Kocaeli Çuha Fabrikası alanı Kocaeli ili, Kartepe ilçesi sınırları içerisinde, Kullar beldesi Kirazdere (Kilez) dolaylarında yer almaktadır (Şekil 1). Kocaeli merkezine yaklaşık olarak 20 km mesafede bulunan ilçe, coğrafi konumu itibariyle Kocaeli’nin doğu kısmında İzmit ilçesi ile Sapanca Gölü arasında bulunmaktadır. Çuhane alanının bulunduğu bölgede ağırlıklı olarak kırsal konut ve tarım alanları yer almaktadır.
1843 yılında Sultan Abdülmecit (1839-1861) adına inşa ettirilen Çuha Fabrikası, 1844 yılında faaliyete geçmiştir. Tesisin açılışını, Sultan Abdülmecid bizzat kendisi yapmıştır. Fabrikanın mimarı hakkında kaynaklarda farklı iki isimle karşılaşılmaktadır. Bunlar Saray kalfası Garabet Amira Balyan ile Altunizade İsmail Zühtü Paşa’dır. Yapılan araştırmalarda iki şahsın da aynı dönemde saraya hizmet ettiği görülmektedir.
1894 İstanbul depreminde fabrikanın bazı kısımları yıkılmış, ardından tamir edilmiştir. 1906’ya kadar üretimde bulunan fabrikanın bir dönem yabancı sermayeye satılması söz konusu olsa da bunun halk üzerinde kötü etki yapacağı düşünülerek vazgeçilmiştir. 1908’de tekrar üretime geçen fabrika yeni makinelerle donatılmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nda bir turbo elektrik santral ithal edilerek Almanlar tarafından modernize edilmiştir.
Fabrika, Kurtuluş Savaşı esnasında Anadolu’daki ordunun elbiselik kumaş, çadır, fanila vb. ihtiyaçlarını karşılamıştır. İzmit Çuhane Fabrikası, İngiliz donamasının fabrikayı bombalaması nedeniyle kapanmıştır. 01.07.1920 tarihinde yapılan tahkikat neticesinde fabrikanın durumu ve sağlam kalan makinelerin envanteri çıkartılmıştır. 1923 tarihli İzmir İktisat Kongresi’nde fabrikanın Bahriye’ye tahsis edilerek ‘Torpido Fabrikası’ olarak düzenlenmesine karar verilmiştir.
Günümüzde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Mühimmat Bakım ve Ana Depo Komutanlığı’na ait askerî bölge içerisinde yer alan Çuhane fabrika yapıları kullanılmamaktadır. 1995 yılında yüzey bulgularından tarihî Astakoz kentinin izlerine rastlanılan bölge, İstanbul II nolu K.T.V.K.K. tarafından
1.ve 2. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmiş, tesisten günümüze ulaşabilen tarihî yapılar ise kültür varlığı olarak 25.06.1998 tarih ve 4861 sayılı kararı ile tescil edilmiştir.
Fabrikanın özgün mimari kurgusu ile ilgili önemli kaynaklardan biri tesisin yapımı sırasında makine teçhizatını sağlayan sanayi mühendisi Sir William Fairbairn’ın Treatise on Mills and Millwork başlıklı kitabıdır. Kitapta yer alan şematik bir vaziyet planında (Şekil 2) fabrikanın, ana avluyu (A) çevreleyen dört ana blok ve bir ekten oluştuğu belirtilmektedir. W. Fairbairn’ın 1863 tarihli kitabında girişin (B) yer aldığı blokta “fabrikayı sık sık ziyarete gelen” Sultan Abdülmecid’e ait çalışma odalarının (a) bulunduğu, yanlarındaki iki bloğa (D) depo ve benzeri birimlerin yerleştirildiği, girişin karşısındaki en büyük blokta da
(C) ana üretim bölümünün bulunduğu, bu bölüme ek şeklinde inşa edilmiş (E) yapıda da su gücüyle çalışan fabrikanın su-çarkının yer aldığı anlatılmaktadır. Adı geçen yayında dikdörtgen şemalı bir planı olan ana üretim holünün, tüm üretim etkinliğini tek katta toplayan bir yapı şeklinde tasarlandığı ve yaklaşık 6 m yüksekliğinde daire kesitli dökme demir kolonlar tarafından desteklenen demirden üretilmiş kemerli ve ışık almaya elverişli bir çatı sistemiyle örtüldüğü bilgisi verilmektedir.
