ERMENİLER/İZMİT ERMENİLERİ

Madde no:419

İzmit ve çevresi Türkler tarafından fethedildiğinde gayrimüslim nüfusunun büyük bir kısmını yerli Rumlar oluşturmaktaydı. Rumlarla birlikte az sayıda Yahudi de İzmit’te yaşamaktaydı. XVI. yüzyıldan itibaren batıya yönelik Ermeni göçü İzmit’in gayrimüslim nüfus yapısını da önemli ölçüde değiştirdi. İzmit ve çevresine ilk Ermeni yerleşimi Osmanlı Devleti’nin en güçlü devirlerinde oldu. 1579 yılında Pertev Paşa Camii’nin inşaatı için gelen Ermeni ustaları İzmit’in ilk Ermeni sakinleriydi. 1600’lü yılların başından itibaren, Osmanlı-İran savaşları ve Anadolu’da baş gösteren Celali isyanlarının neden olduğu göçler sonucunda farklı Ermeni grupları İzmit ve çevresine gelerek yerleştiler. Bahçecik (Bardiazag), Akmeşe (Armaş), Yuvacık (Ovacık), Döngel ve Arslanbey, Ermenilerin bölgede yoğun olarak yaşadıkları yerleşim birimleri oldu.

Pertev Paşa Camii inşaatı için gelen Ermeniler caminin kuzeydoğusuna yerleştirildi. Zamanla İran’dan gelen Ermeni göçleriyle bu mahalle gelişti. XVII. ve yüzyıllara ait kayıtlara göre, İzmit’in Şeyhler ve Çarşı mahallelerinin XIX. yüzyıl başlarında Müslüman ve Ermeni olarak ikiye ayrıldığı görülür. İzmit’in mahalleleri arasında XX. yüzyıl başlarından itibaren ayrı bir Ermeni Mahallesi de bulunuyordu. Ermeni Mahallesi olarak geçen yer İzmit’in batısında, günümüzde Kozluk Mahallesi adı verilen semtte idi.

İzmit çevresine gelen ilk Ermeniler bölgenin nüfuzlu kişilerinin himayesi altına girdiler. Arslanbey’e yerleşen Ermeniler, Arslan Bey’in koruması altına girerek yeni bir yerleşim alanı oluşturdular. Bahçecik’e yerleşen Ermeniler Halil Bey’in çiftliğinde onun himayesi altına girmişlerdi. Akmeşe’ye ilk gelen Ermeniler de Fevzi Ağa tarafından himaye edilmişlerdi.

Kocaeli bölgesinde İzmit şehri dışında en kalabalık Ermeni nüfusunun yaşadığı yer Bahçecik’ti. XIX. yüzyılın sonlarında Bahçecik, yaklaşık 9.000 nüfusa sahip bir Ermeni köyüydü. Sivas’ın Bahçecik köyünden ve Eğin’den gelen Ermeniler buraya yerleşmişlerdi. Bahçecik’te Amerikan misyonerlerinin faaliyetleri ve açtıkları okullarda yetiştirdikleri Ermenilerde oluşturdukları düşünceler zamanla Osmanlı Devleti ile yol ayrımına giden süreci etkiledi. Bahçecik’in varlıklı aileleri arasında Hınçak Cemiyeti taraftarları ve 1890’dan itibaren de az sayıda üyesi olan Taşnaksutyun Cemiyetine ait bir grup vardı.

İzmit ve çevresindeki Ermeni yerleşim merkezlerinden birisi de Akmeşe’dir (Armaş). Armaş’ın kuruluşu ve kurucularının nereden geldikleri hakkında farklı görüşler vardır. Bir rivayete göre Armaş, 1608 yılında Şah Abbas döneminde İran’dan gelen 300 kişilik Ermeni topluluğu tarafından kurulmuştur. Ermeniler gelmeden önce köy ve çevresi “Armağan Şah” diye adlandırılırdı. Ermeniler bunu değiştirerek önceleri “Armağ-Şah” sonrada “Armaşa” demişlerdir. İzmit sancağına yönelik Ermeni göçleri sırasında bölgeye gelen Ermenilerden bir kısmı bu köye ya da civarına yerleşerek daha sonraki göçlerle nüfusunu arttırdı. Bu köye yerleşen Ermeniler 1610 yılında bir manastır inşa ettiler. Manastırın inşasından sonra bölge dini bir merkez oldu. Zamanla Müslüman nüfus köyden ayrılmış, Armaş’ın idari ve sosyal yapısı değişmiştir. XIX. yüzyılda bir nahiye olan Armaş’ın 1.200 olan nüfusunun tamamı Ermeni’ydi. Armaş İzmit kazası sınırları içerisinde bir Ermeni yerleşim merkezi olmasına rağmen sahip olduğu Meryem Ana Manastırı, Manastır bünyesindeki Ruhban Okulu ve bir dönem faaliyette bulunan matbaasıyla Ermeni toplumu için önemli merkezlerden biri oldu. Anadolu Ermenileri her yıl Eylül ayında buraya ziyarete gelerek adeta hac görevlerini ifa ederlerdi.

