Osmanlı Devletinde Resmi Ulaşım ve Haberleşme Ağı İzmit Hattı
Menzil sistemi 16. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı Devleti’nin resmi ulaşım ve haberleşme ağını ifade eder. Osmanlı Devleti’nde haberleşme erken dönemde ulaklara tanınan bazı hak ve ayrıcalıklarla gerçekleşirdi. Osmanlı ulaşım ve haberleşme sistemi “Anadolu cânibi”nde ve “Rumeli cânibi”nde “kol” tabir edilen ana yollar ile bunlar arasında beldeleri birbirine bağlayan ikincil yollarla bir ağ oluşturuyordu. Her iki tarafta da bu ana kollar “sağ, orta ve sol” olarak adlandırılan üçlü bir yapıya sahipti ve bu kolların her biri “Memâlik-i mahrûse”nin en uç noktasına kadar uzanıyordu. Menziller bu yol ağlarının üzerindeydi.
Menzil sistemi gelmeden önce aynı yol ağı kullanılarak ulaşım ve iletişim sağlanırdı. Merkezden sancak ve eyaletlere haber taşıyacak ulağa “ulak hükmü” verilirdi. Ulak elindeki hüküm sayesinde tebaanın elindeki ata el koyma hakkına sahip olurdu. Sistem, “at değiştirme” esasına dayanırdı. At yorulunca ulak aynı hüküm belgesi ile tebaadan başka birinin atını alabiliyordu. Kanuni Sultan Süleyman’ın (1520-1566) vezirlerinden Lütfü Paşa zamanında haberleşme sisteminde yeni düzenlemelere gidildi. Tebaanın üstündeki yük kaldırıldı. At değişimi bundan sonra yol güzergâhı üzerinde belirli noktalarda oluşturulan menziller aracılığıyla sağlandı. “Avarız mukabili” yani bazı vergi muafiyeti ile istihdam edilmiş menzilciler, menzillerde dinlenmiş atı hazır bulundurdu. Gelecek ulağa yatacak yer ve yeme içme imkânı sağladı. Yeni sistemle elinde ulak hükmü olan görevli tebaadan değil, menzilcilerden at temin etmeye başladı. Ulağa “sürücü” adı verilen bir görevli diğer menzile kadar eşlik etti. Ulak, bir sonraki menzilden dinlenmiş ata binip yoluna devam ederken, sürücü yorulan atı dinlendirip, atı ait olduğu menzile geri getirdi. Lütfü Paşa’nın geliştirdiği sistem, 17. yüzyılın sonlarına kadar devam etti. 1697 yılında menziller yeni bir organizasyona tabi tutuldu. Menzilcilerin lehine gelişmeler oldu. Yeni düzenlemede ulaklara “inâm hükmü” verildi. Hükme göre menzilciler yine ulağa at temin edecekti. Ancak atın hizmet verdiği saat başına on sağ akçe ücret alacaklardı. Yani ulak, atı menzilciden kiralayacaktı. İnâm hükmünde ulağın nereye, gizli değilse hangi hizmetle ve ne kadar at alabileceği bilgileri yer alırdı. Ulak ihtiyacından fazla at talep edemeyecekti. Menzilcilerin vergi muafiyeti devam edecekti. Bunun yanında ulak, yemek için düşük de olsa ödeme yapacaktı. Bu usul menzilcileri biraz rahatlattı. Fakat bir süre sonra gerek menzilcilerin ve gerekse ulakların suiistimalleri ile sistemde bozukluklar başgösterdi. Sistem 1829’da posta teşkilatı kuruluncaya kadar küçük değişimlerle devam etti.
Kocaeli livası payitaht İstanbul’a olan yakınlığı vesilesiyle Anadolu’ya açılan kolların başlangıcını oluşturmaktaydı. 16. ve 17. yüzyılda Kocaeli livası İznikmid, Şile, Kandıra, Yoros, Yalakabad, Gebze, Ada ve İznik kazalarından oluşuyordu. Bazı tahrir kayıtlarına (15221523) Görele de dahil edilmişti. 18. yüzyılda Kocaeli, İzmit, Şile, Kandıra, Yoros, Yalakabad, Gebze, Ada ve İznik kazalarından oluşuyordu. Bu idari yapı 19. yüzyılın ortalarına kadar devam etti.