Yapıya ait tarihî fotoğraflardan 1920 yılındaki bombalama sırasında yapının büyük bir bölümünün (Şekil 3) yıkıldığı anlaşılmaktadır. Özgün fabrika yapıları ile ilgili olarak 1863 tarihinde yayınlanan Fairbairn’a ait vaziyet planı (Şekil 2) ve aynı yayında geçen tanımlar doğrultusunda yapı oturum alanında yürütülen yüzey araştırmasına göre Şekil 4’te kırmızı çizgilerle belirtilen yapılar fabrikadan günümüze ulaşabilen yapılardır. Fairbairn’ın çizimlerinde ana kitlenin C olarak belirtilen ancak özgün fonksiyonu netleştirilemeyen yapı olduğu, iki yanında yer alan depoların (D) güneydekinin bacalı ambar olarak nitelendirilen yapı olduğu, kuzeydekinin ise dokuma atölyesi olduğu yapılan incelemelerden anlaşılmıştır. Yapılan yüzey kazı çalışmalarında söz konusu dokuma atölyesinin doğuya uzanan temel izlerine rastlanılmıştır. Gözlenen izler yeşil renk ile Şekil 4’te belirtilmiştir. Alanın 2013 tarihli hava görüntüsünde gözlenen izlere dayanarak mor renk ile sınırlandırılan alanın ise özgün yapının oturum alanı olduğu düşünülmektedir (Şekil 4).
W. Fairbairn’a ait çizimler ve mimari betimlemelerle, günümüze ulaşmış fabrikanın izleri karşılaştırıldığında (Şekil 2, 4); B blok tamamen, D bloklar ise kısmen yıkılmıştır. İki kat olarak tariflenen ana yapının (C) (Ana üretim binası) üst katı tamamen yıkılmıştır. C (Ana üretim binası) ve D (Dokuma atölyesi ve bacalı ambar) bloklar arasındaki bağlantı izlerine ise rastlanılmamıştır.
Savaşta ünitelerin büyük bir kısmı yıkılmış olan tesisten günümüze 16. yüzyılda inşa edilip 19. yüzyılda ilaveler yapıldığı özgün fonksiyonu netleştirilemeyen bir yapı, depo, dehliz, bacalı bir yapı, tavla yapısı, 20. yüzyıla ait hidroelektrik santralı, su deposu, 19. yüzyıla ait dokuma atölyesi, bentler, barajlar ve tarihi çınar ve servi ağaçları ulaşmıştır.
Özgün fonksiyonu netleştirilemeyen yapı: Çuhane Fabrikası kurulurken 19. yüzyılda da yapılan müdahalelerle tesisin ana üretim yapısı olarak düzenlenen kâgir yapının günümüzde üst yapısına ait izlere ulaşılamamaktadır. 16. yüzyılda inşa edildiği düşünülen yapı dikdörtgen plan şemasına sahiptir (Şekil 5). Yazılı ve görsel kaynaklara dayanarak 16. yüzyılda inşa edildiği düşünülen ancak henüz özgün fonksiyonu netleştirilemeyen kâgir yapının 19. yüzyılda Çuhane fabrikası ana üretim binasının zemin katı olarak kullanıldığını kanaati doğmuştur. Yapı günümüzde bakımsız durumdadır.
Depo: Ana üretim binasına 19. yüzyılda ilave edildiği düşünülmektedir. Ana binanın kuzey duvarına bitişik olarak inşa edilen yapı dikdörtgen planlıdır. Yapının dış beden duvarları yığma olup orta aksında çelik kolonlar sıralanmaktadır. Sonradan yenilenen üst betonarme örtüsü yığma beden duvarları ve çelik kolonlar tarafından taşınmaktadır.
Dehliz: Dehlize giriş dokuma atölyesi ile ana üretim binası arasında kalan alandandır (Şekil 1). Yaklaşık 500 m uzunluğunda olan dehliz bitime doğru kıvrılarak ana üretim binasına bağlanmaktadır. Tonoz örtülü dehlizde 19. yüzyıla tarihlendiği düşünülen raylı sistem yer almaktadır.
