CEVAT ABBAS GÜRER

Madde no:252

Mustafa Kemal Atatürk’ün Yaveri ve Derince’deki Arkadaşı

1887 yılında Üsküp’ün Niş şehrinde doğmuştur. Ahmet Şerif Abbas Bey’in oğludur. İlköğrenimini Üsküp İptidai Mektebi’nde, orta öğrenimini Üsküp Askeri Rüştiyesi’nde ve lise öğrenimini ise Manastır Askeri İdadisi›nde tamamlamıştır. 13 Aralık 1905’te girmiş olduğu Manastır Harp Okulu’ndan 1 Eylül 1908’de 1324/257 sicil numarasıyla Piyade Teğmen rütbesiyle mezun olmuştur. İlk askeri görevini 3. Ordu bünyesindeki 19. Alay’da yapan Cevat Abbas Bey, 1910’da Selanik Yedek Subay Adayları Talimgâhında ve 1911 yılı sonlarında ise 37. Alay Komutanlığı Emir Subaylığı görevlerinde bulunmuştur. Bu görevi sırasında Binbaşı Mustafa Kemal Bey’le tanışmış ve aynı yıl başlayan Osmanlı-İtalyan Harbi’nde Selanik Körfezi’nin korunmasında görev almıştır. Trablusgarp’ta Temmuz 1912’de böbreklerinden rahatsızlanan Cevat Abbas Bey, tedavi amacıyla İstanbul’a gönderilmiş ve 19 Ekim 1912’de Üsteğmen rütbesine terfi etmiştir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Üsteğmen Cevat Abbas Bey, 16 Nisan 1915’te Gelibolu’daki birliklerden 7. Tümen emrine atanmıştır. Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal Bey, düşmanın Anafartalar Cephesi’nden geri çekilmesini sağlamak için Kurmay Başkanına yazdırdığı taarruz emrini, taarruza katılacak olan 7. ve 12. Tümenlere götürmek üzere, irtibat subaylarının görevlendirilmesini istemiştir. 7. Tümen’in irtibat subaylığına seçilen Üsteğmen Cevat Abbas Bey, savaş boyunca Anafartalar ve Conkbayırı’nda aldığı görevleri başarı ile yerine getirmiş ve Albay Mustafa Kemal Bey’in takdir ve güvenini kazanmıştır.

21 Ağustos 1915’te 2. Anafartalar Zaferi’ni kazanan Albay Mustafa Kemal, düşmanın Yarımada’dan çekileceğini sezmiş ve düşmana karşı hızlı bir taarruz gerçekleştirilmesi teklifini Ordu Komutanı Liman von Sanders Paşa’ya iletmiştir. Ancak Ordu ve Karargâh, artık bir neferin dahi feda edilemeyeceği gerekçesi ile teklifi reddetmiştir. Bunun üzerine Albay Mustafa Kemal Bey, 10 Aralık 1915’te Ordu Komutanına istifasını vermiş ama Ordu Komutanı Sanders Paşa bu istifayı hava değişimine çevirmiştir. Bu koşullar altında Çanakkale’den ayrılan Albay Mustafa Kemal, İstanbul’a giderken refakat subayı olarak Üsteğmen Cevat Abbas Bey’i de yanına almıştır. İstanbul’da bulundukları sırada Cevat Abbas Bey, daha önce görev yaptığı İstanbul Merkez Komutanlığı İnzibat Bölük Komutanlığı görevine tekrar atanmış ve Mustafa Kemal Bey ise Sofya’daki arkadaş ve dostlarını ziyaret etmek üzere Sofya’ya gitmiştir. Bu esnada Cevat Abbas Bey, onunla irtibatını devam ettirmiş ve Edirne’de kurulan 16. Kolordu Komutanlığı’na tayin edildiği bilgisini kendisine ulaştırmıştır.

