Kocaeli ve İstanbul arasında yer alan Gebze, zengin bir tarihi geçmişe sahip, ekonomisi sanayi ve ticarete dayalı, Türkiye’nin hızla gelişen ve büyüyen bir ilçesidir. Antik Çağda, Bizans döneminde ve İstanbul’un Türkler tarafından alınmasından sonra da Osmanlılar döneminde önemli bir menzil kasabası olmuş ve bu özelliğini günümüzde de korumuştur. Osmanlı döneminde Gebze, ana ulaşım yolları üzerindeki konumu nedeni ile uzun yıllar Anadolu’dan İstanbul’a göç eden Anadolu halkının, sivil ve askeri yolcuların, kervanların İstanbul’a ulaşmadan önce uğradığı, aynı zamanda da İstanbul’dan hareket eden sivil ve askeri yolcuların ilk durak ve konaklama yeri olmuştur.
Gebze, tarihi dokusu ve mimari eserleri ile önemli bir yerleşim yeridir. Gebze’nin Osmanlılar tarafından 14. yüzyılın ikinci çeyreğinde fethedilmesinden günümüze kadar geçen zaman diliminde camii, tekke, medrese, mektep gibi yapılar, menzil külliyeleri, han, bedesten gibi konaklama ve ticaret yapıları, hamam, çeşme, köprü gibi sosyal yapılar ve mezar anıtı olarak da türbeler inşa edilmiştir. Çeşmeler bu eserler arasında yalnızca bir grubu oluşturmaktadır. Gebze ilçe merkezinde yer alan tarihi değere sahip, günümüze sağlam olarak ulaşmış dört çeşme bulunmaktadır.
Gebze Namazgâh Çeşmesi
Gebze’nin Yunus Emre Mahallesi’nde, 641. Sokak’ta bulunmaktadır. Çeşmenin sülüs hatla yazılmış üç satırlık mermer kitabesi, 0.30x0.30 m ölçülerindedir. Her bir satır 0.08 m. ölçülerinde olup satırlar birbirinden ince birer satır çizgisiyle ayrılmıştır. Kitabeye göre çeşmenin 1773 yılında inşa edildiği, son satırında ise 1924 yılında tamir edildiği anlaşılmaktadır.
Tek cepheli bir sokak çeşmesi olan yapı moloz taş malzemeden inşa edilmiştir. 1.77x2.08 m ölçülerinde, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen bir alana oturan çeşmenin, zeminden yüksekliği 3.30 m’dir. Yan kenarları ve yapının üst örtüsünün oturduğu ayaklar 0.5 m genişliğindedir. Çeşme nişi 0.79 m. eninde ve 2.30 m boyundadır. Niş üç bölümlü olarak düzenlenmiştir. Birinci bölümde çeşme musluğu, ikinci bölümde taslık, üçüncü bölümde ise kitabe bulunmaktadır. Musluğun üzerinde, 0.40x0.20 m ölçülerinde 0.25 m derinliğinde bir tas nişi yer almaktadır. Çeşmenin üzeri iki tarafa eğimli kırma çatı ile örtülmüştür. Yapılan onarım çalışmaları neticesinde kesme taş malzeme ile kaplanmıştır. Orijinalliğini tamamen kaybetmiş olan çeşmeden günümüze inşa kitabesi ve çeşmenin arka bölümünde bulunan mihrap taşı gelebilmiştir. Oldukça sade bir yapı olup herhangi bir süsleme öğesine sahip değildir.
