Tahıl ve Bereket Tanrıçası
Tahıl, ekin ve bereket tanrıçası Demeter, Romalılar arasında Ceres’le özdeşleştirilmiştir. Adının ikinci ögesi “anne” (meter) anlamına gelmektedir. Yunan mitolojisinde Kronos ile Rhea’nın kızı, Zeus’un kız kardeşidir. Kızı Persephone (Roma’da Proserphina) basitçe Kore (kız) olarak da bilinmektedir. Birbirleriyle yakından bağlantılı olduklarından ikisi birden “İki Tanrıça” olarak adlandırılmaktadırlar. Tüm ekinleri ve bitki örtüsünü kontrol eden tanrıça, böylece insanlar ve hayvanlar için yaşamın devam ettiricisidir.
Mitolojide Demeter’in hikâyesi Homerosçu İlahiler arasında yer alan (MÖ 7.-6. yüzyıllar) Demeter’e İlahide anlatılır: Burada kızı Kore’nin, yer altı tanrısı Hades tarafından kaçırılışı ve Demeter’in ona tekrar kavuşması anlatılmaktadır. Kızını kaybeden tanrıça, Hekate ve Helios’un desteği ile onun nerede olduğunu öğrenir. Yüreğine düşen dayanılmaz acı ile Demeter, Olympos’u terk eder ve yüzünü gizleyerek ölümlülerin arasında dolaşmaya başlar. Ona bakanlar kim olduğunu asla anlamamaktadırlar. Sonunda Eleusis’e gelir ve Kkral Keleos’un sarayında onun küçük oğluna dadılık yapmaya başlar. Küçük Demophon’u özenle yetiştiren Demeter, bebeği ateşe tutarak ölümsüz kılmaya karar verir. Ancak tam bu sırada annesi Metaneira bu olayı gizlice seyrederken, bunun ne anlama geldiğinden haberi olmadığı için feryat ederek dövünmeye başlar. Duruma çok sinirlenen tanrıça insanları cahillik ve sağduyusuzlukla suçlar ve gerçek amacını açıklar. Ardından kendisi için Eleusis’te bir tapınak inşa edilmesi emrini verir. Tapınağa çekilen tanrıçanın kızına duyduğu özlem günden güne artarken bu durum aynı zamanda yeryüzünde verimsizliğe sebep olmuş ve ekinler bitmemiştir. İnsanlar tanrılara da kurban sunamadıklarından Zeus bu durumdan haberdar olmuş ve Demeter’i çok sayıda tanrı yoluyla Olympos’a davet emiştir. Daha da gazaba gelen tanrıça boyun eğmeden bütün önerileri geri çevirmiştir. Çaresiz kalan Zeus, habercisi Hermes’i Hades’e gönderir. Hades, Zeus’un emrini duyunca ikna olur ve Persephone’yi (ölüler diyarında bu ismi almıştır) bırakmaya karar verir, fakat tatlı bir nar tanesini de yemesi için ona verir. Bu onun yılın üçte ikisini yeryüzünde Demeter’le geri kalanını yer altında geçirmesine neden olacaktır. Anne Demeter, kızına kavuşmanın verdiği mutluluk ve Zeus’un talebiyle duruma ikna olur ve tohumların bereketli topraklarda yeşerip büyümesine izin verir. Ardından Eleusis’te kendi onuruna dinsel törenlerin başlatılmasını emreder. Bu ritüellerin buyruklarına karşı gelmek ve sırlarını ifşa etmek olanaksızdır. Bu gizemlere katılıp görmüş olanları öbür dünyada mutluluk beklemektedir.
Söz konusu mit çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Bunların başında henüz tam olarak üzerinde anlaşmaya varılamayan tarımsal bir alegori olduğu görüşü gelmektedir: Buna göre tohumun çimlenmesi için toprağa girmesi gereklidir, bu durumda Kore yeşil renkli çimlenmiş buğday, yeryüzüne çıkan Persephone sararmış biçilmeye hazır başak, yeryüzüne çıkışıyla onu şefkatle kucaklayan ve nedimesi haline gelen Hekate ise harmanlanan buğdayı sembolize etmektedir. Başka bir açıklama ise anlatılan hikâyenin Yunan toplumundaki bekar genç kızlar ve onların annelerinin yaşadıkları ile ilgili olduğu yönündedir: Persephone’nin başına gelenler, savaşlara gire çıka kalpleri nasır bağlamış, kendilerinden büyük hiç tanımadıkları erkeklerle evlendirilen genç kızların başına gelenlerle neredeyse aynıdır.