İzmit kazasındaki diğer bir Ermeni yerleşim alanı Arslanbey köyüdür. Bir rivayete göre, Arslanbey’in kurucuları, Osmanlı-İran savaşları nedeniyle XVII. yüzyılın başlarında Karabağ köylerinden göç eden yedi hane Ermenilerdi. Daha sonra bu köye Sivas ve Erzurum’dan gelen Ermeni aileleri de yerleşti. XIX. yüzyılda Arslanbey yakınında Çuhahane’nin kurulmasıyla Anadolu’dan Ermeni işçiler gelerek Arslanbey’e yerleşmişlerdir. 1880’li yıllarda nüfusunun tamamı Ermeni olan Arslanbey köyünde meydana gelen iki büyük yangın, neredeyse köyün tamamını yok etmiştir. Bu yangınlardan sonra İstanbul’dan gelen yardımlarla köy yeniden inşa edilmiştir.

İzmit kazasındaki diğer bir Ermeni yerleşim merkezi Yuvacık›tır (Ovacık). Yuvacık’a ilk yerleşenler Celali isyanları sonucu Eğin yöresinden kaçıp gelen Ermenilerdir. Ermeni yerleşimcileri tarafından Ovacık olarak adlandırılan köy Osmanlı kayıtlarında Yuvacık olarak geçmektedir. 1862 yılında Yuvacık’ta çıkan yangında halkın büyük bir kısmı evsiz kalmıştır.

Döngel köyü de yine İzmit Ermenilerinin yaşadığı yerleşim yerlerindendir. Döngel Ermenilerinin İzmit çevresinin en eski Ermeni göçmenleri olduğu tahmin edilmektedir.

XIX. yüzyılın sonunda İzmit kazasında 18.223 Müslüman, 17.770 Gregoryen ve 390 Katolik ve 390 Protestan Ermeni nüfus vardı. Cuinet’e göre İzmit merkezin nüfusu 25.000’dir ve bunun içinde Ermeni nüfusu 4.250 kişidir. Müslüman nüfus ise 12.375’dir. 1910/1911 yılı nüfus istatistiğine göre İzmit sancağı Ermeni nüfusu 51.265 kişidir. 1910 yılında İzmit kasabasında 4.552 Ermeni nüfusu yaşamaktadır. Osmanlı Devleti’nin 1914 yılında yaptığı sayım sonucuna göre İzmit sancağında 55.852 Ermeni nüfusu yer almaktadır. Aynı nüfus istatistiğine göre İzmit kazası nüfusu, Müslümanlar: 40.403, Ermeni: 23.873, Ermeni Katolik: 448, Protestan: 1.078’dir.

XX.yüzyıl boyunca İzmit şehrindeki ve sancağındaki Ermeni nüfusu sürekli artış göstermiştir. İzmit bölgesinin verimli toprakları, önemli ticaret yolları üzerinde oluşu, İstanbul’a yakınlığı burasını Ermeniler için müsait bir yerleşim yeri haline getirmiştir. Ermeniler İzmit ve çevresinde oluşturdukları yerleşim bölgelerinde Osmanlı Devleti’nin sağladığı haklar çerçevesinde kendi ibadethanelerini, okullarını inşa edebilmişlerdir. Kanunlara bağlı kalındığı sürece bu kurumlara herhangi bir müdahalede bulunulmamıştır. Gregoryen Ermeniler yanında Katolik ve Protestan Ermeniler de az da olsa bu bölgede varlık göstermişlerdir. Eğitim alanında kendi cemaat okullarının yanı sıra özellikle Protestan misyonerlerin açmış olduğu okullar Ermeni toplumu üzerinde etkili olmuştur. Armaş’taki manastır ve Bahçecik’teki Amerikan Okulu, Ermeni toplumunda özel bir yere sahipti. İzmit merkezde, Arslanbey, Yuvacık ve Armaş’ta Gregoryen, Katolik ve Protestan Ermeni kiliseleri ve kız ve erkek okulları bulunmaktaydı.

