Türkiye’nin Ömrü Kısa Sürmüş Olan İkinci Çimento Fabrikası
Osmanlı döneminde XIX. yüzyıl sonlarına doğru konut yapımında ahşaptan kârgir yapılara doğru giderek artan yönelim ve devlet tarafından girişilen yatırımlar çimento talebini giderek arttırdı. Gerekli çimento genellikle Fransa’dan ithal ediliyordu ve yüksek taşıma giderleri çimentoyu pahalı bir malzeme haline getiriyordu. Artan çimento talebi ve II. Meşrutiyet’ten sonra ortaya konulan “millî iktisad” programının da etkisiyle hemen hemen aynı anda farklı sermaye grupları tarafından iki çimento fabrikasının kurulmasına girişildi.
Merkezi İstanbul’da bulunan ve 60 yıl süreli olan “Eskihisar Sun’i Portland Çimentoları ve Su Kireci Anonim Şirketi” 30 Mayıs 1911 tarihli padişah irâdesi ile kuruldu ve kuruluşu 12 Temmuz 1911’de tescil edildi. Şirketin kurucuları Osmanlı vatandaşı olan Rum asıllı Aleksandr Sinyosoğlu, M. S. Sinyosoğlu, Jorj Arvantidi, L. Arvantidi, Pavlaki Karatodori, Aleksandr Antoniyadis ve Speridon Sideridis’den oluşuyordu. Şirketin kuruluş sermayesi 60.000 lira olup kısa bir süre sonra sermaye 1912’de 90.000 liraya ve 1913’te 120.000 liraya çıkartıldı. Şirket tarafından Gebze kazası Darıca nahiyesi Eskihisar köyünde sun’i portland çimentosu, su kireci, tuğla, kiremit, künk, karo ve diğer inşaat malzemelerini üretmek üzere bir fabrika kuruldu. Günümüzde mevcut olmayan fabrika Eskihisar arabalı vapur iskelesinin bulunduğu yerdeydi. Burada halen de bazı izleri görülebilmektedir. Bir Alman şirketi tarafından kurulan bu fabrikada kuru yöntemle çimento üretimi yapılıyordu ve 1914 yılı başlarında ikinci döner fırın kuruldu. Arslan Çimento Fabrikası gibi kısa sürede kurulan bu fabrika 12 Nisan 1912’de üretime başladı. Artan talep karşısında 1913’te fabrikanın genişletilmesine girişildi ise de müteahhidin işi zamanında bitirememesi nedeniyle zarara uğrandı ve iş mahkemeye intikal etti.
Eskihisar Çimento Fabrikası Temmuz 1915’te kömür yokluğu nedeniyle faaliyetini durdurmak zorunda kaldı. Fabrika 1917’de yeniden üretime başladı ve ortakları arasına Anadolu Demiryolu Şirketi de katıldı. Bununla birlikte yeterli öz kaynaklara sahip olmayan Eskihisar Çimento Şirketi iflas etti.
Aslan Çimento Fabrikası Birinci Dünya Savaşı sırasında Harbiye Nezâreti tarafından kiralandığı dönemde teknik donanım önemli oranda zarar gördü. Kömür sıkıntısı mütareke döneminde de artarak sürerken çimentoyu paketlemede kullanılan bez torba sıkıntısı ile güvenlik, iletişim ve ulaşım sorunları da buna eklendi. Bu sıkıntılar daha güçlü olabilmek için iki şirketi birleşmeye zorladı. Bu gelişmeler sonucunda iki şirket arasında imzalanan 19 Aralık 1919 tarihli sözleşmenin 10 Ekim 1920 tarihli padişah iradesi ile onaylanması üzerine merkezi İstanbul’da bulunan, 60 yıl süreli ve 280.000 lira sermayeli “Arslan ve Eskihisar Müttehid Çimento ve Su Kireci Fabrikaları Anonim Şirketi” kuruldu.
Ancak, savaş öncesine göre kömür, torba, yedek parça gibi girdilerin fiyatlarındaki yükselmeler ve nakit gereksinimindeki sıkıntılar nedeniyle şirketin mali yapısının güçlendirilmesi gerekiyordu. Bu nedenle 26 Mayıs 1921’de sermaye arttırımına gidilerek sermaye 367.500 liraya çıkartıldı. İstanbul’un 1922 sonlarında Ankara Hükümeti’nin denetimine geçmesi üzerine bu kez şirketin tescili için Ankara’ya başvuruldu ve 13 Mayıs 1923’te nizamnamede gerekli düzeltmelerin yapılması koşuluyla tescil edildi.
