Kocaeli’de Fay Hareketleri
Kocaeli bölgesi, İran’dan başlayıp Van Gölü’nün kuzeyinden geçerek Varto, Karlıova, Erzincan, Suşehri, Reşadiye, Niksar, Erbaa, Ladik, Havza, Kargı, Gerede, Bolu’ya, buradan da Marmara Bölgesi’ne uzanan Kuzey Anadolu Fayı (KAF) üzerinde bulunduğundan tarih boyunca bu havalide meydana gelen depremlerin neredeyse tamamından etkilenmiştir. Tarihi kayıtlar ışığında Kocaeli ve çevresinde gerçekleşen depremler şu şekilde sıralanabilir:
29 Depremi: İznik ve İzmit civarında meydana gelen bu deprem hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgi yoktur.
33 Depremi: İznik, Kocaeli bölgesi ile Bursa’yı etkilemiştir.
2 Ocak 69 Depremi: İznik ve İzmit’te güçlü bir şekilde hissedilmiştir.
120 Depremi: İznik ve İzmit’te etkili olmuştur. 170 Depremi: İzmit ve civarında etkili olduğunu bildiğimiz bu depreme dair detaylı bilgiye sahip değiliz.
325 Depremi: Bu depremin bilinen en önemli sonucu, İzmit Körfezi’nde tsunamiye neden olmasıdır. 24 Ağustos 358 Depremi: İstanbul ile birlikte İzmit’te de ağır hasara yol açmıştır. İzmit neredeyse bir enkaz yığını haline gelmiştir. Yaratmış olduğu etki nedeniyle kaynaklarda büyük deprem olarak adlandırılmaktadır.
362 Depremi: İznik, İstanbul ve Kocaeli’ni etkilemiştir. Daha 358 depreminin yaraları sarılmadan gerçekleşen bu deprem nedeniyle İzmit eski ihtişamını kaybetmiş ve uzun süre toparlanamamıştır.
26 Ocak 446 ve 8 Aralık 447 Depremleri: Ayrıntılı bilgiye sahip olmadığımız bu depremler İzmit Jörfezi’nde meydana gelmiştir.
488 Depremi: İzmit ve Karamürsel’i etkileyen deprem körfezde tsunamiye neden olmuştur.
15 Ağustos 553 Depremi: İzmit ve İstanbul’da etkili olan deprem nedeniyle oluşan tsunamide deniz suları 2 mil kadar karaya doğru ilerlemiştir.
26 Ekim 740 Depremi: Trakya, İstanbul, İznik, Karamürsel ve İzmit’te ağır hasara neden olan bu deprem sırasında tsunami meydana gelmiştir.
10 Eylül 1509 Depremi: Yaratmış olduğu tahribat nedeniyle kaynaklarda Küçük Kıyamet olarak adlandırılan bu deprem son beş asırda Doğu Akdeniz’de meydana gelen depremlerin en yıkıcısıydı. İstanbul başta olmak üzere Bolu’dan Edirne’ye kadar birçok yerde etkili oldu. İzmit Körfezi’nin etrafındaki yerleşim birimlerinde yer alan bütün kaleler ile kubbeli camiler yıkıldı.
1 Ekim 1567 Depremi: Gece yarısı meydana gelen deprem, İstanbul ve İzmit’te bazı evlerin yıkılmasına, Sapanca’da ise toprak kaymalarına yol açmıştır. Deprem, o tarihlerde İzmit’te esir olarak bulunan İsviçreli bir papazın anılarına da yansımıştır. Sarsıntıya inşaat halindeki bir evde yakalanan İsviçreli Papaz, bulundukları evin temelden çatıya kadar oynadığını, diğer tutuklularla birlikte bodrum katında oldukları için çok korktuklarını ifade etmiştir.
