URGANCI AHMET ÇELEBİ CAMİSİ

Madde no:1547

Çınarlı Camii

İzmit Merkez İlçe Cedit Mahallesi’nde İnönü Caddesi’nin doğu yöndeki başlangıç kısmında Baç-Çınarlı semtinde bulunmaktadır. Şehrin doğu girişinde bulunduğundan kervanlardan alınan vergilerden dolayı semt “baç” adını almıştır. “Çınarlı” ismi ise 1870’li yıllarda Nalbant Ali Ağa tarafından dikildiği söylenen çınardan gelmektedir. Osmanlı arşiv belgelerinde önceleri Baç Camii diye geçen cami daha sonra muhtemelen bir yeniden yapım veya esaslı bir tamir sonrası vakıfın ismini almıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde Hicri 1211/ Miladi 1796 tarihli bir belgede Urgancı Ahmet Çelebi Camii adı geçmektedir.

Urgancı Ahmet Çelebi, keten veya kendirden yapılan urgancılık mesleği ile uğraştığı için bu adı almıştır. Bir donanma ve denizcilik şehri olan İzmit’te urgancılık büyük öneme sahiptir. Kocaeli keten ekim bölgesi olduğu için urgan ketenden yapılırdı. Köylerde evlerde urgan yapıldığı gibi çarşıda da urgancılık meslek olarak yapılmaktaydı. Çarşıda kalın ip eğirenlere urgancı, ince ip eğirenlere de çıkrıkçı denirdi. Ahmet Çelebi’nin kimliği konusunda bilgiye ulaşılamamıştır. Cami çevresinde tespihçilik yapan Ömer Efendi, çocuklarını ve torunlarını tanıdığını ancak Alzheimer başlangıcı olduğundan nerede olduklarını hatırlamadığını söylemiştir. Çelebi lakabı, Osmanlılarda XIV. yüzyıldan XVIII. yüzyıla kadar kültürlü yüksek tabakaya mensup olanlar, ilmiye ricâli, şairleri, kalem erbabı, Divân-ı Hümayun kâtipleri gibi genel olarak okumuş, bilgili kimseler için kullanılmasının yanında, daha geç dönemlere kadar Bektaşi ve Mevlevi Pirleri için de kullanılmıştır.

Caminin takip edebildiğimiz üç tamir ve yeniden inşa dönemi bulunmaktadır. 19. yüzyılda Sultan Abdülmecit döneminde onarım kitabesinin de bulunduğu ahşap yapı. İkincisi, 1927 yılında yanmasından sonra 1933 yılında yeniden yapılan cami. 1954 yılında son cemaat yeri, 1974 yılında iki yan taraf eklenerek kare planlı olan cami bu eklentilerden sonra doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen plana kavuşmuştur. Bu camide ilk camiden kalan orijinal kısımlar; kuzeyde son cemaat yeri ile son cemaat yerini ana mekân harim kısmından ayıran ahşap duvar ile minaresidir. Üçüncü yapı; 1999 depreminden sonra hasar alıp yıkılan minaresi yeniden yapılmıştır. Sonraki süreçte cami geneline onarım düşüncesiyle başlanmış ancak masrafın daha büyük olacağı hesaplanarak caminin tamamen yıkılıp yeniden yapılmasına karar verilmiştir. Cami Anıtlar Yüksek Kurulu'nun gözetiminde şimdiki haline dönüştürülmüştür. Bugünkü haliyle cami; Osmanlı neo klasik üslup özellikleri taşımaktadır. Dıştan çatılı olan tavanı ortada kaburgalı kubbe ile kaplanmıştır. Mihrap, minber ve vaaz kürsüsü ahşap göbeklerinde yıldız tarzı işçilik vardır. Eski geleneğe öykünerek yapılmış Osmanlı neo klasik tarzı egemendir.

Bugünkü cami rekonstrüksiyon işleminin sonucu ortaya çıkmıştır. Rekonstrüksiyon, mimarlıkta bir yapının kalıntıları ve diğer belgeler yardımıyla eski şeklinin belirlenerek yeniden yapılması işlemidir. Restorasyon ile ilintili olmakla birlikte restorasyon, tarihi yapıların harap olan bölümlerinin daha fazla harap olmasını önlemek için aslına uygun biçimde yenileme çalışmasıdır.

Caminin ilk şekli ahşap bağdadi dolgu niteliğinde iken ikinci inşaatında kâgire çevrilmiştir. Kocaeli’nin Osmanlı dönemindeki yoğun ağaç dokusu dolayısıyla kereste bölgede kolay temin edilen bir malzeme olmuştur. Bu durum bölgeye gelen seyyahların da ilgisini çekmiştir. Evliya Çelebi Kocaeli ormanları için “ağaç denizi” ifadesini kullanmıştır. Karamürsel Uzundere Köyü Camii’ndeki kubbenin oturduğu harim tavanının köşelerine monte edilen sivri uçlu profiller, özellikle Kocaeli camilerinde bir geleneğe dönüşmüştür. İzmit Urgancı Ahmet Çelebi Camii’inde olduğu gibi Kocaeli’nin geç Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet dönemi camilerinden Gölcük Hacı Davut Ağa Camii ve Gölcük Nüzhetiye Köyü Camii harim tavanlarında benzer teknik uygulanmıştır.

