AGÂH EFENDİ

Madde no:31

İzmit Mutasarrıfı

 

Agâh Efendi, genel tarih bilgisine göre Namık Kemal, Şinasi gibi isimlerle birlikte Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin üyesi ve ilk özel Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahval’in kurucusu ve sahibidir. Ancak kendisinin yaşam öyküsü hayli renkli öğeler içerir ve kamu ile ilişkisinde de çok sayıda tayin ve atama göze çarpar. Bunlardan bir tanesi de iki kez atandığı İzmit Mutasarrıflığı’dır. İstanbul’a yakın zengin zirai ve ticari olanaklara sahip bir yerleşim olan İzmit sancağında mutasarrıflık görevi merkezden uzaklaşmak istemeyen devlet adamları açısından oldukça cazip bir kariyer basamağıdır. Bu göreve atanan isimlerden biri de Agâh Efendi olmuştur. Sicil-i Ahval kaydına göre Agâh Efendi’nin ilk adı Yusuf’tur ve ailesinin adı olan Çapanzade lakabıyla da tanınmaktadır. Divan-ı Hümayun katiplerinden ve “hacegandan” Yozgatlı Ömer Hulusi Efendi’nin oğlu olarak İstanbul Sarıyer’de dünyaya gelmiştir. Agâh Efendi, ilk öğretimin ardından Galatasaray Tıbbiyye-i Adliyesinde gördüğü yedi yıllık eğitimi yarım bıraktı. Ancak bu sırada İngilizce, Fransızca ve Almanca öğrenerek Tercüme Odası’na girdi. İlk diplomatik görevinde Paris Sefiri Rıfat Veliyüddin Paşa’nın Maiyet Katipliği’nde bulundu. Karantina müdür muavinliği, 1856’da Kars’ın geri alınması için yapılan görüşmelerde yer aldı. 1857’de Mostar Mutasarrıf vekilliği yaptı. 1860 yılında gazetecilik alanında ilk Türk girişimini yaparak Tercüman-ı Ahval’i çıkardı. Bu sırada kendisine Postahane-i Amire, Vapurlar ve Ereğli Maden Kömürü Nazırlığı görevleri verildi. İlk posta pulu onun nazırlığı döneminde çıktı. Bu yıllarda kurulan, ilk örgütlü siyasi muhalefet hareketi sayılan Yeni Osmanlılar Cemiyeti’ne katıldı. Cemiyetin diğer üyeleri olan Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa, Ali Suavi gibi isimlerle sürgün veya hapis endişeleriyle Avrupa’ya gitti. 1867’den 1871’e kadar Avrupa’da kalarak gazetecilik faaliyetini sürdürdü. Siyasal anlamda gözetim altında bulunduğu bir yılın ardından İzmit Mutasarrıfı oldu. Agâh Efendi Sicil-i Ahval kaydına göre “bin seksen dokuz Cemâziyelevvelinde” Anadolu Demiryolu İnşaat Nezaretine ve İzmit sancağı Mutasarrıflığı’na getirilmiştir. 1872 Temmuzuna tekabül eden bu tarihten itibaren ismi İzmit ile ilgili arşiv belgelerinde görülmektedir. H 1290 (M 1873) tarihli Devlet Salnamesi’nde Agâh Efendi, İzmit Mutasarrıfı şeklinde listelenmişti. Server İskit, Hususi İlk Türkçe Gazetemiz ve Agâh Efendi adlı eserinde Agâh Efendi’nin hatıra defterinden notlar aktarmıştır. 24 Temmuz 1872 tarihine denk gelen “17 Cemâziyelevvel 89-11 Temmuz Rumi 88, Salı” tarihli notlarda şu ifade yer almıştır: “Ba irade-i mahsusa-i Padişahî İzmit Mutasarrıflığına memur buyuruldum”. Bir gün sonra çıkan Takvim-i Vekayi’de tevcihat başlığında “İzmit Mutasarıflığı saadetlü Agâh Efendi hazretlerine... tevci” ifadesi yer aldı. Sicil-i Ahval kaydı Agâh Efendi’nin böylelikle başlayan İzmit Mutasarrıflığı görevini yaklaşık bir yıl yürüttüğünü göstermektedir. Kendisine İzmit Mutasarrıflığından aylık yedi bin kuruş, Anadolu Demiryolu Nezareti’nden beş bin kuruş maaş bağlandı. İzmit Mutasarrıflığı’ndan gelirinin bir başka belgede sekiz bin kuruş kaydedilmesine bakılırsa takdir gördüğü ve maaşının zamlandığı ileri sürülebilir. Ancak maaşına erişmekte güçlük çektiği de bazı devlet yazışmalarına yansımıştı. Hatta görevden alındıktan bir yıl sonra Nafia Nezareti’nden talep ettiği, kendisine teslim edilmediğini öne sürdüğü maaş toplamı 26.500 kuruştur. Görev süresinde ilgilendiği başlıca konu İstanbul’dan başlayan Anadolu demiryolu çalışmalarının İzmit’e uzatılmasıydı. Durma noktasına gelen çalışmalar onun döneminde yeniden bütçelendirildi ve hareket kazandı. Aynı dönemde padişah iradesiyle kendisine atiye verilmesine karar verilmesine bakılırsa bu çalışmalarında başarılı bulunmuştur. Elli bin kuruşluk ödülünü alan Agâh Efendi’nin döneminde İzmit-Haydarpaşa hattı 1873 yılında hizmete açıldı. Ancak bu yılın Ağustos ayında İzmit Mutasarrıflığı görevi, azledilmesiyle son buldu. 16 Ağustos 1873 tarihli 1601 numaralı Takvim-i Vekayi’de “İzmit Mutasarıflığı Hereke Fabrika-i Hümayunu Kitabeti’nde müstahdem izzetlü Emin Bey’e tevci buyurulmuştur” haberiyle görev değişikliği duyuruldu. Hatıralarındaki ifadelerden azlinden de yerine atanan kişiden de memnun olmadığı anlaşılmaktadır. “24 Cemaziyelahir 1290-5 Ağustos 89, Perşembe” (19 Ağustos 1873) tarihli notunda “Kurenayı padişahiden Halit Bey isminde bir çocuğun pederi Emin Bey namında bir zat kayrılmak üzere ba irade-i mahsusa İzmit’e mutasarrıf tayin kılınmış olması ile mutasarrıflık-ı mezkûrdan infisalim” ifadesi yer almaktadır. Takip eden iki yıl boyunca maaştan mahrum olan Agâh Efendi’nin bu sürede çeviriler yaptığı ve bazı tiyatro oyunları kaleme aldığı bilinmektedir. Tekrar kamu hizmetine girişi Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi, V. Murat’ın Osmanlı Sultanı olmasıyla gerçekleşmiştir. 1876 Temmuzunda İzmit Mutasarrıflığı’na yeniden atandı. Bu yıllarda pek çok devlet evrakında eski İzmit Mutasarrıfı şeklinde anılmaktaydı. Kendisinin İzmit’te yeniden görev alışını bildiren 16 Temmuz 1876 tarihli Takvim-i Vekayi haberindeki ifade de bu şekildedir: “İzmit sancağı Mutasarrıflığı mutasarrıf-ı esbak saadetlü Agâh Efendi hazretlerine”. Maaşı da yeniden aylık yedi bin kuruş oldu. İkinci İzmit Mutasarrıflığı beş ay sürdü. Sultan V. Murat’ın kısa süren saltanatının ardından Sultan II. Abdülhamit döneminin başında ismi önemli devlet görevleriyle anıldı ve İzmit Mutasarrıflığı görevinin son bulmasının ardından Şura-yı Devlet azalığına yükseldi. Yeni görevine atanma haberinde de İzmit’teki görevine atıf yapılmıştı: “Şura-yı Devlet Azalığı İzmit mutasarrıf-ı esbakı saadetlü Agâh Efendi hazretlerine...”. 1876 yılında Şura-yı Devlet üyeliği de son buldu. İsmi bazı siyasi komplolarla anıldığından Bursa ve Ankara’da sürgün hayatı yaşadı. 1884’te Rodos, 1885’te Midilli Mutasarrıfı oldu ve sağlığının ciddi ölçüde bozulduğu bu yıl Atina Sefirliği görevi kendisine verildi. İstanbul’a yakın bir görev istedi ise bu gerçekleşmedi ve Atina’da hayatını kaybetmesinin ardından devlet töreni ile İstanbul’da defnedildi. Kabri, Sultan II. Mahmud Türbesi haziresinde bulunmaktadır. İzmit Mutasarrıflığı görevinde ne derece aktif olduğunun tespiti mevcut kaynaklar ışığında güç gözükse de İzmit’e tren yolunun gelmesi gibi önemli bir icraata katkı sunduğu açıktır. Türk siyaseti, edebiyatı ve kamu hayatı bakımından son derece değerli bir portrenin İzmit’te iki kez görev almış olması kayda değerdir.

