GEMİCİLER KARYESİ
Orhan Bey Dönemi’nde Dilovası Havalisinde Kurulan İlk Vakıf
Orhan Bey Dönemi’nde Gebze Kazasına tabi olarak Dil İskelesi yakınlarında, Dil-Hersek Dili arasında gemi işletenlere vakfedilen köy, Gemiciler Karyesi’dir. Bu köy günümüzün Dilovası ilçesi sınırları dâhilinde en eski Osmanlı yerleşim yeri ve tek vakıftır.
Sultan Orhan, Gemiciler Karyesine gelir olması için yine burada (Dilovası’nda) yer alan beş çiftliği Gemiciler Vakfına vakfetmiştir. 1530 tarihli ve 438 numaralı tahrir defterine göre bu beş çiftlikten dördünün dirliği gemici reislerinin uhdesinde iken, bir çiftliğin dirliği kürekçi taifesine bırakılmıştır.
VAKF-I KEŞTİBANI (*) ORHAN BEY
1. Reis-i ber- Keştiha: 1000- Çiftlik:160
2.Reis-i Dil ber-Keştiha:1000-Çiftlik: 230
3.Reis-i ber-Keştiha:1000-Çiftlik: 160
4.Reis-i Dil ber-Keştiha:1000, Çiftlik:160
5.Kürekciyan-ı Çiftlik: Adet: 12
(*) Keştiban: Farsça gemici reisi anlamında kullanılmıştır. |
1530 tarihli ve 438 numaralı tahrir defterinde Gemiciler Karyesi, “Vakfı Keştibanı Orhan Bey” olarak kaydedilmiştir. Keştiban Farsça gemici reisi demektir.
1982-1991 tarihleri arasında Tavşancıl ve Demircilerde yaptığım sözlü tarih çalışmalarım sırasında 1920-1930 doğumlularda bu beş çiftlikle ilgili söylenceler duymuştum. Halk bu beş çiftliğin ahalisini bilinen en eski ataları olarak kabul ediyordu. Tavşancıl, Çerkeşli ve Demirciler halkı için kısmen doğru bir tespittir. Ancak Gemiciler Karyesi adı geçen köylerden farklı ve muhtemelen de daha eski bir köydür. Halkı denizcilikle geçinen bu konuda farklılık gösteren köy halkı Dilovası’nın geniş ve verimli topraklarını “Birer Denizci Tımarı” olarak işletme hakkına sahiptir. Yukarıdaki kayıtlarda bunu doğruluyor. Denizci Tımarları Osmanlı tahrir kayıtlarında oldukça nadir rastlanan bir durumdur. Türkiye Selçukluları Dönemi’nde Alanya civarında bu tarz tımarlara rastlanır. Bu da Türk devletlerinde teşkilat konusunda bir süreklilik olduğunu gösteriyor.
XVIII. Yüzyılda Gemiciler Karyesi: 1743 tarihli Gebze Kazası naibine yazılan hükümde, Gemiciler Karyesinin hukuki durumunun devam ettiği görülmektedir. Kocaeli sancağında Gekbuze nahiyesinde Karye-i Gemiciler vakf-ı Orhan Bey’den tâbe serâhu Dil’de olan gemileri eskidir diyü tahtında dört adet çiftliklerden mâ-adâ defteri atikte kürekçi elinde olan çiftlikler dahi hala reisler tasarrufudur. Bir çiftlik imam her kim imam olur ise tasarruf ider, denilmiştir. Bu bilgiyi teyit eden 1745 tarihli bir başka hükümde Gemiciler köyünde ziraat olunan yerlere kayıklarını çeken kayık reislerinin müdahalelerinin önlenmesi istenmiştir. Aynı hükümde bu beş çiftliği uhdesinde bulunduranların adları yazılmıştır.” Bunlar; Halil oğlu Şehsuvar Reis Çiftliği, Sadık oğlu Abdi Reis Çiftliği, Yusuf oğlu Hasan Reis Çiftliği, Ali oğlu Hamza Reis Çiftliği, İmam Bekir Fakih Çiftliği’dir”.
Gemiciler Karyesinin Yeri
Gemiciler Karyesi (İne-Hacı Köyü) resimde görülen Ada Tepe’nin güney doğusunda sahilde kurulmuştur. (Fotoğraf: Mansel-1968- Harita: Wiegant-1902)
Gemiciler Karyesi’nin Orhan Bey Dönemi’nde ki kuruluş amacı dikkate alındığında Dil İskelesi’nin hemen arkasında bir yerde kurulması beklenirken karye güvenlik kaygısıyla, iskelenin yaklaşık 1700 m daha doğusunda Eynarca Deresinin denize döküldüğü yerde, Ada Tepenin güney doğu yamacında kurulmuştur (Bu günkü Solventaş Depolama tesislerinin bulunduğu yer.) Bu köy Evliya Çelebi Seyahatnamesinde İne-Hacı Köyü olarak geçmektedir. Daha sonra halk ağzında değişikliğe uğrayarak Eynarca adını almıştır. Evliya Çelebiye göre İne-Hacı Köyü 1631 yılında “…deniz kıyısında bir mescidi bulunan altmış evli bir Müslüman köyüdür. Bir değirmeni vardır.”
Bu bilgiler ışığında köyün tahmini nüfusunun 300 civarında olması gerekir. Yukarıda adları geçen reis çiftliklerinin İne-Hacı Köyü arazisi dâhilinde, yine bir çiftliğin dirliğine sahip olan İmam Bekir Fakihinde İne-Hacı mescidi imamı olması beklenir.
