GEBZE HAPİSHANESİ

Madde no:505

Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

1839 yılında Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle birlikte Osmanlı Devleti’nde hukuki anlamda yeni bir süreç başlamıştır. Bu dönemde, Batı hukukunun Osmanlı Devleti’ne girmesiyle beraber Batı’ya ait bir kurum olan hapishane, Osmanlı topraklarında zindanların yerini almaya başlamıştır. Başka bir deyişle, Osmanlı’da zindan dönemi kapanmış, hapishane dönemi başlamıştır. Bu süreçte imparatorluk genelinde vilayet, sancak ve kazalar esas alınarak her üç idari birimin büyüklüğüne orantılı olarak hapishaneler inşa edilmiş ya da daha önce farklı amaçlarla kullanılmış yapılar hapishaneye dönüştürülmüştür. İdari birimin büyüklüğüyle doğru orantılı olarak en küçük hapishaneler kazalarda olanlardı. Önceleri hükümet konaklarının altında tek bir odadan ibaret olan kaza hapishaneleri, zaman içinde hükümet konaklarının bahçesine taşınmıştı.

Bir kaza hapishanesi olan Gebze Hapishanesi, Gebze Hükümet Konağı’nın bahçesinde kurulmuş bir yapıydı. 1889 yılında hapishanede olması gereken en önemli personel olan gardiyan dahi yoktu. İmparatorluk hapishanelerinde genel uygulama gardiyanın olmadığı yerlerde görevin jandarmalara verilmesiydi. Nitekim Gebze Hapishanesi’nde gardiyanın görevleri jandarma tarafından yerine getiriliyordu. Kadınlar için ise Gebze kazasında bir hane kiralanarak kadın hapishanesine dönüştürülmüş ve bir kadın gardiyan görevlendirilmişti. 1914 yılının başlarında kadın hapishanesine, aylık 100 kuruş kira ödenmekteydi. Aynı yıllarda erkek mahkûmların olduğu Gebze Hapishanesi hükümet konağının avlusunda varlığını sürdürmekteydi. 197 metrekarelik bir arsa üzerine inşa edilmiş kâgir bir yapı olan hapishanenin fiziki hâli gayet iyiydi. Öyle ki o yıllarda imparatorluk hapishanelerinin çoğu tamire muhtaç hâldeyken Gebze Hapishanesi’nde herhangi bir tamirata ihtiyaç yoktu. Gebze’nin ihtiyacına cevap verebilen hapishane aynı zamanda güvenliydi. Bunun en önemli nedeni, jandarma koğuşu ve gardiyan odalarının hapishaneye bitişik olmasıydı. Hapishanede bir memur, bir gardiyan olmak üzere iki personel görev yapıyordu. 1919 yılında personel sayısı arttırılarak erkek hapishanesinde müdür, kâtip, iki gardiyan, bir hademe, kadın hapishanesinde iki kadın gardiyandan oluşan bir kadro kurulmuştu. Bu kadro Gebze Hapishanesi için yeterliydi hatta mahkûm sayısı göz önüne alınırsa fazlaydı. Osmanlı döneminde Gebze Hapishanesi’nde cezasını çekmekte olan mahkûm sayısının yıllar içindeki seyri incelendiğinde, hapishanede hiçbir zaman izdiham yaşanmadığı gözükmektedir. Bu durum Gebze Hapishanesi’nin en ayırt edici özelliğidir. Çünkü izdiham Osmanlı hapishanelerinin genelinde görülen en önemli sorunlardan biridir.

1919 yılı itibarıyla hapishane binasının fiziki durumu artık iyi değildi. Halbuki 5 yıl öncesinde, 1914 yılında sağlam bir yapıydı. Kuvvetle muhtemel beş yıllık süreçte gerekli bakımların yapılmış olmaması yapıyı harap bir vaziyete getirmişti. Hapishanenin sağlıksız ve korunaksız durumu beraberinde firar olaylarını da getirmekteydi. 1918, 1919, 1921 yıllarında gerçekleşen firar olaylarını teşvik eden ve kolaylaştıran ortak nokta hapishane binasının sağlıksız ve korunaksız oluşuydu. Mahkûmların tavanı ya da duvarı delerek firar etmeleri hapishane binasının yetersizliğini göstermekteydi.

