HERSEKZÂDE AHMED PAŞA

Madde no:637

Veziriazam, Kaptan-ı Derya

Aslen Sityepan adlı bir Boşnak olan Hersekzade Ahmed Paşa, Hersek Beyi Sityepan Vukçiç Kosaça’nın oğluydu ve muhtemelen 1456’da Adriyatik kıyısındaki Hersek-Nova’da doğdu. Annesi Barbara, Alman asıllı soylu bir aileden geliyordu. Babasının kendi mevkiini korumak ve bir kısım topraklarını elde tutmak için küçük oğlu Sityepan’ı Fatih Sultan Mehmed’e hediyelerle gönderdiği ve padişahın teveccühünü kazanmak istediği iddia edilmiştir.

İstanbul’a gelen ve Enderun’da eğitilen Ahmed Bey için bizzat Fatih Sultan Mehmed, 21 Mayıs 1474’te Dubrovnik Beylerine bir ferman göndererek babasından kalan miras hakkının ödenmesini istedi. Kısa sürede temayüz ederek 1478’de Fatih’in bizzat katıldığı İşkodra seferinde miralem (sancaktar) olarak hazır bulundu ve o sırada padişahın güvenini kazanarak hapiste bulunan Gedik Ahmed Paşa’nın affedilmesinde ve yeni bir göreve tayininde etkili oldu.

Önce Hüdavendigar, sonra 1481’den itibaren Hamidili sancakbeyliklerinde bulunan Hersekzâde, 1483’te Anadolu beylerbeyliğine getirildi. Ertesi yıl II. Bayezid’in kızlarından Hundi Hatun ile evlenerek saraydaki itibarını yükseltti.

1484’te Akkirman ve Kili’nin fethi için yapılan sefere Anadolu askerleri ile katıldı. Hersekzâde Osmanlı-Memlük savaşları sırasında (1485-1488) önemli görevlerde bulundu. Osmanlı ordularının 1486 baharında Çukurova’da yenilmesi üzerine II. Bayezid’in emriyle donanma yeniden takviye edildi. Hersekzâde’nin serdar olduğu bu seferde Adana civarındaki savaşta Memlüklere karşı ikinci defa yenildi ve esir edildi. Edirne’den İstanbul’a dönen II. Bayezid, Memlüklere karşı daha geniş çaplı bir sefer için ordu ve donanmanın hazırlanması maksadıyla Divan’a emir vererek yeni bir sefer başlattı. İstanbul’dan 17 Mart 1488’de hareket eden orduya denizden de Memlüklerin 1487’de serbest bıraktığı kaptanıderya ve Gelibolu sancakbeyi Hersekzâde Ahmed Paşa komutasındaki donanma destek verdi. Donanmanın görevi Memlüklerin denizden göndereceği yardımın önünü kesmek ve Bagras Geçidi’ni denizden tutarak kıyıları abluka altına almaktı. Bu donanmada yüz kadırga bulunuyordu ve her kadırgaya büyük bir top yerleştirilmişti. Ayrıca barça, ağribar, kalyata, mavna, büyük kayık ve top gemileri de bulunan bu donanmanın vurucu gücü yüksekti.

