GAZİ SÜLEYMAN PAŞA (ORHAN) CAMİİ

Madde no:493

İzmit’in Fetih Simgesi Olan Cami

Sultan Orhan Gazi döneminde 1337 tarihinde gerçekleşen fetih sürecinden sonra, kurulan vakıflar aracılığıyla İzmit’te ilk imar faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde şehre hâkim bir tepede (günümüzde Orhan Mahallesi), İçkale’nin içerisinde inşa edilen ilk dini yapılardan birisi de Gazi Süleyman Paşa Camii’dir. Orhan Gazi’nin oğlu Şehzade Süleyman Paşa tarafından yaptırılmış olan cami, İzmit’in fethini simgeleyen önemli eserlerin başında gelmektedir. Asıl adı “Gazi Süleyman Paşa Camii” olan yapının ismi zamanla değişerek, “Orhan Camii” olarak anılmaya başlanmıştır. Bu isim değişikliğinin ne zaman olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Son dönemlerde yapılan araştırmalarda, caminin isminin daha önceki süreçte “Camii Şerif” olarak kullanıldığına dair bazı bilgilere ulaşılmıştır. 20. yüzyılın başından itibaren ise halk arasında daha çok “Orhan Camii” isminin kullanıldığı, İzmitlilerin bu ismi severek benimsedikleri ve bu ismin kullanımının günümüze kadar da devam ettiği görülmektedir. İzmit’teki Türk dönemi yapılarının en eskilerinden birisi olan Gazi Süleyman Paşa Camii’nin, orijinal inşa kitabesi günümüze ulaşmamıştır. Cami içerisinde bulunan ve daha sonra hazırlanmış olduğu düşünülen levha kitabede şu bilgiler yer almaktadır:

Fâtih-i İzmid Gâzî Süleyman Paşa bin Orhan

-Ve fâtih-i Hereke ve fâtih-i Aydos ve fâtih-i Kocaeli sancağı

Sene 728

-Binâ-i Câmi’-i şerîf ve Medrese

Sene 733

Sonradan hazırlanan bazı kaynaklarda yapının eski bir kiliseden camiye çevrildiği iddia edilse de, 2015/2016 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul II. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan geniş kapsamlı restorasyon çalışmasında ve konunun uzmanlarının yaptığı incelemelerde, caminin kiliseyle hiçbir ilgisinin olmadığı, yeniden inşa edilmiş bir cami yapısı olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu konuyla ilgili belirtilmesi gereken önemli husus, Sultan Orhan Gazi döneminde gerçekleşen fetih süreci sonrasında bazı kiliselerin mescide dönüştürülerek bir süre kullanılmış olduğu, bazı kiliselerin ise zamanla yıkılarak yerine mescitler ve medreseler yaptırılmış olmasıdır. Gazi Süleyman Paşa Camii’nde, uzun bir süredir kılıçla hutbe okunmaktadır. Kocaeli şehrinin milli hafızasında, tarihsel anı değerinde ve kültüründe artık yerini alan bu manidar gelenek, Osmanlı döneminden günümüze kadar sürdürülmüştür. Gazi Süleyman Paşa Camii, günümüzde kılıçla hutbe okunan Kocaeli’deki tek cami olma özelliğine de sahiptir. Cami, kuzeybatı-güneydoğu istikametinde, dikdörtgen planlı (15.40 x 20.90 m.), kesme taş (içerisi moloz taş dolgulu), tuğla, mermer, ahşap ve devşirme malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Yapı, erken Osmanlı dönemi eserlerinden olması yönüyle oldukça önemlidir. Yapının üç giriş kapısı bulunmaktadır. Birincisi güneybatı cephesinde bulunan ve harim kısmına girişi sağlayan çift kanatlı ana giriş kapısıdır. İkincisi yine güneybatı cephede bulunan Sultan Abdülmecid döneminde yapılan onarım sırasında yapıya eklenen hünkâr mahfiline girişi sağlayan kapıdır. Üçüncü kapı ise kuzeybatı cephede bulunan ve son cemaat yerine girişi (oradan da başka bir kapıyla harim kısmına geçilen) sağlayan çift kanatlı kapıdır. Caminin esas ibadet alanı olan harim kısmı, yapının en eski yeridir. Dikdörtgen planlı olan harimin kıble yönü duvarında mihrap ve minber bulunmaktadır. Harim mekânının orta kısmında dört yivli ahşap sütun üzerine oturan kubbe vardır. Bu özelliğiyle Kocaeli’deki tek örnek olan cami, dışarıdan dört yönlü kırma çatı ile örtülmüştür. Kubbe ve tavanı ahşap saçaklar ayırmaktadır. Kubbenin içerisi sadedir. Harim bölümünde kubbenin dışındaki örtü birimi olarak düz ahşap çıtalı tavan bulunmaktadır.

