Asker, Siyasetçi, Milletvekili
1883 yılında İstanbul’da doğan Halit Paşa ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra Harp Okulu’na girmiş ve bu okuldan 1903 yılında piyade teğmen olarak mezun olmuştur. İlk görev yeri Yemen’de bulunan Üçüncü Ordu olan Halit Paşa burada iki yıl görev yaptıktan sonra Yanya’da bulunan Birinci Ordu bünyesine dâhil olmuştur. Görev yaptığı birliğin tekrar Yemen’e nakledilmesi üzerine tekrar Yemen’e gitmiş ve bu ikinci gidişinde altı ay kaldıktan sonra yüzbaşı rütbesiyle tekrar ülkeye dönmüştür. Türk-İtalyan Harbi esnasında Trablusgarp’a gitmiş ve Balkan savaşının başlaması üzerine Çatalca’da Şark Ordusu bünyesine atanmıştır. Bilahare Harbiye Nezareti’nde Harbiye Dairesi Müdüriyetinde görev alan Yarbay Halit Paşa, savaşlarda gösterdiği cesaret ve olağanüstü kahramanlıktan dolayı “Deli” lakabıyla anılmaya başlanmış ve gerilla savaşlarındaki başarılarından dolayı da Teşkilat-ı Mahsusa’ya kabul edilmiştir.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında sırasıyla Mürettep Teşkilat-ı Mahsusa Alayı 2. Artvin Tabur Komutanı, bilahare Mürettep Teşkilat-ı Mahsusa Alayı Komutanı, akabinde bağımsız Artvin Müfreze, sonrasında da Çoruh Müfreze Kumandanı olan Halit Paşa bilahare yaralandı ve tedavi amacıyla Avusturya’ya gönderildi. Tedavisinden sonra tekrar yurda dönen Halit Paşa, bu kez Kazım Karabekir Paşa’nın komuta ettiği 1V. Kolordu Kumandanlığı bünyesinde 3. Tümen Kumandanlığı görevine getirildi. Bu görevinde Batum muharebelerinde bulundu. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra da Trabzon’da bulunan 3. Tümen Kumandanlığı görevine atandı.
Trabzon’da 3. Tümen Kumandanlığı görevini sürdürdüğü günlerde İngilizler tarafından Ermeni tehciri suçlamasıyla görevden alınması ve tutuklanarak İstanbul’a gönderilmesi istendi. İngilizlerin bu talebini yerine getiren İstanbul Hükümeti Deli Halit Paşa’yı görevinden azletti. Ancak bu azli tanımayan Halit Paşa, Kazım Karabekir’in bilgisi dâhilinde Bayburt’a giderek, azledildiği tümenini buradan sevk ve idare etti.
Mondros Mütarekesi’nden sonra Enver Paşa’nın isteğiyle Ardahan ve akabinde de Kars Kongrelerini düzenledi. Bu faaliyetlerinin hemen sonrasında Elviye-i Selase’de kurulan Cenûb-i Şarkî Kafkas Hükümeti’nin Başkumandanlık görevine getirildi. Ancak bölgeyi işgal eden İngilizlerin bu hükümeti dağıtmaları üzerine Erzurum’a dönen Halit Paşa “Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı.
Erzurum Kongresi’nde Mustafa Kemal Paşa’ya muhalefet eden Trabzon delegelerinin susturulması ve sindirilmesinde ve yine Doğu Anadolu bölgesinde çıkan ayaklanmaların bastırılmasında önemli rol oynadı. Doğu Cephesi’nde kalan Halit Paşa Heyet-i Temsiliye ile Ali Rıza Paşa Hükümeti arasında Amasya’da yapılan mutabakat sonrasında tekrar 9. Kafkas Tümen Kumandanlığına getirildi. Doğu Harekâtı sonrası Kars’ın alınmasında önemli rolü oldu. 21 Ocak 1921’de Şark Cephesi’nden Garp Cephesi’ne nakledildi ve Kocaeli Grup Kumandanlığına getirildi. Bu görevde iken İkinci İnönü Muharebesine, Kütahya-Eskişehir Muharebeleri ile Sakarya Muharebesi’ne katıldı. Büyük Taarruz öncesi Kocaeli Grup Kumandanlığına tayin oldu. Bu yetkiyle katıldığı Büyük Taarruz’da büyük başarılar elde etti. Savaş sonrası Tuğgeneralliğe yükseltilen ve İstiklâl Madalyası ile ödüllendirilen Deli Hali Paşa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ikinci döneminde Ardahan Mebusu seçilerek siyasi hayata girdi. Mecliste muhalif kimliğiyle ön plana çıkan Deli Halit Paşa, Ali Çetinkaya ile Meclis’te yaptığı bir tartışma esansında arkasından vurulmuş ve 14 Şubat 1925’te vefat etmiştir.
