Osmanlı Devleti Döneminde inşa edilmiş olan İzmit Hattı
Telgraf, Yunanca “uzağa yazmak” anlamına gelmektedir ve dilimize Fransızcadan geçmiştir. Dönemin nakil vasıtaları ile gerçekleştirilen postacılık çalışmaları, toplumun haberleşme ihtiyacına sürat açısından cevap veremeyince veya haberlerin daha süratli olarak iletilmesi gerekince her yenilik ve icatta olduğu gibi bir arayış içine girildi. Telgrafın gelişmesi Samuel Morse tarafından elektrikli telgrafın icadından sonra gerçekleşti.
||.Mahmut’un 1832 tarihli bir Hattı Hümayun ile görüş ve taleplerini Sadrazam Reşit Mehmet Paşa’ya bildirmesi ile Avrupa usulüne göre ilk posta teşkilatının oluşturulma teşebbüsü ortaya çıkmıştır. Ancak ulaştırma yollarının uygun olmaması ve güvenliğin yeterince sağlanamaması nedeniyle bu teşebbüs sonuçsuz kalmıştır. İki yıl sonra önemli gelişmeler olmuş ve stratejik açıdan önemli bir noktada bulunan İzmit, 1834 yılında posta teşkilatının ilk güzergâhı olmuştur. Yine ilk posta arabası da bu güzergâhta görev yapmıştır. Üsküdar’dan İzmit’e uzanan ilk posta güzergâhının aynı tarihte padişah tarafından resmi açılışı yapılmıştır. 1853-1856 Kırım Harbi sırasında askerî, siyasî ve stratejik hususlar göz önüne alınarak Osmanlı coğrafyasında tesis edilmeye başlanan telgraf hatlarının, ilk kurulduğu yerlerden birisi de İzmit’tir. Kırım Savaşı sırasında ve hemen sonrasında yapılacak olan Üsküdar’dan başlayıp İzmit ve Basra arasındaki devasa hat için ihtiyaç duyulan malzeme Avrupa’dan satın alınacak, hattın inşasında İngiliz mühendisler çalıştırılacak, ancak hattı devletin kendisi inşa edecekti. Bu iş için pek çok mühendis ve memur görevlendirilmişti. Varna Telgrafhanesi Müdürü Remzi Efendi de bu görevlilerden biri idi. İki koldan oluşan ve erken bitirilmesi istenilen bu hat için tayin edilen memurlar yeterli gelmeyeceğinden 13 Temmuz 1858 tarihinde yenileri talep edilmişti. Bu talep doğrultusunda Edirne Telgrafhanesi Müdürü Mustafa Efendi, yabancı dile aşina olması nedeniyle, bu telgraf hattının inşasına görevlendirilen memurlardan biri oldu.
Osmanlı Devleti’nde kamu yararına yapılan hizmetlerde, vergi maksadıyla da olsa, halkın katkısı sıklıkla görülebilmekteydi. İzmit telgraf hattı yapılırken İzmitliler hem devlet hem de kendi yararlılıklarına olacak olan bu kamu hizmeti için katkı sağlamışlardı. Üsküdar’dan Basra’ya kadar giden ve bir kolu da İzmit’ten geçen telgraf hattının yapımını bir İngiliz grup üstlenmişti. Telgraf ağının yapımını üstlenen bu İngiliz grubun başmühendisi bir İngiliz yarbayı olan Biddulph idi. Her ne kadar ilk olarak Bağdat ile Basra arasındaki hat için mukavele yapılmışsa da Üsküdar-Basra hattı birkaç kola ayrılmış ve Mr. Biddulph, önce Üsküdar-İzmit hattında daha sonra da İzmit-Sivas kollarında vazife almıştır.
14 Mayıs 1859 tarihinde İzmit ve Sivas kolları telgraf hatları inşasında görevli olan mühendisler ve işbaşılara 15.000 kuruş harcırah verilmişti. Üsküdar’dan Bağdat’a çekilmeye başlanan hat 20 Ocak 1859 günü İzmit’e varmıştı. Aynı gün saat 07.50’de İzmit’ten İstanbul’a çekilen ilk, yani 1 numaralı telgrafta ahali ile meclisin teşekkürü ve memnuniyeti bildiriliyordu. 24 Ocak 1859 tarihinde Üsküdar’dan İzmit’e, Kilidbahir’den Kale-i Sultaniye’ye ve Girid’den Seddülbahir’e kadar uzatılan telgraf hatlarının karadan ve denizden tamamlanmasıyla bu bölgelerde açılacak olan telgrafhanelere müdür, muhabere memuru ve hademe tayini yapılmıştı. 9 Şubat 1859 tarihine gelindiğinde İzmit’ten Bolu’ya kadar telgraf hattı yapılmış durumdaydı. Bu hatların korunması elzem bir durumdu ve bu iş için 400 kuruş maaşla 5 süvari çavuşu görevlendirilmişti.