Bacalı Ambar: 19. yüzyılda inşa edildiği düşünülen dikdörtgen planlı yapı 2 bölümden oluşmaktadır. Yapının özgün işlevine ait baca ana yapının orta aksından yükselmektedir. Bacanın kaidesi çokgen üst kısmı silindiriktir. Kaidesi üzerinde Osmanlı arması bulunmaktadır. Dış cephesi sıvalıdır. Çeşitli onarımlar gören yapının üst örtüsü betonarme olarak yenilenmiştir.
Tavla Yapısı: Alanda yer alan tavla yapısını, günümüze ulaşamayan ancak askerî belgelerde 1953 tarihli Deniz Kuvvetleri Komutanlığı devir ve teslim tutanaklarda adı geçen av köşküne hizmet vermek amacıyla inşa edildiği düşünülmektedir.
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’ne kadar askerî birlikler tarafından yemekhane, koğuş ve silah deposu gibi çeşitli işlevlerle kullanılan tavla yapısı, 1999 Depremi’nde ciddi hasar görmüştür. Yapı, beden duvarları ve çatısındaki strüktürel sorunlardan dolayı kullanılamaz duruma gelmiştir. Günümüze T plan şeması ile ulaşan yapının orta kısmı iki katlı, yan kanatları ise tek katlıdır.
Hidroelektrik Santrali ve Baraj: Köprü, suyun sirkülasyonunu sağlayan alan ve makine dairesinden oluşan yapının fabrikanın elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla 1930 yılında Alman uzmanlar tarafından inşa edildiği bilinmektedir.
Su Kulesi: Hidroelektrik santralinin yanında 1930’lu yıllarda Alman mühendisler tarafından yapılan demir aksamlı su kulesi dönemin su yapıları ile ilgili örnek teşkil etmektedir. Özgün haliyle korunmuş olan yapı günümüzde kullanılmamaktadır.
Dokuma Atölyesi (1 no’lu): Yapı, tek katlı olup farklı kotlara oturan dört bölümden oluşmaktadır. Her bölüme ayrı girişlerden girilmekle beraber 2., 3. ve 4. bölümler arasında birbirine geçişlerle bulunmaktadır. Günümüze ulaşan yapının tek bir çatı altında yer aldığı, eski fotoğraflarından bilinmektedir (Şekil 3). Çatının ahşap konstrüksiyon olduğu, günümüze ulaşabilen çatı kısmından ve mekân içinde yer alan ahşap molozlardan anlaşılmaktadır.
KAYNAKÇA
M. Ekinci, İzmit Çuha Fabrikası Dokuma Atelyesi’nin (1 no’lu) Restorasyon Projesi, Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli 2013; N. Ertürk, 19. yy Osmanlı Sanayi Hareketleri İçinde Fabrika-i Hümayunlar, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi İstanbul 2009; W. Fairbairn, Treatise on Mills and Millwork, Cilt II, London 1863; A. Hazır, İzmit Çuhane Tavla Yapısının Restorasyon Projesi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli 2013; H. Karavar, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İzmit Çuha Fabrikası 1844-1920, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Kocaeli 2007; Tarihi Eserler Broşürü, T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Mühimmat Depo ve Bakım Komutanlığı Kullar/Kocaeli; Tarihi Eserler Broşürü, T.C. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Mühimmat Depo ve Bakım Komutanlığı Kullar/Kocaeli; İ. Tekeli, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı/Tarih Vakfı Yayını,Cilt 4, İstanbul 1994; L. Tekkollu, N. Yıldırım, Yaşayan Tarihi ve Kültürel Askerî Yapılar, Milli Savunma Bakanlığı Yayınları, Ankara 2001; P. Tuğlacı, Osmanlı Mimarlığında Balyan Ailesi’nin Rolü, Yeni Çığır Kitapevi, İstanbul 1993; Y. Ulugün, “Kendi Enerjisini Üreten İzmit Çuha (Aba Mensucat) Fabrikası (Çuhane)”, Şehiriçi Dergisi, Kocaeli 2009.
Elif Özlem AYDIN