Köşklü Çeşme
Gebze’nin, Köşklü Çeşme Mahallesi, Şehit Kadir Kasa Parkı içinde bulunmaktadır. Çeşmenin sülüs hatla yazılmış 0.49x0.40 m ölçülerindeki kitabesi, beyaz renkli mermer malzeme üzerine işlenmiştir. Her satır 0.08 m aralığında ve satırlar birbirinden ince satır çizgileriyle ayrılmıştır. Kitabesine göre çeşme 1780 yılında İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Moloz taştan, dikdörtgen planlı, haznesiz olarak yapılan çeşme, tek cepheli bir sokak çeşmesidir. 2.14 m yüksekliğinde, 3.14 m genişliğindedir. Çeşmenin ön kenarlarında bulunan kemer ayakları, 0.36 m genişliğindedir. Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan 1989 yılında yapılan onarım öncesine ait resimler yapının orijinal durumu hakkında bilgi vermektedir. Orijinalinde moloz taştan inşa edilen çeşmenin yüzeyi günümüzde sıvalıdır. Çeşme üst bölümü yıkık olduğundan, niş kemerinin formunu tespit etmek olanaksızdır. Çeşme lülesinin bulunduğu mermer parça 0.47 m eninde ve 0.82 m yüksekliğindedir. Lülenin iki yanında, alçak kabartma olarak işlenmiş, köşelerde plasterlere oturan sivri kemer içinde bitkisel bir süsleme bulunmaktadır.
İbrahim Paşa Çeşmesi
Gebze ilçe merkezinde, Hacı Halil Mahallesi’nde bulunmaktadır. Yapı üzerinde iki adet kitabe bulunmaktadır. İnşa kitabesi güney cephesinin saçak seviyesinde, onarım kitabesi ise cephenin ortasına gelecek şekilde yerleştirilmiştir. İnşa kitabesinin etrafı üç yönden 0.15 m’lik kalın bir silme ile kuşatılmıştır. 0.69x0.69 m ölçülerindeki kitabe beş satır olarak yazılmıştır. 10 adet yatay dikdörtgen panoya ayrılmıştır. Kitabeyi oluşturan harfler ve silme şeritleri sarı renge boyanmıştır. Zemin renginde ise herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir. Çeşme üzerinde yer alan inşa kitabesine göre, Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın kethüdası İbrahim Paşa tarafından H.1075/M.1665-1666 yılında yaptırılmıştır.
0.31x0.43 m ölçülerindeki onarım kitabesinde harfler ve rakamlar zemin oyma tekniği ile yüzeyden kabartılmıştır. Güney cephenin üst sağ köşesine 0.35x0.28 m ölçülerindeki güneş saati üzerinde ise; “Resm-ı zıl nısfü’n-nehârı/ Eyledi Yusuf Üsküdârî” ibaresi yer alır. Ayrıca çeşmedeki bir diğer kitabede 1253/1837/38 tarihinde tamir edildiği anlaşılmaktadır. Kesme taştan hazneli olarak inşa edilmiş olan yapı üç cepheli bir meydan çeşmesidir. Çeşmenin hazne (depo) kısmı, 6.75x6.75 m ölçülerinde olup, içten ve dıştan dört yüzlü kırma çatı ile örtülüdür. Çeşmenin güney cephesi iki, batı ve doğu cepheleri tek kemerlidir. Çeşmenin iki kemerli olan güney cephesi, 8.40 m genişliğindedir. Cephe köşeleri, baş ve kaide bölümleri kum saati formunda olan birer sütunce ile yumuşatılmıştır. Sivri kemerler, “ters U” biçimli, dış bükey profilli bir silme ile kuşatılarak 0.25 m derinliğinde iki adet kemer nişi meydana getirilmiştir. Birbirinin tekrarı olan kemerlerden, doğudakinin aynalık kısmında yer alan ayna taşı 0.36x0.77 m, batıdakinin ise 0.45x0.67 m ölçülerindedir. Dikdörtgen formlu ayna taşı üzerinde, zeminden kabartılmış dairevi bir gülbezek motifi yerleştirilmiştir. Musluk ve gül bezek motifi, kaş kemerli bir niş içerisine alınmıştır. Her iki ayna taşının da sağ üst köşelerinde, 0.25x0.27 m ölçülerinde ve 0.15 m derinliğinde iki adet tas nişi bulunmaktadır. Kemer genişliği ile orantılı olan çeşme yalakları, 0.56x1.80 m ölçülerinde 0.52 m derinliğinde olup, ikişer adet tahliye deliğine sahiptir. Çeşmenin 8.40 m genişliğinde olan doğu cephesi tek kemerli olup, ters U şeklinde bir silme ile kuşatılmıştır. 1.90 m genişliğinde olan sivri formlu çeşme kemeri, yüzeyde 0.20 m derinliğinde bir niş meydana getirmektedir. Çeşmenin ayna taşı mermerden olup, 0.40x0.57 m ölçülerindedir. Ayna taşının sağ üst köşesinde 0.19x0.20 m ölçülerinde ve 0.16 m derinliğinde bir tas nişi bulunmaktadır. Mermer ayna taşı üzerinde, kaş kemer içerisine yerleştirilmiş, daire formlu bir gülbezek bulunmaktadır. Benzer uygulamayı aynı cephedeki sivri kemerin kilit taşında da görmek mümkündür.