Sofya’dan, İstanbul’a dönen Albay Mustafa Kemal Bey, yanına yaver olarak Üsteğmen Cevat Abbas Bey’i de alarak Edirne’ye gitmiş ve tayin olduğu Kolordu Komutanlığı görevini devralmıştır. Kısa bir süre sonra Kolordu Karargâhı, Diyarbakır’a intikal ettirilerek Suriye Cephesi’nde görevlendirilmiştir. Bu cephede görevli iken 1 Nisan 1916’da Albay Mustafa Kemal Bey, Mirliva (Tuğgeneral) ve 13 Aralık 1916’da ise yaveri Üsteğmen Cevat Abbas Bey ise Yüzbaşı rütbesine terfi etmiştir. Birinci Dünya Savaşı boyunca Mustafa Kemal Paşa’nın yanından ayrılmayan Yüzbaşı Cevat Abbas Bey, yaver olarak pek çok gizli yazışmalarda görev almış ve özel kâtiplik görevini başarı ile yerine getirmiştir. Yaver Yüzbaşı Cevat Abbas Bey, 15 Aralık 1917-4 Ocak 1918 tarihleri arasında Veliaht Vahdettin’in Almanya’ya gerçekleştirdiği seyahatine Mustafa Kemal Paşa ile birlikte katılmış ve Alman İmparatoru tarafından ikinci dereceden Demir Salip nişanıyla ödüllendirilmiştir. 7 Ağustos-31 Ekim 1918 tarihleri arasında 7. Ordu Komutanı ve 31 Ekim-7 Kasım 1918’de Yıldırım Orduları Grup Komutanı olan Mustafa Kemal Paşa, 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine uymamış ve emri altındaki birlikleri terhis etmemiştir. Bu gelişme üzerine Genelkurmay Başkanlığı, 8 Kasım’da Yıldırım Ordular Grubu’nu lağvederek Mustafa Kemal Paşa’yı İstanbul’a çağırmıştır. Başkent İstanbul’un fiili işgale maruz kaldığı 13 Kasım 1918’de, Mustafa Kemal Paşa’nın Haydarpaşa Tren Garı merdivenlerinde yanında bulunan yaveri Yüzbaşı Cevat Abbas Bey’e söylediği söz son derece anlamlıdır: “Hata ettim. İstanbul’a gelmemeli idim. Ne yapıp Anadolu’ya geçmenin çaresine bakmalı? Geldikleri gibi giderler!” Yüzbaşı Cevat Abbas Bey, İstanbul’da Harbiye Nezareti emrinde çalışan ve Şişli’de kievinde ikamet eden Mustafa Kemal Paşa’nın yaverliğini sürdürmüştür. 30 Nisan 1919’da, 9. Ordu Müfettişliği’ne atanan Mustafa Kemal Paşa’nın başyaveri olarak 19 Mayıs 1919’da Anadolu’ya geçmiş, Samsun, Havza ve Amasya’da Paşa’nın emrinde verilen vazifeleri başarı ile yerine getirmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın 8/9 Temmuz 1919’da Erzurum’da askerlikten istifası üzerine kendisi Erzurum Müstahkem Mevkii Komutanlığı emrine atanmışsa da Yaver Muzaffer (Kılıç) Bey ile birlikte yaverlik kordonu ve rütbelerini çıkararak askerlikten istifa etmiştir. 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen Sivas Kongresi’nde, Heyet-i Temsiliye Başkâtipliği yapan Cevat Abbas Bey, 27 Aralık 1919’da Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Ankara’ya gelmiştir. 8 Ocak 1920’de yapılan son dönem Osmanlı Mebusan Meclisi seçimlerinde Bolu Milletvekili olarak Meclise katılmak üzere İstanbul’a gitmiş ve Ankara’da hazırlanan Misâk-ı Milli’nin 28 Ocak 1920’de Osmanlı Mebusan Meclisi’nde kabul edilmesinde aktif rol oynamıştır.

