İlçenin yeni oluşturulması nedeniyle ilçe merkezinde tarihi cami yoktur. Çerkeşli, Demirciler, Köseler, Tepecik köylerindeki camiler mimari açıdan tarihi özelliklerini yitirmişlerdir. Ya tamamen yıkılıp günümüz mimarisi ile yeniden inşa edilmişler ya da büyük ölçüde günümüz malzemesi ile yenilenerek tarihi kimliklerini kaybetmişlerdir. Tavşancıl camileri ise kısmen de olsa tarihi kimliklerini korumuşlardır. Tarihsel süreçte ilçe sınırlarında var olmuş 8 cami ya da mescit tespit ettik. Bunlardan İne-Hacı ve Tavşancıl Yalı Mescidi günümüze ulaşamamıştır. Yine Tavşancıl, Çerkeşli, Demirciler, Köseler ve Tepecik camileri hakkında XVIII-XIX. yüzyıl Gebze Şeriyye Sicilleri’nde ve Ahkâm Defterleri’nde sınırlı da olsa bilgi mevcuttur. Bu bilgiler genellikle adı geçen camilere görevli atanması veya bir ihtilaflı durum karşısında cami imamına başvurulması şeklindedir.
1.İne -Hacı (Gemiciler Karyesi) Mescidi
İne-Hacı köyü Orhan Bey döneminde XIV. yüzyılda kurulmuş olan bir vakıf köydür (Bkz. Gemiciler köyü). Bu köy hakkında en eski bilgi Evliya Çelebi “Seyahatnamesinde” geçer. Evliya Çelebi’ye göre İne-Hacı köyü 1631 yılında “...deniz kıyısında bir mescidi bulunan altmış evli bir Müslüman köyüdür. Bir değirmeni vardır.” Bu bilgiler ışığında köyün tahmini nüfusunun 300 civarında olması gerekir. İne-Hacı köyü arazisi dâhilindeki çiftliklerden birinin dirliğinin sahibi İne-Hacı Mescidi imamına aittir. Ne yazık ki köy ile birlikte bu mescit de günümüze ulaşamamıştır.
2.Köseler Köyü (Karyesi) Cami-i Şerifi
Günümüzde mevcut olmayan bu yapı ile ilgili ilk belgeye 1124-1206/ M.1712-1791 tarihli 1287 Gebze Şeriye Sicili’nde rastlanılmıştır. Ancak bu belgelerde yapının yeri, inşa tarihi, plan ve mimari özellikleri konusunda herhangi bir bilgi mevcut değildir. Muhtemel günümüz Köseler köyü Camii’nin bulunduğu yerdeydi. Kitabesi de bir ölçüde bunu teyit etmektedir. Kitabe H.1145/M.1729 tarihlidir. Dilovası ilçesi sınırlarında en eski tarihli cami kitabesidir. Kitabe 10 satırdır. Hattı oldukça bozuk olduğundan pek çok bölümü okunamamıştır. 9.satırda tarih düşülmüş, son satırda da banisinin “El-Haç el-Seyit Ali”, Sene 1145 yazısı okunmuştur. Kitabenin 8. satırın sonunda tek selvi, 10. (son satır) satırın sonunda bir lale ve üç şerefeli minare deseni bulunmaktadır. Bunlar yeniçeri remizleri olabilir. Servi 11. bölük, üç şerefeli minarede 30. bölük remizi olarak kullanılmıştır.
3.Tavşancıl Köyü (Karyesi) Cami-i Şerifi
Günümüzde mevcut olmayan yapının ismine 1124-1206/M.1712-1791 tarihli 1287 Gebze Şer’iye Sicili’nde rastlanılmıştır. Yapının inşa tarihi, planı ve mimari özellikleri konusunda herhangi bir bilgi mevcut değildir. Ancak bu cami 1899 depreminde zarar görmüş, banisi ve vakfı belli olmadığından, köy ahalisinin isteği ve Sultan II. Abdülhamit’in yardımları ile yerine 1902 tarihinde bugünkü cami yapılmıştır. Ne yazık ki camiinin inşa kitabesi kayıptır. Ancak caminin yeniden inşası konusunda köyün muallimi Hoca İzzet Efendi’nin kaleme aldığı arzuhâlin bir kopyası cami kasasında saklanmaktadır. Bu arzuhal Sultan II. Abdülhamit’in kurşuncu başısı Eski Zağralı Hacı Hüseyin tarafından ilgili yere ulaştırılmıştır.