Çeşmenin batı cephesi 8.40 m genişliğinde olup, doğu cephenin bir tekrarı şeklindedir. Doğu cepheyi batı cepheden ayıran tek fark, kuzeybatı köşede yer alan 0.23 m derinliğinde, 0.50 m genişliğindeki fonksiyonu tam olarak çözülemeyen niştir. Batı cephenin çeşme yalağı, 1.83x0.63 m ölçülerinde olup, yalağın her iki köşesinde yer alan sekiler 0.39x0.55 m ölçülerine sahiptir.
Çeşmenin kuzey cephesi 8.40 m genişliğindedir. Bu cephenin kuzeybatıya yakın olan bölümünde 0.50x0.50 m ölçülerinde, metal kapaklı bir pencere görülmektedir. Tamamen kesme taştan inşa edilen çeşmenin ayna taşlarında, yalaklarda ve güneş saatinde mermer malzeme kullanılmıştır. Çeşmedeki süslemeler, kemerlerin kilit taşlarında ve ayna taşlarında yer alan rozetlerden ibarettir. Rozetler içerisinde, zemin oyma tekniğinde yapılmış, gülbezek içerisine yerleştirilmiş altı kollu yıldız motifi görülmektedir.
Arap Çeşme
Gebze’nin, Arap Çeşme Mahallesi’nde yer alan çeşmenin üzerinde ne zaman ve kim tarafından inşa edildiğini gösteren herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Mimari özelliklerinden dolayı XIX. yüzyıl başları veya XIX. yüzyıl ortalarında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Moloz taştan, deposuz olarak inşa edilmiş, tek cepheli, sivri kemerli, bağımsız bir sokak çeşmesidir. Oldukça harap durumda olan çeşmenin batı köşesi yıkık durumdadır.
Yapının arka cephesi sağır olup ön cepheye göre daha sağlam durumdadır. 1.03x2.40 m ölçülerinde olan çeşme doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen bir alana oturmaktadır. Çeşmenin ön, yan ve arka yüzeyleri harçla sıvanmıştır. Yapının ana cephesi 2.40 m genişliğinde ve 1.80 m yüksekliğindedir. Mevcut izlerden, çeşme nişinin 1.20 m genişliğinde ve sivri kemer formlu olduğu anlaşılmaktadır. Yer yer tuğla malzemenin kullanıldığı çeşme nişi kemeri, zeminden 1.30 m yüksekliğindedir.
Çeşmenin yan kenarları 1.03 m ölçülerindedir. Çeşme kemeri yüzeyde 0.33 m derinliğinde bir niş meydana getirmiştir. Niş içerisinde yer alan ayna taşının izlerini görmek mümkündür. Ayna taşı üzerindeki lüle deliği yeni oluşan kotun üzerinde kalarak yapının tek lüleli olduğunu göstermektedir. Lüle deliği, bugünkü dolgu zeminden yaklaşık 0.16 m yüksekliktedir. Bu da gösteriyor ki çeşmenin yaklaşık 0.60-0.70 m’lik kısmı toprak altında kalmıştır. Basit görünümlü olan çeşmenin üzeri, iki tarafa eğimli kırma çatı ile örtülmüştür. Oldukça sade olan yapı üzerinde herhangi bir süsleme öğesine sahip değildir.
