GÜMÜŞLÜOĞLU (SAATÇİ ALİ EFENDİ) KONAĞI

Madde no:540

İzmit’in En Eski Sivil Mimarlık Örneği

Gümüşlüoğlu (Saatçi Ali Efendi) Konağı, Veliahmet Mahallesi’nde “Kentsel ve Arkeolojik Koruma Alanı” içerisinde kalan Alacamescit Sokağı’ndadır. Bu sokağa bağlanan Gümüşlü Bayırı Sokağı, konağın ilk banisi olan Gümüşlüoğlu adını çağrıştırmaktadır. Konak, Türkiye Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 3 Temmuz 1987 tarihli 3448 sayılı kararı ile kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

İzmit’te tarihi bilinen en eski sivil mimarlık örneği olan konağın doğu cephesinin kuzeydoğu köşesinde “Maşallah 1190” yazısı bulunmakta, bu tarih de miladi takvimde 1776 / 1777 yıllarına karşılık gelmektedir.

Kentin kuzey kısmında geleneksel mahalle dokusu içerisinde bulunan bu konağı, İzmit’in köklü ailelerinden Gümüşlüoğlu / Gümüşlüoğulları Ailesi yaptırmıştır. 20. yüzyılın başlarında konağın sahibi olduğu anlaşılan İzmit esnaflarından saatçi-gözlükçü İbrahim Şevki Barut tarafından Saatçi Ali Efendi’ye satılmasından sonra yaygın olarak bu isimle tanınmıştır. Konağın 1950’lerden sonra giderek harap hâle gelmesi üzerine, 1966 yılında Gayrimenkuller Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu konağın Kültür Bakanlığı tarafından satın alınarak onarılmasına karar vermiştir. Kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmasının ardından konak, 1976 yılında Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün idaresine geçmiştir. Ancak daha kamulaştırma sürecinde Kültür Bakanlığı, aralarında İzmit Saatçi Efendi Konağı’nın da bulunduğu müze-ev niteliğine sahip ancak bakanlık mülkiyetinde olmayan konakların restorasyonlarını gerçekleştirmeye başlamış, restorasyon çalışmalarına bu yıllarda İstanbul Rölöve Anıtlar müdürü olan mimar Hüsrev Tayla önemli katkılarda bulunmuştur. Mimarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı’na intikal eden arşivinde Saatçi Ali Efendi Konağı’nın restorasyon öncesinde ve restorasyon sırasında çekilmiş fotoğraflarının yanı sıra çeşitli rölöve paftaları da bulunmaktadır. 1978 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından konak, İzmit Etnografya Müzesi olarak düzenlenerek 1987 yılında ziyarete açılmıştır. 2000’li yıllara kadar İzmit Müze Müdürlüğü tarafından kullanılan konak, günümüzde İzmit Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne bağlıdır.

Saatçi Ali Efendi Konağı, İzmit’in geleneksel konut alanlarını oluşturan kuzey yamaçların eğimli topografyasına ve parsel sınırlarına uygun tasarlanmıştır. Taş-kâgir temelli bodrum ile arazi kotu düzeltilerek zemin + 1 katlı inşa edilen konak, kuzey-güney doğrultuda, dikdörtgen planlıdır. Asıl girişi Alacamescit Sokağı üzerinde bulunmaktadır. Bu iki cephe arasındaki kot farkından kaynaklı planlamaya göre kuzey cephesi iki, güney cephesi üç katlıdır. Konağın planlamasını etkileyen faktörlerden biri de bulunduğu parselin düzgün olmayışıdır. Bu nedenle mekânsal planlamada simetrik bir tasarımdan bahsetmek mümkün değildir.

Konakta geleneksel konut mimarisine uygun malzeme ve inşa teknikleri kullanılmıştır. Mukavemet açısından bodrum katta tercih edilen kâgir taşıyıcı sistem, üst katlarda yerini, hem yatayda hem dikeyde ahşap taşıyıcılara bırakmıştır. Duvarlar ise bağdadi sıvalıdır. Aynı anlayış yapının planlamasında da kendisini hissettirir. Kendine has bazı özellikler taşısa da geleneksel Türk evlerinde görülen plan çözümlemelerine burada da rastlanmaktadır. Batı Anadolu’ya özgü “iç sofalı” ve “köşe sofalı ev” tipolojisine göre inşa edilen konakta asıl katları oluşturan birinci ve ikinci katlardaki sofa ve balkon, İzmit’in geleneksel konut alanlarında da olduğu gibi körfez manzarasına açık olarak güneye bakmaktadır.

