Birinci Dünya Savaşı’nda Kocaeli Şehitleri
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı başladıktan ve 3 Ağustos 1914 tarihinde genel seferberlik ilan ettikten sonra devam eden dört yıllık savaş süresinde 2.850.000 vatan evladını cephelere sevk etmişti. 19141918 döneminde farklı on cephede savaşa katılan bu kahramanların pek çoğu gençliğinin baharında göğüs göğse muharebelerde, siperlerde, sargı yerlerinde veya sahra hastanelerinin bir köşesinde veyahut da esaret kamplarının sağlıksız, sıkıntılı ortamına dayanamayarak şehadet veya ölümle kucaklaştılar. Şehadet haberi çoğu zaman memleketteki eşine, ana-babasına ulaştırılamadı; yıllar sonra geride kalan yakınları ancak cepheden dönenlerin verdikleri bilgilerle asker evlatlarının akıbetlerini öğrenebildiler. Birinci Dünya Harbinin muharip nesli içinde esarete mahkûm olup da tekrar ülkesine, yerine yuvasına dönebilenlerin sayısı da çok azdır.
Osmanlı Devleti, 2 Ağustos 1914 tarihinde Almanya ile imzalanan gizli ittifak antlaşmasından sonra 31 Ekim 1914 tarihinde gerçekleştirilen Karadeniz baskını sonrası kendisini savaşın içinde bulmuştur. Gizli antlaşmanın ertesi günü, 3 Ağustos 1914’te ilan edilen genel seferberlikten 53 gün sonra ordunun savaş planları tamamlanmış, iaşe-ibate, silah-teçhizat yönünden tüm hazırlıklarının ikmal edilip tamamlandığı farz ve kabul edilerek kolordu ve tümenler cephelere sürülmüştür. Birinci Dünya Savaşında Osmanlı ordusu on farklı cephede, Kafkas (Sarıkamış), Irak-İran, Kanal, Suriye-Filistin, Hicaz-Yemen, Kuzey Afrika, Çanakkale, Makedonya, Romanya ve Galiçya Cephelerinde muharebelere katılmak mecburiyetinde kalmıştır. Bu cephelerin önemli bir kısmı ülke savunmasına yönelik cepheler iken, özellikle Avrupa cepheleri olarak bilinen Makedonya, Romanya ve Galiçya cepheleri müttefik Almanya’ya destek amaçlı olarak kolordu düzeyinde mürettep birliklerin gönderildiği cepheler olmuştur.
Seferberliğin ilanından hemen sonra teşkilat yapısında süratli değişim ve dönüşümler gerçekleştirilen Osmanlı ordusu, Birinci Dünya Savaşı sürecinde (1914-1918) aynı anda pek yukarıda belirtilen cephelerde muharebelere katılmıştır. Savaşın ilk yıllara özellikle yakın cephelerde iaşe-ibate, silah-teçhizat açısından pek sıkıntı yaşanmamış, ancak uzak cephelerde bu sıkıntılar her sahada yaşanmıştır. Özellikle 1916 yılından sonra ülkenin içine düştüğü, siyasî-malî krizler, devletin iktisadî durumunu, sosyo-kültürel yapısını olduğu kadar insanların ruh dünyasını derinden sarsmıştır. Uzak cephedeki askerler harbin sonlarına doğru iaşe-ikmal sıkıntıları çektikleri gibi, silah-teçhizat eksikliğinden kaynaklanan gerekçelerle istenen başarıyı gösteremedikleri gibi mağlubiyet devasız bir illet gibi bütün cephelerde büyük sarsıntılara yol açmıştır. Cephelerde yaşanan çözülme haberlerinin ülke içinde işitilmesi, ülke kamuoyunu psiko-sosyal açıdan onulmaz bir travmanın girdabına sürüklemiş, yaşanılan acılar toplumda ümitsizlik ve ataleti artırmış, toplumsal aşağılık kompleksine yol açmıştır.