Gemiciler Karyesinin Halkı: Bugün için Gemiciler Köyü halkının Orhan Bey Döneminde buraya yerleştiren halktan mı geldiğini bilemiyoruz. Zira Fetret Döneminde (1402-1413) bu bölge yeniden Bizans’ın eline geçmiştir. I. Mehmet 1421’de bölgede kesin Türk hâkimiyeti kurunca bir miktar Türk nüfusun yerleşmesi beklenebilir. İstanbul’un fethi öncesinde ve hemen sonrasında bölgede yoğun Türk nüfus hareketleri olduğunu düşünebiliriz. Gemiciler Karyesinin zaman zaman dış göçte alması da söz konusu olabilir. Bu karyenin bazı kültür bakiyelerine hala Tavşancıl Beldesinde söz varlıkları arasında rastlanılmaktadır. Tarafımdan yapılan sözlü tarih çalışması sırasında rastladığım ve muhtemelen gemici lisanından geçen bazı dil bakiyeleri: “Gemici biçimi oturmak, İskele sancak gitmek, Yelkenleri sermek, Alesta (Hazır ol), Alarga (Açıkta beklemek) Heyamola (Gemicileri gayret, eğlence ve beraberlik sözü). Özellikle düğünlerde Tavşancıllı genç kızlar tarafından söylenen bir tekerlemedir. (-Heyamola, heyamola /Kız evi ışıl ışıl / Oğlan evi mışıl mışıl (…)
Dil-İskelesi: Dil-İskelesi’nin geliri ve idaresi, Gemiciler Vakfının beş çiftlikli tımarına dâhil edilmemiş, iskelenin tamiri, tecdidi(yenilenmesi) ve rüsumatı (İskele gümrük geliri) “İstanbul-Bostancı Hasekileri ortasına “verilmiştir. Dolayısıyla iskelenin hinterlantlı da yer alan iki han, iki ekmekçi dükkânı, iki bakkal dükkânı ve bir bozahane bu ortanın uhdesindedir. Evliya Celebi Dil iskelesini Şöyle anlatıyor:” Bu Gegboza (Gebze) Dil İskelesinde iki han, iki ekmekçi dükkânı, bir bozahane, iki bakkal dükkânı birde çeşme vardır ki üzerindeki tarihten Sultan Murad'ın (IV. Murat’ın) Bostancı başsısı Mustafa Ağa'nın 1048 (m. 1638) yılında yaptırdığı anlaşılıyor.”
Han ve çeşme kalıntısı 1970‘li yıllarda İskele yolu üzerinde hala görülebiliyordu. Çeşme İstasyon binasının hemen arkasında yokuşun başındaydı. Büyük bir kısmı toprak altındaydı. Han ise çeşmenin çaprazında yolun kaşsısında metruk haldeydi (Wiegant-1902 tarihli haritasında hanın yeri gösterilmiştir.)
Evliya Çelebi’den yaklaşık iki asır sonra 1843’te, Dil iskelesine gelen Charles Texier’in İne-Hacı Köyünden bahsetmemesi artık köyün burada yer almadığının en önemli kanıtıdır. Doğal olarak 1844-45 tarihli Temettuat defterlerinde de İne-Hacı’nın kaydı yoktur. XVIII. Yüzyılın ortalarından itibaren Dil-İskelesi Gemiciler vakfı önemini kaybetmiş vakıf gelirlerinin sahibi olan reislerle, iskele gelirine sahip olan Bostancı haseki ortası arasında sürekli itilaf çıkmıştır, İne- Hacı Karyesi ahalisi bu itilaflar sonucunda veya bir başka nedenden ötürü (XIX. yüzyıl başlarında İstanbul’da da etkili olan veba salgını olabilir) köylerini terk ederek başta Tavşancıl olmak üzere, Çerkeşli ve Demirciler Köylerine yerleşmişlerdir.
KAYNAKÇA
438 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri, 937(1530), C. II, TC. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara 1993, s.764; İstanbul Ahkâm Defteri-İstanbul Tarım Tarihi, İstanbul Külliyatı IV, C. I -Hüküm: 1/ 97/ ,433, Hüküm: 2.5.17, İstanbul Araştırmaları Merkezi, İstanbul 1997; Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivleri, Temettuat Defterleri; Çerkeşlü (No:3584), Demürcüler (No:3599), Sekilü (No:3603), Tavşancıl (No:3607), Köseler (No:3609); Evliya Celebi, Seyahatnamesi, (Neşir: Abdullah Cevdet), C.II, İstanbul 1334, s. 60-62; Turgut Özel, 15.02.1985 tarihli Demirciler- 20 Haziran 1987 tarihli Tavşancıl Beldesinde yapılan sözlü tarih çalışmaları; Arif Müfit Mansel, Hannibal’ın Mezarı, Belleten, sayı:128, Ekim, C. 32, Ankara 1968, s.527-551; İbrahim Hakkı Konyalı, “Gebze”, Tarih Hazinesi, sayı:12, İstanbul 1952, s. 590-594; Gülfettin Çelik, 16.-19. Yüzyıllarda Gebze Sosyo-Ekonomik Bir İnceleme, Gebze Belediyesi Kültür Yayını, Gebze 2003.
Turgut ÖZEL