KAYNAKÇA

“Agâh Efendi”, Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi, Ankara 2002, Cilt. I, s. 124; Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi (BOA.) A. MKT. MHM. 454/41; 474/56; 454/30; 451-57; 461/98; DH. SAİD 1/99; HR. TO. 10/71; İ. DH. 12954/102224; İ. DH. 654/45467; 922/73113; 962/76092; 671/46754; İ. HR. 299/18971; Y. EE. 23/7; Y. MTV. 16/2; Y. PRK. BŞK. 11/20; İdris Bostan, “İzmit”, DİA, Cilt: 23, s. 536-541; Mehmet Güneş, “Tanzimat Dönemindeki İdari Düzenlemelerin Kocaeli’ye Yansımaları”, Uluslararası Karamürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu II Bildiri Kitabı, Kocaeli 2016, s. 555-561; Salname-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye, Sene 1290, Darü’t-Tıbaat’ül-Amire, İstanbul 1873; Server İskit, Hususi İlk Türkçe Gazetemiz ve Agâh Efendi, Ankara 1937; Taha Toros Arşivinden Namık Kemal’den Agâh Efendi’ye Mektuplar (TT 570246); Takvim-i Vekayi, 18 Cemaziyelevvel 1288, s. 1; 21 Cemazielahir 1290, s. 1; 23 Cemaziyelahir 1293, s. 1; 6 Şevval 1293, s. 1; Nuri Yüce, “Çapanzade Agâh Efendi”, DİA, Cilt 1, 1998, s. 447-448.

Serkan YAZICI