Devrin Padişahı Sultan II. Abdülhamit’e hitaben yazılan bu dilekçe güzel bir rıka yazı ile muallim hoca İzzet Efendi tarafından kaleme alınmış ve özetle şu bilgiler verilmiştir; “. Dersadete (İstanbul’a) mülhak
(bağlı) Kekbuze (Gebze) kazasına tabi, Tavşancıl Karyesi (Köyü) üç yüz haneli bir karyedir. Şu anda (1902) halka hizmet veren, iki yüz yıllık camii Cuma ve bayram namazlarında ihtiyaca cevap verememektedir. Zelzeleden (1894 Depremi) zarar görmüş camimizin banisi ve vakfı belli değildir.” Denildikten sonra, Padişah II. Abdülhamit’ten “caminin tamiri veya yeniden inşası için emir ve izin istenmektedir”. 27 Kanunusani 1317 (9 Şubat 1902 Pazar) tarihi ve köy ileri gelenlerinin mühürleri ile arzuhal son bulmaktadır. İkinci sırada soldan ikinci mühür arzuhali kaleme alan Hoca İzzet Efendi’nin mührüdür.
Birinci Sıra: Gebze kazasına tâbi Tavşancıl imamı, Gebze kazasına tâbi Tavşancıl Muhtarı evveli (Birinci Muhtarı)-Gebze kazasına tâbi Tavşancıl Muhtarı sanisi (ikinci Muhtarı)-Hafız Mustafa (1268), Hafız Ali (1303)-İbrahim Ethem (1314)-Mehmet Emin
(1307)-Mustafa Koca Mehmet oğlu (1302)-Osman Kalafatçı (1300)
İkinci sıra: Ahmet Müfit oğlu Vehbi (1314)Mehmet İzzet (1304)-Ahmet oğlu Mehmet Ali, -Seyit Muharrem (1314) -Emin (1308)-Mustafa oğlu Ali (1308)Ali oğlu Raif (1313)-Ali Usta (1308)-Bekir
Üçüncü sıra: Mehmet oğlu Mehmet (1308)-Es-Seyyit Nazif Mehmet, Eşref oğlu İzzet-Halil (1317)-Ahmet (1296), Mehmet Ali oğlu, Hacı Şerif oğlu Ahmet (1313)Mustafa (1311)-Hüseyin oğlu Monla (Molla) Osman (1311), Ethem Mazlum.
Aşağı Cami, Kurtuluş Savaşı sırasında Tavşancıl halkı açısından dramatik olaylara sahne olmuştur. Yunanlılar 15 Ekim 1920 tarihinde Tavşancılı işgal ettikten sonra, köy ileri gelenlerini ve savaşabilecek erkekleri bu camide toplayarak işkence yapmışlardır. Bunlar arasında Şahinoğlu İbrahim, Arnavut Ali, Hacı Mehmet oğlu Sırrı, Zurnacı oğlu İsmail, Akifoğlu Sabri, Seyidoğlu Mehmet’in isimleri kayıtlarda yer almaktadır.
Caminin Plan ve Mimari özellikleri: Resmi kayıtlarda Tavşancıl Cami-i Şerifi, banisine istinaden Sultan Hamit, halk nazarında da Aşağı Cami olarak anılan bu eser II. Abdülhamit tarafından 1902 yılında inşa edilmiştir.
Etrafı bir bahçe duvarı ile çevrili olan cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen bir alana oturmaktadır. Moloz taş malzemeden, dikdörtgen planlı, ortası kubbeli, yanları düz tavan olarak inşa edilmiştir. Günümüzde cami duvarları sıvalı ve boyalıdır. Güney cephe üzerine dikdörtgen formlu, basık kemerli, iki pencere açılmıştır. Batı ve doğu cepheler birbirinin simetriği olarak yapılmıştır. Her iki cephede de dikdörtgen formlu basık kemerli dört pencere bulunmaktadır. Kuzey cephede sonradan yapılan, ilave bir mekân bulunur. Bu mekâna giriş, yapının kuzeydoğu köşesinden açılan bir kapı ile sağlanmaktadır
Bugünkü cami 1974/1975’te bir onarım geçirmiştir. 1999 Marmara depreminde de hasar gören cami 2000’de belediye ve belde halkı tarafından dış mekân orijinaline uygun olarak yeniden onarılırken iç mekân düzenlemelerinde ne yazık ki aynı hassasiyet gösterilmemiş yüz yıllık ahşap mihrap, vaiz kürsüsü ve kadınlar mahfili önündeki yıldız desenli ahşap perdeler kaldırılarak yerlerine günümüz ahşap malzemesi ile tarihsel yapı ile uyuşmayan yenileri yapılmıştır.
