Kocaeli Âyanı
Kara Osman Ağa, 19. yüzyılın başlarında Kocaeli ve Sakarya bölgelerinin en güçlü âyanlarındandır. Kara Osman Ağa’nın ilk dönemlerine ilişkin yeterli bilgi bulunmamasına rağmen 1800’lü yıllarda başlayan âyanlık döneminde ün kazanmıştır. Baba adı Mehmet olup tam künyesi Kara Osman Ağa bin Mehmet’tir. Yaşamının ilk yıllarında Yeniçeri Ocağı’nda asker olup savaşlara katıldığı bilinmektedir. Yeniçeri Ocağı’nın 64. ortasını teşkil eden zağarcıbaşılık rütbesine kadar yükselmiştir. Rütbesi ocak sisteminin en önde gelen ağalarından olduğuna delildir. Zağarcıbaşının padişahın kara avlarına katılması ve önde gelen rütbelerden olması itibarıyla görev yaptığı, devrin padişahı III. Selim tarafından yakından tanınan bir isimdir.
Kara Osman Ağa, zeki ve kurnaz bir kişiliğe sahipti.
İstanbul’da muhtemelen hoş görülmeyen bazı davranışlarından ötürü görevinden azledilerek Adapazarı’na gönderildi. Osman Ağa’nın asıl mesleki kariyerindeki gelişim Adapazarı’na geldikten sonra başladı. Aile efradının yardımıyla kısa süre içerisinde ticari ilişkilerini genişletmeyi başardı ve ekonomik olarak elde ettiği güç kendisine Adapazarı âyanlığını getirdi. 1800’lerin başından itibaren bölgede adından sıkça söz edilen bir âyan oldu. Arşiv kayıtları âyanlığından sonra Osmanlı ordusuyla çok sayıda sefere katıldığını göstermektedir. Hüküm sürdüğü bölgenin sınırları şu şekildedir: Adapazarı, İzmir, Sapanca, Hendek, Akyazı, Geyve, Kaynarca, Karasu.
Kara Osman Ağa’yı dönemin diğer âyanlarından ayıran çok sayıda farklı özellik vardı. Bunların başında hayır işlerine ve vakıflara yönelik faaliyetleri sayılmalıdır. Adapazarı’nda kurduğu vakıf ile yaptırdığı cami, medrese, yol, mektep ve dükkânlar imar faaliyetlerine önemli örneklerdendir. Bunun yanı sıra bölge insanının kalkınması için köylüye hayvan ve tohum dağıtmıştır. Kara Osman Ağa, kısa süre içerisinde eşkıyalık benzeri faaliyetlerde bulunduğu için merkezi otorite ile sorun yaşamaya başladı. Kurduğu ticari ve ekonomik ağ sayesinde iyi bir yatak sistemi (kanundışı faaliyetlerde bulunanların kolluk güçlerinden gizlenme yöntemi) de kurduğu görülmektedir. Merkezden gönderilen emirlere uymaması, eşkıyalık ve zulüm yapması otoriteyle ters düşmesine neden olan başlıca hususlardı. Kendisini ele geçirmek için bölgeye gönderilen Kocaeli Mutasarrıfı Vezir Seyyid Ahmed Paşa’dan bu yatak sistemi sayesinde on yedi gün boyunca saklanmayı başarmıştı. Fakat merkezi otoriteyle ters düşen davranışlardan vazgeçmedi. İkinci kez üzerine Kasım Paşa ve Bilecik âyanı Kalyoncu Ali gönderildi. Bu kez köşeye sıkışan Kara Osman Ağa af diledi ve bu isteği kabul gördü. 1806-1816 yılları arasında devam eden Osmanlı-Rus harpleri nedeniyle doğan otorite boşluğundan yararlanan Osman Ağa, bölgesindeki etkinliğini artırdı. Merkezi otoritenin taşrayla ilgilenememiş olması, istediği gibi hareket etmesini sağladı. Sultan II. Mahmut’un âyanlar ve derebeylerinin etki alanlarını kısıtlamak için güttüğü siyaset sonu oldu. 1815-1816 yıllarında Mehmed Nurullah Paşa, İstanbul’dan aldığı emir üzerine Kara Osman Ağa’nın peşine düştü. Sinanoğlu Dağı’na saklanmış olan Kara Osman Ağa’nın kış mevsimi nedeniyle çok fazla dayanamayacağı tahmin edilmişti. Nisan 1816’da Sultan II. Mahmut, Nurullah Paşa’ya Beypazarı Voyvodası Topal Ağa’nın da idamını emretti. Nurullah Paşa ise önce Kara Osman Ağa’nın idamının münasip olacağını söyleyerek başladığı işi yarım bırakmak istemedi. Uzun bir takipten sonra yakalanan Kara Osman Ağa Mayıs 1816’da idam edildi. Nurullah Paşa’nın Tatar Ağası, Kara Osman Ağa’nın idam edildiğini Sultan II. Mahmut’a bildirdi.
Kara Osman Ağa, Adapazarı’nda kuleler ve ağır silahlarla donatılmış olan yüksek duvarlarla çevrili Kuleli Konak adı verilen yapıda yaşardı. Meşhur konağı devletle ters düşmesi nedeniyle ibret için yıktırılıp harap edildi. İstanbul’un yanı başında müstahkem mevki görünümündeki bu yapı Kara Osman Ağa’nın gücünün önemli bir simgesiydi. Hüküm sürdüğü bölgenin İstanbul’a yakın olması ile daha önce İstanbul’da yaşaması iyi bir ticari sistem kurmasını sağladı. 1816 yılındaki kayıtlara göre mal ve mülklerinin toplam değeri 69974,5 kuruştu.
KAYNAKÇA
Atilla Çetin, “Kocaeli ve Hüdavendigar Sancaklarında Eşkıyalık Olayları (18. ve 19. Yüzyıllar)”, Osmanlı’dan Günümüze Eşkıyalık ve Terör, Ed. Osman Köse, İlkadım Belediyesi Yayınları, Samsun 2009, s. 105-126; Atilla Çetin, “Adapazarı Âyanı Kara Osman Ağa ve Kardeşlerinin Mal Varlığı”, Prof. Dr. Işın Demirkent Anısına, İstanbul 2008, s. 629-648; Atilla Çetin, “Adapazarı Âyanı Kara Osman Ağa Vakfı Vakfiyesi”, Vakıflar Dergisi, XXX, Ankara 2007, s. 155-183; Atilla Çetin, “Osmanlı Döneminde Kocaeli Sancağı ve Civarının Ünlü Şahsiyetleri”, Uluslararası Gazi Akçakoca ve Kocaeli Tarihi Sempozyum Bildirileri, Kocaeli 2015, s. 1417-1439; Abdülkadir Özcan, “Zağarcıbaşı”, DİA, C. 44, s. 75-76; BOA, HAT, 494/24280; 631/31171.
Süleyman TEKİR