Kocaeli’de Çocukların Oynadığı Oyunlar
Kocaeli’de çocukların oynadığı, çoğu çeşitli sebeplerle geçmişte kalan oyunlar, (bazıları her iki ortamda da oynansa da) şehirde oynananlar-köylerde oynananlar diye ikiye ayrılabilir:
İzmit’te oynanan şehir oyunlarından “mile”, cam veya çelik misketlerle oynanan bir oyundur. Amaç, bir dairenin içine herkesin koyduğu misketleri uzaktan atılan bir misketle dışarıya çıkartmak veya en baştakini vurup kalanları almaktır. Şehirde gazoz kapaklarıyla da oynanan bu oyununun köylerdeki karşılığı “ceviz” oyunudur. Kartepe Suadiye’de değişik biçimlerde oynananlarına “ilik (düğme)”, “kuytuk” ve “mors” denmektedir.
“Çelik-çomak”, hem köylerde hem şehirlerde oynanan, birkaç çeşidi olan bir oyundur. Bir kısa ve bir uzun sopa ile (çelik, çomak) oynanır. Bazısında çomak çeliğe doğrudan vurulur, bazısında yere oyuk açılarak ona yerleştirilen çelik, çomakla fırlatılır, bazısındaysa bir taşa çapraz yerleştirilen çelik havada kalan ucuna vurularak fırlatılır. Öte yandan kimi yerde çelik rakip oyuncu tarafından yakalanmaya çalışılırken kimi yerde en uzak mesafeye göndermek hedeflenir. Bu oyuna köylerde, Kandıra ve İzmit manav ve muhacir köylerinde “met” veya “çatmaçelik”, Gölcük’te bir türüne “kalecilik”, Kafkasya göçmeni Gölcük Nüshetiye’de “toğrul”, Suadiye’de (etrafında oynandığı oyuktan dolayı) “kuytuk” denmektedir.
Şehir çocukları boş arsalarda çivi vb. ucu sivri aletlerle birbirini kesmeyen çizgiler çizmeyi hedefleyen “saplatmaca” oynar, bir direksiyon ve iki tekerden ibaret “telden araba”, ucu kıvrık bir demirle “çember”, yahut iki veya üç rulman tekerlekli, tahtadan “bilyeli araba” sürer. Kız çocukları “kaya” oyununda toprak zemine çiviyle yahut sert zemine kiremitle zincirleme kare ve çemberlerden oluşan bir platform çizer, çizgilerine değmeyecek şekilde tek ayakla zıplayarak kayayı onun içinde sektirip ilerletmeye çalışırdı. Bu oyun kayasız oynandığında şehirlerde “seksek”, Kartepe Avluburun vd. Balkan muhacir köylerinde “çizgicik” adını alır.
Daha çok şehirlerde toplu oynanan oyunlardan “Yağ Satarım, Bal Satarım”, bir tekerleme eşliğinde halkada çömelenlerin arkasına gizlice bırakılan mendili fark etmeye dayanır. Oyundaki tekerleme şöyledir: “Yağ satarım, bal satarım. / Ustam öldü, ben satarım./ Ustam kürkü sarıdır, satsam on beş liradır/ Zambak zumbak, dön arkana iyi bak.” “Aç Kapıyı Bezirgan Başı” oyununda hedef, yüzü birbirine dönük iki oyuncunun ellerini havada birleştirerek oluşturduğu kapıdan sırayla geçenlerden en arkada kalanın onlara yakalanıp “kapı hakkı” olmamasıdır. Bu oyunda da (ellerini yukarıda birleştirerek) kapı oluşturan iki çocuk, ellerini birbirinin sırtına koyarak sıraya dizilen ve eğilerek bu kapıdan geçmeye çalışan gruba hitaben şu tekerlemeyi söyler: “-Aç kapıyı bezirgan başı,” / “-Açarım amma ne verirsin, ne verirsin?” (veya) “-Kapı hakkı ne verirsin, ne verirsin?” / “Arkandaki yadigâr olsun.” / “Bir sıçan, iki sıçan; üçüncüsünde kapana yakalan!”