Harimin giriş kapısı üzerinde “Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Müttakilere (Allah’a karşı gelmekten sakınanlara) cennetlere esenlikle, güven içinde girin, denilir” (Hicr/46) ayeti vardır.Harimin kıble yönü duvarında mihrap ve minber, kuzeybatı duvarında vaaz kürsüsü bulunmaktadır.

İç mekânın kuzeybatı duvarında, giriş kapısının iki yanında nişler açılmıştır. Bu nişler ahşap kanatlı dolap olarak kullanılmaktadır. Kuzeybatı köşede minareye çıkış kapısı yer almaktadır. Yapının kıble yönündeki güneydoğu cephesinde yuvarlak kemerli dört, güneybatı cephesinde dört, kuzeybatı cephesinde beş (birisi kare formlu) pencere yer almaktadır. 19. yüzyılda yapılan onarım sırasında orijinal pencereleri, batıdaki kare açıklıklı pencere hariç, batılılaşma dönemi camii tasarımlarında tercih edilen yuvarlak kemerli pencerelere çevrilmiştir. Pencerelerin üst bölümleri tuğla ile örülerek hareketlendirilmiştir. Son cemaat yerinin kuzeybatı cephesinde, dikine dikdörtgen formlu dört, hünkâr mahfiline çıkış yolunun ise bir penceresi vardır. Caminin kuzeybatı bölümünde, Sultan Abdülmecid dönemimdeki (1843) onarım sırasında eklenmiş olan kapalı son cemaat yeri ahşaptır. Son cemaat yerinden kadınlar mahfiline çıkılan merdiven ve harim kısmına geçilen basık kemerli kapı yer almaktadır. Kadınlar mahfilinden ikinci bir yol olarak hünkâr mahfiline geçilebilmektedir. Kadınlar mahfili ve hünkâr mahfili ikişer bölümden oluşmaktadır. Son cemaat yeri, güneybatı cephenin köşesine eklenmiş olan hünkâr mahfiliyle aynı dönemde yapılmıştır. Dikdörtgen planlı olan hünkâr mahfili, güneybatı yönde dört ahşap sütün üzerine oturmaktadır. Hünkâr mahfilinin kadınlar mahfiline bitişik olan kısmı padişahın ibadet etmek için kullandığı bölüm, diğer kısmı ise padişahın dinlenmek ve diğer ihtiyaçlarını gidermek için kullandığı mekândır. Sultan Abdülmecid döneminde padişahın kullanımı için camiye eklenen hünkâr mahfili, Osmanlı döneminden günümüze ulaşması ve Kocaeli’de bulunan camiler içerisinde tek hünkâr mahfili olan yapı olması yönüyle oldukça önemlidir. Caminin kuzeybatı duvarına bitişik olarak yapılan minarenin, orijinal hâliyle ilgili elimizde fazla bilgi bulunmamaktadır. 19. yüzyılda yenilenen minare, 1945 yılında yıldırım düşmesi, 1999 yılında da deprem felaketi sonucu zarar görmüştür. Günümüzdeki minare ise 2007 yılı onarımında yaptırılmıştır.

