BAHA KOÇAK

Madde no:170

Sanayici, İş Adamı, Şair

1949 doğumlu Baha Koçak’ın babası esnaf, annesi tütünde çalışan, yedi nüfuslu dört çocuklu dar gelirli bir ailenin üçüncü çocuğu idi. Çocukluk ve delikanlılığı Samsun’da geçti. 1968 yılında Samsun Sanat Enstitüsü’nden sonra Yıldız Teknik Okulu’nun (şimdi Yıldız Üniversitesi) makina bölümünün 1971-72 yılında lisans, 1973-74 yılında ise yüksek bölümünü bitirdi.

68 Kuşağı diye adlandırılan dönemde olayları birebir yaşadı. Okulu olayların merkezindeydi. Birisi sınıf arkadaşı olmak üzere iki arkadaşı okul önünde öldürüldüler. Malatyalı Battal Mehetoğlu öldüğünde başında Deniz Gezmiş’in ağladığına şahit oldu. 1974 yılında evlendi. Çocukları Hülya (Bale öğretmeni) 1974’te, Bora ise (Tiyatro ve dizi oyuncusu) 1980’de doğdu.

Çalışma hayatına babası ile birlikte soba ve tenekeci dükkanında başladı. Ortaokul yıllarında yazın Samsun ve çevresinde pazarcılık yaptı. Yüksek lisans yaparken yarı zamanlı olarak çalıştı. Okulu bitirdikten sonra kısa dönem askerlik yaptı. 1976 yılında hisse karşılığı, Uzuntarla’da Mimpaş PVC Karo Fabrikasını kurdu. 1978’de İstanbul’a geçti. 1980’de Kocaeli’ye geri döndü. Ortaklar değişti ve tekrar işe koyuldular. Şirketin ismini Serfleks olarak değiştirdiler. Yaptığı yeni makinalarla üretimi ayda 30.000 metrekareden

1.000.000 metrekareye çıkardı. Sırayla dop yağı ve mikronize tesislerini de kurarak yardımcı malzemeleri de üretmeye başladılar. Başta Almanya ve İngiltere olmak üzere pek çok ülkeye, dop yağı ve PVC karo sattılar. Yıldız ve bağlı okullarında, Kocaeli’ye geldikten sonra ise KOÜ Endüstri ve Makine bölümlerinde dersler verdi.

2000 yılında böbrekleri hastalanınca 3 yıl diyalize girdi. 2003 yılında böbrek nakli oldu. Diyalize girerken, Almanya’dan satın aldıkları, PVC rulo fabrikasını 60 konteyner halinde söküp, İbrikdere’deki fabrikalarına monte ederek dünyada sayılı, Türkiye’de tek olan Serfloor rulo tesisini kurup işletmeye aldı. 2008 yılında Türkiye’de ilk olan mdf’ye baskı tekniği ile imal edilen laminat tesisini kurdu. 31 Mart 2010’da yanan bu tesisi 6 ay içinde tekrar kurdu.

“Kocaeli’de Artı Eksi” adlı dergide Yetkin Yüksel’in aktardığı gibi Koçak, “Sevgilim azdır ama sevdiğim insan çoktur” diyerek yaşamı ve insanları sevdiğini ortaya koymaktadır. Şiir, şarkı sözü ve taşlama yazıları vardır. 1980’lerde ellinin üstünde udi bestekar, başta Bilge Özgen olmak üzere Alaeddin Yavaşca ve Dursun Karaca kendisinden besteler yaptılar. Bilge Özgen’in yaptığı “Yıkılma Üstüme” adlı Hüseyni şarkı, Emel Sayın ve Sibel Can tarafından CD’ye okundu. Diğerleri korolarda seslendirildi. Şiirlerini her sabah fabrikada işçilerine okumaktan büyük mutluluk duyardı. İlk şiir kitabının adı da “Kış Sonrası” idi. Bilge Özgen, kendisinden “Baha, şiirlerini yaşıyormuş gibi yazıyor” derken, Galip Sokullu, “Şiirlerinde her konuyu işlerken sözcükleri ustalıkla kullanır, kolaylıkla şarkı yapmak mümkündür” şeklinde ifade etmektedir. Selahattin Erköse ise “Güler yüzünüz, hoş sohbetiniz ve içtenliğinizle bestelediğim eserdeki gibi benim dostlar kervanımda hep hatırlanacaksınız” demektedir. Yazılarının bazıları başta Ruşen Hakkının “Günce” başlıklı köşesinde olmak üzere yerel gazetelerde yayınlandı. İzmit’te nazının geçtiği pek çok ünlü kişiyi taşladı. Fırsat buldukça fasıllı akşamlar düzenledi.

Bir dönem müdavimi olduğu KYÖD’de yazdığı ve bestelenen bir şiiri:

Sensiz Olmuyor...

Hasretim ben sana senin yanında Ellerin elimde dağlar arada

Bir tek gün görmesem ateş bağrımda Seninle olmuyor sensiz olmuyor

Sevgiyi nefret koydun yan yana Hangisi çıkacak bugün karşıma

Gitmeyi kaç kere koydun aklıma Seninle olmuyor sensiz olmuyor

Gülerken ağlarım ağlarken güler Görenler ya sarhoş ya da deli der Seni sevdiğimi nerden bilsinler Seninle olmuyor sensiz olmuyor

Gündüz mü gecemi aklım karıştı Dolmadı bu çilem bitmek bilmiyor Mevsimleri sorma onlar da şaştı Seninle olmuyor sensiz olmuyor

Beste: Bilge Özgen Makam: Hicazkâr

KAYNAKÇA

Baha Koçak ile mülakat, İzmit, 24 Nisan 2021.

F. Yavuz ULUGÜN