25 Mayıs 1719 Depremi: Altı binden fazla kişinin ölümüne yol açan deprem Trakya’nın iç kesimlerinden Düzce’ye kadar uzanan geniş bölgede etkili olmuştur. Örneğin Sapanca’daki cami, han, su kanalı gibi yapıların çoğu tahrip oldu, çok sayıda insan öldü. Karamürsel ve Gölcük neredeyse harabeye döndü. Yalova’nın ise yarısı yıkıldı. Ama asıl yıkım İzmit’te gerçekleşti. Şehrin yüzde sekseni yıkıldı ve bazı kaynaklara göre dört bin kişi öldü. Çevredeki kasaba ve köylerde ölenler de hesaba katıldığında bu rakam neredeyse altı bine çıkmaktadır. Yıkılan binalar arasında gümrük binası, su kemerleri, camiler, hamamlar ile İzmit sarayının bazı bölümleri de bulunmaktadır.
2 Eylül 1754 Depremi: Gece saatlerinde İzmit Körfezi’nde meydana gelen deprem İzmit ve çevresindeki yerleşim yerleri ile İstanbul’u etkilemiştir. İzmit’teki binaların bir kısmı yıkılmış, Geyve de harabeye dönmüştür.
22 Mayıs 1766 Depremi: Merkez üssü Marmara Denizi’nin doğusu olan depremin etkilediği alanlar içinde başta İzmit ve İstanbul olmak üzere Edirne, Tekirdağ, Gelibolu, Bursa ile İzmit Körfezi’nin güneyindeki yerleşim yerleri bulunmaktaydı. İki dakika sürdüğü iddia edilen deprem sırasında körfezin çevresinde bulunan pek çok köy ve kasaba mahvoldu. İzmit de depremden nasibini ağır şekilde aldı. Mehmet Bey Camii’nin kubbesi yerle bir oldu, Çalık Ahmet Paşa Camii’nin duvarları da aynı akıbete uğradı. Karamürsel’in batısında yer alan Dil (Hersek)’deki Hersekoğlu Ahmet Paşa Camii büyük oranda hasar gördü. Körfezde meydana gelen tsunami yüzünden tersaneler kullanılamayacak hale geldi.
3 Haziran 1766 Depremi: İzmit ve körfez çevresinde hasara neden olan deprem, halkın paniğe kapılmasına yol açmıştır.
5 Ağustos 1766 Depremi: Marmara Denizi’nin batı kesiminde meydana gelmesi nedeniyle etkisini asıl olarak Tekirdağ, Mürefte, Edirne ve Gelibolu’da göstermekle beraber İstanbul, Bursa ve Biga civarında da ölümlere yol açtı. Karamürsel, Yalova ve İzmit’te de hasar meydana geldiği tarihi kayıtlara yansımıştır. 2 Şubat 1866 Depremi: Bu depremin bilinen en önemli etkisi, İzmit Körfezi’nde tsunamiye yol açmış olmasıdır.
19 Nisan 1878 Depremi: Bazı çalışmalarda bu depremin bir gün önce (18 Nisan) gerçekleştiği belirtilse de, gerek Osmanlı belgelerinde gerekse olaya tanık olmuş yabancı gezginlerin ifadelerinde 19 Nisan tarihi açık bir şekilde ortaya konulmaktadır. Gece dokuz sıralarında meydana gelen deprem nedeniyle İzmit ve Adapazarı’nda da binalar ağır hasar görmüş olmakla beraber asıl tahribat Sapanca Gölü’nün kuzey tarafında yer alan Eşme’de yaşanmıştır. İki gün sonra 21 Nisan tarihinde yayımlanan Vakit gazetesi, depremi yakın zamanlarda tanık olunmuş en büyük deprem olarak tanımlamıştı. Peder Bay Hitchcock ve Bayan Persons adlı misyonerler, depreme İzmit-Geyve bölgesinde bulundukları sırada yakalanmışlardı. Peder Hitchcock, depremin etkisiyle Bayan Persons’un bardağındaki sütün döküldüğünü bildirmişti. Peş peşe gelen ve her biri birkaç saniyelik üç şok şeklinde gerçekleşen depremlerin sonuncusunda bazı binalar tamamen yıkılmış, bazı binaların da duvarları çatlamıştı. Yıkılan binalar altında kalan kırk altı kişi yaralı olarak kurtarılmıştı.
