Kocaeli Türküleri
Kocaeli’nin müzik kültürü içinde halk ezgilerinin önemli bir yeri vardır. Halkbilimin konuları içinde yer alan halk müziği ve müzik araçları, kültürün maddi ve manevi ürünlerini oluşturur. Halk kültüründe önemli bir yer tutan halk müziği, toplumların yaşanmışlıklarının ve tecrübelerinin sonraki kuşaklara aktarılmasını sağlar. Dolayısıyla kültürel yapının yansıtıcısı olarak “halk müziği”/”halk şarkıları” tarihsel süreçten gelen binlerce yıllık geleneği ve göreneği bünyesinde barındırır. Halk şarkılarının toplumlar için önem kazanması esasen XIX. yüzyılda yayılmaya başlayan “Ulusalcılık Akımı”nın müzikteki yansımasıyla olur. Halkların kendi kültürleri içinde yer alan kendi müziklerini toplaması ve kayıt altına alması, ulus kimliğinin oluşumunda önem kazanır. XIX. yüzyıl sonlarında fonografın icadıyla halk şarkılarının derlenmesinde yeni bir dönem başlar. Bu alet sayesinde halk şarkılarının derlenmesi hız kazanır.
Halk ezgisinin yayılması ve nesillere aktarımı esnasında bazı değişimlere uğraması olağan bir durumdur. Bir masalın, bir türkünün, oyunun yüzlerce çeşidinin ortaya çıkmasının, varyantlarının olmasının temel nedeni bu duruma dayanmaktadır. Doğduğu kültür merkezinden uzaklaştıkça varyantlar ortaya çıkmaktadır. Varyantların her biri farklı kültür ürünü haline dönüşerek, halk kültürünün zenginleşmesini sağlamaktadır. Kocaeli ili geneline bakıldığında kullanılan geleneksel halk çalgılarını; cümbüş, keman, klarnet, darbuka, bağlama, davul, zurna ve kaval olarak sıralayabiliriz. Manavlar, düğünlerinde bu yerel çalgıları icra eden gerek amatör gerekse profesyonel anlamda ilgilenen kişileri kullanırlar. Bu topluluk için müzik,yaşamdaki eğlencenin ve hüznün, bunun yanında da mistisizmin en önemli unsurudur. Topluluk üyelerinin yaşadığı köylerdeki düğün eğlencelerinde kadınlar ve erkekler ayrı ayrı eğlenmektedirler. Bu eğlencelerde kadınlar genellikle kına gecelerinde, evin bir odasında ya da odalara açılan geniş salonda toplanarak; darbuka, def ya da bunları bulamadıkları yerde ses çıkartabilen yuvarlak herhangi bir eşyayı çalgı aleti yerine kullanırlar. Darbuka çalınacaksa eğer, darbukayı bir kişi tutar bir kişi de çalar. Çoğunlukla köyde sesi güzel olan kadınlar türküleri söylemeye başlar ve diğerleri de sırayla katılır. Kına gecesinin ardından düğün günü yapılan eğlencede kadınlar bir duvar kenarına dizilir ve erkekleri izler.
Kocaeli ilinde yaşayan yerli-yerleşik topluluklarda kadınlar müzik yaparken genellikle ritim çalgısı olabilecek tüm materyalleri kullanırlar. Bu ritim sazı kimi zaman gerçek bir darbuka (evlerde darbuka bulunması ki sıklıkla kullanılan bir mutfak eşyasının bulunması kadar doğal bir durum olarak gözlemlenir), darbukanın olmadığı durumlarda ise sini, tepsi, güğüm ve metal alaşımlı bir ritim materyali ve nihayetinde bunlar da yoksa plastik bir leğen ritim sazı görevini üstlenmektedir.
Şehre yeni göçün başladığı dönemlerde ise, mahallelerde yaptıkları düğünlerde evin bahçesinin ortasından bir ip geçirilir, ipin üzeri çarşaflarla bölünür ve çalan müzikle çarşafın bir tarafında kadınlar diğer tarafında ise erkekler eğlenirler. Artık bu tür âdetlerin kalmamasıyla birlikte, kadınlar ve erkekler birlikte eğlenmektedirler.
