Kültür ve Sanayi Bitkisi
Keten tohumu yağına bezir yağı adı verilir. Preslenerek sıkılan keten tohumlarından yemeklik ve endüstriyel yağ elde edilir. “Bezir” Arapça’da “tohum” anlamına gelir. Osmanlı belgelerinde “tohum” keten için kullanılır. Kocaeli’de “tohum ekmek” terimi keten ekimini ifade eder. Bezir yağı; tohum yağı manasına gelip keten yağı için kullanılan özel bir terimdir. Osmanlı belgelerinde; “Revgan-ı bezir” olarak da geçer.
Yağı çıkartılacak keten tohumu kavrulduktan sonra binek hayvanlarının çektiği taşlarla ezilir, içine bir miktar su ve un katılarak keçi kılından yapılmış torbalara konur. Torbalar üstten mengene ile bastırılır ve yağ elde edilir. Bu işlemleri yapan işletmelere bezirhane denir. Bezir yağı Kocaeli’nin köylerinde ayçiçek yağından önce 1960’lara kadar yemeklik yağ olarak kullanılırdı. Çok sağlıklı ve kuvvetli yağ olarak bilinir ancak çok koktuğunu da ifade edenlerin yanında kavrulurken mis gibi koktuğunu söyleyenler de vardır. Endüstri için kullanılacak bezir yağı, soğuk sıkımdan sonra kaynatma gibi birtakım işlemlerden geçirilir. Bezir yağı üretiminden geri kalan küspe, yerel dilde karayem, %33-43 protein içeriğiyle çok besleyici bir hayvan yemidir ve özellikle sabana koşulacak öküz ve mandalara verilir.
Çabuk kurumasından dolayı, boya ve vernik endüstrisinde, mürekkep üretiminde, derilerin yumuşatılmasında, sabun yapımında, aşınmalara karşı mukavim olduğundan yol çizgi çalışmalarında, su yollarının inşasında ve tamirinde kullanılır. İstanbul gibi büyük şehirlerde suyun dağıtımı için galeriler kullanılırken daha küçük ölçekli su dağıtımı yapılan yerlerde genellikle künkler kullanılmaktaydı. Künkleri birleştirmek ve birleşim yerlerinden su sızıntısını önlemek için birleşim yerleri bezir yağı kullanılarak hazırlanan bir karışımla sarılmaktaydı. Keten tohumu yağının yakılması suretiyle ortaya çıkan isten mürekkep yapılırdı. İsi; bezir yağı, neft yağı, zeytinyağı, çıra, gazyağı lastik gibi maddelerden elde etmek mümkündür. En iyi is mürekkebi keten tohumundan çıkartılan yağdan elde edilir.
Keten Osmanlı’nın bir ihraç ürünüydü. On dokuzuncu yüzyılda Osmanlı iplik fiyatları, düşen fiyatlara, değişen teknolojilere ve modalara, yabancı üreticilerin kıyasıya rekabetine rağmen canlılığını korumuş ve keten kumaş tüketimi artış göstermiştir. Bu maddelerin ihracı Adapazarı, İzmit ve İstanbul üzerinden bez olarak Arabistan’a, keten tohumu olarak Avrupa’ya yapılırdı.
Ülkemizde Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Karadeniz kıyısı boyunca canlı bir keten kumaş ticareti hâkimdir. Dokunan bu ketenler Suriye, Mısır, Irak gibi ülkelere ihraç edilirken Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Suriye ve Irak’ın elimizden çıkması, keten üretim ve dokumacılığının gerilemesine neden olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nde Sümerbank ile başlayan yerli dokuma sanayii büyük gelişme göstermiş pamuklu, yünlü, ketenli dokumalarımız dünya pazarlarında yerini öylesine almış ki ABD Türk tekstil ürünlerinin gümrük tarifelerini yükseltmek zorunda kalmıştır. Yakın zamana kadar sınırlarımız içerisinde aktif olarak keten dokumacılığı, Rize, Ayancık (Sinop), İnebolu (Kastamonu) ve Kandıra’da (Kocaeli) devam etmekteydi. Ülkemizde 1961 yılında 3750 ton keten lifi üretimi yapılırken 2018 yılında 3 tona kadar gerilemiştir. Bu ekim de sadece Sinop ilinin bazı ilçelerinde yapılmaktadır. Kocaeli’de yaygın olarak keten ekimi yapılan iller arasındadır. Kocaeli’de keten üretiminin en fazla olduğu yıllar İkinci Dünya Savaşına rastlamaktaydı. Son 10 yıla kadar sadece Kandıra ilçemizde ve İzmit merkez köylerinde keten tohumu ekimi yapılmaktaydı. Kocaeli’de keten üretiminin birdenbire düşmesinde ve sonrasında yok olmasında KETSAN Keten Fabrikası’nın rolü vardır. Fabrika açıldığında çiftçinin tarladan hasat ettiği ürünü alıp değerlendirmiştir. Birkaç yıl içinde fabrikanın kapanması ile çiftçilerin çoğu artık geleneksel işleme yöntemlerine dönmemiş ve üretim yok olma aşamasına gelmiştir.
KAYNAKÇA
Adem Arı, “Ketenin Türküsü”, Kandıra Sempozyumu ve Kandıra Kurultayı 25-26 Aralık 2004 Bildiriler Kitabı, Kocaeli 2005 s. 152, 181 (s166); Sait Akman, “ABD-AB Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Türkiye Açısından Bir Değerlendirme”, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, Ankara 2014. C. 13, S. 1, s. 17; Ebru Çatalkaya Gök, Zahide İmer, “Gelibolu Yelken Bezi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 49, Nisan 2017; Füsun Ertuğ, Anadolu’nun Önemli Yağ Bitkilerinden Keten ve Izgın, Anadolu’da Beziryağı Üretimi ve Bezirhaneler (s. 117); Nilüfer Koçak, Serkan Bayraktar, “Türkiye’de Keten Tarımı”, Ziraat Mühendisliği, Temmuz-Aralık 2011 S .357, s. 13-17; Serkan Yılmaz, Arslan Uzun, Keten Tarımı, Samsun 2019, s. 3-24-25; http://izmitziraatodasi.com/tarim.html; Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu (1700-1922), İstanbul 1993.
Adem ARI