16 Mart 1920’de İstanbul’un itilaf devletleri tarafından resmen işgali ve 11 Nisan 1920’de Padişah iradesiyle Meclis’in feshedilmesiyle birlikte bir müddet İstanbul’da saklanmayı uygun gören Cevat Abbas Bey, işlerin daha da içinden çıkılmaz bir hal alması üzerine Yalova üzerinden Ankara’ya geçmiştir. 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan TBMM’nin Genel Kurulu’na 5 Temmuz 1920’de Bolu Milletvekili olarak takdim edilmiştir. Bu esnada Yozgat’ta başlayan isyanı bastırmak üzere bölgeye gönderilmiş ve kurduğu süvari müfrezesi ile asayişi kısa süre içerisinde sağlamayı başarmıştır. Fransızca ve Bulgarca bilen Yaver Cevat Abbas Bey, 20 Ekim 1920’de Mustafa Kemal Paşa tarafından Bulgaristan/Sofya’da görevlendirilmiştir. Ankara Hükümeti’nin temsilcisi olarak yaklaşık beş ay görev yapmış ve Kurtuluş Savaşı lehine Avrupa’da kamuoyu oluşturmaya çalışmıştır. Temmuz 1921’de Ankara’ya dönen Bolu Milletvekili Yaver Cevat Abbas Bey, 4 Şubat 1922’de TBMM Milli Savunma ve Dışişleri Komisyonlarında görev almıştır. 1 Eylül 1923’te Binbaşı rütbesine terfi ettirilen Cevat Abbas Bey, 22 Mayıs 1924 tarihinde ise Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri olarak Kurtuluş Savaşı’nda yer alması ve Yozgat İsyanı’nın bastırılmasında gösterdiği başarıdan ötürü İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir. 16 Şubat 1925’te Mustafa Kemal Paşa’nın emir ve direktifleriyle Türk Tayyare Cemiyeti’nin kuruşunu gerçekleştirmiş ve Cemiyet’e bir yıllık süre ile başkanlık yapmıştır. İş Bankası’nın da kurucu üyeleri arasında yer alan Cevat Abbas Bey, 27 Şubat 1927’de II. Dönem Bolu Milletvekilliği sırasında kendi isteği ile ordudan emekliye ayrılmıştır.

21 Haziran 1934’te kabul edilen Soyadı Kanunu ile “Gürer” soyadını 30 Ağustos 1935’te bizzat Atatürk’ün elinden alan Cevat Abbas Bey, TBMM’nin III, IV ve V. dönemlerinde Bolu Milletvekili olarak yasama görevini sürdürmüş, vefatına kadar Atatürk’ün yanından ayrılmamış ve onun her türlü sırrına, üzüntüsüne ve sevincine ortak olmuştur. Cevat Abbas Bey, Emlak-ı Milliye Müdürlüğü’nden Derince/Çınarlı’da büyük bir arazi satın alarak burayı ağaçlandırmış ve Ankara’daki Orman Çiftliği’ne benzer yapılar inşa ettirmiştir. İki katlı bir köşk, ek bir bina, ahır, fırın, çamaşırhane gibi birimlerle oluşturulan bu çiftlik, Mustafa Kemal Paşa’nın burayı ziyaretiyle ayrı bir önem kazanmıştır. Atatürk, bölgeye yapmış olduğu ziyaretler esnasında bu çiftliğe çok sık aralıklarla gelmiş ve burada bir süre kalarak dinlenmiştir. Yaver Cevat Abbas Gürer, ilk eşi ve oğlu Mustafa Kemal’in annesi olan Menduha Hanım’dan 22 Aralık 1930’da boşanmıştır. 22 Ekim 1936’da ise Münire Hanım ile evlenmiştir. Yalova’da ikamet ederken 4 Temmuz 1943’te 56 yaşında vefat etmiştir.

KAYNAKÇA

Ali Vedat Balseven, Türkiye’de Yaverlik Kurumu ve Atatürk’ün Yaverleri, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2007, s. 39-42; Fahri Maden, “Cevat Abbas Gürer (1887-1943)”, Atatürk Ansiklopedisi, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Ankara, 2020; Serkan Özmen, Atatürk’ün Yaverleri, Afyonkocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyonkarahisar, 2011, s. 15-50; Turgut Gürer, Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer, Gürer Yayınları, İstanbul, 2007; Volkan Şenel, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Derince’deki Arkadaşı Cevat Abbas Bey”, Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu-II Bildirileri, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Yayınları, Kocaeli, 2016, s. 1459-1468.

Necdet AYSAL