Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
1839 yılında Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle, Osmanlı Devleti’nde yeni bir dönem başlamıştır. Tanzimat dönemi olarak adlandırılan bu süreçte, Osmanlı’da zindanların yerini hapishaneler almıştır. Bu yeni kurumlar, dönemin idari yapılanmasına göre imparatorluk genelinde vilayet, sancak ve kazalarda yer almıştır. Hapishanelerin büyüklükleri, bulundukları idari birime göredir. Buna göre en büyük hapishaneler vilayetlerde, sonraki mutasarrıfların yönetimindeki sancaklarda, en küçüğü ise kazalarda bulunmuştur. İzmit Hapishanesi bir sancak hapishanesidir.
İlk hapishaneler, vali konaklarının içinde ya da hemen yanında yer almıştır. Vali konaklarının hükümet konaklarına dönüşmesiyle hapishaneler hükümet konaklarının içinden bahçelerine veya yakınlarına taşınmaya başlamıştır. İzmit Hapishanesi olarak bilinen ilk yapı, hükümet konağının avlusunda tersane duvarına bitişik, caddeye cephesi olan kâgir bir bina ve iki ahşap koğuştan oluşuyordu. Hapishane zaman içinde bakımsızlıktan köhne bir yapıya dönüşmüştür. Kurulduğu tarihten itibaren hapishane, mahkûm sayısı karşısında yetersiz kalmış, izdiham hapishanenin kronik sorunu hâline dönüşmüştür. Hapishaneler yargılanmış, cezası kesinleşmiş mahkûmlar içindi, yargılama sürecinde olan tutuklular ise tevkifhane adı verilen yapılarda hapsedilirlerdi. İzmit’te tutuklular için ayrı bir tevkifhane binası yoktu. Hapishanenin koğuşlarından biri tevkifhane olarak kullanılmaktaydı. Dolayısıyla İzmit Hapishanesi’nde tutuklular ve mahkumlar ayrı koğuşlarda fakat aynı binada kalıyorlardı.
1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilan edilmesi ile hapishaneler için yeni bir dönem başlamıştır. Bu süreç hapishaneler için ıslahat dönemi olarak adlandırılabilir. Adı geçen dönemde, İzmit Hapishanesi’nin bakımsız köhne hâli devam etmekteydi. 1910 yılının Ağustos ayında 1.000 kuruş harcanarak hapishanede bir tamirat gerçekleştirilmişti. Yapılan tamirat, sorunu geçici olarak çözdüğü için 1911-1912 yıllarında İzmit için yeni bir hapishane inşa edilmesi kararlaştırılmıştı. Fakat dönemin maliyesinin olumsuz durumu hapishane projesinin hayata geçmesine izin vermemişti. Yeni bir hapishane inşa edilememiş, eski hapishane ise 1910 yılında tamirat geçirmesine rağmen 1912 yılında yine virane hâlini almıştı. 1913 yılının sonu itibarıyla hapishane yeterince hava ve güneş alamayan, yıkık dökük bir yapıydı. 1913 yılının sonunda merkezi hükümet tarafından hapishanenin tamiratı için 14.647 kuruş İzmit’e gönderilmişti. Fakat yapılan tamirat, hapishanenin fiziksel değişiminde ciddi bir iyileşmeye sebep olmamıştı. 1914 yılında hükümet konağının içindeki yerini muhafaza eden hapishane binası, caddeye cephesi olan kâgir bir bina ve iki ahşap koğuştan oluşuyordu. Hapishane avlusu ile birlikte 733 metrekarelik bir alana sahipti. Bunun 333 metrekaresinde kâgir bina ile bahçesi, geriye kalan 400 metrekarede ise iki ahşap koğuş ve bahçesi vardı. En fazla 70 mahkûma ev sahipliği yapabilecek hapishanede, 1914 yılının Ocak ayında 223, Haziran ayında 250’den fazla erkek mahkûm cezasını çekmekteydi. 