AHMET HALUK DURSUN

Madde no:48

Prof. Dr., Bürokrat

Haluk Dursun 1957 yılında Hereke’de doğdu. İncir Çekirdeği Herekeden Çıktım Yola adlı kitabında adı üzerinde Hereke’ye dair anılarını anlattığı notlarında ise doğduğu ve büyüdüğü yeri kısaca şu sözlerle anlatmaktadır: “Orada çocukluğumun İnciraltı Plajı’nın çakıl taşlı gibi görünen temiz denizi var. Kamışlı’nın, İkizler’in Binbaşı’nın çeşmesi, Ulupınar’ın deresi, anamın ninnisi, babamın gayreti, dedemin öksürüğü, anneannesi duası, hepsinin hoş sâdâsı var. Ve sonra kulağımda yine her birinin tarihi Hereke Camii’nden verilen sâlâsı var.”

Küçük yaşlarda derece ile kazandığı Galatasaray Lisesi’ne yatılı olarak başlayan Dursun’un hayatında Galatasaray, Hereke’den sonra en önemli ikinci yerdir. Okul hayatı boyunca tatil günlerinde, Hereke’de ananesi ve dedesi ile kalarak çocukluğunu geçirdiği eve trenle döndüğü günlerden beri, Hereke ile olan bağını hiçbir zaman koparmaz. Hatta sadece kendisinin değil, İstanbul doğumlu olan kızının da Herekeli olarak büyüyebilmesi için her hafta sonunda ya da müsait günlerde kızını da alarak ömrünün sonuna dek bağ ve bahçecilik, hayvancılık ile de uğraştığı Hereke’ye gidip gelmeye devam eder.

Galatasaray Lisesi’nden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Son Çağ ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kürsüsü’nü bitirerek akademik hayata Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’nde asistan olarak başlayan Dursun, Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktorasını Yakın Çağ Tarihi Anabilim Dalı’nda tamamlar. “Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi” sahasında tarih doçenti olan Haluk Dursun, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde Yakın Çağ Tarihi Ana Bilim Dalı’nda profesörlük unvanını alır.

Akademik çalışmaları yanında kamusal alanda da önemli faaliyetleri ve sayısız üst düzey görevi bulunan Dursun’un hayatında öne çıkan görevleri arasında 2006-2012 yılları arasında yürüttüğü Ayasofya Müzesi Başkanlığı; 2009-2011 yıllarında Ayasofya Müzesi Müdürlüğü ve 2012 Temmuz ayı itibariyle getirildiği Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü görevleri yer alır.

Yine aynı kitaptaki önsözünde, Hereke’deki II. Abdülhamid dönemi binanın önünde, saraya ait Kaiser Wilhelm Köşkü’nün dibinde oynadığı günlerden itibaren saray binalarına aşina olmaya başladığını, daha sonra hayatında uzun seneler orta ve lise eğitimini aldığı Galatasaray’ın bulunduğu binalar da dahil olmak üzere Topkapı Sarayı’nda bulunmanın nasib olduğunu vurgular. Hatta ömrü boyunca onun için çok önemli olan Hereke ile hayatının ilerleyen yıllarında karşısına çıkan küçük tesadüflere(!) dair, yine çok sevdiği Tin Suresine de atıfta bulunarak şu sözleri söyler “Hereke’deki sahiller hep incirlik, tepeler zeytinlik. Galatasaray’ın bulunduğu tepe eski adıyla İncirlik, Topkapı Sarayı’nınki Zeytinlik. Ne hoş tesadüf değil mi? Yok canım. Kim demiş tesadüf diye! Tesadüf olmadığına incir ve zeytin üzerine and olsun.”

Ayasofya ve Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki görevlerinde de birçok etkinlik ve düzenlemeye imza atan Dursun, tarihi yapıların kültürel ve tarihsel dokusunu ön plana çıkaran çalışmalara ağırlık vermiştir. Ayasofya, onun başkanlığı döneminde önemli restorasyonlardan geçmiş, müzenin içindeki ve etrafındaki Osmanlı eserleriyle ilgili koruma/onarma çalışmaları tamamlanmış, Ayasofya içinde bulunan Osmanlı padişah türbeleri yine onun döneminde kendi tabiriyle bir “Ölüm Kültürü Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır.

Aldığı görevlerin yanı sıra hayatı boyunca üniversitelerde de ders vermeye devam eden Haluk Dursun, Atatürk İlke ve İnkılapları, Bizans ve Batı Avrupa tarihi, Yeni ve Yakınçağ Avrupa Tarihi; Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi, Türk Kültür Tarihi; İstanbul’un Tarihî Mekânları; Cumhuriyet Dönemi Eğitim ve Kültür Politikaları, Tarih Öğretiminde Müzelerin Rolü gibi dersler yanında, özellikle İstanbul’un tarihini, mimarisini, kültür ve sanatını konu alan sayısız konferanslar, söyleşiler, seminerler vermiş, bu alanda yapılan birçok etkinlik ve projede aktif olarak yer almıştır. Uzun yıllar boyunca sayısız kurum ve kuruluşa Boğaziçi kültür ve tarihi üzerine kurguladığı Boğaz Gezileri tertip eden Dursun, İstanbul Boğazı, flora ve faunası, yalıları konusunda uzmanlaşmıştır. Hereke’den yola çıkarak İstanbul Boğazı’nda da bahar aylarında sıklıkla görülen erguvanları tanıtmasıyla ismi anılmıştır. Çeşitli dönemlerde radyo programları düzenlemiş, değişik gazetelerde kültür-sanat yazıları yazmış, televizyonlarda tarih, kültür ve sanat içerikli programlar hazırlamış ve sunmuştur. Haluk Dursun 2017-2019 yılları arasında çeşitli kültür merkezleri ve okullarda ağırlıklı olarak “Gençlerle Baş Başa” başlıklı seminer, söyleşi ve konferanslar vermiştir.

