 metrelik kısmı zarar görerek yıkılmıştır. Yapı, 09.02.2000 tarih ve 5535 sayılı kurul kararı ile tescil edilmiştir. Baca kaide üzerine oturmuş tuğla örülü kısmından müteşekkil olup, tuğla örülü kısımda savaş sırasından kalan şarapnel parçaları mevcuttur. Baca günümüzde Plaj Yolu ile Döner Sokağın’ın köşesinde 9 parsel binanın yanında kaldırım üzerinde yer almaktadır. Yapı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 2011 yılında restore edilmiştir.
KAYNAKÇA
Zeynep İskefiyeli, “Karamürsel Mensucat Fabrikası (1890-1921)”, Uluslararası Karamürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu, Cilt: 2, (Nisan 2015): 11171154; Dokuma Fabrikası Bacası-Kocaeli, Kültür Envanteri Anıt: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kocaeli/kulturenvanteri/dokuma-fabrikasi-bacasi, Erişim Tarihi: 01 Ocak 2022
Zeynep İSKEFİYELİ