Hapishane binasının kötü durumundan dolayı 1918 yılında İstasyon Caddesi’nde yeni bir hapishane inşası için çalışmalar başlamış, öncelikle arsa istimlakı yapılmış akabinde inşaat çalışmaları başlamıştır. İnşaatına başlanan hapishane binası 1927 yılında tamamlanmıştır. Fakat yapı, Gebze Hapishanesi olarak kullanılmadan dönemin Kocaeli Valisi Eşref Bey tarafından 1928 yılında okul olarak açılmış ve bu okula Eşref Bey’in adı verilmiştir. Beş sınıflı bir ilkokul olan Eşrefbey Halk Mektebi, Gebze’nin ilk beş sınıflı ilkokulu olma özelliğini taşır. Bu bina 1991 yılında yıkılmış, yerine yeni bir okul binası inşa edilmiştir. Gebze Hapishanesi olarak yapılan binanın okula dönüştürülmesiyle Gebze Hapishanesi yeni bir binaya sahip olamadığı gibi günümüze kadar da ulaşamamıştır.

Cumhuriyet döneminin sonraki yıllarında, Gebze Hükümet Konağı’nın hemen yanında varlığını devam ettiren hapishane, daha sonra eski topçu alayının yakınında bulunan iki katlı bir binaya taşınmıştır. 28.11.1990 tarihinde Gebze Hapishanesi son binasına yerleşmiştir. 2003 yılı sonunda 170’i erkek 60’ı kadın olmak üzere 230 mahkûmun barındığı hapishane, Arapçeşme Mahallesi, Şehit Oktay Kaya Caddesi üzerinde büyük ve modern bir yapıdır. 9.975 metrekare alan üzerinde faaliyet gösteren yapı 5.530 metrekare kapalı bina kompleksine sahiptir. Esasında erkek ve kadın mahkûmlar için inşa edilen yapı daha sonra kadın hapishanesine dönüştürülmüştür. 22/01/2012 tarihinde 45/1 sayılı genelge ile yetişkin ve genç erkek mahkûmlar, Kocaeli 2 nolu t tipi ceza infaz kurumuna nakledilmişler ve Gebze Kapalı Ceza İnfaz Kurumu sadece adli ve örgütlü suçlardan hükümlü, tutuklu yetişkin genç kadınlar ile kız çocuklarına tahsis edilmiştir. Bu tarihten sonra Gebze’de erkek hapishanesi bulunmamaktadır.

KAYNAKÇA

Emine Gümüşsoy, “19. Yüzyıl Sonu ve 20. Yüzyıl Başlarında Gebze Hapishanesi”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kocaeli 2014, s. 1005-1018; Gülfettin Çelik, Gebze (Sosyo-Ekonomik Bir İnceleme), Cilt 2, 20. Yüzyıl, Gebze 2004,s. 210; Gültekin Yıldız, Mapusâne Osmanlı Hapishanelerinin Kuruluş Serüveni (1839-1908), İstanbul 2012, s. 328-329; Kurtuluş Demirkol, II. Meşrutiyet Döneminde Edirne Vilayeti Hapishaneleri, Basılmamış Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya 2012, s. 196; Halim Demiryürek, Osmanlı Hapishaneleri (1913-1914), İstanbul 2019, s. 36-37; https://www.marmaragazetesi.com/gebze-cezaevi-kadinlara-tahsis-edildi-7635h. htm; Erişim Tarihi: 01.09.2021; https://esrefbeyilkokulu.meb.k12. tr/tema/iletisim.php, Erişim Tarihi: 01.09.2021; https://www.gebzehaber.net/gebzenin-eski-cezaevi-59028h.htm, Erişim Tarihi: 01.09.2021; https://gebzekkcik.adalet.gov.tr/kurumumuz, Erişim Tarihi: 31.08.2021.

Kurtuluş DEMİRKOL