Erkekler için köy eğlencesine, eğer varsa köyde çalgı çalanlardan bazıları gelir eşlik ederler. Bazı köy düğünlerine keman, klarnet, cümbüş, darbuka az da olsa davul zurna, bağlama ve kaval eşlik etmektedir. Bazı köylerdeki düğünlere ise profesyonel çalgıcı getirtilmektedir. Bazen de köyde birkaç çalgıyı çalmayı bilen insana rica edildiğinde gelmektedirler. Bu bazen “Sen benim düğünüme gel çal ben de bağ bozumu zamanı sana yardıma geleyim” biçiminde imece usulü yapılmaktadır. İcra edilen ezgilere değişik isimler verdikleri görülmektedir. Klarnet Havaları, Karşılama, Sallama, Düz Oyun gibi isimleri, söyledikleri türkünün özelliğine, oynadıkları oyunlara göre verdiklerini belirtirler. Ankara Devlet Konservatuvarı’nın 1937-1952 yılları arasında sürdürdüğü Ankara Devlet Konservatuvarı Derleme Gezileri olarak anılan ve 16 yıl kesintisiz sürdürülen faaliyetleri Cumhuriyet döneminde Darülelhan’dan sonra gerçekleştirilen kapsamı en büyük türkü derleme çalışmasıdır. Yapılan derleme çalışmalarında 15 gezi düzenlenerek birçok il taranır. 1951 yılı Haziran ve Temmuz aylarında düzenlenen onbeşinci derleme gezisinde İzmit ili taranarak 53 halk türküsü derlenir. Bu çalışma 1954 yılında Kocaeli’den ayrılarak yeni bir il olan Sakarya’yı kapsayan bir derlemedir. Ancak bu derlemeye ait türkülerin büyük çoğunluğu notaya aktarılmaz. Bu nedenle 2015 yılına kadar TRT repertuvarında Kocaeli’ye kayıtlı altı (6) adet türkü bulunmaktadır. Bu altı türkünün beş tanesi Kandıra ilçesinden, bir adet türkü ise İzmit merkeze bağlı beldelerden Akmeşe’den derlenir. Bunlar: TRT arşivinde yer alan 93 repertuvar numaralı “Karadeniz Gümbür Gümbür Gümeler” türküsü Hayriye Anıl kaynak kişisinden Mustafa Hoşsu tarafından, 1141 repertuvar numaralı “Üç Güzel Oturmuş Gergefin İşler” türküsü Kazım Taştekin kaynak kişisinden Muzaffer Sarısözen tarafından, 2488 repertuvar numaralı “Darbuka Çala Çala” türküsü Fatma Anıl kaynak kişisinden Mustafa Hoşsu tarafından, 4327 repertuvar numaralı Evlerinin Önü De Aralık” ve 4328 repertuvar numaralı “Kura Kâğıtları Allı Yeşilli” türküleri Fatma Dinç kaynak kişisinden Yılmaz Pakalınlar tarafından, 4327 repertuvar numaralı “Bizim Evin Yanına” türküsü ise yöre kadın ekibinden Ümit Kaftancıoğlu tarafından derlenen türkülerdir.
2015 yılında Kocaeli Valiliği İl Kültür Turizm Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Kocaeli İli Müzikleri, Halk Oyunları ve Yemeklerinin Araştırılması Komisyonu, ilin müzikleri, halk oyunları ve yemeklerinin araştırılması için çalışmaya başladı. Bu çalışmaya ek olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bilgeşehir Kocaeli Projesi kapsamında müzik çalışmalarını yürütmek ve koordine etmek üzere Gülşen Erdal ve çalışma ekibi Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü tarafından görevlendirilerek, il genelinde yürütülen müzik araştırmaları sonuca tamamlandı. 2015-2019 yılları arasında il genelinde yapılan derleme çalışmaları sonucunda 69 yeni türküyü ortaya çıkarıldı. Önceden derlenen 6 türkü ile birlikte yeni derlenerek notaya alınan türkülerle Kocaeli’nin toplam 75 türküsü oldu.
