Gazozcu
Hüseyin Yalaz, 1880’lerin başlarında Drama Kubalişta’da evlenen tütün tüccarı Şah Mehmet Ağa ve Habibe Hanım’ın on bir çocuğundan biridir. 1903 doğumlu Hüseyin Yalaz, Lozan Antlaşması sonrasında imzalanan Mübadele Antlaşması’nın ardından, ailesi ile birlikte İzmir’e gelmiş, Buca’da Rumlardan kalan bir konağa yerleştirilmiştir. Selanik’te tütün ticareti ile uğraşan ve ekonomik durumu oldukça iyi olan ailenin İzmir’e yerleştikten sonra oğullarından ikisi tütün eksperliğini sürdürürken, kardeşlerin biri kadın terzisi, bir diğeri kadın doğum mütehassısı olmuş, Hüseyin Yalaz ise 20’li yaşlarında İzmir’den ayrılarak, İzmit’te yaşayan ablasının yanına gelmiş ve burada Merkez Bankası’nın köşesinde eniştesine ait olan bir apartmanın alt katında kahvehane işletmeye başlamıştır. Hüseyin Yalaz 1937 yılında Selanik göçmeni bir ailenin kızı olan Necmiye Hanım ile hayatını birleştirmiş, bu evlilikten 1938 yılında Ayla Yalaz, 1940 yılında Mehmet Yalaz ve 1946 yılında Yıldız Yalaz isimli çocukları dünyaya gelmiştir. Belli bir süre kahvehane işleterek hayatını idame ettiren Hüseyin Yalaz, Bursalı Uludağ gazozlarının sahipleri ile tanışmasının ardından “Eren” marka adı altında kendi gazozunun üretim serüvenini başlatmıştır. Hüseyin Yalaz ortağı Mustafa Eren ile başladığı gazoz üretimini tek başına devam ettirmiştir. Mevcut üretim koşullarının yetersizliği sebebiyle bir fabrikadan çok imalathane olarak nitelendirilebilecek 70-80 metrekarelik bir dükkan içinde gazoz üretimini tamamen el işçiliği ile gerçekleştirmiştir. Bu üretim sürecinde özel olarak hazırlanmış gazoz şerbetinin şişelere doldurulması, sonrasında silikon önlüklü bir diğer şahıs tarafından dolan şişelerin makineye yerleştirilmesi ve hava ile kapak basılması şeklinde üretim sağlanmıştır. Üretim süreci o günkü koşullar sebebiyle tamamen el işçiliği ile yapılmıştır. Zehirli olmayan karbondioksit gazı basılarak kapatılan gazoz şişeleri tahta kasalara dizilerek satışa hazır hale getirilmiştir. Bu dönemde motorlu dağıtım araçları olmaması sebebiyle dağıtım at arabaları ile yapılmıştır. Mahalle bakkallarının yanı sıra sinema ve sahildeki kahvehanelere verilmek suretiyle gerçekleştirilen satış süreci şişelerin geri dönüşümünü sağlamak gerekliliği nedeniyle depozito usulü ile yapılmıştır. 1964 yılına gelindiğinde Hüseyin Yalaz, oğlu Mehmet Yalaz’ın askerden gelmesinden sonra gazoz işini oğluna devretmiştir. Mehmet Yalaz, gelişen koşullar sonrasında at arabası ile gerçekleştirilen dağıtım aşamasını motorlu araçlarla yapmaya başlamıştır. 1966 senesinde piyasaya yeni aktörler olarak Coca Cola ve Fanta’nın girmesiyle tamamen yerli imkânlarla üretilen “Eren” marka gazoza olan talep giderek azalmıştır. Mehmet Yalaz piyasadaki bölünme nedeniyle bir süre sonra üretim sürecini sonlandırma kararı almıştır. Hüseyin Yalaz gazoz imalathanesini oğluna devrettikten sonra, emekli hayatı yaşamıştır. 1984 yılında geçirmiş olduğu bir kalp krizi sonrasında hayatını kaybetmiştir.
KAYNAKÇA
Zeynep Öziş, Sıradışı Bir Aile Öyküsü, İzmir 2021, Vicdan Öztürk, Hüseyin Yalaz’ın Kızı Yıldız Konuray ile Yapılan Görüşme.
Vicdan ÖZTÜRK