İzmit’in coğrafi konum itibariyle Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan bir nokta üzerinde bulunması, buranın her dönem ilgi duyulan bir şehir olmasını sağlamıştır. Bu nedenledir ki tarihin her döneminde birçok medeniyet İzmit için birbirleriyle mücadele etmişlerdir. İzmit’in Osmanlılar tarafından fetih tarihi, Osmanlı ve Bizans kaynaklarında birbirinden farklı (1330, 1331, 1334, 1326, 1328, 1337) olarak verilmektedir. Tarih farklılıklarının çeşitli nedenleri var ise de asıl neden İzmit’in 1326’da Osmanlılarca alınmış olmasına rağmen kısa bir müddet sonra tekrar Bizanslıların eline geçmesi, 1337 yılında Sultan Orhan Gazi döneminde yapılan kuşatma sonucu ise artık şehrin kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine girmiş olmasıdır.
Bu dönemle ilgili bilgi veren kaynaklar, Sultan Orhan’ın fetih sonrasında İzmit’teki bazı kiliseleri cami ve medreseye dönüştürmüş olduğundan bahsetmektedir. Şehre hâkim bir tepede (günümüzde Orhan Mahallesi), İçkale’nin içerisinde ibadete açılan ilk cami olan Gazi Süleyman Paşa (Orhan) Cami ve Gazi Süleyman Paşa (Orhan) Medresesi, şehirdeki ilk Osmanlı eserleri olmaları bakımından oldukça önemlidir. Fetih sonrasında kiliseden camiye çevrilen yapının yıkılarak yerine yeni bir cami yapıldığı, medresenin ise kiliseden medreseye çevrildiği yapıda kullanılmaya devam ettiği ifade edilmektedir.
Gazi Süleyman Paşa Cami’nin, orijinal inşa kitabesi günümüze ulaşmamış olsa da, camide bulunan ve daha sonra hazırlanmış olan levha kitabede cami ve medreseyle ilgili şu bilgiler yer almaktadır:
Fâtih-i İzmid Gâzî Süleyman Paşa bin Orhan
Şehrin fetihten sonraki ilk yöneticisi olan Sultan Orhan’ın oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından açılmış olan medrese, Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde inşa edilmiş ilk eğitim kurumlarından birisi olması yönüyle önemlidir. Osmanlı dönemiyle ilgili bilgi veren birçok kaynakta ilk Osmanlı medresesinin İznik’teki “Orhan Gazi Medresesi” olduğu yolunda genel bir kanaat vardır. Ancak bazı kaynaklarda ise (Aşıkpaşazade, Kemalpaşazade, Neşri, Oruç Bey), Gazi Süleyman Paşa’nın İzmit’te yaptırdığı medresenin de ilk medrese olduğu ileri sürülmektedir. İzmit’teki medresenin Gazi Süleyman Paşa Camii’nin yanında olduğunu ispatlayan birçok bilgi, belge ve tespit bulunmaktadır. Bunlardan birincisi medresenin bulunduğu sokağın adının Osmanlı döneminden günümüze değin biliniyor ve kullanılıyor olmasıdır (Medrese Sokak). İkincisi, burada görev yapan müderrislerin aile efratlarının aktardıkları bilgilerdir. Üçüncüsü medrese çevresinde yaşayan insanların anılarıdır. Dördüncüsü ise camide 2014-2016 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul II.Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan kapsamlı restorasyon, kazı ve çevre düzenleme çalışması sırasında, tarafımızca alanda yapılmış olan tespitlerdir. Ancak, eser günümüze kadar ulaşamadığından ne yazık ki yapısı hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Bölgede yapılacak bilimsel kazı çalışmaları İzmit Gazi Süleyman Paşa Medresesi’nin yapısıyla ilgili daha detaylı bilgilere ulaşmamızı sağlayacaktır. Tarafımızca yapılan araştırmalarda Gazi Süleyman Paşa Medresesi’nin
19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başındaki eğitim kadrosuyla ilgili üç isim tespit edilmiştir. Bunlardan birincisi Müderris İzmitli Arif Efendi, diğeri, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi’nin halifelerinden birisi olan Hacı Ahmed Hilmi Efendi’dir. Hacı Ahmed Hilmi Efendi, Sultan II. Abdülhamid döneminde 1901 yılı Şubatı’nda Gazi Süleyman Paşa müderrisliğiyle görevlendirilmiştir. (1897 tarihli bir kadı arzında Gazi Süleyman Paşa müderrisliğinin Hüseyin Feyzi Efendi adlı bir zata verilmesinin talep edildiği görülmekteyse de bu görevlendirme gerçekleşmemiştir.) Osmanlının ilk medresesinin İzmit veya İznik medresesi mi olduğu tartışmaları hâlâ sürüp giderken, iki medrese arasındaki önemli bir farkı belirtmenin yararlı olacağı düşünülmektedir. İzmit Medresesi, birçok tarihi kaynakta da belirtildiği üzere İzmit’in fethi sonrasında kilise veya manastırdan medreseye dönüştürülmüş bir yapıdır. İznik Medresesi ise İznik’in fethi sonrasında kilise veya manastırdan dönüştürülmüş bir yapı olmayıp medrese fonksiyonuyla yeniden inşa edilmiştir.