Coğrafi konumunun şehre sağladığı avantaj gereği Anadolu’da kurulan ilk telgraf hatlarından birinin İzmit hattı olması doğal bir sonuçtur. 1859 yılında açılan bu hat yıllar içerisinde çok hızlı bir şekilde yayılmıştır. İletişimin önemini ve telgrafın avantajlarını gören Osmanlı yönetimi hatların genişletilmesi konusunda destekleyici olmuştur.
1859 yılında açılan Üsküdar-İzmit hattı, adım adım Anadolu’yu kat edip Haziran 1861’de Bağdat’a ulaşmıştı. Ortadoğu’nun en önemli merkezlerinden olan Bağdat’a devam eden hat Gebze, İzmit, Ankara, Yozgat, Sivas, Diyarbakır, Mardin, Musul ve Kerkük gibi büyük ve sair küçük merkezler üzerinden geçmekteydi. Buralarda büyüklü-küçüklü telgrafhaneler kurulmuştu.
1862 yılında İstanbul’dan İzmit yoluyla Basra’ya çekilen telgraf hattının Mudurnu’dan geçen kısmının Bolu’ya, 1863 yılına gelindiğinde ise İzmit’ten geçen telgraf hattının Bursa’ya uzatılması isteniyordu. 9 Aralık 1863 tarihinde İzmit’ten Bursa’ya uzatılacak olan telgraf hattı için gerekli olan tel ve araç-gerecin hızlı bir şekilde gönderilmesi Ahmet Vefik Efendi tarafından isteniyordu. Bu hat için Avrupa’dan alınacak tel ve malzeme tutarı 88.385 frank kadardı. 22 Aralık 1863 tarihinde Bursa’dan Bilecik ve Lefke yoluyla İzmit’e kadar inşa olunan telgraf hatları için gerekli olan memurlar tayin edilmişti.
1873 yılında Haydarpaşa-İzmit Demiryolunun hizmete açılmasıyla birlikte İzmit’ten İstanbul’a kadar olan istasyonlarda birer posta ve telgraf merkezi açılmıştı. Demiryolu hattının Anadolu’ya devamıyla birlikte posta taşımacılığında kara ve deniz yollarından sonra demiryollarından da yararlanılmaya başlanmıştı.
Demiryolları posta taşımacılığına hız getirdiği gibi posta ücretlerinin de bir miktar ucuzlamasına sebep olmuştur.
1887 yılına gelindiğinde İzmit bölgesinden geçen hattın da dâhil olduğu hatların tamiri gerekmişti. Bu nedenle Üsküdar’dan İzmit ve Beykoz’a olan hatlar ile Beyoğlu ve Boğaziçi hatları ve eski hattın tamiratı için lüzumu görünen bin beş yüz adet kestane direği talep ediliyordu.
24 Haziran 1892 tarihinde Haydarpaşa’dan İzmit’e yeni bir telgraf hattı ilavesiyle Haydarpaşa, Erenköy, Maltepe, Kartal, Gebze, Hereke ve Derince bölgelerine birer telgraf ve posta merkezi yapılması ve bu mevkilerde posta memurları için birer oda ayrılması kararlaştırıldı. Bu merkezlerin seçilmesinde en büyük etken tren hattının bu bölgelerden geçmesiydi.
Telgraf hatlarında beşeri nedenlerden dolayı zaman zaman kesilmeler de meydana gelebiliyordu. Bunun bir örneği 5 Aralık 1909 tarihinde Sapanca ile İzmit bağlantı hattında yaşanmıştı. Hattın kesildiğini fark eden görevliler konu ile ilgili bir tahkikat yapmışlar ve bunun neticesinde Sapanca ahalisinden birinin hat güzergâhındaki bahçesinden kestiği ağacın hat üzerine düşerek telleri tahrip ettiği anlaşılmıştı. Konunun üzerine giden yetkililer Sapanca-İzmit telgraf hattına zarar veren kişi hakkında muamele yapılmasını talep ediyorlardı.
1918 yılına gelindiğinde İzmit livası dâhilinde 157 kilometre telefon hattı mevcuttu. İzmit livası mutasarrıfı İbrahim Süreyya Bey, hattın 434 kilometre daha uzatılması için gerekli tel ile 12 telefon makinesi ve 1 adet de santral makinesinin gerekli olduğunu Dâhiliye Nezareti’ne bildiriyordu.
Mondros Ateşkes Antlaşması’na göre her türlü haberleşme ve iletişim araçları İtilaf Devletleri’nin kontrolüne verilecek, telsiz, telgraf ve haberleşme sistemi onların memurları tarafından denetlenecekti. Bu doğrultuda İngilizler İzmit’te karaya asker çıkardıklarında önce istasyonu ve telgrafhaneyi denetim altına aldılar. Yüzbaşı rütbesindeki bir subay postaneye yerleşmiş ve telgraf haberleşmesini denetim altına alıp her türlü haberleşmeye sansür uygulamıştı.