Cami iç mekânı: Cephelerde açılan büyük boyutlu dikdörtgen formlu geniş ve büyük pencerelerle aydınlık ve ferah bir mekân haline getirilmiştir. Mihrabın ve giriş kapısının iki yanında birer, doğuda ve batıda, büyük basık kemerli dörder pencere yer almaktadır. Bugün pencere çerçeveleri son onarımlar sırasında plastik malzeme kullanılarak yenilenmiştir.
Mihrap: Güney cephede hafif dışa taşırılarak belirginleştirilen mihrap, içte yuvarlak bir niş şeklindedir. Mihrap nişi, iki yanda üzerleri profilli silmelerle hareketlendirilmiş ve kaideleri ve başlıkları olan gömme taşıyıcı ayaklarla sınırlandırılmıştır. Mihrabın en üstünde yazılı dikdörtgen levhada “Küllama dehale aleyha zekeriyal Mihrab” (Âl-i İmrân, 3/37) Ayet-i kerimesi yer almaktadır. Levhanın altında da sıva üzerine aynı yazı yazılmıştır. Mihrabın sağ üst ve sol üst köşelerinde “Allah” ve “Muhammed” isimlerinin yazılı olduğu birer adet hüsn-ü hat ile yazılmış sekizgen çerçeve asılmıştır.
Mihrap nişi içinde, Geç Dönem camilerinde sıkça karşılaşılan, iki kanat halinde uçları kademeli, perde motifi ve ortada sallanan bir kandil motifi yer almaktadır. Perde, kırmızı renkli olup, üzerinde yeşil renkte enine çizgiler vardır. İki yana toplanmış perdenin kenarları ise yeşilimsi sarı renkle sınırlandırılmıştır. Ayrıca perdenin üzerinde sarı renkli uçlarında püskülü olan kordoneler dolaşmaktadır. Mihrap bordürlerinde; yeşil, kahverengi, kırmızı, mavi, beyaz, bordo, sarı gibi çok renk kullanımı Çarşı Camii (Veliyüddin Ağa Cami) orijinal mihrabında da bulunuyordu.
Minber: Aşağı Cami’nin orijinal mihrabı 19022000 yılları arasında kullanılmışken henüz bilinmeyen bir nedenle eski mihrap yerinden kaldırılarak yerine günümüz malzemesi ile yeni minber yapılmıştır.
Harim mekânını örten küçük kubbe; 1973-1975 onarımı sırasında yapıya eklenmiş ve kalem işleri ile süslenmiştir. Yazı kuşağının yer aldığı kubbe eteğindeki kalem işi bezemeler arasında 1395 H (1975 M) tarihi görülmektedir. Bu da kalem işi bezemelerin, 1973/1975 yıllarındaki onarımda yapıldığını göstermektedir.
Minare: Caminin iki metre kadar sağında bağımsız bir kürsü üzerinde yükselen minarenin eski ahşap cami döneminden kalmış olabileceğini (en az üçyüz yıllık) akla getirmektedir. Minare kürsüsündeki horasan işciliği bunu destekler niteliktedir. Kesin yargı ancak işin uzmanlarınca verilecektir. Ancak 1999 depreminde zarar gören minare yeni malzeme ile tadilat geçirmiş, dış görünüşü ile özgün özelliğini yitirmiştir.
Cami Haziresi: Caminin batı tarafında yer alıyordu. 1901 tarihinden itibaren çeşitli vesilelerle camiye hizmeti geçmiş kişilerin ve cami görevlilerin mezarları bulunuyordu. 1983’te köy yaşlılarıyla yaptığım sözlü tarih çalışması sırasında bu mezarların sayısının 10’un üzerinde olduğunu teyit etmişlerdi. Ancak süreç içerisinde mezar şahideleri yerlerinden sökülerek cami bahçe duvarına yaslanmış pek çoğu ilgisizlikten kaybolmuş, son kalan şahide, 1328/1910 tarihli Eski Zağra muhacirlerinden Selim Ağa Hacı Hüseyin’in şahide si 2000 yılı tamiratı sırasında kaybolmuştur.
Kitabe Tâlik Hat ile yazılmış ve altı satırdır.