Sultan Abdülmecid döneminde (1843) gerçekleşen onarım sırasında, minare son cemaat bölümünün içerisinde kalmıştır. Kare kaideli minarenin üzerinde silindirik gövde yükselmekte, gövdenin başladığı ve bitiş yerine yakın yerde dışa taşıntılı birer bilezik bulunmaktadır. Şerefenin korkulukları taştan inşa edilmiş, petek bölümü yine silindirik olup, külah kısmı kurşun malzemeden yapılmıştır. Minarenin, yüzeylerinde süs bulunmamaktadır. Şerefe bölümüne çıkılan merdivenin kapısı harime açılmaktadır. 2007 onarımında 19. yüzyıldaki orijinal şekline göre yenilenen çift boğumlu armudi formlu külahı aynı dönemin minarelerine özgü bir yaklaşımdır.

Gazi Süleyman Paşa Camii’nin harim kısmı 249,58 m2, son cemaat yeri 23,22 m2, kadınlar mahfili 49,57 m2, hünkâr mahfili 22,86 m2 ölçülerindedir. Caminin minare yüksekliği ise 19,38 m’dir (alem seviyesi).

Caminin harim kısmında; kubbe içerisinde ortada güneş ışınlarını andıran çizgiler, ışınları sınırlayan rozetler, rozetlerin çevresinde de farklı büyüklüklerde elipsi andıran şekiller yer almakta iken, uzmanlarca incelenen -ve sonraki dönemlerde yapıldığı tespit edilenkubbe süslemeleri 2015/2016 yıllarında gerçekleşen restorasyonda kaldırılmıştır. Restorasyon sonrasında kubbe içerisine herhangi bir başka bezeme yapılmamış, kubbe içi boş bırakılmıştır. Ahşap kubbeyi çevreleyen kare kasnak, ahşaptan yapılmış birisi küçük birisi büyük, aşağıya doğru sarkan ahşap süsleme kuşaklarıyla hareketlendirilmişlerdir.

Kıble duvarının tam ortasında ve giriş ekseninde yer alan mihrap, dikdörtgen görünüşlü üç bölümden oluşmaktadır. Altta iki yandan plasterlerle sınırlandırılmış yarım daire planlı ve yarım kubbe kavsaralı niş, kitabeliğin ortasında ise mihrap ayeti vardır. Yuvarlak kemerli mihrabın üst kısmında yeşil zemin üzerine yazılmış mihrap ayetinde “Zekeriya mabedde namaz kılarken melekler ona seslendiler” (Al-i İmran/39) yazılıdır. Mihrap nişi içerisinde perde biçimli motif ve ucunda ise kandil bulunmaktadır.

Ahşap malzemeden yapılmış olan minber, yan aynalık ve korkuluk kısımlarındaki süslemeleriyle dikkat çekmektedir. Süslemeleri barok tarzda, bitkisel karakterlidir.

Harim kısmının kuzeybatı duvarında bulunan vaaz kürsüsünün sonraki dönemlerde eklendiği düşünülmektedir. Üzerinde, minberdeki bitkisel karakterli süslemelerle benzeşen kalemişi bezemeler vardır. Caminin, kubbe, mihrap, minber ve vaaz kürsüsü üzerinde bulunan üzeri yağlı boya ile kapatılmış olan süslemeleri, 2004 yılında gerçekleşen restorasyon çalışması sırasında ortaya çıkarılmıştır. Gazi Süleyman Paşa Camii’nin en dikkat çekici süsleme öğelerinden birisi de dış cephede bulunmaktadır. Güneybatı cephede bulunan harim bölümüne giriş kapısının sol yanında yer alan rumi motifleri ve aşağısında yer alan geometrik süsleme kuşağı, bu yapının en önemli süsleme unsurlarının başında gelmektedir. Buradaki rumi motifleri, yapının dış cephesindeki en dikkat çekici süsleme öğesidir. 14. yüzyılda yapılmış olan cami 19. yüzyılda (1843), 20. yüzyılda (1947, 1967, 1969, 2004, 2007, 2015/2016) çeşitli onarımlar geçirmiş, orijinal yapıya göre birçok değişiklikliğe uğramıştır. Caminin günümüzdeki hali, 1843 yılı sonrası Sultan Abdülmecid’in emriyle gerçekleştirilen onarım sonrası ortaya çıkan durumunu yansıtmaktadır. Gazi Süleyman Paşa Camii’nin, Sultan Abdülmecid döneminde yapılan onarım sırasında avlu giriş kapısı üzerine eklenen ve 1940’lı yıllarda buradan kaldırılan, ta’lik hatlı onarım kitabesi günümüzde Kocaeli Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir:

