Alman İmparatoru II. Wilhelm Kaiser’in 1898 Yılındaki Hereke Ziyareti İçin Yapılan Köşk, Hereke Köşkü, Wilhelm Köşkü
Türk-Alman ilişkilerinin tarihi kökeni, köklü bir geçmişe dayanmaktadır. İki ülke arasında 16. yüzyılda başlayan ilişkiler, Sultan II. Abdülhamid döneminde artarak devam etmiştir. Bu dönemde Alman imparatoru Kaiser II. Wilhelm’in ilki 1889 yılında, ikincisi ise 1898 yılında gerçekleşmiş olan Osmanlı ziyareti, iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerinin gelişmesi açısından oldukça önemlidir.
Alman imparatoru Kaiser II. Wilhelm’in 1898 yılında İstanbul’a ayak basmasıyla başlayan ikinci Osmanlı seyahati bir haftaya yakın sürmüş, bu seyahat kutsal bir şehir olan Kudüs’e kadar uzanmıştır.
İmparator ve eşi Augusta Victoria 1898 yılındaki seyahatte ziyaret ettikleri yerlerden birisi de dünyaca ünlü halı ve ipekli dokumalarıyla Avrupa’da meşhur olan Hereke’dir. İmparator ve eşi, seyahatlerinin dördüncü günü (20 Ekim 1898 Perşembe) konuk edildikleri İstanbul Şale Köşkü’nden ayrılarak Haydarpaşa’ya geçip, onlara eşlik eden görevlilerle birlikte (Mihmandar Şakir, Ahmet Ali, Kamphoevener, Berlin Sefiri Tevfik, Nasır Paşa, Süreyya Bey, Mehmet Ali Bey), Anadolu Şimendüfer Kumpanyası’na ait bir trenle Hereke’ye hareket etmişlerdir. İmparator ve imparatoriçeyi taşıyan tren öğlen saatlerinde Hereke’ye varmış, burada kendilerini hazine-i hassa nazırı Ohannes Efendi ve Hereke Fabrika-yı Hümayun müdürü Akif Bey ve diğer görevliler karşılamıştır. İmparator ve İmparatoriçe Hereke’de ilk olarak, bu ziyaret için özel olarak yapılmış olan sahildeki köşke geçmişlerdir. Köşkte bir süre dinlenen İmparator ve imparatoriçe buradan fabrikaya geçmiş, fabrikadaki dokuma tezgâhlarını gezmiş, işçilerle konuşmuş, halı ve ipekli dokuma örneklerini incelemiştir. Fabrika-yı Hümayun gezisi takriben 1,5 saate yakın sürmüş, buradan köşkün yemekhane bölümüne geçilmiş, yemekte imparator ve imparatoriçeye özel bir menü ikram edilmiştir. Yemek sonrasında Hereke ziyaretini tamamlayan Kaiser II. Wilhelm ve eşi Augusta Victoria, Alman savaş gemisi Loreley ile İstanbul’a dönmüştür.
Köşk, Haydarpaşa-Ankara demiryolu hattının güneyinde, Ulupınar Deresi’nin denize döküldüğü yerin doğusunda bulunan alanda inşa edilmiştir. Denize paralel olarak inşa edilen köşkün Yıldız Sarayı Marangozhanesi’nde parçalar hâlinde üç haftada üretildiği ve Hereke’ye deniz yoluyla getirilerek kısa bir sürede (bir gün) monte edildiği bilinmektedir. (Aynı dönemde, köşkün yanında imparator ve imparatoriçenin ziyaret sırasında kullanması için bir yemek salonu da yapılmış olup bu yapı günümüze ulaşmamıştır.) Köşk, bu yönüyle İmparator Kaiser II. Wilhelm’in ziyareti için yapılmış olan en büyük hazırlıklardan birisi olma özelliğini de taşımaktadır.
Köşk, “Kaiser II.Wilhelm Köşkü”, “Hereke Köşkü” ve halk arasında da daha çok “Beyaz Köşk” olarak adlandırılmaktadır.
Köşkün mimarının kim olduğu hakkında net bir bilgi bulunmamakla birlikte, dönemin şartları dikkate alınarak -kuvvetle muhtemel-mimarın Sarkis Balyan olduğu düşünülmektedir.