Gazi Süleyman Paşa Camii’nde, Sultan Abdülmecid döneminde (1843) gerçekleşen ve şu ana kadar tespit edebildiğimiz en kapsamlı onarımlardan birisi olan uygulamada medrese yapısı ile ilgili herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığı bilmiyoruz. Ancak kanaatimiz, böylesine büyük bir onarım çalışması sırasında medresede de çalışma yapılmış olmasıdır. İzmit Gazi Süleyman Paşa Medresesi’nin 14. yüzyılda başlayan eğitim sürecinin, 20. yüzyılda ne zaman ve nasıl sonlandığı tespit edilememiştir.
KAYNAKÇA
Zeynep Ahunbay, İzmit Orhan Bey Camii Restorasyon Projesi Raporu, İTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı, İstanbul, 2000; Ali Kozan-Ayşe Çekiç, “Osmanlı Devleti’nin İlk Medresesi Sorunsalı: Dönem Kroniklerinde İzmit (İznikmid) Yahud Gazi Süleyman Paşa Medresesi”, Uluslararası Gazi Süleyman Paşa ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu III, Kocaeli, 2017, s. 2133-2143; Mustafa Bilge, İlk Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 1984; Mefail Hızlı, “Anadolu’daki Osmanlı Medreseleri: Bir İcmal”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 2/4, 2004, s. 371-408; Yeşim Üzmez-H.Mine Benligiray-Pelin Özilkiz Çelik, Orhan Gazi Camisi Sanat Tarihi ve Restitüsyon Raporu, Kocaeli, 2013, s. 49; İzmit Orhan Gazi Camii, Güncel-Strüktürel Rölöve, Revize Restorasyon ve Müdahale Restorasyon Projesi, (Haz:Gülçin Kahraman-Banu Boduroğlu-Hürrem Odabaşı-Ebru Kazancı), Kocaeli, 2015; İzmit Orhan Gazi Camii, Güncel Rölöve ve Restorasyon Projesi, (Haz: Gülçin Kahraman-Banu Boduroğlu-Hürrem Odabaşı-Ebru Kazancı), Kocaeli, 2016 Yılmaz Öztüna, Büyük Türkiye Tarihi, Cilt: 2, İstanbul, 1977; Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, İstanbul, 1984; Ayşe Zişan Fuat, “Eğitim-Mimari İlişkisi Açısından Kuruluş Dönemi Osmanlı Medreseleri”, İ.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 8, İstanbul, 2003, s. 181-208; İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilatı, Ankara, 1988; Taner Aksoy, Kocaeli Kültür Envanteri, Kocaeli, 2011; Yusuf Karaduman, “Orhan Camii”, Kocaeli Dokümantasyon Merkezi Bülteni, S. 33, Kocaeli, 2000, s. 3-4; Anonim Tevarih-i Al-i Osman, (nşr. F. Giese), (haz. N. Azomat), İstanbul, 1992, s. 16; Aşıkpaşaoğlu Tarihi, (nşr. Atsız ), İstanbul, 1992, s. 38-40; Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinin İlk Devri, C. I, İstanbul, 1966, s. 170; İdris Bostan, “İzmit”, DİA,C. 23, İstanbul, 2001, s. 536-541; Osman Nuri Cebe, İzmit Mezar Kitabeleri, Kocaeli, 2016, s. 71-79; Edirneli Oruç Beğ, Oruç Beğ Tarihi, (haz. N. Atsız), İstanbul, s. 33; Nezih Fıratlı, İzmit Tarihi ve Eski Eserler Rehberi, İstanbul, 1959, s. 28; Ahmed Nezih Galitekin, Kocaeli Su Medeniyeti Tarihinden Birkaç Damla, İstanbul, 2006, s. 117-129; Ahmed Nezih Galitekin, İzmit Mehmed Bey Nam-ı Diğer Fevziye Camii Şerifi, İstanbul, 2002, s. 12; Neşri, Kitab-ı Cihannuma, Ankara, 1949, C. I, s. 153; Avni Öztüre, Nicomedia Yöresindeki Yeni Bulgularla İzmit Tarihi, İstanbul, 1981, s. 16; Volkan Şenel, İzmit’in Fetih Simgesi Orhan Camii (Gazi Süleyman Paşa Camii), Kocaeli, 2007; Volkan Şenel, “İzmit Tarihi ve Eski Paralar”, Gümüş Ufuklar,S. 11, 2003, s. 38; Rifat Yüce, Kocaeli Tarih ve Rehberi, İzmit, 1945,s. 1-6; İbn-i Kemal, Tevarih-i Al-i Osman, Defter: 2, nşr. Şerefettin Turan, Ankara, 1983, s. 36-37; Mustafa Cezar-Midhat Sertoğlu, Resimli ve Haritalı Mufassal Osmanlı Tarihi, C. I, İstanbul, 1957, s. 72.
Volkan ŞENEL