Gebze Papucîzade Ahmed Ağa Çeşmesi ve Namazgâhı
Yapı hakkında fazla bir bilgiye bulunmamakla beraber, Gebze’de yoldan iki yüz metre kadar içerde bulunan yapının h.1213/m.1798 yılında Papucîzade Ahmed Ağa tarafından yaptırılan namazgâh ve çeşme olduğu bilinmektedir. Çeşmenin namazgâh taşında ise h.1289/h.1872 tarihinin kayıtlı olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir.
Gebze Meydan Çeşmesi
Gebze’nin Yazı Meydanı alanı içerisinde 1664 yılında Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın kethüdası ve daha sonra veziri olan İbrahim Paşa tarafından yaptırılan çeşme yol yapım çalışmaları neticesinde ortadan kaldırılmıştır.
Türklerin hayrat ve sadaka olarak yaptıkları çeşmeler şehir, kasaba ve yerleşme merkezlerinde olduğu gibi ana yolların kenarlarında açık yerlerde de inşa edilmiştir. Gebze ilçe merkezinde bulunan çeşmeler, cephe kompozisyonları ve bulundukları yer dikkate alınarak iki grupta incelemek mümkündür:
Cephe Kompozisyonuna Göre Çeşmeler
Bu grup içindeki çeşmeler ön cephelerine göre gruplandırılmıştır. Gebze’de sivri kemerli, yan yana iki kemerli, dört cepheli, tek cepheli çeşme örnekleri görülür. İbrahim Paşa Çeşmesi dışındaki diğer çeşmelerin tamamı tek kemerli olarak yapılmıştır. İbrahim Paşa Çeşmesi, Arap Çeşme sivri kemerlidir. Namazgâh Çeşmesi restorasyon gördüğü, Köşklü Çeşme’nin restorasyon öncesi resimlerinde üst bölümü yıkılmış olduğu için kemer formu hakkında bir bilgiye ulaşılmamıştır. İbrahim Paşa Çeşmesi’nin doğu cephesinde yan yana iki kemer formu görülmektedir. İbrahim Paşa Çeşmesi üç cepheli olup kübik bir alt yapıya sahiptir.
Bulundukları Yere Göre Çeşmeler
Bu bölümde çeşmeler, bulundukları yerler dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Gebze’de bulunan çeşmelerin tamamı bağımsız olarak yapılmış çeşmelerdir.
Su Hazneli Çeşmeler
İbrahim Paşa Çeşmesi dışında hazneli çeşme bulunmamaktadır.
Yapı Elemanları
Çeşmelerin küçük ölçekli, inşa tarzının basit ve dışa dönük yapılar olmasından dolayı kemer, sütun, paye gibi mimari unsurlar hem yapı hem de cephe elemanı olarak değerlendirilmektedir. Çeşmelerde yapı elemanı olarak duvar, ayak, kemer, ayna taşı, dinlenme sekileri, tas nişi, kitabe, su deposu ve su yalakları bu değerlendirmeye dahil edilmiştir.
Ayaklar
Çeşme nişini oluşturan kemerler, yanlarda büyük çoğunlukla ayaklar ya da duvara gömülü sütunlar üzerindeki başlıklara oturmaktadır. Gebze’deki çeşmelerin tamamında nişi örten kemerler yanlardaki yığma ayaklar üzerine oturmaktadır. Bu ayaklardan hiç birisi yekpare taştan yapılmamıştır. Kemeri taşıyan bu ayaklar genelde 0.50 ile 0.60 m eninde taşlarla örülmüştür.