2014 Temmuz ayında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atanan ve 2016 Nisan ayında emekliliğini isteyerek görevinden ayrılan Dursun, 2017 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile T.C Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu Üyeliğine atanmış, aynı zamanda Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Üyeliği görevinde de bulunmuştur. Ekim 2016 Temmuz 2017 süresince Milli Savunma Bakanlığı Baş Danışmanlığı yapan Dursun, bu görevin ardından bir sene boyunca Başbakan Yardımcısı Baş Danışmanlığı görevini yürütmüştür.

Haluk Dursun, Temmuz 2018 itibariyle T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcılığı görevine getirilir. Son vazifesinde Türk Tarih Kurumu iş birliği ile “Anadolu Tarih ve Kültür Birliği” başlığı altında orta öğrenim öğrencilerine; Sivas, Amasya, Samsun, Mardin, Erzurum, Ankara’da programlar tertip eden ve farklı bölgelerde yaşayan gençlerin bir araya getirilmesi için çalışan Dursun, görevi süresince Türkiye’nin her köşesini gezerek tarihi alanlar, kazı alanları, kütüphaneler ve müzeleri de ziyaret ederek çeşitli konferans ve etkinliklere katılmıştır.

2019 yılının Ağustos ayında, görevi başında, çok sevdiği Ahlat’tan dönerken Adilcevaz, Erciş arasında trafik kazası geçiren Haluk Dursun, olay yerinde vefat etmiştir. Yine kendi kalemiyle “Bizim de ‘vakt-i merhun’umuz geldiğinde Hereke Camii’inde salamız okunduktan sonra baki kalan bu kubbede bir hoş sâdâmız kalsın” diyen Dursun’un cenazesi Galatasaray Lisesi ve Sultanahmet’te bulunan Marmara Üniversitesi binasını ziyaret ettikten sonra büyük bir cemaat ile Sultanahmet Camii’nde kılınmış, isteği üzerine sâlâsı Hereke Camii’nden okunmuş, ve naaşı da çok sevdiği Hereke’sine, vasiyeti üzerine Yukarı Hereke Mezarlığı’nda kendi seçtiği meşe ağacının altına defnedilmiştir.

Aldığı Özel Proje ve Ödülleri şunlardır: 1989 yılında kaleme aldığı “Elveda Boğaziçi” başlıklı bir yazı dizisiyle İstanbul Mimarlar Odasının “Basında Uzmanlık Ödülü”; 2002 yılında Nil’den Tuna’ya adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği “Gezi Yazarları Ödülü”; 2010 yılında Ayasofya’daki başkanlığı döneminde gerçekleşen çalışmalarla İtalya’da her yıl verilen “Rotondi Sanat Kurtarıcısı Ödülü” (Premio Rotondi 2010 ai Salvatori Dell); 2011 yılında Ayasofya’yla ilgili düzenlemiş olduğu etkinlikler, Haliç ve Boğaziçi sunumları, İstanbul eksenli kültür tarihçiliği alanında yaptığı çeşitli çalışmaları dolayısıyla 2011 İstanbul Turizm Ödülleri kapsamında verilen ‘“Etkinlik Ödülü”.

Haluk Dursun aynı zamanda vefatının ardından; Selçuklu Vakfı 2019 Halil İnalcık Tarih Ödülü; 2019 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında verilen “Vefa Ödülü”; 2020 yılında takdim edilen 17. “DOST” İslam’a Hizmet Ödülü; 2020’de Sosyal Bilimler alanında “Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Bilim Ödülü”ne layık görülmüştür.

Kitapları ise şunlardır: İstanbul’da Yaşama Sanatı; Nil’den Tuna’ya Osmanlı Yazıları; Tuna Güzellemesi; Osmanlı Coğrafyası’na Yolculuk; Boğaziçi’nde Kırk Yılım; Ayasofya Müzesi Kültür Envanteri; Şehir ve Kültür: İstanbul; İncir Çekirdeği: Hereke’den Çıktım Yola; Medeniyet Köprüsü Beş Şehirli (editör); Haluk’un Defteri: Gençlerle Hayat Bilgisi.

KAYNAKÇA

Haluk Dursun, İncir Çekirdeği Herekeden Çıktım Yola, Kapı Yayınları, 2021.

Nilay DURSUN