Ana ve Kız tanrıçalarının mitosları, onların onuruna kutlanan ritüellerin ayrıntılarına kıyasla nispeten iyi bilinmektedir. Yukarıda özetlenen mit ve Eleusis’te yerine getirilen ayinler birbiriyle yakından ilgilidir. Demeter’in Attika civarında bulunan Eleusis’teki kült ve gizemleri, küçük bir yerleşmede doğan ancak bütün Yunan coğrafyasının ilgisini çeken kültler arasındadır. Eleusis’teki Gizemler (Büyük Gizemler), MÖ 15. yüzyıldan MS 392’ye kadar yaklaşık iki bin yıl sürmüştür. Sonbaharın başlarında Atina ve Eleusis’te, Yunan ayı Boedromion’un (Eylül-Ekim) ortasında kutlanmaktadır. Demeter’e İlahi’de anlatılan hem anne (Demeter) hem de kızın (Persophene) hikâyesi Eleusis Gizemleri’nin merkezini oluşturur. Bütün ayrıntıları bilinmeyen söz konusu gizemler konusunda başlıca kaynaklar edebi kaynaklar ve ikonografiye ek olarak, yazıtlar ve kazılardan elde edilenlerdir. Bu erginleme ayinlerinde, erginlenenler, Demeter ve Persephone’nin mitosunun veya kutsal hikâyesinin yeniden canlandırılmasına, onların gönülsüz ayrılıklarına ve neşeli yeniden birleşmelerine katılırlar. Bir yürüyüş alayı Atina’dan Eleusis’e gelir ve rahiplerin kendilerine “kutsal nesneleri” gösterdiği, binlerce erginlenme adayını barındırabilen Erginleme Evi/ Gizdeşlik Salonu’nda, bir gece kutlamasıyla son bulur. Törenler boyunca katılımcılar, çeşitli ritüeller ve sözler ile tanrıçaları taklit ederler. Örnek olarak Eleusis yolunun bir bölümünde yükselen açık saçık çığlıklar, aslında Demeter’e İlahi’de anlatılan İambe adlı kadının Demeter’i neşelendirmek için yaptığı sövgü dolu şakalara bir öykünmedir. Böylece insanlar tanrılığa yak(ın)laşma yoluyla bir tür esenliğe kavuşacaklarını düşünürler ve ölümden sonra mutlu bir yaşam güvencesi kazanarak ölüm korkusunu yenerler.
Attika’da Demeter kültü kapsamında düzenlenen sekiz bayram bulunmaktadır ve bunlardan biri de, ekin ekme zamanı olan Pyanopsion (Ekim-Kasım) ayının 9’u ile 13’ü arasında beş gün süren Thesmophoria’dır. Bu bayram Demeter’le kızı için düzenlenen Eleusis gizem törenleriyle bağlantılıdır ancak onun aksine sadece Yunanistan’ın her yanından gelen evli kadınlara açıktır. Kurban sunma, oruç tutma ve kimi yasaklara uyma gibi özellikleri ile belirginleşen bu bayram boyunca en dikkat çekici hususlardan biri, önceden mağaralara atılan domuz yavrularının kalıntılarının kadınlar tarafından çıkarılması, bunların tohumluk ekinle karıştırılıp tarlalara atılmasıdır. Bu şekilde iyi bir ürün alınacağına dair inanç, tahıl tanrıçası Demeter’e adanan bu bayramların verimlilik ve bereketle ilgisini açığa vurmaktadır.
Demeter, Nicomedia’nın da baş tanrıçasıdır. Nicomedia şehrinin sikkelerinde tasvir edilmekte ve Roma Çağı’na ait iki sunu yazıtında adı okunmaktadır. Bir grup sikke üzerinde elinde meşale ve buğday başakları ile tasvir edilmiştir. Bir arabanın üzerinde ayakta duran tanrıça, Nicomedia’ya girerken görülmektedir; bu durum aslında onun kültünün kentteki başlangıcı anlamındadır ve bu başlangıç Atinalı kolonistler tarafından MÖ 5 yüzyılda yapılmıştır. Tanrıça, Nicomedialıların koruyucusu ve onların bolluk ve bereketlerinin gözeticisidir.
KAYNAKÇA
Ayşen Sina, “Eleusis’de Demeter Kültü ve Kadın Ritüelleri”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 44:1, 2004,s. 37-52; Barry Powel, Klasik Mitoloji, İstanbul, 2018; Emine Çaykara, “Kadınlara Özel Bir Bayram: Thesmophoria”, A. Muhibbe Darga, Anadolu’da Kadın. On Bin Yıldır Eş, Anne, Tüccar, Kraliçe, İstanbul, 2013, s. 296-317; Çiğdem Dürüşken, Roma’nın Gizem Dinleri, İstanbul, 2000; Erman Gören, Homerosçu İlahiler’den Pindaros’a Arkaik Yunan Şiiri Antolojisi, İstanbul, 2018; F. M. Cornford, Yunan Dini Düşüncesi, Homeros’tan İskender’in Çağı’na, İstanbul, 2021; George Thomson, Tarihöncesi Ege, İstanbul 1995; Hans Kloft, Antik Çağ’ın Gizem Kültleri, Tanrılar, İnsanlar ve Ritüeller, İstanbul, 2020; Hugh Bowden, “Gizem Kültleri”, Aktüel Arkeoloji 31, 2013, s. 85-94; Hülya Boyana, “Nikomedeia Kenti ve Tanrıça Demeter”, Tarih Araştırmaları Dergisi C. 25, Sa. 39, 2006, s. 171187; Jean-Pierre Vernant, Eski Yunan’da Mit ve Din, İstanbul, 2016;M. C. Howatson, Oxford Antikçağ Sözlüğü, İstanbul, 2013; Mara Lynn Keller, “The Ritual Path of Initiation into the Eleusinian Mysteries”, Rosicrucian Digest No. 2, 2009, s. 28-42; Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi Cilt I: Taş Devrinden Eleusis Mysterialar’ına, İstanbul, 2003; Mircea Eliade, Doğuş ve Yeniden Doğuş, İstanbul, 2015; Robert Graves, Yunan Mitleri, Tanrılar, Kahramanlar, Söylenceler, İstanbul, 2012; Simon Hornblower, Antony Spawforth, “Demeter”, The Oxford Classical Dictionary, Oxford-New York, 1999, s. 447-448; Walter Burkert, İlkçağ Gizem Tapıları, Ankara, 1999.
Kurtuluş KIYMET