Aslan ve Eskihisar şirketlerinin birleşmesinden sonra da Eskihisar Fabrikası ayrı bir yönetim ve teknik kadro ile üretimini sürdürdü. Ürettiği çimento “Aslan – Eskihisar” markası ile piyasaya sürüldü. Zamanla zarar etmeye başlayan fabrikanın personel giderlerini azaltmak için 1938’de yönetim ve teknik personel kadroları iptal edilerek doğrudan Darıca Fabrikası’na bağlandı.
Eskihisar Çimento Fabrikası’nın üretimi Mayıs 1940’ta durduruldu. Bunun nedenleri arasında kömür sıkıntısının yanında fabrikanın üretim kapasitesinin düşük olması ve bu nedenle maliyetin yükselmesi de vardı. Darıca’daki fabrikada günde 500 ton dolayında üretim yapılırken Eskihisar Fabrikası’nda günlük üretim 60 ton dolayındaydı. Bunun nedenleri arasında kullanılan teknolojinin eski olması, savaş koşulları nedeniyle gerekli onarım ve yenilemelerin yapılamaması da vardı, Bu koşullarda Eskihisar Fabrikası’nın üretimi devlet tarafından belirlenen çimento fiyatı karşısında Darıca Fabrikası’nın katkısıyla zorlukla sürdürülürken Darıca Fabrikası’nın da zarar etmeye başlaması ile Eskihisar Fabrikası’nın tasfiye edilmesi zorunlu hale geldi.
1943 yılına gelindiğinde üretim yaparak şirkete katkı sağlamasının ötesinde şirkete yükü büyük olan, askeri bölgede bulunan ve demiryoluna da uzak olan Eskihisar Fabrikası’nın satılarak şirketin vergi borçlarının hafifletilmesi gündeme geldi. Savaş nedeniyle yurtdışından makine getirtilememesi sonucunda fabrikanın makinelerinin değerinin savaş öncesinin birkaç katı olduğu, bu makinelerle çimento üretimi söz konusu olmamakla birlikte bunların başka sanayi dallarında kullanılabileceği ve savaş öncesinde hurda olarak satılabilecek olan bu makinelerin uygun bedelle satışının sonucunda şirketin nakit ihtiyacının karşılanabileceği düşünüldü. Gerekli ekspertiz çalışması yapıldıktan sonra satış için İktisat Vekâleti’nden izin istendi ve önce devlete ve talep olmadığı takdirde özel kişilere satılabilmesine izin verildi.
Bu kapsamda 1943 yılı sonuna kadar Eskihisar Fabrikası’nın makinelerinden Sümerbank’a 111.790 liralık satış yapılarak vergi borçları ödendi. Geri kalan malzemenin de 300.000 liraya satılması bekleniyordu. Ancak Hükümet bu satış işlemini iptal etti. 22 Şubat 1944’te bu karardan vazgeçilmekle birlikte bu kez Sümerbank ile fiyat konusunda anlaşmazlık çıktı ve malzemeye 140.000 lira bedel takdir edilmesi üzerine konu mahkemeye intikal etti. Sonunda şirket 102.000 lira bedel farkı almaya hak kazandı. Fabrika binaları terk edilip yıkılmakla birlikte arazinin mülkiyeti Aslan Çimento’da kaldı.
Eskihisar Çimento Fabrikası yetersiz sermaye ile kurulmuş, kapasitesinin düşük olması nedeniyle verimli çalışamayıp rekabet gücü olmayan yüksek maliyetle üretim yapan bir fabrikaydı. Birleşmeden sonra da kapatılıncaya kadar Darıca Fabrikası’na büyük bir yük olmuştur.
KAYNAKÇA
Emre Dölen ve Murat Koraltürk, Aslan Çimento-İlk Çimento Fabrikamızın Öyküsü (1910-2012), 2. Baskı, İstanbul, 2013; Emre Dölen, “Osmanlı Döneminde Kocaeli’deki Sanayi Kuruluşları”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kocaeli 2015, Cilt 1, s. 665 – 687.
Emre DÖLEN