Denizlerde Yer Tespiti ve Seyir Güvenliğinin Sağlanması için Kullanılan Aydınlatma Araçları
Denizlerde yer tespiti ve seyir güvenliğinin sağlanması için kullanılan deniz fenerleri sığ sularda, kayalıklarda ya da kıyılardaki tepelerde inşa edilir, aydınlatma araçları ve sistemleriyle donatılırlar. Fenerlerin inşa şekli, malzemesi ve ışık kaynağının türü, fenerin bulunduğu bölge, coğrafi konum ve fenerden beklenen fonksiyonlar doğrultusunda belirlenir. Estetik tasarımlarıyla mimaride ve şehircilikte kendilerine yüklenen soyut anlamlarıyla da edebiyat, felsefe, mitoloji gibi sosyo-kültürel alanlarda önemli bir yere sahiptirler. 18. yüzyıla kadar yapımında ahşap ve taş malzeme kullanılan fenerler, sonrasında yerlerini çelik
ve beton yapılara, günümüzde ise uydu sistemlerine bırakmıştır. Türkiye kıyılarında 2020 yılı itibarıyla 492 fener bulunmaktadır.
Dünyadaki en eski deniz fenerinin Sigeion Feneri (Kumkale-Çanakkale, MÖ 11. yüzyıl) olduğu bilinmektedir ve fener Anadolu kıyılarında çok eski çağlardan bu yana denizciliğin varlığının göstergesidir. Ayrıca Adana Aigai (MS 3. yüzyıl), Mersin Soli Pompeiopolis (MS 2. yüzyıl), Antalya Patara (MS 64-65), Datça Knidos, Çanakkale Abydos/Nara (MS 222), Zonguldak Karadeniz Ereğli Heraklia Pontika (MS 2. yüzyıl) Türkiye’deki antik deniz fenerleridir.
Türkiye’deki modern fenerlerin yapımı, Türk karasularının yabancı ticaret gemilerine açılması ve deniz ticaretinin yoğunlaşmasıyla 19. yüzyılda başlamıştır. Fransız mühendis Jean Marius Michel’in imtiyaz hakkını almasıyla fenerlerin yapımı, işletilmesi, bakımı ve onarımı için 1855 yılında Osmanlı Fenerler İdare-i Umumiyesi kuruldu. Bahriye Nazırlığı’na bağlı olarak çalışan idare kısa sürede özellikle önemli stratejik noktalara fenerlerin yapılmasını başlattı. Büyük buharlı gemilerin Osmanlı denizlerinde görülmesiyle artan deniz trafiğinin düzenlenmesine duyulan ihtiyaç sonucunda Fenerler İdaresi tarafından İzmit Körfezi’nde ilk fener ve ışıklı şamandıraların inşası planlandı. Bu dönemde İzmit Körfezi’nde 1863 yılında Dilburnu, 1896 yılında Yelkenkaya, 1863 yılında Kavaburnu, 1863 yılında Zeytinburnu ve Karadeniz kıyısında, 1879 yılında Kefken Adası olmak üzere 5 fener inşa edildi. Ülkenin kıyılarında inşa edilecek ve kullanılacak şamandıra fenerlerinin deneme çalışmaları körfezde yapıldı. 1892 ve 1894 tarihli kayıtlardan Osmanlı Devleti kıyılarındaki tüm fenerlerin elektrikli sisteme geçmesi yolunda adım atıldığı, Boğazlar’daki fenerlerde kullanılacak olan elektrikli fenerlerin de İzmit Körfezi’nde denendiği anlaşılmaktadır. 1952 yılında kurulan Gölcük Feneri ise Cumhuriyet döneminde inşa edilmiş yeni bir fenerdir.