Anadolu canibinde üç kolun başlangıç noktası Üsküdar idi. Gebze yolunu takip eden yol İznikmid (İzmit)’ten itibaren Merzifon’a kadar tek kol olarak gider, burada sol ve orta olmak üzere ayrılır, sol kol Erzurum’a, orta kol ise Bağdat’a ilerlerdi. İznikmid’den Merzifon’a kadar 13 menzil yer almaktadır. Merzifon’dan 22 menzil sonra Divriği menziline ulaşılır. Ladik’den ayrılan sol kol ise 12 menzil sonrasında Van’a erişir. İznikmid menzilinden Bağdat’a kadar 39 menzil bulunmaktadır. İznikmid menzili orta ve sol kolun devamı olan Sapanca menziline 9 saat (at hızı) uzaklıktadır. Ana güzergâh olan Üsküdar’a 18 saat, Gebze’ye 9 saat mesafededir. İznikmid’den bir haber Karamürsel’e 12, İznik’e ise 15 saatte ulaşmaktaydı.
Menziller haberleşme dışında iaşe toplama yeri ve ordunun konaklamasında mevki belirleme rolü üstlenirdi. Sefere çıkmadan ordunun geçeceği yol güzergâhı belirlenir ve menzillerde iaşe stoklanırdı. Ordu için gereken zahire genellikle sürsat usulü ile menzil çevresindeki tebaadan temin edilirdi. Ordu bu güzergahı kullandığı zaman yiyecek sıkıntısı çekmezdi. İzmit menzili ordunun konaklama noktalarındandı. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) 1534 ve 1548 yıllarında ve IV. Murat (1623-1640) ise Revan ve Bağdat seferine giderken ordularını İzmit’te konaklattı. Ulaklara göre ordu kalabalık olduğu için yavaş hareket etmekte, daha sık ve daha uzun konaklamaktaydı. Örneğin IV. Murat’ın ordusu Revan’a giderken İznikmid’de üç gün dinlenmişti.
Menzillerde menzil kethüdası, ahır kethüdası, seyis, odacı, sürücü ve aşçı gibi hizmetliler bulunurdu. Menzil, emin tarafından idare edilirdi. Menzil eminleri güvenilir kişilerden seçilerek bir yıl için tayin edilirdi. İzmit’te 1670-1671 yılında Murat Ağa görev yaptı. 1696-1697 ve 1697-1698 yıllarında iki yıl Ahmet Ağa hizmet verdi. Ahmet Ağa’dan sonra El-Hac Hamza iki yıl, El-Hac Hüseyin üç yıl, El-Hac Osman Ağa dört yıl hizmet verdi. 1723-1724 yılında El-Hac Abdullah göreve geldi ve bir sonraki yıl yeniden atandı.
Menzillerin temel oluşturulma amacı beygir temin etmekti. Beygir sayıları zamana ve duruma göre değişmekteydi. Özellikle savaş zamanlarında beygir sayısı artırılıyordu. 1671 yılında 10 beygir varken 1690 yılında 6 beygir bulunmaktaydı. 18. yüzyılın başlarından ortalarına doğru yine beygir sayısı arttırıldı ve 20’ye kadar çıktı. 1731 yılında beygir sayısı 40’a kadar çıksa da 1737 yılında yeniden 20’ye düştü. 1747 yılında menzilde 15 beygir hizmet veriyordu.
Menzillerin en önemli gider kalemi beygirlerin bahası ve beygirlere verilen yemlerdi.1690 yılında bir beygirin günlük masrafı 28 akçe olarak hesaplanmaktaydı. Diğer menzillerde olduğu gibi masraflar İzmit’ten toplanan avarız vergisinden karşılanmaktaydı.
KAYNAKÇA
Yusuf Halaçoğlu, Osmanlılarda Ulaşım ve Haberleşme (Menziller), Ankara 2002, s. 69; Emine Dingeç, Osmanlı Sarayında At, Ankara 2020, s. 174-177; Cemal Çetin, Ulak Yol Durak Anadolu Yollarında Padişah Postaları (Menzlhâneler) (1690-1750), İstanbul 2013, s. 127128; 438 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri (937/1530), C. II, Ankara 1994, s. 2; Franz Taeschner, Osmanlı KAYNAKLARına Göre Anadolu Yol Ağı, çev. Nilüfer Epçeli, İstanbul 2010, s. 143, 153; Zübeyde Yağcı Güneş, “Osmanlı Menzil Teşkilatı İçerisinde İzmit Menzili ve Önemi”, Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu II, Kocaeli 2016, s. 381-394; Emine Dingeç, “18. Yüzyılda Menzil Sistemi İçinde Kocaeli’nin Yeri”, Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu II, Kocaeli 2016, s. 395-402; Nasûhü’s-Silâhî [Nasûh-i Matrak], Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultan Süleyman Han (haz. Hüseyin G. Yurdaydın), Ankara 1976, s. 223; Sıdkî Paşa, Gazavât-ı Sultan Murâd-ı Râbi’ (IV. Murâd’ın Revan Seferi), haz. Mehmet Arslan, İstanbul 2006, s. 17.
Emine DİNGEÇ