4 kadın mahkum için ise hükümet konağının dışında, aylık 50 kuruş kira ile ayrı bir yer kiralanmıştı. Hapishane köhne, virane bir yapı olduğu gibi, kapasitesinin çok üzerinde mahkûma ev sahipliği yapıyordu. 1914 yılının Haziran ayında 1.170 kuruşluk bir ödenek tamirat için hapishaneye verilmiş ancak bu para ile yapılan tadilat hapishanenin yıkık dökük ve sağlıksız hâlini düzeltmeye yetmemişti. Hapishane binasının virane hâli beraberinde mahkûm firarlarını da getiriyordu. İzdihamın ve hapishane binasının sağlıksız yapısı, 1915 yılının hemen başında hapishanede lekeli humma ve tifo hastalıklarının ortaya çıkmasına ve salgına dönüşmesine neden olmuştu. Hapishanedeki mahkûm sayısı 300’ü geçmişti ve 10 kişilik koğuşlarda 40-50 mahkûm kalıyordu. Bunun üzerine hapishane boşaltılmış, mahkûmlar şehre 30 dakika uzaklıkta bulunan Soğucak mevkisindeki barakalara taşınmıştı. Eski hapishane boşaltıldıktan sonra baştan aşağı temizlenerek mikroplardan arındırılmış ve 60 mahkûm tekrar eski hapishaneye gönderilmişti. Böylelikle İzmit Hapishanesi, 1915 yılında iki ayrı binada varlığını sürdürmeye başlamıştı. 1916 yılında Ermeni tehcirinden geriye kalan Ermeni Kilisesi’ne yakın ve kilisenin akaratından olan kâgir fırının üst katının yapılan 6.382 kuruş 30 paralık masrafla hapishaneye dönüştürülmesiyle İzmit Hapishanesi, 60 mahkûm kapasiteli üçüncü bir binaya daha kavuşmuştu. İmparatorluk hapishanelerinin genelinde görülmeyen bu uygulama ile İzmit Hapishanesi aynı anda üç ayrı yapıda varlık gösteriyordu. Fakat yapıların üçü de korunaksız ve sağlıksızdı. Yapıların korunaksız oluşuna gardiyan ve jandarmaların niteliksizliği de eklenince hapishanelerde firar olayları kaçınılmaz oluyordu. Yapıların yetersizliği yeni bir hapishane inşasını mecbur kılıyordu. Nitekim 1916 yılının sonunda İzmit’in batısında elverişli bir arazide, yeni bir hapishane inşaatının temeli atılması kararlaştırılmıştı. Ancak bu bina hiçbir zaman inşa edilememiştir. 1917 yılında İzmit Hapishanesi artık iki ayrı binada varlığını sürdürmekteydi. En eski hapishane olan hükümet konağının avlusundaki hapishane kullanım dışı kalmıştı. Kadın hapishanesi ise yine bir odadan ibaret, kiralık bir hanede varlığını bir kadın gardiyanın yönetiminde sürdürmekteydi. Soğucak barakaları ve kâgir bir fırının üst katı iken hapishaneye dönüştürülen yer ile birlikte iki yapı içinde varlığını sürdüren hapishanenin müdürü, sürmekte olan I. Dünya savaşı’ndan dolayı silahaltına alındığı için bu görevi yürütecek kimse yoktu. Müdürün olmadığı durumlarda onun yerine vekâlet eden bir başgardiyan olması gerektiği halde o da yoktu. İzmit Hapishanesine bu yıllarda hapishanenin kâtibi vekaleten müdürlük yapıyordu. Bunun dışında altı gardiyan hapishanede görev yapmaktaydı. 1918 yılının sonunu bu şekilde tamamlayan İzmit sancağı merkez hapishanesinin binalarının hiçbiri devlete ait değildi. Kiralanmış olan bu yapılar hapishane olmak için elverişli değildi. Aynı durum kadın hapishanesi için de geçerliydi. Mazharcık Mahallesi’nde kiralık bir yapı olan tek odalı hapishanede, 32 kadın mahkum cezasını çekmekteydi. Aynı yıl binanın diğer bir odası da kiralanarak izdiham kısmen hafifletilmişti.