Güzîn-i Âl-i Osmân hazret-i Orhan-ı zîşânın Vezir erşed evlâdı bu paşa-yı harb-îcâd Mücâhid-i fi sebîlillah hem nâm-ı emînillah Süleyman-ı gazâ-pîşe idüp müşrikleri berbâd

Müşerref olduğu dem hâk-i pâyında ser-i İzmid Bu vâlâ câmi’i bâlâya itdi sıdkile is’ad

Mürûr-ı vaktile ile az kaldı kim ol mâ’bed-i ulyâ Rükû ü secdeye müşerref-i teharrükle ola mu’tad Rıza Paşa görüb emr-i ibâdetle bu hâlâtı

Tutub destin hûlûsile kıyâma imdad

Ki ya’ni sevk idüb zıll-ı Huda Abdülmecîd Hân’a Kemâl-i ihtiyâcın ol makâmın eyledi îrâd

Yine tecdîde zât-ı zîşânın idüp me’mûr

O da âyine emsâl eyledi hemçün dil-i zühhâd O rütbe sâye-i şâhânesinde oldu müstahkem Metânetle görenler zan ederler beyzâ-i fulâd İdüb ömr-i şehinşâhânesini Allah müstevfâ Namaz-ı abîdîn oldukça minhâc-ı dîl-i ibâd

Hitâmında yazub târih-i tâmmın hâme-i Zâlik

Bu dilcû ma’bedi Abdülmecid Hân kıldı nev-bünyâd 1

259 (M.1843)

Caminin, geçmişten günümüze kadar geçirdiği bütün onarımlar içerisinde iki onarım oldukça önemlidir. Bunlardan birincisi, Sultan Abdülmecid döneminde 1843 yılında gerçekleşen ve yapının günümüzdeki halini almasını sağlayan detaylı onarımdır.

Hünkâr mahfili, kadınlar mahfili, son cemaat yeri, kubbe, minber ve vaaz kürsüsü bu onarım sırasında camiye eklenmiştir.

Caminin geçirdiği ikinci kapsamlı onarım ise 2015/2016 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul II. Bölge Müdürlüğü tarafından yaptırılmış olan restorasyondur. Bu restorasyon sırasında caminin neredeyse her bölümüne müdahale edilmiş, daha önceki yıllarda yapılan restorasyon sonrasında ortaya çıkan sorunlara çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Bu noktada değinilmesi gereken en önemli husus ise 2004 yılındaki restorasyon sırasında nedenine anlam veremediğimiz garip bir anlayışla sıvanmış olan yapının dış cephelerinin, sıva raspası yapılarak eski orijinal haline dönüştürülmüş olmasıdır.

Caminin güneydoğusunda bulunan hazirede, camide görev yapmış imamlar, imamların yakınları, eskiden burada bulunan medresenin müderrisleri ve Nakşibendi tarikatına mensup bazı şeyhlerin mezarları bulunmaktadır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan Gazi Süleyman Paşa Camii, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından 1987 yılında tescillenerek koruma altına alınmıştır.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 2010 yılında, cami haziresindeki mezar kitabelerini kapsayan restorasyon ve temizlik çalışması yapılmıştır.

