Gölcük’te Bir Mezarlık
Ölüm ve sonrası pek çok toplumda olduğu gibi Türk toplumunda da çeşitli ritüellere tabi olmuştur. Kurgan gibi mezar tipi ve balbal gibi mezar taşları, ölüm ile ilgili uygulamalardan olup; İslamiyet sonrası da küçük farklılıklarla devam ettirilmiştir. Nitekim kurganlar kümbet ve türbe gibi yapılarda yaşatılırken; mezar taşları da form değiştirerek kültürel devamlılığı sağlamışlardır. Özellikle Osmanlı mezar taşları Orta Asya Türk kültürünü soyutlaşmış bir şekilde devam ettirmişlerdir. Heykel formu ortadan kalksa da başlık ve biçim olarak Osmanlı mezar taşlarında cinsiyet, görev, aidiyet ve sosyal statü açısından bilgiler mevcuttur.
Gölcük çevresinde erken Türk yerleşimleri Değirmendere ve Kazıklı civarında oluşmuştur. Bu sebeple Osmanlı Dönemine dair mezar taşlarına da özellikle Değirmendere Kabristanında tesadüf edilmektedir. Mezar taşları bulundukları şehrin kimliğini ve burada yaşayan insanların hayatlarına dair ayrıntıları gizlerken aynı zamanda bulundukları bölgenin adeta tapusu gibi de tanımlanırlar. Diğer taraftan mezar taşları toplumun estetik, sanat ve edebi değerlerini göstermesi bakımından da değerlidir. Her bir mezar taşı aynı zamanda kendi hikâyesini barındırır. Mezar taşlarının taş ocağından başlayan yolculuğu, taş ustalarının elinde şekillenmesi ile devam eder. Ardından talebe göre taşa yazılacak metin hazırlanır ve hakkaklar tarafından taşa işlenir. Böylece mezar taşları ait olduğu şahsın ve bulunduğu şehrin cansız tanıkları şeklinde şehrin hafızasını tamamlayan bir öğe olarak yaşamaya devam ederler.
Gölcük Değirmendere Mezarlığı’nda bulunan mezar taşları da aynı şekilde Gölcük tarihinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Kocaeli il merkezine yaklaşık 21 km mesafede bulunan Değirmendere Mezarlığı, Gölcük’te en fazla Osmanlı mezar taşı bulunduran kabristandır. Baba Sultan Haziresi örneğinde olduğu gibi başka noktalarda da Osmanlı mezar taşları bulunsa da bunların sayısı çok fazla değildir. Mezarlıkta 18-20. yüzyıllar arasına tarihlenen 156’sı erkek ve 107’si kadın olmak üzere toplam 263 mezar taşı günümüze ulaşabilmiştir. Bunlardan özellikle 230 baş taşı, üzerlerindeki yazılar ile detaylı bilgiler barındırmaktadır. Kabristanda bulunan mezar taşları ağırlıklı olarak dikdörtgen gövdeli olmakla birlikte başlıkları ait oldukları döneme göre farklılaşmaktadır. 19. yüzyıla ait mezar taşlarının başlıklarında Batılılaşma döneminin etkilerini görmek mümkündür. Nitekim bu başlıklarda güneş formu ve bitki motifleri oldukça dikkat çekicidir. Bunun yanında özellikle erkek başlıklarında kavuk çeşitlerine sıklıkla rastlanmaktadır. Mezar başlıklarında bulunan kavuklar kişinin meslek ya da ait olduğu gruba dair ipuçları barındırmaktadır. Bu bağlamda Değirmendere Mezarlığı dahilinde çok farklı başlıklara tesadüf edilmesi, buradaki meslek çeşitliliğini göstermesi bakımından önemli olduğu gibi Osmanlı mezar taşları çeşitliliğine dair var olan örnekler açısından da değerlidir.
Değirmendere Mezarlığ’ındaki mezar taşları üzerinde bulunan yazılar açısından değerlendirildiğinde karşımıza farklı metinler çıkmaktadır. Ancak “Ziyâretten murâd bir duadır / Bugün bana ise yarın sanadır” dizelerinin çok yaygın olarak kullanıldığı fark edilmektedir. Özellikle genç ölümlerinde taşa işlenen beyitler, duyulan acının da bir göstergesi olarak dikkat çekici olup daha kişiye özel ifadeler ile nakşedilmişlerdir.
Mezar taşları, ait oldukları kişiye dair çeşitli bilgiler barındırmakla birlikte Değirmendere Mezarlığında bulunan mezar taşları özellikle meslek bilgileri açısından ilginçtir. Bölgenin hem Osmanlı ordu yolu üzerinde olması, hem de kereste ve taş ocakları bakımından zengin olması burada özellikle askerî personel sayısının çok olması sonucunu beraberinde getirmiştir. Nitekim mezar sahipleri arasında beşe, alemdar, karakullukçu, yazıcı, yeniçeri çorbacısı, mülazım, hassa silahşoru, seyirci ve reis gibi meslek grupları bu duruma delil teşkil etmektedir.
KAYNAKÇA
Nebi Bozkurt, “Mezarlık”, DİA, C .29, İstanbul, 2004; Nebi Bozkurt, “Hafız”, DİA, C. 15, İstanbul, 1997; H. Nejdet İşliMehmet Kökrek, Yeniçeriler Remizleri ve Mezar Taşları, İstanbul 2017; Mustafa Sabri Küçükaşçı, “Seyyid”, DİA, C. 37, İstanbul, 2009; Hans-Peter Laqueur, Hüve’l-Baki, İstanbul, 2010; Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, C. I-II, TTK Yayınları, Ankara 2014; Mehmet Samsakçı, Ölüme Açılan Estetik Kapı Türk Mezar Taşı Edebiyatı, İstanbul 2015; Fatih M. Şeker, İslamlaşma Sürecinde Türklerin İslam Tasavvuru, TDV Yayınları, Ankara 2010; Saliha Tanık, Kocaeli-Gölcük Değirmendere Mezarlığı Mezar Taşları, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı, Ankara 2016; Rıfat Yüce, İzmit ve Çevresel Tarihi, İzmit Rotary Kulübü Yayını, İzmit 1988; İsmail Yücedağ, Osmanlı Epigrafisi, İdeal Kültür Yayıncılık, İstanbul 2017.
www.degisenkocaeli.com adresi üzerinden çevrimiçi yayına devam etmektedir. Web sitesinin imtiyaz sahibi Ges Ajans adına Salih Zeki Meriç’tir. Kendisi ayrıca bir dönem derginin editörlüğünü de yürütmüştür.
Refik ARIKAN