Kemerler
Çeşme kemerleri, cephe kompozisyonunun en belirleyici elemanlarıdır. Gebze’deki çeşmelerden bir tanesi yuvarlak kemerli, üç tanesi sivri kemerlidir. Diğerleri ise restorasyonlar sırasında cephe özelliklerini kaybettiği için kemer formları tam olarak bilinmemektedir.
Üst Örtü
Çeşmelerin üst örtüleri kırma çatı formunda yapılmıştır. Bu düzenlemenin amacı da, hem yapıya estetik bir görünüş kazandırmak, hem de yağan kar ve yağmur sularının daha kolay akmasını sağlayarak yapının fazla tahrip olmasını önlemektir. Bir bölümü son onarımlarla yapılmasına rağmen orijinal üst örtüsünü koruyan tek yapı İbrahim Paşa Çeşmesi’dir. Arap Çeşme, Namazgâh Çeşmesi’nin üst örtüsü iki yöne eğimlidir.
Taş Nişi
İncelenen çeşmelerin en belirgin özelliklerinden birisi de çeşme nişi içerisinde yer alan taslık olarak tanımlanan nişlerdir. Su tasının konulmasına mahsus olarak yapılan tas nişleri, ayrıca çeşmeye su içmeye gelen insanların ellerinde bulunan küçük eşyaları da koyabilmeleri için yapılmış olan küçük nişlerdir. İncelenen çeşmelerden üçünde tas nişi bulunduğu tespit edilmiştir. Bu çeşmelerden ikisinde birer tas nişi bulunurken, diğerinde ise dört tas nişi bulunmaktadır. İbrahim Paşa Çeşmesi’nde kaş kemerli ve beşgen formlu dört tas nişi, Namazgâh Çeşmesi’nde dikdörtgen formlu bir adet tas nişi kullanılmıştır.
Ayna Taşları
Gebze’deki çeşmelerin iki tanesinin ayna taşları kesme taştan, diğerleri moloz taş malzemeden yapılmıştır. Çeşmelerin üzerinde yer alan ayna taşlarının tamamı tek lülelidir. Hünkâr Çeşmesi’nde ayna taşı mermer malzemeden olup ortasına kaş kemerli bir taslık nişi yerleştirilmiş ve etrafı silmelerle hareketlendirilmiştir. Köşklü Çeşme’de mermer malzeme üzerine yivli iki ayak tarafından taşınan sivri kemerli bir şema içerisinde zemin oyma tekniğiyle yapılmış bitki motifli bir kompozisyon görülmektedir. İbrahim Paşa Çeşmesi’nde ayna taşları mermer malzemeden dikdörtgen formlu olup, kaş kemerli bir şema içerisine gülbezek motifi yerleştirilmiştir.
Su Tekneleri
Su tekneleri suyun insanların üzerine sıçramaması ve biriktirilerek hayvanların da su içebilmeleri için yapılmıştır. Gebze’de bulunan bazı çeşmelerin su tekneleri, günümüzde önünden geçen yolların zaman içerisinde kotlarının yükselmesinden dolayı, kısmen toprağa gömülü vaziyettedir. Köşklü Çeşme’nin su teknesi toprağa gömülüyken, Arap Çeşme’nin teknesi yerinden sökülerek başka bir çeşmede kullanılmıştır. Diğer çeşmelerin su tekneleri ise günümüze sağlam olarak gelebilmiştir.
Dinlenme Sekileri
Çeşmeye su doldurmak ya da içmek için gelen insanların üzerlerine su sıçramaması ve dinlenmeleri amacına yönelik konulan dinlenme sekileri İbrahim Paşa Çeşmesi’nde bulunmaktadır.