Hazirede bulunan mezar kitabeleri:

1-Hüve’l-Bâkî

Yâ ilâhi ol mübârek ism-i pâkın izzeti

Hem Resûlün Fahr-i Âlem Şâh-ı Kevneyn hürmeti

Eyle kabrim ravza-i cennet yâ ilâhe’l âlemîn

Gece gündüz eylesinler hûr gılmân hizmeti

Merhûm ve mâğfur ilâ Rahmet-i Rabbih

El-Gafûr duhâncı El-Hâcc Ahmed Ağanın

Rûhiçûn Kâffe-i Ehl-i Îmân

Ervâhiçün Rızâen lillâhi Teâlâ

El-Fâtiha

1270 re-i Receb (30 Mart 1854)

2-Hüve’l-Bâkî

Hazâ Kabru El-Merhûm El-Mağfûr

Eş-Şeyh El-Hâcc Mehmed Kurbân

Efendi En-Nakşibendi El-Hâlidî

El-Kaşgarî kuddise sırrahu’l-Bârî

Fî evâhiri’l şa’bân 1304 (23 Mayıs 1887)

Ketebe Ali Vasfi

Li seneti erbaa selase mietin ve elf

3-El-Bâkî

Tutumlu oğlu

Mehmed Ağa Kerîmesi

Merhûme Şerife Zeliha

Rûhuna Fâtiha

Sene 1249 (1833/1834)

4-Âh Mine’l-Mevt

Mîralây Abdüllatif Beyzâde Mîr Sâlimin

Verdi dohter zâdesi cismin bu cây-ı firkate

Mir Ahmed vâlidesi gidûb yümn-i teshîrine

Geldi bu mâsûma dehre gitti hasret ahirete

Berg-i ömrün illet-i çiçek perişan eyleyûb

Lâle-veş gerden nihad oldu kazây-ı hazrete

Yazdı mu’cemle kalem tarih-i fevtin Vasfiyâ !

Naz-resdir Fatma Nâhide Hânım Cennete

Fi 15 Cemaziye’l-âhir 1290 (10 Ağustos 1873)

5-Hüve’l-Bâkî İ

zmitte Sultân Orhan

Câmi-i Şerîfi Hatibi Merhûm Hâfız Mehmed Râşid

Efendinin Rûhuna Fâtiha

Fî 15 Şa’bân Sene 1322 Fî 21 Eylül Sene 1320

(25 Ekim 1904) (4 Ekim 1904)

6-Merhûm

Bozacı

Oğlu Hacı

Ahmed R

ûhuna

El-Fâtiha

Sene 1142 (1729/1730)

7-Halîm Efendi oğlu

Osmân Efendinin

Oğlu Merhûm Emin Efendinin

Kerimesi merhûme Esmâ Rûhuna

Fâtiha Sene 1257 (1841/1842)

8-Elbesân kazâsından

Vidin Karyesinden

Hüseyin oğlu

Merhûm Cem rûhuna

Fâtiha 1281 (1864/1865)

9-…

Balta oğlu İbrahim

Beşenin oğlu merhûm

Ömer Beşe rûhuna

El-Fâtiha

1337-18/1919)

10-Duhâncı Hacı

Ahmed oğlunun

….