Kocaeli Grup Kumandanlığı
Düzce ve Geyve mıntıkasındaki kuvvetlere kumanda etmek ve merkezi şimdilik Geyve olmak üzere müstakil fırka salâhiyetinde Kocaeli Kumandanlığı ihdas edilmiş ve kumandanlığa sabık 9. Kafkas Fırkası Miralayı Halit Bey tayin olunmuştur.
Kocaeli Grup Kumandanlığı bağımsız tümen yetkisinde olacak, merkezi Geyve olmak üzere Bolu Düzce ve Geyve bölgesindeki kuvvetlere komuta edecektir. Kumandanlık bölgesi Bolu ve İzmit sancaklarından oluşacaktı. Doğrudan Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak görev yapacak olan Kocaeli Grubuna komutan olarak Albay Halit (Deli Halit Paşa) görevlendirilmişti. Albay Halit Bey, 26 Ocak 1921’de Geyve’ye gelerek görevine başlamış ve ilk iş olarak da kendisine bağlanılan birliklerin durumunu öğrenmek istemiş, fakat durumun çok da iç açıcı olmadığını görmüştür. Bölgede faaliyet gösteren milis birliklerin tamamını Kocaeli Kumandanlığına bağlamış ve bilahare Bolu Bölge Kumandanlığını lağvettirerek, bu bölgede bulunan birlikleri de kendi sorumluluk alanına dahil ettirmiştir.
Bölgede dönen İngiliz-Yunan ortak oyunlarını ve yaşanan mezalimi engellemek için kurulan Kocaeli Grup Komutanlığı’na Deli Halit gibi fedakâr, müstakilen hareket edebilen, vatan ve milletinden başka bir şey düşünmeyen, düşmana, haine kahhar ve gözü kara bütün yurtta adı dillere destan olmuş bir komutanın görevlendirilerek, bu oyunların bozulması, milli birlik ve beraberliğin yeniden oluşturulması sağlanmıştı.
Kocaeli Grup Kumandanı Deli Halit Paşa süratle dağınık halde bulunan kuvvetlerimizi toparlanmış, düzenli birlikler haline getirmiş, bazı birliklerin komutanlarını değiştirmiş ve yeniden düzenlediği birliklerin bir kısmını Kocaeli bölgesinin savunması için yerinde bırakarak, bizzat kumandanlığını üstlendiği birliklerle İkinci İnönü Savaşı’na katılmak üzere cepheye gitmiştir.
Batı Cephesi Komutanlığı Kocaeli Grup Kumandanı Halit Paşa’yı Sağ Kanat Grup Kumandanı olarak görevlendirmişti. 25 Mart 1921’de Batı Cephesi Kumandanlığı’nın İnönü mevziinde yapacağı kesin sonuçlu muharebeye katılmak amacıyla Kocaeli Grup Kumandanlığı bünyesindeki birliklerin büyük bir kısmı Sakarya nehrini geçmiş ve karargâhının bulunduğu Rıza Paşa köyüne gelmişlerdi.
Halit Paşa Yunan taarruzları başlar başlamaz kendi kuvvetlerine taarruz emrini vermiştir Çarpışmalarda bizzat kuvvetlerinin başında en ön cephede çarpışan Deli Halit Paşa, askerlerine cesaret ve kahramanlık timsali olmuş, onlardaki savaşma arzusunu motive etmiştir. Komutanlarının en önde Yunanlılarla çarpıştığını gören Kocaeli Grup Kumandanlığı subay ve askerleri büyük bir azim, iman ve şevkle Yunanlıların üzerlerine atılarak süngü süngüye tabiri caizse boğaz boğaza mücadele ediyorlar ve büyük bir fedakârlık ve kahramanlık örneği veriyorlardı.
Deli Halit Paşa’ya bağlı birlikler Yunan mevzilerinin içlerine kadar girerek, Yunanlıları bozmuşlar ve kaçmaya zorlamışlardı. Çarpışmaların devam ettiği süreçte en ön cephede askerlerinin başında çarpışan Deli Halit Paşa yaralanmasına rağmen savaş alanını terk etmemiş, mücadeleye devam etmiştir. Ancak çok kan kaybetmeye başlayınca kuvvetlerinin sevk ve idaresini 61. Alay Kumandanı Albay İzzeddin’e bırakarak cephe gerisine, karargâhının bulunduğu Rıza Paşa köyüne götürülmüştür. Deli Halit Paşa yaralandıktan sonra tebdil-i hava almış ve ziyaret amacıyla annesinin bulunduğu İstanbul’a gitmiştir.
