Gebzeli Hafız, Huzur Dersi Hocası
İlmiye teşkilatında görev alan müderrisler arasında İstanbul dışından, taşradan, gelerek İstanbul medreselerinde görev alan ve medrese teşkilatında yükselen müderrisler de vardır. Medrese tahsili için farklı yerlerden İstanbul’a gelenler arasında Gebzeliler de bulunmaktadır. 1864’lerde medrese eğitimi almak için İstanbul’a gelen Gebzeli talebelerden biri de Abdullah Şerif Efendi’dir. Abdullah Şerif Efendi, İstanbul medreselerinde okuyan ve sonrasında da İstanbul medreselerinde görev alan sayıca az Gebzeli müderristen biridir. Abdullah Şerif Efendi, Kocaeli’nin Gebze kazasına bağlı Demirciler köyünde 16 Eylül 1267 (28 Eylül 1851) tarihinde doğmuştur. Doğumundan yaklaşık 5-6 yıl önce 1845’lerde aşağı yukarı 88 haneye sahip olan Demirciler köyünde 440 kişi yaşamaktadır. Köy halkından mesleği tespit edilenler o dönemde geçimlerini ekseriyetle bağcılıkla sürdürmektedir. Abdullah Şerif Efendi’nin, babasının mesleği bilinmemekte, kendisinden sadece “Şerifzâde Hacı Hüseyin Efendi” olarak bahsedilmektedir. “Şerifzade” unvanı Hüseyin Efendi’nin köyün ileri gelen ailelerinden birine mensup olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Zira “zâde” ifadesi evlat manasına geldiği gibi asil yerinde de kullanılır bir tabir olduğundan Şerifzâdeler, ilmiyeye ya da yönetici sınıfına mensup Gebze’nin köklü ailelerinden biri olabilir. “Hacı” isminden de anlaşılacağı üzere babası hac ibadetini yerine getirmiştir. Abdullah Şerif Efendi’nin annesi Cemile Hanım’dır. Abdullah Şerif Efendi, Hatice Hanım’la (1266/1849-1850-25 Eylül 1927) evlenmiştir. Bu evlilikten ikisi erkek ve ikisi kız dört çocuk dünyaya gelmiştir. Oğulları Mesut (1286/1869-1870-20 Şubat 1944) ve Mustafa Hulusi (1301/1883-1884-?) Konuk ile kızları Nadire (1297/1879-1880-5 Teşrinievvel 1331/18 Ekim 1915) ve Zeynep Hanım’dır (1291/1874-1875-?). Abdullah Şerif Efendi, kendisinden bahsederken “Hafız Şerif”’ unvanını kullanmaktadır. Bu ifade, İstanbul’a geldiği 1281 (1864-1865) tarihine kadar Gebze’de bulunduğu yıllarda hafızlık eğitimini tamamlamış olması ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Gebze’de o yıllarda İstanbul ulemasının da zaman zaman müderrislik yaptığı 149 akçeli Musıla-i Süleymaniye derecesindeki Mustafa Paşa Medresesi gibi önemli medreseler bulunmasına rağmen Abdullah Şerif Efendi, ilim tahsil etmek amacıyla 1281 (1864- 1865) yılında İstanbul’un Süleymaniye semtine gelmiştir. İstanbul’a geldiği yıllarda İstanbul medreseleri talebe sayısı bakımından en kalabalık dönemlerinden birini yaşamaktadır. Abdullah Şerif Efendi’nin gelişinden birkaç yıl sonrasına ait 1869 tarihli Şeyhülislamlığın verisine göre o dönemde İstanbul’da 177 medresede kayıtlı 5560 öğrenci bulunmaktadır. Abdullah Şerif Efendi, 14 yaşında daha çocuk denilebilecek bir yaşta olduğundan ailesi ile birlikte İstanbul’a gelmiş olması ihtimali daha kuvvetlidir. Nitekim babasının vefat tarihini Recep 1317 (Kasım-Aralık 1899) olarak net bir şekilde zikretmesi Abdullah Şerif Efendi’nin babasıyla birlikte tahsil için İstanbul’a geldiği ve sonrasında babasının burada vefat ettiği düşüncesini kuvvetlendirmektedir. Abdullah Şerif Efendi, Süleymaniye’de Dökmeci-i Sani Medresesi’nde eğitime başlamış, Süleymaniye dersiamlarından Ayaşlı Hafız Ahmed Recai Efendi’nin derslerine devam etmiştir. 15 senelik bir medrese tahsilinin ardından Cemaziyülevvel 1297 (Nisan-Mayıs 1880) tarihinde Ahmed Recai Efendi’den icazetname almıştır. O dönemlerde medreselerdeki tahsil süresi takriben 18 yıl olduğundan Abdullah Şerif Efendi biraz daha kısa bir sürede eğitimini tamamlamıştır. Abdullah Şerif Efendi, medreseyi bitirdikten yaklaşık 1,5 yıl sonra Zilkade 1298 (Eylül-Ekim 1881) yılında girdiği imtihanda başarılı olmuş, ehliyetini ispat için bir sene sonra Şevval 1299 (Ağustos-Eylül 1882) tarihinde Süleymaniye Camii’nde talebeye ders vermeye başlamıştır. Ders vermeye başladıktan yaklaşık olarak 13 yıl sonra Cemaziyülevvel 1313 (Ekim-Kasım 1895) yılında talebelerine icazet vermiştir. 