KARAMÜRSEL İSKELELERİ

Madde no:841

Karamürsel’in, Deniz Ulaşımını Sağlayan Önemli Noktaları

Dünyanın en önemli deniz ticaret merkezlerinden biri olan İstanbul’a, deniz yoluyla çok kolay ulaşabilen Karamürsel’in sahip olduğu iskeleler, tarih boyunca sadece kendi çevresinde değil, Marmara Bölgesi’nde de stratejik bir öneme sahip olmuşlardır. Osmanlı döneminde, Helenepolis-Karamürsel-Hersek adıyla bilinen sahil köyündeki ahşap iskeleler, aynı zamanda bu bölgeden İstanbul’a, tarım ürünleri, kereste ve od (ateş) taşı taşıyan onlarca tekneye hizmet eden bir çeşit liman görevini de yerine getirmişlerdir. Ayrıca sefer için Üsküdar’da toplanan Osmanlı ordusu da, İstanbul’dan Mekke’ye hac için yola çıkanlar da bu güzergâhtaki Gebze Dil ve Hersek iskelelerinden yararlanmışlardır. Hac için Surre devesi ve diğer yük hayvanlarını taşıyan mavnalar ile yaya hacıları karşı yakalara ulaştıran kayıklar yine bu iskeleleri kullanmışlardır. Nitekim sahilinde iskelelerin yoğun bir şekilde yer aldığı Karamürsel, bu durumundan ötürü Osmanlı devrinde liman kenti unvanıyla da anılmıştır.

“Devir, 21. padişah Sultan II. Ahmet zamanıdır. İstanbul Tophane için kesilip hazırlanan ve Karamürsel Kavak İskelesi’nde bulunan od taşlarının kısa sürede gönderilmesi hakkındadır.

Mühimme Defteri s. 103. 23 Evail Rebiülahir/1103-1691.

Karamürsel ve Gebze nahiyeleri naiblerine ve serdar vekillerine hüküm ki:

İstanbul topçu başı vekili olan Ali Zeyd Mecd’e gelip tophane-i amirede top fırını için lazım gelen taşlar hassa mimarı marifetiyle kat olunup hâlâ Karamürsel’deki Kavak iskelesinde mevcut olduğu bildirildiğinden tophane nazırı tarafından paralı sefinelere (gemilere) konulup bir gün evvel tophane amirine teslim olunmak babından yazılmıştır.”

Diğer iskelelerde olduğu gibi Karamürsel iskelelerinin işletilmelerinden de sorumlu eminlik müessesi vardı.

Hersek Burnu, tarih boyunca Gebze Dilburnu ile karşılıklı yoğun bir deniz ulaşımının vazgeçilmez bir noktası olmuştur. Bunu sağlayan, bir çeşit liman görevini de yerine getiren iskelelerdir. Gebze’den hacca gidenler, Diliskelesi’ni geçerek İzmit Körfezi’nin en dar yerinde gemilerle karşıya ulaşırlar ve Hersek’e varırlardı. Bu şekilde yollarını 80 kilometre kısaltırlardı. Elbette ki burada Hersek’teki iskeleler kullanılırdı.

XVI. yüzyılın sonlarında Karamürsel’in İskele Bacı ve Yalakabad’ın Kavak İskelesi mahsulü geliri 5600 akçedir. Tutulan kayıtlardan anlaşıldığı üzere, 1822 yılı, 8 Ekim Salı gününden 14 Ekim Pazartesi gününe kadar bir haftalık süreçte İstanbul’a deniz yoluyla yapılan toplam 321 seferden 12’si Karamürsel İskelesi’nden yapılmıştır. Yük ve eşya taşımacılığının yanında Karamürsel İskelesi, yolcu taşımacılığı açısından da faaliyetteydi. Sefer yoğunluğu ve yolcu taşımacılığı açısından Karamürsel, diğer bazı iskelelerin önüne geçmiştir. Karamürsel merkez ve Ereğli iskelelerinde acentelik kurulmuş, yolcular için bilet gişeleri açılmıştır.

1890 yılında bu beldenin sahilinde kurulan, Karamürsel Fes, Çuha ve Şayak Fabrikası’nın da dünya ile bağlantısını sağlayan iskelesi mevcuttu. Her türlü ulaşım ve nakliye bu iskeleden sağlanmaktaydı. Fabrika, 1921 tarihinde Yunanlılar tarafından bombalandıktan ve tesis İstanbul’a nakledildikten sonra bu iskele işlevini kaybetmiştir.

Karamürsel merkez iskelesi, İstanbul ve Kocaeli bölgelerindeki diğerleri gibi XX. yüzyılda Osmanlı Seyr-ü Sefain idaresi altında bulunmaktaydı. Bundan ötürü adı geçen bölgelerdeki iskeleler, İstanbul-İzmit-Karamürsel hattında karşılıklı olmak üzere haftalık çalışan yolcu gemilerinin uğrak yerleriydi. Büyük mübadele olarak adlandırılan 1887’li yıllar ile 1912 Balkan Savaşları esnasında, iskân edilmek üzere Rumeli’den Karamürsel’e getirilen göçmenlerin deniz ulaşımında iskelelerin önemli katkıları olmuştur. Merkez ilçe iskelesi önce bugünkü belediye müzesi binası önüne yapılmış, 1950’li yıllara kadar kullanılmış olan bu iskelenin işlevi, yeniden yapılan 200 metre batı istikametindeki diğer ahşap iskeleye aktarılmıştır. Aynı ve daha sonraki dönemlerde Kırlangıç ve Uğur adlı yolcu gemilerinin İstanbul bağlantılı körfez seferleri yaptıkları görülmüştür. Bu yolcu gemileri özel bir kuruluş olan Kocaeli Denizcilik Şirketine aitti. Bazı yüksek tonajlı gemiler, Karamürsel iskelesine yanaşamamalarından dolayı yüklerin ya da yolcuların küçük teknelerle bu gemilere taşındıkları olmuştur.