Hûvel Bâki
Fenadan Bekaya Eyledi Rıhlet İde Hâk kabrimi ravzayı Cennet Zağra’yı Atik Muhacirlerinden
Selim Ağa el-hac Hüseyin Ruhuna Fatiha. Sene: 1328-Muharrem /Gurre 13-20 Ocak 1910
4.Tavşancıl Çarşı Camii (Bk. Hacı Veliyüddin Ağa Camii) /Tavşancıl
Halk arasında Çarşı Camii olarak bilinen Hacı Veliyüddin Ağa Camii Tavşancıl merkezde vakit namazları için inşa edilmiş bir mescittir. Yapım tarihi bilinmemekle birlikte kitabesinden H.1233/M.1818 yılında Unkapanı tüccarlarından Hacı Veliyüddin Ağa tarafından yeniden inşa edildiği anlaşılmaktadır. Bölgenin en erken tarihli ve mimari özellikleri büyük ölçüde korunmuş camisi olan yapı İstanbul II. K.T.V.K.K. 12.03.1991 tarih 2637 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. 17 Ağustos 1999 depreminde hasar gören yapı ibadete kapatılmıştır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 2010 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sonrasında yeniden ibadete açılmıştır. Dilovası ilçesi camileri içerisinde Köseler Camii sonrasında, kitabesi günümüze ulaşan ikinci camidir. Caminin kitabesi ve mimari özelliklileri “Hacı Veliyüddin Ağa Camii” maddesinde ayrıntılı olarak anlatıldığından burada sadece özet bilgi verilmiş, restorasyon öncesi fotoğrafı ilk kez burada paylaşılmıştır.
5.Tavşancıl Köyü (Karyesi) Yalı Camii
Tavşancıl ’da sahilde (Yalıda) yer alan bu caminin hangi tarihte ve kim tarafından yapıldığı belli değildir. Camiinin cemaati ise dalyanlarda çalışanlar, balıkçılar, yukarı köylerden sahildeki kömür mağazalarına odun kömürü çeken “kömür arabacıları” ve sayıları onu geçmeyen yalılarda oturan halktan oluşuyordu. Nevzat Altıparmak’ın evi ile demiryolu arasında yer alan ve tapuda da “cami yeri” olarak gösterilen yerde bulunan Yalı Camii 20. yüzyılın başlarında yıkılmıştır.
6.Demirciler Köyü (Karyesi) Camii Şerifi
1837-1838 tarihli bir belgede Evkaf-ı Hümayun Nezareti’ne mülhak vakıflardan Üsküdar’a muzaf Gebze nahiyesine bağlı Demirciler karyesinde bulunan caminin, imamet ve hitabet cihetlerine mutasarrıf olan Ahmed bin Mustafa Halife’nin vefatıyla mahlul görevlerin oğlu İsmail Halife’ye tevcih edildiğine dair bir bilgi mevcuttur. Yapının inşa tarihi, plan ve mimari özellikleri konusunda herhangi bir bilgi mevcut değildir. Bu cami 1973 tarihinde yıktırılarak günümüz mimari özellikleri ile yeni cami yaptırılmıştır.
7.Çerkeşli Köyü (Karyesi) Camii Şerifi
Günümüzde mevcut olmayan yapının ismine 11241206/M.1712-1791 tarihli 1287 Gebze Şeriye sicilinde rastlanılmıştır. Yapının yeri, inşa tarihi, plan ve mimari özellikleri konusunda herhangi bir bilgi mevcut değildir.
8.Tepecik Köyü (Karyesi) Camii Şerifi
H.1289-1290/M.1873-1874 tarihli 1304 numaralı Gebze Şeriye Sicili’nde yapının sadece ismi geçmekte ve camiye bir imam atanması ile ilgili bilgi bulunmaktadır. Yapının inşa yerinin günümüzdeki Tepecik Camii olduğu düşünülse de inşa tarihi, plan ve mimari özellikleri konusunda herhangi bir bilgi mevcut değildir.
İlk hali ahşap olan Tepecik köyü Camii XIX. yüzyıl sonlarında Sultan II. Abdülhamit’in mali desteği ile yeniden yaptırılmıştır. Yakın dönemlerde yapılan tadilatlar ve yeni eklemelerle yapının özgünlüğü büyük ölçüde bozulmuştur.
KAYNAKÇA
Ahmet Yavuzyılmaz, Gebze ve Çevresindeki Türk-İslam Devri Yapıları, Atatürk Üniversitesi Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum 2012; Turgut Özel, “Tavşancıl Camileri”, Pusula gazetesi, Sayı: 14, 27 Ağustos-3 Eylül 1991, Gebze 1991, s. 3 , Sayı: 15, 9-13 Ekim 1991, s. 3; Turgut Özel Arşivi; Numan Akdoğan, Dilovası İlçesindeki Tarihi Eserlerimiz, Dilovası Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yayını, 2015; 372 Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan 410102002-KF001 numaralı belge; Kocaeli İl Yıllığı 2001, Kocaeli 2001, s. 194; Levent Körpe, 18. Yüzyılda Sosyal ve Ekonomik Açıdan Gebze (H.1124-1206 Tarihi ve 1287 No’lu Şeriye Siciline Göre), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2005; Mehmet Hocaoğlu, Belgelerle Yunan Barbarlığı, İstanbul 1972.
Turgut ÖZEL