“Uzun eşek” (“çatal çatal kaç çatal”), “güvercin takla” (Suadiye’de “yıldırım takla”) ve “birdir bir”, daha çok erkek çocukların oynadığı toplu oyunlardır. “Saklambaç”, hem şehir hem de köyde, hem kapalı hem de açık alanda oynanan karma oyunlardan biridir. Gözlerini bir süre kapatan “ebe”nin bu sırada saklananları bulup onlardan önce nöbet yerine dokunması gerekir. Şehirde “sobe”, “saklanmaca” (farklı bir versiyonuyla) “körebe” vb. adlarla oynanan oyuna Kandıra manav (yerli) köylerinde “sinmece”, Balkan muhacir köylerinde ise “saklanbacık” denmektedir. “Mendil kapmaca” da çoğunlukla kızların oynadığı buna benzer bir oyundur. “Yakan top” (Gölcük’te “yakar top”) ebenin bir topla diğerlerini vurmasına; “istop” havaya fırlatılan topun adı söylenen kişi tarafından yere düşmeden yakalanmasına, erkekler tarafından oynanan “Ortada sıçan” ise ayakla paslaşılan topun ortada dönen ebeye kaptırılmamasına dayanır.
Hem şehir hem köylerde taşla oynanan oyunlardan “üçtaş” ile “dokuztaş”, üç taşın bir karenin içine çizilen kare, üçgen vb. şekillerdeki kesişen noktalarda rakipten önce bir çizgide birleştirildiği strateji oyunlarıdır. Büyüklerle de oynanır. Gölcük’te “Dokuz Taş”ın “tongul taş” da denen farklı versiyonunda takım oyuncularının rakip kendilerini topla vurmadan dokuz taşı üst üste dizmesine dayanan bir versiyonu da vardır. Bunun farklı bir biçimi İzmit Çayırköy’de “kırma kale”, Kandıra Balaban köyündeyse “dikmetaş” adıyla oynanmaktadır. Oyun Suadiye’de kiremitle oynandığı için “kiremit oyunu”, bazı yerlerde “yedi kiremit” adını alır. Yere konan beş taştan birini havaya atıp yeniden kavrarken diğer taşların toplandığı “beştaş”ı çoğunlukla kızlar oynar.
Köy çocuk oyunlarından bazıları hemen bütün köylerde bulunmaktadır. Yukarıda sözü edilen “ceviz”, büyüklerle de oynanan ve (biri fincan veya çorabın altına saklanan yüzük vs.yi bulmaya diğeri havluyla birinin avucuna bırakılan yüzüğün kimde olduğu sorusuna doğru cevap vermeye dayalı) iki farklı versiyonu bulunan “yüzük” ve iki grubun taşları açtıkları kuyulara ellerindeki uzun sopalarla belli bir mesafeden sokmaya çalıştığı “domuz”, bu oyunlardandır. “Domuz” oyununun koni şeklinde tahtadan bir topuzla oynananına Balkan göçmenlerinde “domuzcuk”, Kafkasya göçmeni Gölcük Nüzhetiye’de “topuz”, İzmit Taşköprü ve Kandıra’daki Manav (Yerli) köylerinde “totuk” denmektedir.
Köy çocuk oyunlarından Balkan muhaciri köylerinde oynanan diğer oyunlar şunlardır: “Bızınga”, “bostancık”, “çırak”, “diğdecik”, “kös”, “kuka”, “musi”, “ördek”, “tombik tombala”. Bu köylerde oyun isimlerine genellikle “+cık” eki getirilmekte, ebe durumundaki oyuncuya ise “çoban” denmektedir.
İzmit ve Derince’ye bağlı Manav yerleşimlerinden Taşköprü köylerinde yukarıdakilerden farklı olarak “vozvoz” , “pekmezci” ve “çıngıl” oyunları oynanmakta, oyundaki ebeye “yelici” denmektedir. Bunlardan pekmezci oyununda oyunculardan biri diğerini pekmez küpü yaparak kendi sırtına bindirip bağlar. Kendi elinde bulamaç yapılmış bir kül bakırı (kovası) olur. Taşıyan kişi “Pekmez satıyorum, pekmez satıyorum!” diye bağırarak gezer. Herkes “Ben almıyorum” dedikçe “Eh, sen almazsan benim küp alır” deyip külü arkasına doğru savurur. Hem sırtındaki kişinin hem de kendisinin üstü bulaşır.