11-Nevcivânım uçtu cennet bâğına

Firâkı kaldı vâlideyni cânına

Geyveli Mehmed Ağa mahdûmu

Merhûm Salih Rûhuna Fâtiha

Sene

KAYNAKÇA

Zeynep Ahunbay, İzmit Orhan Bey Camii Restorasyon Projesi Raporu, İTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı, İstanbul, 2000; Taner Aksoy, Kocaeli Kültür Envanteri, Kocaeli, 2011; Yeşim Üzmez-H. Mine Benligiray-Pelin Özilkiz Çelik, Orhan Gazi Camisi Sanat Tarihi ve Restitüsyon Raporu, Kocaeli, 2013, s. 49; İzmit Orhan Gazi Camii, Güncel Rölöve ve Restorasyon Projesi, (Haz: Gülçin Kahraman-Banu Boduroğlu-Hürrem Odabaşı-Ebru Kazancı), Kocaeli, 2016; Anonim Tevarih-i Al-i Osman, (nşr. F.Giese), (haz. N. Azomat), İstanbul, 1992, s. 16; Aşıkpaşaoğlu Tarihi, (nşr.Atsız ), İstanbul, 1992, s. 39; Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinin İlk Devri, C. I, İstanbul, 1966, s. 170; Ali Boran, Anadolu’daki İç Kale Cami ve Mescidleri, Ankara, 2001, s. 77; Şennur Kaya, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e İzmit Kenti, Kocaeli, 2009, s. 113; İdris Bostan,”İzmit”, DİA., C .23, İstanbul, 2001, s. 536-541; Osman Nuri Cebe, İzmit Mezar Kitabeleri, Kocaeli, 2016, s. 71-79; Edirneli Oruç Beğ, Oruç Beğ Tarihi, (haz.N.Atsız), İstanbul, s. 33; Nezih Fıratlı, İzmit Tarihi ve Eski Eserler Rehberi, İstanbul, 1959, s. 28; Ahmed Nezih Galitekin, Kocaeli Su Medeniyeti Tarihinden Birkaç Damla, İstanbul, 2006, s. 117-129; Ahmed Nezih Galitekin, İzmit Mehmed Bey Nam-ı Diğer Fevziye Câmi’i Şerîfi, İstanbul, 2002, s. 13-14, Ahmed Nezih Galitekin, Tarihte İzmit ve İzmit Tarihinde Bir Eşraf Ailesi Soydanlar, İstanbul, 2011, s. 321, Kocaeli İl Turizm Envanteri, Kocaeli, 1986, s. 18; Neşri, Kitab-ı Cihannuma, Ankara, 1949, C. I, s. 153; Avni Öztüre, Nicomedia Yöresindeki Yeni Bulgularla İzmit Tarihi, İstanbul, 1981, s. 16; Volkan Şenel, İzmit’in Fetih Simgesi Orhan Camii (Gazi Süleyman Paşa Camii), Kocaeli, 2007; Volkan Şenel, “Başbakanlık Osmanlı Arşivi Belgelerine Göre Kocaeli (İznikmid) Sancağına Yerleştirilmiş Olan Oymak, Aşiret ve Cemaatler”, Değişen Kocaeli, S. 5, Kocaeli, 2007, s. 58-60; Volkan Şenel, “Gazi Süleyman Paşa Camii (Orhan Camii)”, Sanat, Edebiyat ve Kültür Akademisi (SEKA) Dergisi, S. 1, Kocaeli, s. 41-42; Temel Britannica, ”Kocaeli” Mad., C. 10, İstanbul, 1993, s. 292-294, F.Yavuz Ulugün, Osmanlı ve Ulusal Kurtuluş Dönemi’nde Kocaeli, Kocaeli, 2002, s. 83-84-, F.Yavuz Ulugün, Seyahatnamelerde Kocaeli ve Çevresi, Kocaeli, 2008; Muhittin Bakan-Ulugün, F.Yavuz-Taner Aksoy -İlker Tepeköy, Tarih Öncesi&Helenistlik Dönem Bithynia, Kocaeli, 2004, s. 119-124,Yurt Ansiklopedisi, “Kocaeli” Mad., C. 7, İstanbul, 1983, s. 4992, Rifat Yüce, Kocaeli Tarih ve Rehberi, İzmit, 1945, s. 1-6; Erdem Yücel, “İzmit’te Türk Eserleri”, Türkiyemiz Dergisi, S. 33, İstanbul, 1981, s. 30,Yusuf Karaduman, “Orhan Camii”, Kocaeli Dokümantasyon Merkezi Bülteni, S. 33, Kocaeli, 2000, s. 3-4, Türk Yolu gazetesi, Sayı: 402, İzmit, 19 İkinci Teşrin, 1934, s. 1

Volkan ŞENEL