Köşk, dikdörtgen planlı bir ana yapı ile bu yapının sağ (kuzeydoğu) ve sol (güneybatı) yanına eklenmiş bitişik kare planlı iki mekândan oluşmaktadır. Ortadaki dikdörtgen planlı ana yapı 5,67 x 9,56 m, yanlardaki kare planlı bölümler ise 4,65 x 5,00 m boyutlarındadır. Tek katlı yapının tamamı prefabrik yapı tekniğinde hazırlanmış, ahşap konstrüksiyonla oluşturulmuş, deniz ve kara tarafından giriş kapılarına yer verilmiştir. Ama mekânda deniz ve kara tarafında bulunan bu kapılar, yapının orijinal giriş kapılarıdır. Kara tarafındaki giriş kapısının her iki yanında suni küçük süs havuzlarına yer verilmiş, havuzun etrafı çiçeklerle bezenmiştir. Yapıda, ikisi büyük ikisi küçük çift kanatlı toplam altı kapı bulunmaktadır. (Günümüzde yapıya giriş, kuzeydoğu kanadında yer alan kısmın kuzeybatısında bulunan çift kanatlı ahşap kapıdan sağlanmaktadır.)
Köşkün dikdörtgen planlı ana mekânı, yan kanatlarındaki diğer mekânlardan daha yüksek ve öne çıkık yapılmıştır. Ana mekân kırma çatılı, yan mekânlar ise sekizgen kasnağa oturan kubbeli olup kurşun kaplıdır. Kubbeler üçgen dilimlidir. Yapının orijinalinde ana ve yan mekânların çatı üstlerinde, yapıdaki hareketliliği artırmayı amaçlayan tac formu kullanılmıştır. Ancak bu taçlar günümüze ulaşamamıştır.
Ahşap geçme tekniğinde -çivi kullanılmadaninşa edilen köşkün duvar kalınlığı yaklaşık olarak 10 cm’dir. Ana mekânın kuzeydoğusunda yer alan bölümün girişindeki döşeme kaplaması taş, bu mekânın güneydoğusunda yer alan ıslak hacimlerin (yapının iç mekânında bulunan tuvaletin ıslak hacimli alanları) döşeme kaplaması ise mermerdir. Ana mekân ile güneybatısında yer alan tali mekân ise ahşap parke ile kaplıdır.
Simetrik bir plan düzenine sahip olan köşkün her cephesi oldukça dikkat çekici ve estetik bir yapıya sahiptir. En hareketli bölüm ön cephe olup ana mekânın dışa taşırılıp yan mekânlardan yüksek tutulmasıyla bu etki artırılmıştır. Ön cephedeki dışa taşkın çatı saçağı, sekiz adet ahşap kare sütun üzerine oturtulmuş, pahlı sütunlar çift kademe başlıklı yapılarak hareketlendirilmiştir. Yapı cephelerinin en dikkat çekici yerlerinden birisi de, çatı saçağı altında oluşturulan kuşaktır. Bu kuşak, pencerelerin üstünden başlayarak saçağa kadar uzanan ampir karakterli süsleme elemanlarından oluşmaktadır. Kuşağın alt bölümünde akantus motifli bitki ahşap süslemeler, ortasında ahşap kafesler ve küçük eliböğründeler bulunmaktadır. Eliböğründeler, aynı zamanda da çatı saçağını desteklemektedir. Köşkün tüm cephelerinde birçok pencereye yer verilmiştir. Pencereler giyotin formludur.
Köşkün iç mekânının zemin kaplamalarında taş, mermer ve ahşap parke kullanılmıştır. İç mekânda bölümler arası geçişler, çift kanatlı ahşap kapılarla sağlanmıştır. Kuzeydoğuda yer alan yan mekânın tavanı ahşap kaplı olup ana mekânın ve güneybatıdaki yan mekânın tavanı ise kalemişi süslemelerle tezyin edilmiştir. İç mekânda duvarlarda ve tavanda bulunan kalemişlerinin büyük bir bölümü bitkilidir. Bitki süslemelerinin ortasında madalyonlar bulunmaktadır. Bazı yerlerde ise geometriksel karakterli kalemişlerine de yer verilmiştir. Pencere üstlerinde renkli canlar vardır. Köşkün iç mekânlarının tefrişinde Hereke dokuması halılar, ipekli döşemelik ve perdelikler kullanılmıştır. Yapının iç mekânında bulunan döşemeler, imparatorun İstanbul’da kaldığı Şale Köşkü tarzında olup hepsi Hereke fabrikası imalatıdır. Ana mekânda (salon) yer alan döşemeler ağırlıklı olarak kırmızı ve yeşil renklerden oluşmaktadır. Köşkün içerisinde, Yıldız Sarayı’ndan getirilen ayna, vazo, avize, soba, mobilya vb. malzemeler bulunmaktadır.