2.İnönü Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasından sonra Türk Genelkurmay’ı ordunun yapılanmasında bazı düzenlemelere girişmiş ve bu çerçevede de Deli Halit Paşa’nın kumandanlığını yaptığı Kocaeli Grubu, Mürettep Kolordu adıyla yeniden düzenlenmişti. Deli Halit Paşa’nın tedavisinin devam ettiği bu süreçte oluşturulan Mürettep Kolordu’nun kumandanlığına Albay Kazım Bey (Özalp) atanmıştır.
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri ve Sakarya Meydan Muharebesi’nde bulunduğu cephelerde mütemadiyen büyük başarılar kazanan Deli Halit Paşa, Sakarya Meydan Muharebesi sonrası yeniden Kocaeli bölgesinde oluşturulacak olan Kocaeli Grup Kumandanlığına getirilecektir. Kocaeli mıntıkasında ordudan bağımsız, doğrudan Başkumandanlığa bağlı, Kolordu yetkisinde bir Grup Kumandanlığı teşkil edilmiş ve bu gurubun kumandanlığına doğrudan Mustafa Kemal Paşa tarafından Deli Halit Paşa atanmıştır.
Yeniden kurulan Kocaeli Grup Kumandanlığı’nın yeni görevi, Yunanlıların Sakarya Nehri’nin sol kıyısında bulunan ve burayı savunmakla görevli olan birliklerine yapacağı taarruz harekâtıyla, bölgeyi tahliye ettirmekti. Diğer bir ifade ile Yunan ordusunun Sakarya Cephesi’ni tamamen boşaltmaya mecbur edilmesiydi. Büyük Taarruz öncesi günlerde Kocaeli Grubu bünyesinde bulunan gönüllü müfrezelerin düzenli ordu birlikleri haline getirilmesine karar verilmişti. Nitekim Kocaeli Grubu Kumandanı Deli Halit Paşa’nın emriyle Kocaeli Mürettep Tümeni kurulmuş ve Mekece’ye yerleşmişti.
Büyük Taarruz’un başlayacağı 26 Ağustos 1922’ye kadar Kocaeli Grubu’nun vaziyetinde başkaca bir değişiklik olmamıştır. Bugünlerde Başkumandan Mustafa Kemal Paşa 15 Haziran 1922’de Adapazarı ve İzmit bölgesine yapacağı seyahat için Ankara’dan ayrılmıştı. Başkumandanın çıktığı bu gezinin birkaç amacı vardı. Bunların başında Deli Halit Paşa’nın Kocaeli Grubu birliklerini denetlemek, Adapazarı’nda annesi Zübeyde Hanımla buluşmak ve İzmit’te Fransız gazeteci Claude Farrère ile görüşmekti. 15 Haziran 1922 günü Deli Halit Paşa’nın Geyve’de bulunan Kocaeli Grup Kumandanlığına gelen Mustafa Kemal Paşa, Deli Halit Paşa ve maiyeti erkânı tarafından karşılanmış ve Grubun komuta heyetinin Başkumandana takdiminden sonra da birlikte yemek yenilmişti. Bilahare Mustafa Kemal Paşa, Deli Halit Paşa ile birlikte Adapazarı’na gitmişlerdi. Adapazarı’nda annesi Zübeyde Hanım ile görüşen Mustafa Kemal Paşa 18 Haziran günü de İzmit’te Fransız gazeteci Claude Ferrère ile görüşmüştü.
Başkumandan Mustafa Kemal Paşa 22 Haziran günü de Deli Halit Paşa ile birlikte Kocaeli Grubu birliklerinin bulunduğu cephelere gelerek denetleme yapmış ve Kocaeli Grubu birliklerinin yaptığı tatbikatları bizzat izlemişti. Gerek manevraların başarıyla tatbikini gören ve gerekse cephede yaptığı birliklerin teftişi sonrası Mustafa Kemal Paşa, ordunun moral açısından bir taarruza hazır olduğunu görmüştür.