Depremden kısa bir süre sonra, yaralıların tedavisi ve yıkılan binaların tamir edilmesi için devlet tarafından çeşitli girişimlerde bulunulduğu görülmektedir. 19 Mayıs tarihli bir arşiv kaydına göre, yıkıntılar altında kalarak yaralanan kırk altı kadın ve erkek yaralının tedavi masrafları için harcanmak üzere on bin kuruş ayrıldığı bildirilmişti. Aynı belgede belirtildiğine göre, söz konusu meblağ İzmit sancağından toplanan vergilerden ödenecek ve yapılan harcamalar ilgili deftere tek tek kaydedilecek ve bir sureti merkeze gönderilecekti.
10 Temmuz 1894 Depremi: 19. yüzyılda bölgede yaşanan en büyük depremdir. Kaynaklarda bu depremin “zelzele-i azîme”, “büyük hareket-i arz” gibi isimlerle anılmasının nedeni budur. Depremden sonra araştırma yapmak üzere İstanbul’a davet edilen Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis, Rasathane-i Şahane Müdürü Kumbari Efendi ve yardımcısı Emile Locaine, kendilerine tahsis edilen bir vapurla depremden zarar gören yerleri ziyaret ederek bir rapor hazırlamıştır. Söz konusu raporda, dikkati çeken hususlar şunlardır: Deprem, 10 Temmuz 1894 Salı günü 12.24’te üç şiddetli sarsıntı ile başlamış ve meydana gelen hasarın tamamına bu sarsıntılar neden olmuştur. Birinci hareket 4-5 saniye sürdüğü için etkisi çok az olmuştur. Hemen arkasından gelen ikinci hareket 8-9 saniye sürerek çok büyük tahribata yol açmıştır. Üçüncü hareket de ikincinin hemen ardından başlamış, 5 saniye devam etmiş ve bir önceki kadar yıkıcı olmamıştır.
Toplam 17-18 saniye kadar süren her üç sarsıntının da merkezleri çok az bir sapma ile kuzeydoğu ve güneybatı yönündedir.
Depremin hemen öncesinde ve sonrasında bazı garip olaylara rastlanmıştır. Hayvanlar garip davranışlar sergilemiş, depremden hemen sonra Yalova’daki kaplıcaların suyu kesilmiş 18 saat sonra tekrar akmaya başlamıştır. Ambarlı’da depremden sonra yarım saat kadar çeşme suları kesilmiş, Katırlı’da kaynak sularının miktarı artmıştır.
Yerinde yapılan incelemeler ve valiliklerden gelen raporlar doğrultusunda deprem, Marmara Denizi’nin etrafındaki yerleşim yerlerinde çeşitli oranlarda hissedilmiş olmakla birlikte İstanbul, Edirne, Tekirdağ, Adalar, İzmir ve Adapazarı’nda etkili olmuştur.
Depremden bir gün sonra İzmit kumandanlığından bir telgraf çekilerek, şehirde ve civar yerleşim yerlerinde meydana gelen hasarın hangi boyutta olduğu İstanbul’a bildirilmiştir. Buna göre, İzmit merkezde can kaybı yaşanmamakla birlikte, Fevziye Camii kullanılamaz hale gelmiş, Kasr-ı Hümayun’da ve askeri binaların bazı kısımlarında ciddi hasarlar oluşmuş, Redif Deposu ile askeri daire duvarlarında çatlakların olduğu tespit edilmiştir. Çuha Fabrikası, tersane çeşmesi ve İzmit İdadisi depremden etkilenmiş, ayrıca iki ilkokul da ağır hasara uğramıştır.