1919 yılında yeni bir hapishane binası inşa fikrinden tamamen vazgeçilmişti. Kadın hapishanesi ise yer değiştirmiş, Kayseri Sokağı’nda Dikran Efendi isimli bir Ermeniye ait olan yapıya taşınmıştı.
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında da yeni bir hapishane binası inşa edilemediği için adı geçen dönemde İzmit Hapishanesi, 1915’te tütün deposu olarak inşa edilmiş olan yapıya taşınmıştı. Fakat bu yapı oldukça sağlıksız ve rutubetli bir binaydı. İzdiham yine devam etmekteydi. 1950’li yıllarda, 100 kişiye ev sahipliği yapabilecek bu dar ve sağlıksız yapıda, 200 mahkûm kalmaktaydı. Tütünlerin bile çürüdüğü bu yapıda, mahkûmların sağlıklı kalması mümkün değildi. Nihayetinde 29 Ekim 1952 tarihinde klor fabrikasının karşısındaki arazide temeli atılan hapishane 30 Mart 1955 tarihinde hizmete açılmıştı. 500 kişilik yeni hapishane oldukça modern, tüm ihtiyaçlara cevap verebilen, korunaklı, sağlıklı, meslek atölyeleri olan, 300 kişilik konferans salonuna sahip bir hapishanede olması gereken tüm özelliklere haiz bir yapıydı. Nihayetinde 1955 yılında İzmit ilk defa modern bir hapishaneye sahip olmuştu. İlk yapıldığında şehrin kenarında olan hapishane yıllar içinde İzmit şehir merkezinin büyümesinden dolayı şehir içinde kalmış ve hizmete açıldıktan 60 yıl sonra 2015 yılında yıkılmıştır. Böylelikle İzmit’in merkezinde, Kuruçeşme mevkiinde D-100 karayolu kenarındaki adreste bulunan son hapishane 2015 yılı itibarıyla tarihe karışmıştır. Günümüzde İzmit Hapishanesi Kandıra’da “Kocaeli Cezaevi” adı altında varlığını sürdürmektedir.
KAYNAKÇA
BCA, 30.11.1.0/249.7.3, 24.02.1955; Bilal Tunç, Demokrat Parti Döneminde Kocaeli (1950-1960), Basılmamış Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya 2016, s. 368-371; Gültekin Yıldız, Mapusâne Osmanlı Hapishanelerinin Kuruluş Serüveni (1839-1908), İstanbul 2012, s. 328-329; Halim Demiryürek, Osmanlı Hapishaneleri (1913-1914), İstanbul 2019, s. 55-56; Kurtuluş Demirkol, II. Meşrutiyet Döneminde Edirne Vilayeti Hapishaneleri, Basılmamış Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya 2012, s. 25; Kurtuluş Demirkol, “II. Meşrutiyet Döneminde İzmit Hapishanesi”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kocaeli 2014, s. 989-1003; Rifat Yüce, Kocaeli Tarihi ve Rehberi, İzmit 1945, s. 220; http://www.mimarlikdergisi. com/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=366&RecID=2332, Erişim Tarihi: 01.09.2021; https://www.haberler.com/izmit-c-tipi-cezaevi-tarih-oldu-7314571-haberi/, Erişim Tarihi: 01.09.2021; https://kocaeli1tcik.adalet.gov.tr/ Erişim Tarihi: 31.08.2021; https:// kocaeli2tcik.adalet.gov.tr/ Erişim Tarihi: 23.08.2021.
Kurtuluş DEMİRKOL