Kitabe
Çeşmelerin tarihlendirilmelerinde çok önemli fonksiyona sahip olan kitabe, incelenen çeşmelerin altısında bulunmaktadır. Kitabelerde usta veya mimar adı belirtilmemiştir. Kitabeler, dikdörtgen formlu ve taş malzemeden yapılmış olup İbrahim Paşa Çeşmesi’nin kitabesi mermerdendir. Kitabeler üç, dört, beş ve yedi satır olarak değişmekte, her bir satır birbirinden ince satır çizgileriyle ayrılmaktadır. Kitabeler genellikle çeşme nişi içerisine yerleştirilmiştir. İbrahim Paşa Çeşmesi’nde ise çeşme kitabesi niş içerisinde olmayıp beden duvarları üzerine yerleştirilmiştir. Onarım kitabesi de yan yana iki kemerli cephe üzerinde kemer aralarına gelecek şekilde üstüne yerleştirilmiştir. Bu çeşme üzerinde güneydoğu üst köşesinde bulunan güneş saatinin altında, yan yana iki kartuş içerisinde üçüncü bir kitabe daha bulunur. İbrahim Paşa Çeşmesi üzerinde bulunan kitabe talik hattıyla yazılmışken diğer çeşmelerin kitabeleri sülüs hattıyla yazılmıştır. Çeşmelerin kitabe yüzeyleri son zamanlarda gelişigüzel boyanmıştır. Gebze Namazgâh Çeşmesi kitabesi sarı, İbrahim Paşa Çeşme kitabesi ve güneş saati üzerindeki kitabe de altın yaldızla boyanmıştır.
Süsleme Özellikleri
İncelemiş olduğumuz çeşmeler içerisinde süslemenin bulunduğu yapılar İbrahim Paşa Çeşmesi ve Köşklü Çeşme’dir.
Renkli taş işçiliği daha çok Suriye bölgesinin etkisi olarak Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı mimarisinde görülmektedir. Bu süsleme tarzı çeşme mimarisinde pek karşılaşılan bir uygulama değildir. Hünkâr Çeşmesi’nin beyaz renkli mermerden yapılan ayna taşı dikdörtgen formlu olup içinde sivri kemerli bir niş açılmış ve kemer üzerine dikdörtgen formlu bir pano yerleştirilmiştir. Niş içerisine kaş kemerli bir tas nişi açılmıştır. Çeşmenin sivri kemeri ise renkli taşlarla birbirine geçmeli olarak yapılmış ve kemer taşları ortada bir elips oluşturacak şekilde tasarlanmıştır. Çeşme yüzeyi silmelerle “ters U” şeklinde kuşatılmış, en dıştaki bordür üst üste sivri kemerli geometrik şekillerle tezyin edilmiştir.
İbrahim Paşa Çeşmesi’nin kemer kilit taşlarına ve ayna taşlarına birer gülbezek motifi, çeşme köşelerine ise estetik bir görünüm vermek amacıyla birer sütunce yerleştirilmiştir.
Gebze’de inşa edilen çeşmelerin ayna taşları, tas nişleri, dinlenme sekileri ile su teknelerinde tamamen taş ve mermer malzeme kullanılmıştır. Namazgâh Çeşmesi, Arap Çeşme ve Köşklü Çeşme moloz taş, İbrahim Paşa Çeşmesi kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Köşklü Çeşme, Eskihisar Çeşmesi ve Namazgâh Çeşmesi’nin cephe yüzeyleri modern bir taşla kaplanmıştır. Devşirme malzeme ise Köşklü Çeşme ayna taşında görülür.
Gebze ilçe merkezinde günümüze ulaşan 17-19. yüzyıllara tarihlenen dört adet çeşme tespit edilmiştir. Gebze çeşmeleri klasik Osmanlı çeşme tasarımı olarak tanımlanan, bir kemer formuyla şekillendirilen çeşme cephesinde derin bir niş, bu nişin içine yerleştirilen bir su lülesi, lüleden akan suyun içine toplandığı bir yalaktan oluşur. Gebze’deki çeşmeler büyük oranda özelliklerini kaybetmelerine rağmen sade tasarımları ile de daha çok ihtiyaca cevap verecek şekilde fonksiyonelliklerinin ön plana çıkarıldığı görülür. İbrahim Paşa Çeşmesi dışındaki çeşmeler büyük oranda tahrip olduğu için özgünlüğünü kaybetmiştir.