Nihayet beklenen tarih gelmiş ve 26 Ağustos 1922 sabahı şafakla beraber Türk taarruzu başlamıştı. Muharebede Deli Halit Paşa’nın Kocaeli Grubu birlikleri yine zorlu bir görev üstlenmişlerdi. Buna göre Deli Halit Paşa’nın kumandasındaki birlikler Yunan ordusunun asıl kuvvetlerinin Gemlik, Mudanya, Bandırma gibi kıyı şehirlerinden kaçmasını önleyeceklerdi. Deli Halit Paşa inisiyatif alarak kendisinden çok daha kalabalık Yunan ordusuna taarruz etmekle kalmayıp, Yunan ordularının kaçış noktası olacak olan Marmara kıyısından Bandırma’ya kadar olan sahil kesimini kontrolü altına almıştır. Böylece kaçan Yunan ordusunun imhası gerçekleşeceği gibi çok sayıda da esir alınmasını sağlamıştır.
Büyük Taarruz’un zaferle sonuçlanmasından sonra bu savaşta görev alan komuta kademesindeki subaylar terfi almışlardı. Terfi alan bu subaylardan birisi de Büyük Taarruz’da kendisine bağlı kuvvetlerle çok büyük yararlılıklar gösteren Deli Halit Paşa’ydı. Kendisi aldığı terfi ile “Mirlivalığa” yani paşalığa terfi edecektir. Deli Halit Paşa ve emrindeki birlikler 30 Ağustos’tan itibaren kaçan düşman kuvvetlerine karşı başlatılan takip ve imha harekâtına katılacaklar ve Mudanya, Bandırma ve Erdek gibi Yunan işgali altındaki sahil şehir ve kasabalarının kurtarılmasında aktif rol oynayacaklardır. Böylece Büyük Taarruzun Kuzeybatı Anadolu kısmındaki muharebeler başta Deli Halit Paşa olmak üzere kendisine bağlı subay ve askerlerinin gösterdiği fedakârlık ve kahramanlıkları sayesinde kesin bir zaferle sonuçlanmıştır.
Deli Halit Paşa ve kumanda ettiği Kocaeli Grubu bünyesindeki birlikler Başkumandanın verdiği direktifler doğrultusunda 2. Ordu Kumandanı Yakup Şevki Paşa tarafından “20 Eylül 1922 günü harekete geçmek üzere, Kocaeli Grubu’nun, İzmit Bölgesine ilerlemesi ve bu bilgede toplanmasını” emretmişti. Bunun üzerine Kocaeli Grubu 20 Eylül 1922 günü İzmit’e doğru intikale başladı ve Bursa üzerinden İzmit’e geldi. Batı Cephesi Komutanlığı, İzmit’te toplanan Kocaeli Grubu artık İzmit ve civarından sorumlu olacaktı.
KAYNAKÇA
M. Kemal Atatürk, Nutuk; Yusuf Çam, Milli Mücadele’de İzmit Sancağı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Yayınları, Kocaeli 2014; Hüsamettin Ertürk, İki Devrin Perde Arkası, (Haz: Semih Nafiz Tansu), Sebil Yayınları, İstanbul 1996; İsmet Görgülü, On Yıllık Harbin Kadrosu 1912-1922 (Balkan, Birinci Dünya ve İstiklâl Harbi), Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 1993; Kazım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, Yüce Yayınları, İstanbul 1990; Kazım Özalp, Milli Mücadele I (1919-1922), Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 1985; Sebahattin Özel, Milli Mücadele’de Trabzon, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 1991; İbrahim Özkan, Unutulan Yıllar, Unutturulan Kahraman; Deli Halit Paşa, Ötüken Yayınevi, İstanbul 2017; Ali Sarıkoyuncu, Milli Mücadele’de Eskişehir, Osmangazi Üniversitesi Yayını, Eskişehir 2002; Adnan Sofuoğlu, Kuva-yı Milliye Döneminde Kuzeybatı Anadolu 1919-1921, Genelkurmay Başkanlığı Yayını, Ankara 1994; Milli Mücadele Döneminde Kocaeli, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 2006; İbrahim Hakkı Tekçe, Muhafızı Atatürk’ü Anlatıyor. Emekli General İsmail Hakkı Tekçe’nin Anıları, yay. haz. Hasan Pulur, Kaynak Yayınları, İstanbul 2000; Süleyman Tekin, Murat Bayram, Bahçecik Tarihi, Berikan Matbaacılık Yayıncılık, Ankara 2001; Türk İstiklâl Harbi, 2. Cilt, 5. Kısım, 2. Kitap, Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı, Gnkur. Basımevi, Ankara 1973; Gürsoy Yılmaz, Deli Halit Paşa, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1996; İsmail Akbal, “Kafkasya Kahramanı Deli Halit Paşa Cinayeti Acaba Komitacılığın Tezahürü Mü? Yoksa Kaza Mı?”, Sosyal Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Cilt: 17 / Sayı: 34.
Osman AKANDERE