Bu türküler: 1. Altınova Güzeli (İzmit), 2. Atladı Gitti Eşiği (İzmit), 3. Bizim Evin Yanına (İzmit/Akmeşe), 4. Çakır Sıdıka (İzmit), 5. Çalınsın Davullarım Çalınsın (İzmit), 6. Çene Dağı (İzmit), 7. Dünürcüler (İzmit/Solaklar), 8. Harmana Gidelim Harmana (İzmit/ Durhasan), 9. İki Çayır Arasında (İzmit/Durhasan), 10. İndim Havuz Başına A Beyim (İzmit/Durhasan), 11. Kaynar Kazan (İzmit/Durhasan), 12. Kocacık Efesi (İzmit), 13. Kuzu Yayla (İzmit), 14. Sıra Sıra Siniler (İzmit/Durhasan), 15. Suyu İçerim Suyu (İzmit), 16.Tavşancıl’ın Sırtlarına (İzmit), 17. Vah Genç Kuzum (İzmit/Şentepe), 18. Yahudi’nin Kızı (İzmit), 19. Yeni Düştüm Bu Aşka (İzmit/Durhasan), 20. Biz Gidiyoruz Taştan Taşa (Gebze/Duraklı), 21. Bizim Evin Önünde (Gebze/Duraklı), 22. Çerkeşli’nin Çeşmesi (Gebze/Çerkeşli), 23. Ey Şanlısı (Gebze/Çerkeşli), 24. Gidiyorsun O Yane (Gebze/Çerkeşli), 25. Kabaklar Köken Attı (Gebze/ Duraklı), 26. Karşıda Otur Oğlan (Gebze), 27. Karpuz Kestim Kan Gibi (Gebze/Orhanlı), 28. Kıramam Mı Ben Bu Dalı (Gebze), 29. Niyazi İle Güllü (Gebze/Orhanlı), 30. Yârin Siyah Saçını (Gebze), 31. Alaylar Geldi (Gölcük/Halıdere), 32. Bahçede Üzüm Kaynana (Gölcük/ Halıdere), 33. Çam Dayleri (Gölcük/Ulaşlı), 34. Doktor Dedi Kızında Verem (Gölcük/Halıdere), 35. Elenko (Gölcük/Ulaşlı), 36. Elmalı Dağlar (Gölcük/Ulaşlı), 37. Entarisi Al Basma (Gölcük/Ulaşlı), 38. Eşarbımın Uçları Sarı Olsun (Gölcük/Halıdere), 39. Halıdere Yolları (Gölcük/Halıdere), 40. Heyamol (Gölcük/Ulaşlı), 41. Pınarın Başı (Gölcük/Halıdere), 42. Sahil Boyu İskele (Gölcük/ Halıdere), 43. Salkım Saçak Çıkmış Geliyor (Gölcük/ Ulaşlı), 44. Şu Kabak Çiçeği Ne Hoşça Kokar (Gölcük/ Ulaşlı), 45. Uçtu Leylam (Gölcük/Ulaşlı), 46. Ulaşlı’nın İçinde (Gölcük/Ulaşlı), 47. Yandım Yârim Sana (Gölcük/Ulaşlı), 48. Yeşilim (Gölcük/Ulaşlı), 49. Ayvalar Ayvalıkta (Kandıra/Bağırganlı), 50. Bende Bu Derdimi Ellerden Aldım (Kandıra/Bağırganlı), 51. Darbuka Çala Çala (Kandıra), 52. Dört Kolluya Bindirdiler (Kandıra/ Bağırganlı), 53. Evin Şen Olsun (Kandıra/Bağırganlı),
54. Evlerinin Önüde Aralık (Kandıra), 55. Evlerinin Önü Nane Maydanoz (Kandıra/Bağırganlı), 56. Güzel Seni Seni (Kandıra/Bağırganlı), 57. İn Dereye Dereye (Kandıra/Dalca), 58. Kandıra Çarşısına (Kandıra/Bağırganlı), 59. Karadeniz Coştu Da Derler (Kandıra/Bağırganlı), 60. Karadeniz Gümbür Gümbür (Kandıra), 61. Kışlamızın Önü Bayır (Kandıra/Bağırganlı), 62. Kura Kâğıtları Allı Yeşilli (Kandıra), 63. Lefter (Kandıra/ Bağırganlı), 64. Macarların Avlusu (Kandıra/Bağırganlı), 65. Merdivenden Tıkır Mıkır İnerken (Kandıra/Bağırganlı), 66. Yaşar Usta (Kandıra/Bağırganlı), 67. Pencereden Kar Geliyor (Kandıra/Bağırganlı), 68. Üç Güzel Oturmuş Gergefin İşler (Kandıra), 69. Yelek Diktim Dar Geldi (Kandıra/Safalı), 70. Anne Desem Annem Yok (Karamürsel), 71. Cezayirli Mehmet’in Türküsü (Karamürsel), 72. Eşim Kızlar (Karamürsel), 73. Mangal Maşası (Karamürsel/Ereğli), 74. Üzümüm Var Asmadan (Karamürsel/Ereğli), 75. Yap Yârim Askerliğini (Karamürsel/Ereğli).
