KAPAN-I DAKİK

Madde no:821

Un Kapanı

Kapan, kelimesinin kökeni Latince campana’dan gelmektedir. Farsça ve Arapça’da “kabban” olarak geçen kelime, kantar-terazi anlamına gelir. Mısır’da kantar kullanan kimseye “kabbani”, alım satım mukavelelerine nezaret eden kuruma da “Divanü’l-kabbani” denirdi. Arap ve Türk-İslam devletlerinde kullanılan “kapan” tabiri Osmanlı’da daha ziyade un kapanı (kapan-ı dakik), bal kapanı, yağ kapanı vb. satılan malın adıyla birlikte kullanılmış, böylece büyük tartı aletinin adı olmaktan çıkıp günümüz toptancı hâlleri veya zahire borsaları niteliğindeki yerlerin adı olmuştur. Kapan-ı dakik, çoğunlukla büyükşehirlerde bu tür ticaretle uğraşan kesimler için kullanılan bir tabir hâline gelmiştir. Un, yağ ve baldan başka tahıl, kahve, tütün, ipek, pamuk, kumaş ve çeşitli dokumalar üreticiden satın alınarak başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerdeki kapanlara getirilirdi.

Kocaeli kenti, coğrafi açıdan önemli geçiş noktalarından biri olduğu için deniz ve kara taşımacılığı ile ticari faaliyetler öne çıkmıştır. Ancak kapanların kurulması Orhan Gazi dönemine kadar gitmektedir. Cami, imaret, medrese gibi müesseselerin masrafları için bunların yanına kapanlar yaptırılırdı. Kapanlarda mallar kadı huzurunda tartılır ve taksim edilirdi. Yük başına vergi alınırdı. Fatih döneminde işlemler emin, naip, kethüda gibi memurlar tarafından yapılmakla birlikte zamanla bu görev mültezimlere verilmiştir. İzmit’te günümüzdeki Hürriyet Caddesi’nin adı Kapanönü Caddesi olarak geçmektedir. Evliya Çelebi, kentteki tüccar hanlarının zenginliğinden bahseder. Kentte ticari hayatı yönlendiren, başta Rum ve Ermeniler olmak üzere Müslüman ve Yahudi toplumu olmuştur. XVI. yüzyıldan itibaren kente yerleşen Ermeniler, özellikle ticari faaliyetlerde öne çıktılar.

İstanbul’un hububat ihtiyacını karşılayan yerlerden biri de Kocaeli’dir. Ticaretin işleyişi açısından, İzmit İskelesi, Körfez ve Karamürsel İskeleleri, önemli güzergâhlardı. Kapan tüccarları, buradan İzmit-İstanbul arasında, yurt dışına mal alışverişini sağlıyorlardı. Gemilerle getirilen ürünler arasında buğday, arpa, pirinç, kuruyemiş, üzüm ve incir vs. bulunmaktadır. Ege Bölgesi’nden de zeytin, zeytinyağı, fasulye, kuru üzüm, şarap ve sirke getiriliyordu. Bununla birlikte Osmanlı ordusu için Karamürsel ve Yalova menzillerinde hazır olarak bekletilen ve ordunun ihtiyacı olduğunda alınan arpa, un, gibi lojistik maddeler, genellikle Karamürsel İskelesi üzerinden nakledilirdi. Karamürsel halkından tedarik olunan odun, saman, arpa, yağ, bal ve koyunun, gerektiği zaman gönderilmesi için belirli bazı mekânlarda depolanması istenmişti.

İzmit’e ithal edilen ürünler sanayi, çeşitli gıda ve donanım malzemeleriydi. İhraç edilen ürünler arasında ise tahıl, ipek kozası, tütün, mısır, meyve, tavuk, yumurta, peynir ve kaymak sayılabilir. Kapanlar, hububat, yağ ve bal kapanı şeklinde ayrı kategoride ticaret yaparlardı. Un kapanı tacirlerinin en önemli yardımcıları “yazıcı” denilen görevlilerdi. Tüccar, yazıcılarını hububat satın almak için gerekli sermayeyi vererek üretim bölgelerine gönderir, onlar da satın aldıkları ürünleri gemilerle şehirdeki un kapanına getirirlerdi. Yazıcıların bu işi yapabilmeleri için ellerinde görevleriyle ilgili bir ferman, berat veya kapandan verilmiş bir tezkire bulundurmaları gerekirdi. Nitekim Osmanlı arşiv belgelerinde İzmit kapan tüccarları hakkında çeşitli belgeler mevcuttur. Bunlar, genellikle kapana getirilen mallarla ilgili konuları içermektedir. 1766 yılına ait bir arşiv belgesinde, İzmit un kapanı ve meyve mukataası (gelir) müstelziminin, yük arabasından kantar vergisi alması için verilen berattan bahsedilmektedir. Bazı belgeler ise kapan tüccarlarının tahsili, alınan vergilerle ilgilidir. 1791 tarihli başka bir belgede ise kapan-ı dakik mukataası hissesini uhdesinde bulunduran Musa Ağa adlı bir tüccardan bahsedilmektedir. Bu sistem, Osmanlı’nın son dönemlerine kadar devam etmiş, Cumhuriyet sürecinde yasal düzenlemelerle değişikliğe uğramıştır.

KAYNAKÇA

Annuaire-Oriantal du Commerce, ed. Raphael Cervati, İstanbul,1896, s. 956,BOA. AE. SSLM. III. 159-9561; BOA. C.BLD. 11-512; BOA. CML. 733-29908; BOA. HR. MKT. 126-61; BOA. MAD. 693; 3985; BOA. MD. 12., No-. 805; BOA. D.BRM. 335-114; 382,114; BOA. TD. 438-760; 438 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri, 1530, C. II, Devlet Arşivleri Transkripsiyon, s. 759, 760; 3 Nolu Mühimme Defteri, 1558-1560, No: 67, Devlet Arşivleri Transkripsiyon, Ankara, 1993, s. 40,41; Ahmet Tabakoğlu, “Osmanlı Döneminde İstanbul’un İaşesi”, Osmanlı İstanbul’u, Sempozyumu II, 27-29 Mayıs 2014, 29 Mayıs Üniversitesi, İstanbul, 2014, Bildiriler, İBB. Yay., İstanbul, 2014, s. 99-168; Ekrem Gürdal, XVIII. Yüzyıl ve Sonrasında Karamürsel İskelesi’nin Osmanlı Deniz Faaliyetlerindeki Yeri, Uluslararası Karamürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Kültürü Sempozyumu 2, 3-5 Nisan 2015, Bildiriler, KBB. Yay., Kocaeli, 2016, s. 543-554; Evliya Çelebi, Seyahatname, C. II., Haz. Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı, Yapı Kredi Yay. İstanbul, 2003, s. 200,201; Salih Aynural, “Kapan”, İA, C. 24, İstanbul, 2004, s. 338-339.

Ayşegül YILMAZ