Sultan II. Abdülhamid döneminde Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde baş gösteren Ermeni olayları İzmit Ermenilerini de etkilemiştir. Bazı ayrılıkçı görüşlerin ve komitelerin bu şehir ve çevresinde de faaliyetlerini gösteren arşiv belgeleri mevcuttur. Bahçecik ve Armaş’ta aramalar yapıldığı ve ayrılıkçı hareketleri gösteren yayınlar ele geçirildiği bilinmektedir. Bu olaylar ve Müslümanlarla karşılıklı çatışmalar İkinci Meşrutiyet döneminde de görülmüş, Hınçak Cemiyeti’nin Osmanlı Devleti’ne karşı silahlı eyleme geçme kararı İzmit’te bazı Ermeniler tarafından da uygulamaya konulmuştur. Birçok patriği yetiştiren bir merkez olarak Armaş, ABD misyonerlerinin merkezi olarak, Bahçecik Osmanlı Hükümeti’nin devamlı gözetimi altında tutulmuştur. Birinci Dünya Savaşı öncesinde, 1913 yılında veba salgını sebebiyle Armaş panayırına ve hac ziyaretine müsaade edilmemiştir.

Birinci Dünya Savaşı başlayınca, Rusların Karadeniz sahillerini bombalamaları sırasında İzmit Ermenilerinin Ruslar lehine bazı gösteriler düzenledikleri, Armaş Manastırında bazı silahların saklı bulunduğu ve Bahçecik’te de silah depolarının bulunduğu arşiv belgelerinde ve o zaman çekilen fotoğraflarda yer almaktadır. Savaş gelişmeleri ve Anadolu’da meydana gelen olaylar sebebiyle İzmit ve çevresindeki Ermeniler de 1915 yılında Osmanlı Devleti’nin farklı bölgelerine göç ettirilmişlerdir. Savaşın Osmanlı Devleti aleyhine sona ermesi üzerine İzmit Ermenilerinin bir kısmı evlerine geri döndülerse de Ermeni Patrikhanesi’nin ve Ermeni liderlerinin kışkırtmasıyla başlayan yeni oluşumda, intikam duygusu ile hareket ederek çeteler kurmuşlar ve milli mücadele hareketine karşı bir tutum almışlardır. Türkler ve Ermeniler arasında büyük bir kültürel yakınlaşmanın yaşandığı, huzur şehri İzmit ve çevresi Avrupalı Devletlerin Osmanlı Devleti’nin parçalama düşüncelerinden dolayı, yaklaşık elli yıllık bir süreçte kopuşa sebep olmuştur. Yunan ordusunun İzmit ve çevresini işgali ve Türklere karşı gerçekleştirdiği kıyım hareketi maalesef Ermenilerin bir kısmı tarafından da desteklenmiştir. Nihayet Yunanlıların Anadolu macerası, peşlerinden Ermenileri de sürükleyerek bir hüsranla sonuçlanmış, Ermenilerin bir kısmı Yunan ordusu ile birlikte 1921-1922 yıllarında bölgeyi terk etmişlerdir. Lozan Antlaşması’nın Ermenileri Türkiye’de yaşamak konusunda özgür bırakmasına rağmen çok az sayıda Ermeni aile İzmit’e gelerek yerleşmiş, onların çocukları da daha çok İstanbul’da yaşamayı tercih etmişlerdir.

KAYNAKÇA

Ermeni Komitelerinin A’mal ve Harekât-ı İhtilaliyesi, haz. Cengiz Erdoğan, Ankara, 1983; Haluk Selvi, Birinci Dünya Savaşı’ndan Lozan’a Ermeni Sorunu, Sakarya, 2003; Haluk Selvi, Ermeşe (Akmeşe) Manastırı ve Ermeni Olaylarındaki Yeri, ASAM Türkiye II. Kongresi, Ankara, 2007, s. 777-791; İ. Ethem Atnur, “Rum ve Ermenilerin İzmit-Adapazarı Bölgelerinden Tehciri ve Yeniden İskânları Meselesi”, I. Sakarya Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu (22-23 Haziran 1998), Sakarya, 1999, s. 125-130; Kemal Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914), İstanbul, 2010; Nurdan İpek, Kutsanmış Topraklar Armaş ve Ermeniler, İstanbul, 2006; Oğuz Polatel, “İzmit’te Ermeni Yerleşiminin Başlangıcı ve Ermeni Yerleşim Yerleri”, Tarihte Türkler ve Ermeniler, C. VI, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2014, s. 27-50; Polonyalı Simeon, Polonyalı Simeon’un Seyahatnamesi (1608-1619), İstanbul, 1964; Yakup Özkan, “Armaş’tan Akmeşe’ye: Bir Kasabanın ÖyküsüMübadillerin Gelişi ve Yeni Bir Hayat”, Toplumsal Tarih, Sayı: 83, 2000, s. 30-50.

Haluk SELVİ