Halk kültürünün içinde önemli bir yeri olan halk müziği, var olduğu coğrafi bölgenin yaşama dair tüm özelliklerini yansıtan özel bir yapı içerir. Halk türküleri halk kültüründe geçiş dönemleri olarak bilinen doğum, evlenme ve ölüm dönemlerine ilişkin toplumun yaşantılarının müzikal yapılarla duygularının yansımasıdır. Farklı coğrafi bölgelerin kültürel yapılarını içinde bulunduran toplumsal özellikler türküler sayesinde anlam kazanır. (Vural & Vural, 2017, s.2709) Türküler ait oldukları bölgenin tarihsel, demografik, kültürel ve sosyal yapılarını yansıtır. Kısaca halk müziği, insanların yaşadıkları bölgelere ve yaşam alışkanlıklarına, kişisel isteklerine göre doğal olarak ortaya çıkar. Yani türküler olaya, olayın geçtiği coğrafyaya, mekâna ve konulara göre farklılaşırlar. Sözgelimi Kocaeli’de denize kıyısı olan yerleşim yerlerinde “balıkçılık” mesleği türkülerde geçmekle beraber, artık evlilik tercihlerinde yöredeki hızlı sanayileşmenin getirdiği fabrikalarda “aylıkçı” olarak çalışan bir eş adayının kadınlar tarafından öne çıkarıldığı türkü sözleri yörenin sosyoekonomik yapısı hakkında bilgi vermektedir. Yine maddi kültür ögelerinden olan giyim-kuşam örneklerinden üç eşarp bağlama geleneğinin evlilik ritüelinde gelinin başına üst üste bağlanan üç eşarba göndermede bulunduğu ve bunun bir sabır göstergesi olarak yansıtıldığı görülmektedir. Kocaeli yöresi türküleri tarihsel süreç içinde göç alan bir coğrafyanın türküleri olduğundan alan araştırması esnasında, yörede varyant ezgilere sıklıkla rastlanmakla beraber, yörenin yerli-yerleşik halkı Manavlara ait ezgilere de bolca rastlanmaktadır. Türkü sözcüğü yerine “Şarkı”, “Deme”, “Deyiş”, “Hava”, “Gayide-Gayda”, “Ninni”, “Ağıt” adları da kullanılmaktadır. Gerçekten Kandıra bölgesinde “Havalı Söylemek”, Gölcük bölgesinde “Gayideli Söylemek” kavramları ezgili söylemek anlamında kullanılmaktadır. Kocaeli türkülerinin sözlerinde bölgenin sosyo-kültürel yapısını yansıtan/ anlatan eşya, yöre kültürüne atıfta bulunan aksesuar, coğrafi öge, yer, adları, yiyecek, bitki ve hayvan adları ile mekân adlarının kullanım durumunun ve yaygınlığı önem taşımaktadır.