28 Mayıs 1488’de Rodos açıklarında görünen ve Finike, Antalya, Alanya ve Anamur sahillerinden geçerek İskenderun sahillerine ulaşan Osmanlı donanması Ceyhun nehrinin ağzında demirledi. Hersekzade, Adana’da karargâh kuran kara ordusuyla yakın irtibatı sağlamak ve vezir Hadım Ali Paşa’ya donanma desteği vermek için burayı seçmişti. Memlük ordusunun bölgeye deniz yoluyla sevk edilme kararı üzerine Osmanlı donanması Ayas ve Trablusşam’a hücum etti ve bu bölgeye Memlüklerin asker çıkarmalarını engelledi. Ayrıca Osmanlı donanmasından ayrılan on kadırga Suriye sahillerini yağmalamak üzere gönderildi. Böylece Hersekzâde’nin planına göre donanmanın bir kısmı Ayas Körfezi’nin güvenliği için geride bırakılırken önemli kısmı İskenderun Körfezi’nin doğu kıyılarına yöneldi. Amacı Memlükleri Suriye geçidini kullanmaya yöneltmek ve onları burada engellemekti. Osmanlı donanmasındaki büyük gemilerin Bagras dağlarına yanaşması ve tek geçit yerini denizden top ve tüfek ateşine tutması, ayrıca karaya asker çıkarması Osmanlıların işini kolaylaştırmıştı. Ancak Ağustos 1488’de çıkan ve bir gün-bir gece süren fırtına, donanmanın bir kısmının batmasına ve bir kısmının kayalıklara çarparak dağılmasına yol açtı. Bu sırada en az yirmi beş gemi Memlüklerin eline geçti. Bu gelişme üzerine Memlük orduları dağları aşarak Tarsus-Adana arasındaki Ağa Çayırı’na ulaştı. Osmanlı ordularının yenilmesi üzerine Hersekzâde Ahmed Paşa, donanmadan geri kalan gemilerle Gelibolu’ya geri döndü. Bu savaş, donanmanın öneminin daha da anlaşılmasını sağlamış oldu.

Bundan sonra ikinci defa Anadolu Beylerbeyliğine getirilen Hersekzâde, ertesi yıl yine Memlüklerle savaşmak üzere görevlendirildi. 1492’de Arnavutluk seferine katıldı ve aynı yıl rütbesi vezirliğe yükseltildi. 1497’de veziriazam olduysa da bir yıl sonra bu görevinden ayrıldı. 1499’da İnebahtı üzerine düzenlenen seferde yer aldı. II. Bayezid’in Mora seferinden sonra 1501’de Midilli’nin Haçlı ittifakı tarafından işgali üzerine yeniden veziriazam olan Hersekzâde, donanmayı da emrine alarak Midilli’yi geri aldı.

Bu başarı sonunda kendi isteğiyle görevini bırakan ve 10 Mart 1504’te tekrar Gelibolu sancakbeyi ve donanma komutanı olan Hersekzâde, Haziran 1510’a kadar bu görevde kaldı. Bu dönemde denizlerde pek bir faaliyet olmadığı, sadece yıkık bazı kalelerin tamir edildiği dikkat çekmektedir. Hersekzâde daha sonra 1511’de üçüncü ve Yavuz Sultan Selim devrinde 1512’de dördüncü defa veziriazam oldu. İran seferine katılarak Çaldıran’da padişahın yanında savaşı yönettiği halde seferden dönerken azledildi. 1515’te beşinci defa veziriazam olduysa da tekrar azledildi. Bursa muhafızı iken Kahire’de bulunan Yavuz Sultan Selim tarafından çağrılarak seraskerlik görevi verildi. Kahire’den ayrıldıktan sonra dönüş yolunda Maraş yakınlarında 21 Temmuz 1517’de vefat etti. Cenazesi getirilerek kendi adını taşıyan İzmit Körfezi’ndeki Hersek’te yaptırdığı cami yakınında bulunan türbesine defnedildi.

Hersekzâde Ahmed Paşa’nın Ali, Mustafa, Aynişah, Kamerşah ve Mahdumzade adında beş oğlu vardı. Hersekzâde bugün Karamürsel ile Yalova arasında bulunan, Gebze’deki Dil’in karşısına önemli bir geçit yeri olan Hersek kasabasını kurmuş, yaptırdığı iskele ile İzmit Körfezi üzerinde karşılıklı deniz ulaşımının sandallarla yapılmasını sağlamıştır. Hersek’te yaptırdığı cami, imaret, han ve hamam sayesinde bölgeyi şenlendirmiştir. Ayrıca Keşan’da bir cami, İzmir ve Kütahya’da başka hayır eserleri bulunmaktadır.

KAYNAKÇA

Şerafettin Turan, “Hersekzâde Ahmed Paşa”, DİA, İstanbul, 1998, Cilt 17, s. 235-237, Salmir Kaplan, Hersekzâde Ahmed Paşa: Hayatı ve Eserleri, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010; İdris Bostan, İstanbul’un 100 Denizcisi, İstanbul 2014, s. 28-29.

İdris BOSTAN