18 Teşrinievvel 1298 (30 Ekim 1882) tarihinden itibaren kendisine 100 kuruş maaş tahsis edilmiştir. Süleymaniye Camii’nde talebeye ders vermeye başladıktan bir yıl sonra kendisine maaş bağlanmıştır. Abdullah Şerif Efendi, Süleymaniye Camii’nde talebeye ders verdiği gibi 1304’te (1886-1887) İstanbul medreselerinde de müderrislik yapmaya başlamıştır. Abdullah Şerif Efendi, ilk olarak 7 Şevval 1304’te (1 Mayıs 1887) Dersiyye-i Hamidiye Medresesi’ne İbtida-i Haric müderrisi olarak tayin edilmiştir. Bu görevde 8 yıl kaldıktan sonra Gurre-i Zilhicce 1312’de (26 Mayıs 1895) Mütercim Sinan Bey Medresesi’nde Hareket-i Haric müderrisi olarak görev almıştır. Bu vazifede yine 8 sene görev yaptıktan sonra 21 Rebiülevvel 1321’de (17 Haziran 1903) Şeyh Yusuf Efendi Medresesi’ne İbtida-i Dahil müderrisi olmuştur. Yaklaşık 4,5 yıl sonra 9 Zilkade 1325’te (14 Aralık 1907) Sururi Bey Medresesi’ne Hareket-i Dahil müderrisi tayin edilmiştir. Abdullah Şerif Efendi’nin bundan sonraki görevleri hakkında kaynaklarda kesin bir bilgi olmamakla beraber, maaş cetvelindeki verilerden hareketle Musıla-i Sahn müderrisliğine tayin edilmiş olma ihtimali vardır. II. Mahmud döneminde medreselerde müderrislerin çoğunluğu medreseler arası geçişlerde daha hızlı yükselirken Abdullah Şerif Efendi’nin bir medreseden diğer bir medreseye yükselme sırasında arada geçen bekleme süresi oldukça uzun olmuştur. Abdullah Şerif Efendi’nin medrese derecelerinde yükselmesi sırasında bu kadar uzun beklemesinin sebebi müderris sayısının artmış olmasıdır. Abdullah Efendi’nin Hareket-i Dahil müderrisliği sonrasındaki görevleri hakkında bir bilgiye sahip olunamamıştır. Abdullah Şerif Efendi, Hareket-i Dahil müderrisi olduktan ve yaklaşık 10 yıl İstanbul medreselerinde görev aldıktan sonra Ramazan 1326 (Eylül-Ekim 1908) yılında huzur derslerine muhatab olarak tayin edilmiş ve Ramazan 1341 (Nisan-Mayıs 1923) yılına kadar bu görevi kesintisiz sürdürmüştür. Huzur derslerine tayininin hususi tarafı bu derslerde görev alan Gebzeli tek müderris olmasıdır. Huzur derslerindeki görevi vesilesiyle kendisine dördüncü rütbe-den Mecidi ve Osmani nişanları verilmiştir. Abdullah Şerif Efendi yaklaşık 15 yıl boyunca bu derslerde ilk başlarda yükselme göstermişse de daha sonra farklı sebeplerden ötürü düşüş de yaşamıştır. Buna da çoğu zaman birbirini çekemeyen ve birbirinin akranı olan âlimler sebep olmuştur. Zira huzur dersleri aynı zamanda müderrisleri sistemle bütünleştiren, müderrisleri Sultan’a dolayısıyla politik hayatın merkezine, yakın haline getiren derslerdi. Gebzeli bir müderris olan Abdullah Şerif Efendi de bu dersler dolayısıyla padişahla aynı ortamda bulunabilme imkanına sahip olan müderrislerden biri olmuştur. İlmiye teşkilatında müderris ve huzur dersi hocası olarak 40 seneden fazla hizmet ettikten sonra emekli olmuş, 4 Mart 1930’da ise vefat etmiştir.
KAYNAKÇA
Aydın Bolat, Pelin İskender, “1844 Tarihli 187 Nolu Medrese Defterine Göre İstanbul Medreseleri Nüfusu”, Studies Of The Ottoman Domain, 7/13, 2017, s. 30, 35; Gülfettin Çelik, Gebze (Sosyo-Ekonomik Bir İnceleme) 16.-19. Yüzyıl, I, Kocaeli Belediyesi Yayınları, Kocaeli, 2003, s. 12-13, 124; Arzu Güldöşüren, “İstanbul Medreselerinde Kocaelili Bir Müderris: Huzur Dersi Hocası Gebzeli Hafız Abdullah Şerif Efendi”, Uluslararası Orhan Gazi ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu-V, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Yayınları, 2019, 1591-1594; Arzu Güldöşüren, II. Mahmud Dönemi Osmanlı Uleması, Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul, 2013, s. 226-228; İlmiye Salnamesi, haz. Seyit Ali Kahraman, Ahmet Nezih Galitekin, Cevdet Dadaş, İşaret Yayınları, İstanbul, 1998, s. 108; İstanbul Müftülüğü Şer‘iye Sicilleri Arşivi, Huzur-ı Hümayun Müderrisleri Defteri (HHMD), nr. 45, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 116, 117, 118. Mübahat Kütükoğlu, S., XX. Asra Erişen İstanbul Medreseleri, TTK, Ankara, 2000, s. 125; Ebülula Mardin, Huzur Dersleri, I-II, İsmail Akgün Matbaası, İstanbul, 1951, I, s. 261-262; 550, 554, 557, 560, 564, 567, 574, 577, 579, 580, 584, 588, 591, 595, 598, 603; 931; Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, III, MEB, İstanbul, 1993, s. 644; Hümeyra Zerdeci, Osmanlı Ulema Biyografilerinin Arşiv Kaynakları, Ankara, 2008, s. 432; Zilfi, Madeline C., Dindarlık Siyaseti Osmanlı Uleması, Birleşik Yayınları, Ankara, 2008, s. 242, 245.
Ramazan ŞAHAN