Kocaeli yöresinde türkülerin çoğu kadın ağzı türkülerdir. Kadın ağzı türkü, “duygu, düşünce bakımından kadına ve yaşantısına ait bir hava taşıyan ve kadınlar tarafından seslendirilen türkülerdir”. Yörede “Kocaeli yerli-yerleşik kültürünü oluşturan Manavlar arasında cemiyet olarak adlandırılan nişan, kına, düğün, sünnet vb. etkinliklerde kadın-erkek ayrı ayrı eğlenirler. Bundan dolayı da bazı türküler Kocaeli yöresinde Manavlar arasında yalnız kadınlara yönelik cemiyetlerde söylenirler” ve bu türkülere de kadın ağzı türküler demek daha doğrudur. Bu türküler; kına türküleri (gelin ağlatma, gelin alma, kına yakma, gelin-görümce-gelin kaynana vb.), iş türküleri (gergef işleme, gergef dokuma, çıkım açma gibi işe yönelik terimlerin yer aldığı türküler), ninniler, ağıtlar biçimindedir. Marmara Bölgesi’nde kadın ağzı türkülerinin Türkiye’nin diğer coğrafi bölgelerine göre daha fazla olduğu görülür. Kocaeli türkülerindeki bulgular da bunu doğrular niteliktedir. Türkülerde bölgenin coğrafi özelliklerinden deniz ve dere kavramları öne çıkmaktadır. Su alanlarının öne çıktığı türkülerde deniz, göl, sahil, kum, dere gibi kavramlara rastlanılır. Türkülerde ilgi çeken bir durum olarak sanayileşen bir kentin kimliğine ışık tutacak biçimde geleneksel/yöresel meslekler değil, fabrikalaşma ve düzenli geliri ifade eden “aylıkçı” çalışma kavramı olarak karşımıza çıkar. Bu söylem yörenin hızla sosyo-ekonomik yapısındaki değişmelerin yöre türkülerine yansıdığının göstergesidir. Yine bir statü belirteci olarak araba markasının türküde yer alması dikkat çekicidir. Bu özellikteki türküler, daha çok Kocaeli’nin önemli sanayi bölgesi Gebze’de yer alır. Gölcük ve İzmit’ten derlenen türkülerde kına, gelin ağlatma, gelin alma vb. törenlerde söylenen türkülerin derlenmesi, Gebze’ye göre daha korunaklı olmalarından kaynaklanmaktadır. Türkülerdeki sözlerin çoğu dörtlük biçimindedir. Dörtlüklerde yörenin coğrafi özelliklerine ilişkin göndermeler yapılır. Örneğin “Sahil Boyu” “Denize Attım Elma” “Görünüyor Sapanca” gibi söylemler yöre halkının su kenarında kurduğu yerleşimlerin gündelik yaşama yansımasıdır. Yine yoğun göç alan ve sanayileşen Gebze ilçesinde, maddi statü belirtisi olarak otomobil markasına gönderme yapılması, geçim düzeyine ilişkin tespitlerin müzik yoluyla karşı tarafa aktarımıdır. Fabrikaların yaşamı etkilediğini “köylü oğlu balıkçı, ben isterim aylıkçı” biçiminde söylenen dörtlükle örneklemek olanaklıdır. Bunun yanı sıra yörede, daha önce başka illerden derlendiği ve repertuvara alındığı tespit edilen ezgilerin varyantlarına da sıkça rastlanır. Bu durum, ezgilerin farklı coğrafyada dolaştığını ve aynı kültürün müzikal ifadesinde kendini başka bir anlatımla ifade ettiği görülür. Kısaca bu varyantlarda yöreye özgü sözcükler ve anlatımlar yer almaktadır. Gölcük ilçesinin eski yerleşim birimlerinden olan Ulaşlı beldesinden derlenen ezgiler de ise kına, evlenme, gelin alma gibi ritüelleri konu alan türküler çoğunluktadır. Kocaeli yerleşik halkı olan Manavların yoğun olduğu Kandıra ilçesinde daha eski ve köklü tarihi olayları anlatan, halk arasında efsaneleşen kişi ve olaylara atıfta bulunan türküler yer almaktadır.