Depremden etkilenen Geyve’de çok sayıda bina yıkılmış, Karamürsel ve Yalova’da beş kişinin enkaz altında kaldığı ve yaralı sayısının on bir olduğu bildirilmiştir. Sapanca’da deprem sırasında pencereden atlayan bir kişi dışında yaralanan olmamıştır.
Adapazarı’nda ise Orhan Camii’nin minaresi ile Redif Depolarının duvarları yıkılmıştır. Sayıları kesin bilinmemekle beraber çok sayıda ölünün bulunduğu öğrenilmiştir.
Depremde yaralanan ya da ölenlerin aileleri ile evleri yıkılanlar için bir yardım kampanyası başlatılmıştır. İlk bağışı yapan da Sultan II. Abdülhamit olmuştur. Çeşitli Avrupa ülkelerinin yanı sıra Amerika’da da depremden zarar görenler için yardım toplandı. Gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından toplanan 5.460.000 kuruşun ihtiyaç sahiplerine dağıtılması amacıyla İstanbul Şehremaneti bünyesinde ve padişahın fahri başkanlığında İane-i Müsabin Komisyonu kurulmuştur.
9 Ağustos 1912 Şarköy-Mürefte Depremi: Alaturka saat ile gece 3.30’da meydana gelen depremin büyüklüğünün Richter Ölçeği’ne göre 7.3 olduğu kabul edilmektedir. Birçok yerde hissedilmiş olmasına rağmen esas tahribat Gelibolu, Şarköy ve Mürefte’de meydana gelmiştir. Marmara Denizi’nin doğusundaki İzmit’te ve çevresindeki kazalarda da hissedilmiş olmakla beraber, herhangi bir hasara neden olmamıştır. 20 Haziran 1943 Adapazarı-Hendek Depremi: Akşam 18.33’te meydana gelen ve merkez üssü Adapazarı olan deprem İzmit, İstanbul, Bursa, Eskişehir, Balıkesir, Çanakkale, Düzce, Bolu, Geyve ve Ankara’da da hissedilmiştir. Depremin Richter ölçeğine göre büyüklüğü 6,6’dır. Asıl yıkım Adapazarı ve Hendek’te yaşanmıştır. Büyük bir gürültü ile başlayan deprem sırasında büyük bir kargaşa yaşanmış, elektrik, su şebekeleri zarar görmüştür. Deprem nedeniyle, 297’si Adapazarı’nda, 49’u da Hendek’te olmak üzere toplam 346 kişi ölmüş, 700 kişi de yaralanmıştır.
Bölgede ne kadar binanın yıkıldığı ya da hasar gördüğü konusunda ortaya konulan rakamlar oldukça çelişkilidir. Kandilli Rasathanesi, hasarlı bina sayısının 2.240 olduğunu bildirmiştir. 24 Haziran’da Akşam gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısına göre ise, şehirde bulunan 8.000 binadan 1820 dükkân, mağaza ve depo ile 5 tanesi resmi kurum olmak üzere 3.000’i yıkılmıştır. Geriye kalan yapılardan 3.000 tanesi ise kullanılamayacak derecede hasar görmüştür. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın raporu daha vahim bir tablo ortaya koymaktadır. Deprem nedeniyle yıkılan ya da tamir edilemeyecek derecede zarar gören yapı sayısı 5.975’tir.
Deprem haber alınır alınmaz çevredeki İzmit, İstanbul, Eskişehir, Bolu ve Ankara gibi yakın illerden Adapazarı ve Hendek’e yardım gönderilmeye başlanmıştır. Deprem bölgesine ilk ulaşan ve İzmit’ten gönderilen trende yardım malzemelerinin yanı sıra enkaz kaldırma çalışmalarında çalışacak işçiler de bulunmaktaydı. İlk geceden itibaren diğer illerden gönderilen yardım trenleri ile sağlık malzemesi, doktor, hemşire, mühendis ve gıda malzemesi şehre akmaya başlamıştı. Ayrıca Kızılay tarafından beş yüz çadır ve sağlık malzemesi yollanmıştı. Kısa süre sonra depremde zarar görenler için ayni yardımların yanında nakdi yardımlar da gönderilmeye başlanmıştır.