İbrahim Paşa Çeşmesi dışındaki çeşmeler tek cepheli, tek kemerli olarak yapılmıştır. Sivri ve yuvarlak kemer formu kullanılmıştır. Namazgâh Çeşmesi ve Köşklü Çeşme, onarımlar sırasında cephe düzeni büyük ölçüde değişikliğe uğradığı için kemer formu hakkında kesin bir yargıya varılamamıştır.
Çeşmelerde malzeme olarak mermer, kesme taş ve moloz taş malzeme kullanılmıştır. Mermer malzeme daha çok kitabelerde ve ayna taşlarında karşımıza çıkmaktadır. Kesme taş malzeme İbrahim Paşa Çeşmesi ve Hünkâr Çeşmesi’nde, diğer örneklerde ise moloz taş malzeme kullanılmıştır.
Çeşmeler süsleme açısından oldukça sade tasarımlı olarak inşa edilmişlerdir. Kesme taş malzemenin kullanıldığı örneklerde profilli silmeler, renkli taş işçiliği, gülbezek ve çeşme köşelerine yerleştirilen köşe sütunceleri başlıca bezemeyi oluşturduğu görülmektedir.
Tarihin hemen her döneminde önemli bir yerleşim yeri olan Gebze en büyük gelişimini Türklerin eline geçtikten sonra göstermiştir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesiyle İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan önemli bir merkez olmuştur. Gebze, İstanbul’dan hareket eden ordunun veya seyyahların doğuya yapacakları sefer ve seyahatler sırasında Anadolu toprakları üzerinde ilk durak noktası olması açısından son derece önemlidir. Bu özelliğini günümüzde de koruyarak gittikçe gelişen nüfus ve ekonomik yönden hızla gelişen bir merkez olmuştur. Osmanlılar tarafından fethedilmesinden günümüze kadar çok sayıda mimari esere ev sahipliği yapmış olan Gebze, tarihi süreç içerisinde bir kısmını kaybetmiş, bir kısmı ise yapılan bilinçsiz restorasyonlar neticesinde orijinalliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Bölgede en sık karşılaşılan durumlardan birisi de çeşmelerin yöre halkı tarafından tamir edilmiş olmasıdır. Bu da çeşmelerin özgünlüklerini yitirmelerine ve çeşmede ne gibi değişikliklerin yapıldığının bilinmemesine sebep olmuştur. Günümüzde her eve şebeke sularının gelmesiyle birlikte önemini yitiren mahalle çeşmeleri hızla yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Gebze ilçe merkezinde bulunan çeşmelerin onarılması, asli fonksiyonlarına kavuşturulması ve gelecek kuşaklara aktarılması sağlanmalıdır.
KAYNAKÇA
Ahmet Yavuzyılmaz, Gebze ve Çevresindeki Türk-İslam Devri Yapıları, Atatürk Üni. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum, 2012, s. 205-218; Ahmet Yavuzyılmaz, “Gebze Çeşmeleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 6, S. 25, 2013, s. 577-593; A.N. Galitekin, (2006). Kocaeli Su Medeniyeti Tarihinden Birkaç Damla, Kocaeli 2006; E. Yücel-C. Soyhan, Gebze ve Eskihisar, İstanbul 1976; Gülfettin Çelik, 16-19. Yüzyıllarda Gebze (Sosyo-Ekonomik Bir İnceleme), Gebze, 2003; Gülfettin Çelik, Gebze (SosyoEkonomik Bir İnceleme) 20. Yüzyıl, Gebze, 2004.
Ahmet YAVUZYILMAZ