Bir zamanlar telgraf hatlarının yapımına önayak olan İngiliz ve Fransızlar, Birinci Dünya Savaşı sonrasında bu hatların geçtiği telgrafhaneleri işgal edip iletişimde sansür dönemini başlatmışlardı. Daha sonrasında işgali devralan Yunanlılar da bu sansürü sürdürmüş ve halk iletişimde büyük zorluklar yaşamıştı. 21 Kasım 1920 tarihinde Posta ve Telgraf Genel Müdürlüğü tarafından Anadolu ile iletişimde kilit noktada bulunmasından dolayı talep edilmesi üzerine İzmit sancağında bir Posta ve Telgraf Başmüdürlüğü kurulması talep edilmişti. Durum, 22 Kasım 1920 tarihinde Meclis-i Vükela tarafından kabul edilmişti. milli mücadele yıllarında telgrafın önemi bir kat daha artmıştı. İzmit telgraf hattı İstanbul ile Anadolu’nun iletişiminde önemli bir konuma sahip durumdaydı.
23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nin açılmasından hemen sonra vekillerin seçilip görev taksimatı yapılmasıyla birlikte Posta ve Telgraf Bürosu, Dâhiliye Vekâleti’ne bağlanmış, 20 Mayıs 1920’de İzmit Milletvekili Sırrı Bey, Posta ve Telgraf Müdüriyet-i Umumiyesine atanmıştır.
İzmit şehrinin telgraf merkezi İzmit’in kurtuluşundan bir hafta sonra telgraf muhaberatı kabul etmeye başlamış, 6 Temmuz 1921 günü yayınlanan Tevhid-i Efkâr, İzmit Telgrafhanesi’nin telgraf muhaberatını tesis ettiğini okurlarına duyurmuştu. Milli mücadelenin önemli şehirlerinden olan İzmit, Anadolu ile bağlantının sağlanmasında önemli roller üstlenmiştir. Şehrin işgale uğrayan ilk mekânlarından olan telgrafhanede gelen ve giden postalara uzun süre sansür uygulanmıştı. Kurtuluş’ta Türk ordusu tarafından ilk ele geçirilen yer de yine telgrafhane olacaktı. Cumhuriyet’le birlikte İzmit Telgraf Hattı daha modern imkanlarla gelişmeye devam edecek, Anadolu ile İstanbul ve Avrupa arasında köprü görevini devam ettirecek, hep önemli bir konumda bulunacaktır.
KAYNAKÇA
Adnan Sofuoğlu, Milli Mücadele Döneminde Kocaeli, Ankara, 2006; Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Ankara, 2015; Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi (BOA.) A. MKT. MHM. 247/58; 143/37; 245/85; 286/73; A. MKT. NZD. 259/59; BEO. 4664/349771;52/3847; DH. İ. UM. 16-3/1; DH. MKT. 1974/2; DH. MUİ. 47/26; DH. ŞFR. 590/40; HR. MKT. 273/95; 287/27; İ. DH. 413/27372; İ. HR. 160/8532; 164/8780; 164/8805; 167/8959 ; 204/11748; İ. MVL. 490/22158; İ. ŞD. 88/5233; MV. 220/230; Diren Çakılcı,“Osmanlı Devleti Telgraf Şebekesinde Üsküdar Telgrafhanesi ve Önemi”, Uluslararası Üsküdar Sempozyumu IX Bildirileri, Cilt:1, İstanbul, 2017, s.147; Diren Çakılcı, Rumeli Telgraf Hatları 1854-1876, Ankara, 2019; Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber I, Ankara 2009; Nadir Yurtoğlu, “Haberleşme Sektörünün Önemli Bir Teşekkülü: Millî Mücadele Döneminden 1960 Yılına Türkiye’de Posta, Telgraf ve Telefon (PTT) Teşkilatı (19201960)” Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt: XXXII, Bahar 2016, Sayı: 93, s. 49; Orhan Koloğlu, Osmanlı Döneminde Basın Teknikleri ve Araçları, İstanbul, 2010; Sabahattin Özel, Milli Mücadelede İzmit-Adapazarı ve Atatürk, İstanbul, 2009; Tanju Demir, Türkiye’de Posta Telefon ve Telgraf Teşkilatının Tarihsel Gelişimi (1840-1920), Ankara, 2005; Uğur Akbulut, “Suriye’ye İlk Telgraf Hatlarının Çekilmesi”, History Studies Ortadoğu Özel Sayısı / Middle East Special Issue, 2010, s.2-3; Yurda Güven Bezaz, Geçmişten Günümüze Haberleşme ve PTT Tarihi, Ankara, 2007.
Resul NARİN