Karamürsel İskelesi’nin jeopolitik etkinliği ve üstünlüğü Kurtuluş Savaşı’nda da görülmüştür. Milli orduya ait personel ve malzeme nakliyatında, Karadeniz’deki İnebolu, Trabzon limanları gibi önemli kabul iskelelerinden biri Karamürsel olmuştur. Ankara Hükümetinin bu kasabada, Askeri Polis Teşkilatı, Sevkiyat ve Nakliyat Menzil Kumandanlığı, Kuvayımilliye ve Liman Reisliği birimlerini kurmasının tek sebebi budur. Kurtuluş Savaşımız boyunca İstanbul-Karamürsel deniz nakliyatı hiç aksamadan devam etmiştir. İngiliz gazeteci ve yazar Arnold Toynbee, The Western Question In Greece And Turkey adlı eserinde (s. 287288), 1-2 Temmuz 1921’de, Yunanlılar tarafından ateşe verilen Karamürsel, Ereğli ve Değirmendere’nin iskelelerine çıktığını belirtir. Kurtuluş Savaşı sonrası Kızılay’ın, Karamürsel halkına yaptığı sağlık ve ayni yardımlar için tahsis edilen Gülnihal vapuru, merkez iskelesi başta olmak üzere DereköyKavak, Ereğli ve Gonca iskelelerini kullanma imkânı bulur. Bu iskeleler, Kurtuluş Savaşı sonrasında da aktif faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.

İlçe merkez iskelesi yanında, meyve iskelesi diye adlandırılan Kayacık Mahallesi’ndeki ahşap iskele 1972 yılında Karamürsel Belediyesi’nce yeniden yaptırılmış ve İstanbul ile Adalar’a sebze ve meyve taşıyan motorların hizmetine sokulmuştur. Bu iskele 2010 yılında, Yelken Tesisleri Projesi çerçevesinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nce yeniden inşa edilmiştir.

Karamürsel ve buraya bağlı diğer beldelerin iskeleleri, 4517 sayılı kanunla 1945 yılında, Şirket-i Hayriye yerine kurulan Türkiye Denizcilik İşletmelerine devredilmiş, kurulan Türkiye Denizcilik İşletmeleri 7 Mart 1956’da, “Körfez Vapur İşletmesi”ni yürürlüğe sokarak, İstanbulİzmit vapur seferlerini kaldırmıştır. 2004 yılında yayınlanıp yürürlüğe giren 5216 sayılı kanunla Karamürsel de dahil, İzmit Körfezi’ndeki tüm iskeleler ve diğer deniz işletmeleri Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne geçmiştir.

KAYNAKÇA

Agâh Yönsel-Şemsettin Arkan, Karamürsel, Tisa Matbaacılık, 1972, Ankara, s. 70; Mehmet Tütüncü, “İstanbul-Kudüs-Mekke Hac Yolunun İzmit Güzergâhı Üzerine”, Bildiri, Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu, 2016, Cilt II, s. 995; Vedat Turgut, “XVI. Yüzyılın Sonlarında Kocaeli Sancağı’nda Demografik ve İktisadi Vaziyet”, Bildiri, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu, 2015, Cilt I, s. 3 31; Ekrem Gürdal, “XVIII. Yüzyıl ve Sonrasında Karamürsel İskelesinin Osmanlı Deniz Faaliyetlerindeki Yeri, Bildiri, Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu, 2016, I.Cilt, s. 543; Erdoğan Özdemir, Kaptan-ı Derya Karamürsel, Zinde Yayınevi, 2017, İstanbul, s. 318-319; BOA, Mühimme Defterleri, No: 149, Hüküm no: 207-208; Zeynep İskefiyeli, “Karamürsel Mensucat Fabrikası (1890-1921) Bildiri”, Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu, 2016, Cilt II. s. 11191137-1138; Sait Kaçapor, Boşnaklar-Türkiye’nin Sadık Vatandaşları, Kastaş Yayınevi, 2014, Sarayevo-İstanbul, s. 2 40; Mustafa Hergüner, “”Kurtuluş Savaşında Karamürsel”, Bildiri, Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu, 2018, II. Cilt, s. 1058,Tarihi Gelişim İçinde Kocaeli Liman Başkanlığı, Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu, Bildiri, 2017, IV. Cilt, s. 2388; Erdoğan Özdemir, Karşı Yakanın Beyleri, Kocaeli BB Kültür Yayınları, 2009, s. 424; 25.07.2004 gün ve 25531 sayılı Resmî Gazete.

Erdoğan ÖZDEMİR