Kocaeli’de ilk olarak 1863 yılında Dilburnu Feneri inşa edildi. Hersek köyü yakınında 40° 44′ 24′′ K-29° 30′ 48′′ D koordinatlarındaki fener, tuğla örgü, tek katlı kâgir yapı ve konutlu olarak inşa edilmişti. Körfezin girişinde, güney kıyısında yer alan ve beyaz ışık veren çakarlı fenerin 12 m yüksekliğindeki özgün fener kulesi metal aksamlıydı. 1995 yılında kaldırılarak yerine günümüzde var olan metal fener kulesi yapıldı. Dilburnu Feneri 2009 yılında, Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma bölge kurulu tarafından tescillendi ve koruma altına alındı. Fener, müze yapılmak üzere kıyı emniyeti genel müdürlüğü tarafından 2021 yılında restorasyon programına alınmıştır. İzmit Körfezi’nin en dar yeri olan Dilburnu-Kavaburnu arasında körfeze giriş çıkışta güvenli seyir sağlamak amacıyla Dilburnu Feneri’nin tam karşısında 1863 yılında Kavaburnu Feneri inşa edildi. Dil İskelesi köyü yakınında 40° 46′ 00″ K-29° 31′ 00″ D koordinatlarındaki fener, tuğla örgü, tek katlı kâgir yapı ve konutlu olarak inşa edilmişti. Silindirik taş örgü fener kulesi kırmızı ışık vermek üzere 1896 yılında onarımdan geçirildi. Ancak özgün fener yapısı zaman içinde zarar görmüş, yıkılmış ve günümüze ulaşamamıştır. Kıyı emniyeti genel müdürlüğü tarafından 2008 yılında fener ve kulesi konutlu betonarme olarak yeniden inşa edildi. 1863 yılında inşa edilen Zeytinburnu Feneri, Tütünçiftlik köyü yakınında 40° 44′ 28″ K-29° 47′ 02″ D koordinatlarında körfezin kuzey kıyısında yer almaktadır. Fenerin tuğla örgü, tek katlı kâgir yapı ve konutlu olarak inşa edildiği bilinmektedir. Kırmızı ışık veren çakarlı fenerdir. Özgün fener kulesi silindirik taş örgü yapıdaydı, ancak fener yapısı onarılamayacak hâlde olduğundan tamamıyla yıkılmış, yerine 1950 yılında günümüzde var olan metal fener kulesi yapılmıştır.
1879 yılında ise Karadeniz kıyısında Kefken Adası Feneri inşa edildi. Bu bölgede kayalıklar ve olumsuz hava şartları nedeniyle çok sayıda deniz kazası meydana geliyordu. 41° 12′ 58″ K-30° 15′ 40″ D koordinatlarındaki fener yığma, tek katlı kâgir yapı olarak inşa edildi ve Karadeniz yönüne giden gemilere hizmet vermekteydi. Özgün fener kulesi silindirik taş yapıydı. Günümüzde betonarme olarak yapılmış, beyaz ışık veren çakarlı fener 24 m yüksekliğindedir. Fenerin bakımı Işık Ailesi tarafından sürdürülmektedir.
1896 yılında körfezin kuzey kıyısında Darıca yakınında Yelkenkaya Feneri inşa edildi. 40° 45′ 24″ K-29° 19′ 15″ D koordinatlarında 20 m yüksekliğindeki fener yığma tuğla örgü, tek katlı kagir yapı ve konutlu olarak inşa edildi. Körfez girişindeki ilk fener olması nedeniyle rota ve kerteriz feneri olarak kurulmuştur ve beyaz ışık veren çakarlı fenerdir. Fener, Marmara Denizi’nin doğu yönünde daralan İzmir Körfezi’nin kuzey girişini işaret eder. Özgün fener kulesi silindirik taş yapıdır ve 1999 depreminde zarar görmesi nedeniyle çelik profillerle içeriden ve dışarıdan güçlendirilmiştir. Fenerin bakımı kurulduğu günden bugüne Gül Ailesi tarafından sürdürülmektedir. Fenerin anısına T.C. Darphane ve Damga Matbaası genel müdürlüğü tarafından 2018 yılında gümüş anı parası basılmıştır. 1952 yılında inşa edilen Gölcük Feneri ise Donanma Komutanlığı Gölcük Deniz Üssü içinde bulunan metal aksamlı konutsuz fenerdir.
Kocaeli’deki tüm fenerler depremler, korozyon, iklim şartları, bakımsızlık, bilinçsiz onarım gibi nedenlerle özgün mimari özelliklerini yitirmişlerdir. Günümüzde gelişmiş navigasyon sistemleri fenerlerin klasik kullanımını ortadan kaldırmış, fener yapıları mimari, sosyo-kültürel ve turistik öğeler olarak kullanılmaya başlamıştır. Bu açıdan ele alınarak, diğerlerine göre daha iyi şartlarda günümüze ulaşan Yelkenkaya ve Dilburnu fenerleri günümüze ulaşabilen özgün halleri korunarak müze, turizm ve kültür merkezi yapılarına dönüştürülebilir. Bu fenerler kültürel miras olarak tescillenmeli ve özgün hâllerini koruyan restorasyon çalışmalarıyla geleceğe aktarılmalıdır.
KAYNAKÇA
Dz.K.K. Arşivi Def. No: 773/80-90, 295/53, 754/65; Olcay Yerlikaya, İzmit Körfezi’ndeki Tarihi Deniz Fenerlerinin Mimari Analizi ve Koruma Önerileri, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli 2011; Yasemin Nemlioğlu Koca, “Lighteners of Seas: Establishment and Development of Lighthouses in Turkey”, Journal of Eta Maritime Science, 6 (2), 2018, s. 103-117.
Yasemin NEMLİOĞLU KOCA