Konağın mekânsal planlanması, fonksiyona ve manzara yönüne göre kurgulanmıştır. Güneyde kot farkını gideren moloz taş temelli zemin katın orijinal tasarımda depo/kiler olarak düşünüldüğü anlaşılmaktadır. Kuzeybatısına ayrıca bir hamam yerleştirilmiştir. Sokak üzerinde bulunan ana giriş kapısının açıldığı sahanlıktan geçilen iç sofalı asimetrik plan kurgusundaki zemin katta, üç oda ve ıslak mekânlar bulunmaktadır. Güneye bakan köşe odalarının arasına manzaradan faydalanmak amacıyla dışa çıkma yapan balkon yerleştirilmiştir. Birinci katta iç sofalı ve eyvanlı tipteki sofaya, üç köşe odası açılmaktadır. Bunlardan başoda olarak ayrılan konağın en büyük odası, kuzeybatıda konumlandırılmıştır.

Konağın iç mekân kurgusu dış cephede de algılanabilirlik oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında en hareketli cepheler, girişin bulunduğu kuzey cephe ve manzaraya açılan güney cephedir. Çıkmalar, yalın ancak uzun ahşap eli böğründeler ile desteklenmiştir. Batı cephede birinci kattaki köşe oda, gönye çıkmalı dışa taşırılarak düzgün hâle getirilmiştir. Tüm bunlara karşılık birinci katın iki sıra pencereli cephe düzeni, yapıya önem katan bir diğer unsuru teşkil etmektedir. Günümüzde çift kanatlı ahşap kepenkli ve demir parmaklıklı olan alt kat pencerelerinin restorasyondan önce de kepenkli ancak yalnızca giyotin pencereli olduğu anlaşılmaktadır.

Bu konak, alçı çerçeveli vitraylı tepe pencereleri ve kalemişi bezemeleri bakımından da oldukça önemlidir. Özellikle tepe pencereleri, aynı yüzyılda yapılmış olan Bursa Tahir Paşa Konağı örneğinde olduğu gibi dönem özelliği olarak değerlendirilmektedir.

Dış cephelerde birinci kat pencerelerinin üst, alt ve araları yeşil sıva üzerine mavi-kahverengi boyalarla dikdörtgen formlarda kalemişleri ile bezelidir. Tepe pencerelerinin mesafelerinin açıldığı alanlara ise bu pencerelerin dış konturlarına uyumlu çerçeveler yapılarak pencere ritminin devamlılığı sağlanmıştır. Bunlardan kuzeydoğu köşede bulunan ve bitki bezemeyle diğerlerinden ayrılan çerçeve aynı zamanda kitabe olarak düşünülmüştür.

İç mekânda da birinci kat odaları ve sofa duvarları kalemişi bezemelidir. Bezemenin en yoğun uygulandığı mekân ise başodadır. Burada dikey bantlarla ayrılan farklı genişlikteki alanlara yine mavi, kahverengi boyalar alternatifli kullanılarak Osmanlı sanatında 18. yüzyıldan sonra yaygınlaşan Barok üslupta C kıvrımlı çerçeveler yapılmış, bunların içleri ve üzerleri çeşitli manzaralar, bitki desenleri, çiçek ve meyve natürmortları ile bezenmiştir. Söz konusu kalemişleri restorasyonlar sırasında yenilenmişse de bunlar, Osmanlı sivil mimarlığında karşılaşılan en eski kalemişi örnekleri arasında olmaları bakımından önem taşımaktadır.

KAYNAKÇA

Taner Aksoy, Kocaeli Kültür Envanteri, Kocaeli 2011; H. ErolF.Y. Ulugün, İzmit Esnaf ve Ticaret Tarihi, byy, 2013; E. Çelik – İ. Kuyulu Ersoy, “Kocaeli Yapılarında Bulunan Resimli Bezemelerden Örnekleri”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri, , Kocaeli 2015, ss. 1651-1665; A. Dilbaz E. Ballık, “Etnografya Müzesi Saatçi Ali Efendi Konağı”, İzmit 2001; S. H. Eldem, Türk Evi Plan Tipleri, İstanbul 1954; N. Erdoğan-S. AyyıldızM. Özbayraktar, Tarihi İzmit Kent Merkezi Geleneksel Konutları, İstanbul 2011; E. Karakaya, “Hüsrev Tayla”, DİA, Ek-2, Ankara 2019, ss. 583-585; M. Özbayraktar, “Kolektif Bellek, Kent Belleği ve Sokaklar: İzmit Merkez Geleneksel Sokakları”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kocaeli 2015, ss. 1555-1569; Avni Öztüre, Nicomedia Yöresindeki Yeni Bulgularla İzmit Tarihi, İstanbul 1981; Karademir Türkeri, G., İzmit Veli Ahmet Mahallesi Mevkiinde Yer Alan Saatçi Ali Efendi Konağı’nın Mimari Analizi ve Koruma Önerileri, (Gebze Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gebze 2018.

Şennur KAYA