Kandıra’nın köylerinde büyükleri tarafından dombay (manda) koyun, kel (hindi) hindi vb. hayvanları otlatmak için “örü” tabir edilen kırlara gönderilen çocuklar, vakit geçirmek için ellerindeki ince esnek dal parçalarının ince tarafını birkaç defa yere vurup bırakmak suretiyle sekterek rakiplerinden daha ileriye atmaya çalışırlar. Buralarda “dildebir” diye bilinen bu oyuna başka Manav köylerinde “zekkelambaç” da denmektedir.
Kocaeli’nin 16. yüzyıla uzanan bir başka eski yerleşimi olan Suadiye/Çepni’de yukarıdakilerin dışında “cereyan kaç”, “ıslık çal”, “kimin eli üstünde”, “kayış saklamaca”, “kupalı saklambaç”, “patlangaç”, “sapan kırmaca” “uçtu uçtu kuş uçtu” oyunları oynanmaktadır.
Yukarıda sözü edilmeyen ancak yapılan çalışmalarda (köy-şehir, kız-erkek ayırımı olmaksızın) oynandığı kayda geçen bazı çocuk oyunları şunlardır:
Kocaeli geneli: “Alaylar alaylar (haneler)”, “ayak yere basmaz”, “don ateş”, “ebe çıldır”, “elim sende”, “estepeta”, “eveleme develeme”, “ip atlama”, “köşe kapmaca”, “kurt kuzu”, “öt kuşum öt”, “tahin pekmez”, “kafakarış”, “şap şap”, “tek mi çift mi ?”, “vız”. Kocaeli’yi de içine alan Manav yerleşim yerleri: “Annem bana su çeker”, “akşama ne pişirdin ?”, “aşık”, “beyaz kelebekler”, “comuz”, “dip dip”, “eski minder”, “kayak/kızak/kıyak kaydırma”, “kaynana”, “kazık” (Gölcük İhsaniye’de de vardır.), “kostir”, “lokurcuk”, “melemen”, “moko”, “on bir”, “renk bulmaca”, “sıyrılgaç”, “simit”, “tokaç çevirme”, “tunuç”, “tutmaca/ yakalamaca”, “yağlı dondurma”, “yerden yüksek”, “Yusuf”. Gölcük ve köyleri: “Fişek”, “küp içinde evcilik”, “metrik”, “öncü vara”, “üç ayak”.
KAYNAKÇA
Ahmet Nezih Galitekin, Geçmişten Günümüze Halıdere, Halıdere Belediyesi Kültür Yay., Halıdere, 1999, s. 219; Ali Aktaş, İzmit Sancağında Manavların Etnik ve Kültürel Yapısı, Cinius Yay., İstanbul, 2016, s. 491-512); Asude Samsun, Kocaeli İli Balkan Muhacir Ağızları, Yüksek Lisans Tezi, Trakya Ün., 2018.Betül Bilyaz, Kocaeli Kandıra Ağzı, Yüksek Lisans Tezi, Balıkesir Ün., 2019; Büşra Balbay, Kocaeli İli Kartepe İlçesi Avluburun Köyü Ağzı, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Ün., 2021; Enise Gökçe, Kocaeli/Gölcük Nüzhetiye (Döşeme)Köyü Monografisi, Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Ün., 2018; Işıl Altun, Kocaeli Suadiye/Çepni Halk Kültürü, Doğu Kütüphanesi, İstanbul, 2008; Kenan Acar, İzmit’in Taşköprü, Ova ve Balören Ağızları, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Ün., 1988; Kenan Acar, Kandıra Sakallar ve Çevre Köyler Ağzı, Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Ün., 1984; Kenan Acar, https://bizkandirayiz.com/2021/07/18/ dunun-cocuk-oyunlari-i-sehir-oyunlari/Erişim: 03.09.2021; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, “Çocuk Oyunları”, Uluslararası 23 Nisan Çocuk Festivali Hediye Kitapçığı, Kocaeli, (32 sayfa); M. Hikmet Bayar, Bir Zamanlar İzmit, Kastaş Yayınevi, İstanbul, 2002, s. 213; Tülin Bozkurt Cengiz, “Gölcük’te Geleneksel Çocuk Oyunları”, Gölcük Somut Olmayan Kültür Mirası, Gölcük Belediyesi Kültür Yayınları, İzmit, s. 195-202.
Kenan ACAR