2015-2018 yıllarında arası derlenen 66 türkünün 10 tanesinin ezgileri diğer illerde derlenen türkülerin ezgileri ile aynı ancak sözler farklıdır. Bunlar; Gölcük Ulaşlı’dan derlenen “Yandım Yârim Sana” türküsü Diyarbakır’dan derlenen “Ardebaş Direkhane” türküsüyle; Gölcük Halıdere’den derlenen “Eşarbımın Uçları Sarı Olsun” türküsü Kayseri, Eceabat ve Edirne’den derlenen “Gümbürdesin Evimizin Kuyusu” türküleriyle; Gölcük Halıdere’den derlenen “Pınarın Başında” türküsü Zonguldak’tan derlenen “Karadır Kaşların” türküsüyle; Gölcük Ulaşlı’dan derlenen “Şu Kabak Çiçeği Ne Hoşça Kokar” türküsü İzmir “Uçun Kuşlar Uçun İzmir’e Doğru” türküsüyle; Kandıra’dan derlenen “Ayvalar Ayvalıkta” türküsü, Balıkesir “Çay Benim Çeşme Benim” türküsüyle; Kandıra Bağırganlı’dan derlenen “Kışlamızın Önü Bayır” türküsü Diyarbakır’dan derlenen “Ağlama Yar Ağlama” türküsüyle; Kandıra Bağırganlı’dan derlenen “Evlerinin Önü Nane Maydanoz” türküsü Bursa’dan derlenen “Evlerinin Önü Nane Maydanoz” türküsüyle; Kandıra Bağırganlı’dan derlenen “Merdivenden İnerken” türküsü Kayseri’den derlenen “Gesi Bağlarının” türküsüyle (ilk dörtlük aynı, diğer dörtlükler farklı); Karamürsel Ereğli’den derlenen “Üzümüm Var Asmadan” türküsü Gaziantep’ten derlenen “Lamba da Şişesiz Yanmaz mı?” türküsüyle (üçüncü mani aynı, diğer dörtlükleri yöreye özgü söz varyantı-ezgi tamamen aynı); Gölcük/Ulaşlı’dan derlenen “Entarisi Al Basma” türküsü Ağrı’dan derlenen “Ağrı Dağından Uçtum” türküsüyle ezgisel olarak aynı olup, söz varyantıdırlar, yani söz olarak farklılık göstermektedirler. Yine derlenen 3 türkü ise il içinde aynı ezgi ile ancak farklı sözlerle söylenmektedir. Bunlar; Gölcük Halıdere’den derlenen “Halıdere Yolları” türküsü İzmit Akmeşe’den derlenen “Bizim Evin Yanına” türküsüyle; Gebze/Duraklı’dan “Yârin Siyah Saçını” türküsü bu çalışmada derlenen İzmit “Harmana Yârim” türküsüyle; Gebze Orhanlı’dan derlenen “Niyazi İle Güllü” türküsü Gebze Duraklı’dan derlenen “Kabaklar Köken Attı” türküsüyle ezgisel ortak olup, sözler farklı yani söz varyantıdırlar. İzmit’ten derlenen “Atladı Gitti Eşiği” türküsü Nevşehir Hacı Bektaş’tan derlenen “Atladı Gitti Eşiği” türküsü ile ezgi varyantı, İzmit’ten derlenen “Çalınsın davullarım çalınsın” türküsü Bulgaristan’dan derlenen “Çalınsın davullarım çalınsın” türkülerinin söz ve ezgi varyantı olarak derlenmiştir.
KAYNAKÇA
Adnan Metin Karkın & Mehmet Sadık Doğan, “Adıyaman Yöresi Türkülerinin Müzikal Analizleri Üzerine Bir Araştırma”, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 22, Yıl: 8, Nisan 2016, s.424; Ali Aktaş, Adapazarı’ndan Sakarya’ya Tarihten Günümüze Yaşam, Bizim Sakarya Gazetesi Yayını, Ankara, 2017; Ali Aktaş, “Sunu”, Osmanlıdan Günümüze Kulaktaki Tınılar: Kocaeli’de Müzik Kültürü, Gülşen Erdal, Cinius Yayınları, İstanbul, 2019, s.3-4; Armağan C. Elçi, Muzaffer Sarısözen (Hayatı, Eserleri ve Çalışmaları), Kültür Bakanlığı Yayını, Ankara, 1997; Ayfer Yılmaz, Türk Kültüründe Kadın ve Kadın Ağzı Türküler, Bizim Büro Basımevi. Ankara, 2003; Banu Mustan Dönmez, Müziğin Kökeni Üzerine, Gece Kitaplığı, Ankara, 2014; Feyzan Göher Vural & Serenat İstanbullu, Sayısal Veriler Işığında Türkülerde Kadın, Eğitim Kitabevi Yayınevi, Konya, 2017; Feyzan Göher Vural & Timur Vural, “Altı Kocaeli Türküsü Üzerine Analiz”, Uluslararası Gazi Süleyman Paşa Kocaeli Tarihi Sempozyumu III, Bildiriler Kitabı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2017, s.2709; Gülşen Erdal, Osmanlıdan Günümüze Kulaktaki Tınılar: Kocaeli’de Müzik Kültürü, Cinius Yayınları, İstanbul, 2019; Gülşen Erdal, “Halk Kültüründe Kadının Türkü Yakıcı Kimliği ve Kadın Ağzı Türkülerde Kocaeli Örneği”, Uluslararası Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, Sayı:4, Cilt: 3, Yıl:2020; Nail Tan, Folklor Halk Bilimi Genel Bilgiler, İstanbul, 2003; Pertev Naili Boratav, 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1978; Süleyman Şenel, İstanbul Çevresi Alan Araştırmaları, Cilt: I, Genişletilmiş 2. Baskı, Kayhan Matbaacılık, İstanbul, 2011.
Gülşen ERDAL