Köşkün ilk yapıldığı dönemde, yapının güneydoğusunda yapıyla bağlantılı, denize uzanan bir iskelenin olduğu, aynı cephede giriş saçağından hemen sonra denizin başladığı bilinmektedir. Günümüzde ise saçak önü yaklaşık 1 m genişletilmiş, denize uzanan iskele ise günümüze ulaşamamıştır.
Alman imparatoru Kaiser II. Wilhelm ve eşi imparatoriçe Augusta Victoria’nın Hereke ziyareti sırasında bir süre kalmış oldukları köşk, yapılış hikâyesi, mimari yapısı/üslubu, Osmanlı dönemi, İstiklâl Harbi ve Cumhuriyet dönemlerinde burada yaşan tarihsel anı değerleri açısından oldukça önemlidir. (Kaiser II. Wilhelm Köşkü, İstiklâl Harbi sırasında, III. kolordu komutanı Şükrü Naili Paşa tarafından bir süre komutanlık makam odası olarak kullanılmıştır) Yerel, ulusal ve uluslararası ölçekte yaşanan tarihi, siyasi ve ekonomik bir sürecin eseri olarak ortaya çıkan köşk, ülkemizin kültürel mirası içerisinde de hatırı sayılır bir yere sahiptir.
Köşk, Cumhuriyetin ilanından sonra Hereke fabrikasıyla birlikte Sümerbank’a devredilmiş, 1995 yılındaki özelleştirme yasası kapsamında TBMM milli saraylara, günümüzde ise T.C. Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı’na bağlı olarak hizmet vermektedir.
KAYNAKÇA
Kaiser Wilhel Köşkü Tescil Fişi, İzmit Müzesi Arşivi (Haz: M.Akif Işın-Buket Bayoğlu), Kocaeli, 1984; Hereke Wilhem Köşkü Tescil Kararı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu, Ankara, 1984; Yusuf Utkaner, Hereke Fabrika-i Hümayunu’nun Mimari Analizi ve Koruma Önerileri, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli, 2005, s.24-36; Önder Küçükerman, Anadolu’nun Geleneksel Halı ve Dokuma Sanatı İçinde Hereke Fabrikası (Saraydan Hereke’ye Giden Yol), İstanbul,1987, s. 117; Ö. Kürşad Karacagil, “Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Hereke Fabrika-yı Hümayunu’nu Ziyareti (1898), Uluslararası Kara Mürsel Alp ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu II, C. 2, Kocaeli, 2016, s. 913-924; Yaşar Yılmaz, “Osmanlı’nın Hediye Sunumlarında Önem Taşıyan Bir Fabrika: Hereke Fabrika-i Hümâyûnu ve Hereke Köşkü”, İki Dost Hükümdar/ Sultan II. Abdülhamid-Kaiser II. Wilhelm-Zwei Befreundete Herrscher, İstanbul, 2009, s. 131-139; Mustafa Hergüner, “Cumhuriyetin İlk Yıllarında Hereke”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu, C. 2, Kocaeli, 2015, s. 689-705; Atilla Oral, “Alman İmparatoru Hereke’de”, Özgür Kocaeli gazetesi (Pazar Eki), Kocaeli, 15 Şubat 2014, s. 6-7; Ayşe Fazlıoğlu, “Sultan II.Abdülhamid Döneminde Hereke Fabrika-i Hümâyûnu”, Sultan II. Abdülhamid Han Döneminden İzler (Sergi Kataloğu), İstanbul, 2016, s. 87-92; Kaiser II. Wilhelm Köşkü, (Haz: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Tarihi Mekanlar ve Kent Estetiği Şube Müdürlüğü), Kocaeli, 2012, s. 1-13; Emel Ballık, “Hereke Fabrika-i Hümayun”, Kocaeli Dokümantasyon Merkezi Bülteni, Sayı: 46, Kocaeli, 2001, s. 1-2; Cemalettin Özbay, “Hereke Beldesi”, Kocaeli Dokümantasyon Merkezi Bülteni, Sayı :68, Kocaeli, 2002, s. 1-2; Feray Göklü, “Kocaeli Dokümantasyon Merkezi’nin Hereke Gezisi”, Kocaeli Dokümantasyon Merkezi Bülteni, Sayı: 36, Kocaeli, 2000, s. 3-4; Fatmagül Demirel, Dolmabahçe ve Yıldız Saraylarında Son Ziyaretler Son Ziyafetler, İstanbul, 2007, s. 72-76; Geçmişten Geleceğe Yaşatılan Gelenek: Hereke Halı ve İpekli Dokuma Fabrikası, (Haz: TBMM Milli Saraylar), İstanbul, 2013, 17-18.
Volkan ŞENEL