17 Ağustos 1999 Depremi: İzmit’in on iki km güneydoğusunda meydana gelen depremin Richter ölçeğine göre büyüklüğü 7,4’tür. Son yüzyılda etki ve sonuçları bakımından Kocaeli bölgesinin yaşadığı en büyük depremdir. İstanbul, Eskişehir, Bursa, Bolu gibi birçok yerde tahribata neden olmakla birlikte daha çok Kocaeli, Sakarya ve Yalova’yı etkilemiştir. Meydana gelen hasarın %48’i Kocaeli’de, %29’u Sakarya’da, %14’ü ise Yalova’da gerçekleşmiştir.
Depremin Türkiye’nin en önemli sanayi kuruluşlarının bulunduğu, nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu bir bölgede ve gece 03.02’de gerçekleşmesi can ve mal kaybının yüksek olmasının temel nedenleri olarak gösterilebilir. Depremde 17.479 kişi ölmüş, 43.953 kişi de yaralanmıştır. Ölümlerin 9.476’sı, yaralanmaların da 19.447’si Kocaeli’de gerçekleşmiştir. Deprem nedeniyle ağır hasar gören 77.342 binadan 22.346’sının Kocaeli’de bulunması yaşanan felaketin boyutlarını ortaya koyması bakımından anlamlıdır. Deprem ayrıca, diğer bölgelerde olduğu gibi Kocaeli’nin de tarım, sanayi, eğitim, sağlık alt yapısını tahrip etmiş, milyarlarca dolarlık zarara yol açmıştır.
KAYNAKÇA
BOA, A. AMD, nr. 192/13; Vakit, nr. 897, 18 Rebîulâhir 1295; N.N Ambraseys, C. F. Finkel, Türkiye’de ve Komşu Bölgelerde Sismik Etkinlikler, Bir Tarihsel İnceleme 1500-1800, çev. M. Umur Koçak, Tübitak Yayınları, Ankara 2006; Vogt, Jean, “Osmanlı Kaynaklarında Tarih Boyunca Depremsellik: Batılı Kaynaklardan ve Tanıkların İfadelerinden Örnekler”, Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğal Afetler, ed. Elizabeth Zachariadou, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2001, s. 13-58; Constantia Kiskira, “Missionary Herald’dan 19. Yüzyıl Anadolu’sundaki Depremler”, Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğal Afetler, ed. Elizabeth Zachariadou, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 2001, s. 133-148; Yunus Özger, “1894 İstanbul Depreminde İzmit’te Afet ve Kriz Yönetimi”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı: 65, Erzurum 2019, s. 333-346; Ümit Ekin, “Bizans ve Osmanlı Dönemi’nde Sakarya Bölgesi’ni Etkileyen Depremler”, Sakarya İli Tarihi, C. I, Sakarya 2005, s. 685-693; Soysal, H.-H. Sipahioğlu-D. Kolçak-Y. Altınok, Türkiye ve Çevresinin Tarihsel Deprem Kataloğu (MÖ 2100-MS 1900), Tübitak Yayınları, İstanbul 1981; Kadri Unat, “1943 Adapazarı-Hendek Depremi ve Yankıları”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 63, Güz 2018, s. 365-385; Bülent Özmen, 17 Ağustos 1999 İzmit Körfezi Depremi’nin Hasar Durumu (Rakamsal Verilerle), Türkiye Deprem Vakfı, Ankara 2000; Kahraman, Nurfeddin-Refik Arıkan, “Kocaeli ve Deprem”, Uluslararası Karamürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu, C. II, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli 2016, s. 859-875.
Ümit EKİN