Cami 1927 yılında yangın geçirmiş, 1933 yılında yeniden yapılıp ibadete açılmıştır. 1954 yılında arka cemaat kısmı eklenmiştir. 1967 Adapazarı depreminde duvarlarında ufak çatlaklar oluşmuştur. 1971 yılında yan taraf ekleri yapılmıştır. Duvarlarında yine çatlaklar oluşmuştur. Tamir edilip ibadete açılmıştır. Caminin müştemilatı şadırvan, lojman, kuran kursu, gasilhane ve bahçeden ibarettir. Toplam kullanım alanı 450 metrekaredir. 17 Ağustos 1999 depreminde minaresi ağır hasar gördüğü için yıkılarak yerine yenisi yapılmış, daha sonra cami kısmına onarım düşüncesiyle başlanmış ancak masrafın daha büyük olacağının hesaplanması üzerine yıkılıp yeniden yapılmasına karar verilen Çınarlı Camii, tamamen yıkılmış ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun gözetiminde yeniden yapılmıştır.

İlk cami içerisinde duvara asılı olan bir levha kitabede; Fatih-i İzmit Gazi Süleyman Paşa bin Osman ve Fatih-i Hereke ve Fatih-i Aydos ve Fatih-i Kocaeli sancağı sene 728 Bina-i Cami-i Şerif ve Medrese sene 732 yazısı bulunmaktadır. Camiye ait orijinal inşa kitabesi günümüze ulaşmamış olmakla beraber Sultan Abdülmecit dönemi onarım kitabesi mevcuttur. Kocaeli Kültür Envanteri’nde Bugünkü sahibi Urgancı Vakfı olarak belirtilmiştir. Bursa Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 21/7/1989 tarih ve 580 sayılı kurul kararı ile tescillenmiştir.

1920’li yılların başında hazırlanan kent haritalarında cami, kareye yakın dikdörtgen planlı gösterilmiştir. Batıdaki dışa taşkın kare bölüm ise muhtemelen minare yeridir. Ünal, mahalli kaynaklardan edindiği bilgilere dayanarak günümüzdeki caminin 1928-29’da yanan ahşap caminin yerine yapıldığını ve yalnızca kuzeyde son cemaat yeriyle ana mekânı ayıran ahşap duvar ile minaresinin orijinal olduğunu söylemektedir. Mimarı bilinmemektedir.

Doğu-batı doğrultulu, dikdörtgen planlıdır. Merkezinde içten asma kubbesi vardır. Bezemeleri Abdülmecit dönemi ampir üslup özellikleri göstermektedir. Ahşap son cemaat yeri bulunmaktadır. Kâgir sistemde inşa edilen caminin, kuzeyine daha geç bir tarihte eklenen bölümü betonarmedir. Cami üstte kırma çatıyla örtülüdür. Yapının dikkat çekici ögeleri sonradan ilave edilen bölümden ana mekâna geçilen basık kemerli kapı ile ana mekânın ortasındaki içten asma kubbesi ahşaptır. Caminin üç bölümlü güney cephesinde iki sıra halinde düzenlenmiş yuvarlak kemerli pencereler sıralanmaktadır. Batı cephesinin alt kat pencereleri güneydekilere oranla daha geniştir. Orijinal şekli ve yapılış tarihi hakkında net bilgilere sahip olmadığımız caminin yuvarlak kemerli pencere düzeni, 19. yüzyıldan itibaren cami tasarımlarında karşılaşılan bir uygulamadır.

KAYNAKÇA

Şennur Kaya, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e İzmit Kenti (1839-1938), Kocaeli 2009 s. 121; S. Ünal, “İzmit’te Bulunan Osmanlı Sanat Eserleri (Pertev Paşa Camii Hariç)”, Lisans Tezi, İstanbul 1966.s. 27-28; Saliha, Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 19 (2021/19), s. 193; Mehmet Salih Erpolat, “Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Dini Hayatın İzleri,” Tarih ve Coğrafya Araştırmaları Dergisi Sayı VI/1 – Temmuz 2020, 1-37; Taner Aksoy, Kocaeli Kültür Envanteri, Kocaeli 2011 s. 69; Renklinot.com, “Urgancılık Mesleğinin Özellikleri”; Cagdaskocaeli.com, “Çınarlı Camiini Yaşı Asırlık Çınarıyla Aynı” adlı haber; Kastamonu.ktb.gov.tr, Urgancılık; Ahsen Akalın (85), Kandıra, Lise mezunu ile görüşme; Ümran Yavaş Tepecik, Gebze Duraklı Köyü, İlkokul mezunu ile görüşme.

Adem ARI