İzmit Mebusu
1880 senesinde İstanbul’da doğdu. Ailesi 18281829’da meydana gelen Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından yaşanan Çerkez sürgünü ile Anadolu’ya gelmiştir. Babası Cemal Bey Osmanlı subayıdır, Hatko İsmail Canbolat olarak bilinir. Canbolat ilköğrenimini Nur-ı Osmaniye Camii civarındaki Mektebiİptidai’de tamamladı. Daha sonra Gülhane Askeri Rüşdiyesi’ne gitti. Ardından Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesi’ne geçti, buradan mezun olduktan sonra Kuleli Askeri İdadisi’ne başladı. 15 Mayıs 1897 senesinde ise Harbiye’ye girdi ve buradan piyade teğmeni olarak 5 Aralık 1899 tarihinde mezun oldu. Harbiye’de okurken Almanca ve Fransızcasını geliştirdi. Eski şehreminlerinden Rıdvan Paşa’nın kızı Fatma Nuriye Hanım ile evlendi. Gönüllü olarak Üçüncü Ordu’ya katıldı ve Manastır’da göreve başladı, buradan yaklaşık dokuz ay sonra Selanik’e gönderildi. Selanik’te yeni bir döneme başlayan Canbolat burada hürriyetçi ve ihtilalci temaslara geçti. İhtilalcı subayların toplanma yeri olan Yonyo Birahanesi’nde Mustafa Kemal, Mustafa Necip, Talat Bey, Doktor Nazım, Cavid Bey, Enver Bey ile bir araya geldi. Canbolat o dönem cemiyetin önde gelen diğer isimleri ile de (Kazım Karabekir, Cavid Bey, Rauf Bey) görüşmekteydi. Özellikle, Mustafa Kemal ile olan samimiyeti dikkat çekiciydi. İstanbul’a döndüklerinde de görüşmeye devam ettiler. Mustafa Kemal’in Şişli’deki evinde Canbolat, Rauf ve Ali Fethi Bey sık sık toplanır görüşmeler yaparlardı. 1906’da yılında Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nin kurucuları ve idare heyetinde Talat Bey ve Rahmi Bey ile birlikte yer aldı. Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 1907’de birleşmesiyle İttihatçı oldu. II. Meşrutiyet’in ilanından önce Selanik Hukuk Mektebine giren İsmail Canbolat, Sultan II. Abdülhamid’e haber götürdüğü düşünülen Enver Bey’in eniştesi olan Nazım Bey’e düzenledikleri suikast sırasında yanlışlıkla yaralanınca buradaki eğitimini tamamlayamadı. Meşrutiyetin yeniden ilan edilmesinin ardından İstanbul’a gelerek, Harbiye Mektebi’nde tarih dersleri verdi. Risale-i Askeriye dergisini çıkarttı. 21 Temmuz 1908 senesinde yüzbaşı oldu. 1909’da Canbolat, Londra, Paris, Berlin ve Viyana’yı ziyaret etti. Ağustos 1909’da Büyükada kaymakamı oldu. Kaymakamlık vazifesinin ardından askerlik mesleğinden istifa etti. Trablusgarb Savaşı’nda görev aldı. 1912 senesinde yapılan seçimlerde İzmit milletvekili seçilerek Meclis-i Mebusan’a girdi. Osmanlı Mebusan Meclisi içerisinde İzmit mebusu olarak 47 kez söz aldı. Genel konular ile ilgili oldukça aktif bir görünüm sergilese de İzmit ile ilgili herhangi bir konuyu meclis gündemine taşımamıştır. Ekim 1912’de Kâmil Paşa’nın emriyle kendisini tutuklamaya gelen inzibat çavuşu Nizamettin Efendi’yi silahla vurarak öldürdü. Kısa bir süre göz altına alındı, ardından önce Romanya’ya, oradan Viyana’ya ve son olarak da İtalya’ya gitti. Bu cinayet sebebiyle gıyaben yargılandı ve idam cezası aldı. Ülkede af çıkması üzerine yeniden yurda dönmek istese de “asker katili” olarak anıldığı için İsviçre’ye gitti. Talat Paşa tarafından önce Beyoğlu Mutasarrıflığı’na ardından Polis Müdürlüğü’ne ve Emniyet Umum Müdürlüğü’ne atandı. 1915’e gelindiğinde İstanbul vali vekili ve şehremini oldu. Ardından Dahiliye Nezareti müsteşarlığı görevini ve Himâye-i Etfâl Cemiyeti reisliğini üstlendi. 1917’de Stockholm Sefareti’ne atandı. 18 Temmuz 1918’de dahiliye nazırı oldu. 1 Kasım 1918’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin düzenlediği olağanüstü kongrede kongre reisliği yaptı. Bu kongrede İttihat ve Terakki Cemiyeti feshi üzerine cemiyetin devamı olan Teceddüt Fırkası kuruldu. Canbolat’ın kurucu yöneticileri arasında olduğu fırka 5 Mayıs 1919’da kapatıldı. Damat Ferit Paşa hükümetinin İttihat ve Terakki mensuplarını tutuklama kararı üzerine tutuklanan 27 kişiden biri de Canbolat idi. 28 Mayıs 1919’da İngiliz görevlilere teslim edilerek Malta’ya sürüldü. 30 Mayıs 1921’de serbest bırakıldı ve 1922’de yeniden yurda döndü. 1923 II. dönem seçimlerinde İstanbul mebusu oldu. 7 Kasım 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nda yer aldı. Fırkanın Şeyh Said ayaklanmasıyla bağlantılı bulunarak kapatılması üzerine bağımsız milletvekili oldu. Mustafa Kemal’e düzenlenmesi planlanan İzmir suikastından sorumlu tutulanlardan biri olarak yeniden gözaltına alındı ve 14 Temmuz 1926’da İzmir’de idam edildi.
KAYNAKÇA
Bayram Ayna, Fuat Kuyucu, “I. Meşrutiyet’in İlanı Sonrasında Sadrazam Kâmil Paşa ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin İktidar Mücadelesi”, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, Yıl 2021, Cilt 8, Sayı 1, s. 67-82; Nurettin Gülmez, “İsmail Canbolat Bey’in Mebusan Meclisi’ndeki Faaliyetleri”, Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu IV Bildirileri, Cilt II, Kocaeli 2018, s. 1083-110; Süleyman Tekir, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Jandarma Kuruluş Teşkilat ve Mücadele (1903-1938), İstanbul 2020; Türk Parlamento Tarihi, Meşrutiyet’e Geçiş Süreci: I. ve II. Meşrutiyet, Haz. İhsan Güneş, Ankara 2012; https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ ismail-hakki-canbulat-1880-1926/ (21.09.2021).
Serkan YAZICI