Birinci Dünya Savaşı Seferberliği Harbiye Nezareti tarafından ilan edildikten kısa bir süre sonra Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti bu emri geciktirmeden 3 Ağustos 1914 tarihinde bütün Osmanlı coğrafyasındaki Askerlik Dairelerine telgrafla bildirmiş; aynı haber o Kocaeli Askerlik Dairesine de telgrafla ulaştırılmıştır. Kocaeli vilayeti dahilinde bu emir üzerine hemen seferberlik hazırlıklarına girişilmiştir. Öte yandan 1914 yılı Kasım başında Fatih Camii avlusunda Şeyhülislam gerekçeleri ve Halifenin onayı alınarak yayımlanan “cihad-ı mukaddes fetvası” ile tüm ülke sathında genel bir seferberlik ilan edildiği, genç-yaşlı tüm erkeklerin bu cihada iştirak etmesi gerektiği, kadınların da cephe gerisinde gayret göstererek askerin iaşe-ibatesi ve teçhizatının hazırlanmasına katkı sağlamalarının dini bir vecibe olduğu topluma duyurulmuştur. Fetva metni ülke genelinde Cuma günü hutbelerde ahaliye ilan edilmiş, bütün Müslümanların canları ve mallarıyla bu cihada iştirak etmelerinin ibadet hükmünde olduğu hatırlatılmıştır. Bu duyurulardan sonra Kocaeli vilayeti sınırlarında yaşayan Müslüman ahalinin askerlik çağındaki evlatları da şubelere müracaat ederek orduya katılmaya başlamıştır. Gerçi XIX. Yüzyılın ikini yarısından itibaren gayrimüslim vatandaşların erkek çocukları da askerlik mükellefiyeti ile yükümlü olduklarından, bunlar içinde bedel ödeyemeyen fukara takımının çocukları da askere alınmışlar; ancak gayrimüslim askerlerin miktarı Müslüman-Türk ahaliye nispetle çok daha az bir düzeyde kalmıştır.
1914 yılı Osmanlı idari taksimatına göre Kocaeli Mutasarrıflığı sınırları içinde bugünkü Sakarya Vilayeti ile Yalova Vilayeti’ne bağlı olan İzmit Körfezi civarı ve Bursa’nın İznik kazası da dahil idi. Bugün sınırlar daha da daralmış, bir kısmı Sakarya, Yalova ve Bursa’ya dahil edilmiştir. Günümüz Kocaeli Vilayeti sınırları içinde kalan kaza ve köylerden Birinci Dünya Savaşı’na katılan askerlerden cephelerde şehit düşenlerin bilgileri bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Kocaeli Mutasarrıflığı’nın 1914 yılı nüfus istatistiklerinden çıkan bilgilere göre bugünkü vilayet sınırları dikkate alındığında nüfus şöyledir: Kocaeli vilayeti merkez ilçesi olan İzmit’te 40.403 Müslüman-Türk nüfusa oranla 30.946 gayrimüslim (Rum, Ermeni, Protestan ve diğerleri) yaşamaktadır. Merkez ilçede Müslüman-Türk ahali nüfusun % 57’ini oluşturmaktadır. Kandıra ilçesinde Müslüman-Türk nüfusu 40.495 kişi olup nüfusun % 94’ünü oluşturmaktadır. Kandıra ve köylerinde gayrimüslim nüfusu
2.449 kişidir. Karamürsel’in Müslüman-Türk nüfusu 14.850 kişi olup nüfusun % 81’ini oluşturmaktadır. Gayrimüslimlerin sayısı ise 8.697 kişidir. Gebze ilçesinde Müslüman-Türk nüfusu 26.220 kişi olup % 81’i oluşturmaktadır. Gayrimüslim ahalinin nüfusu ise 5.924 kişi olarak tespit edilmiştir. Bütün bu istatistiki bilgilerde derlenen sonuca bakıldığında, Kocaeli mutasarrıflığının 1914 yılında toplam nüfusu 179.974 kişidir. Bunun 121.968’i Müslüman-Türk ahali oluşturmakta ve bu da nüfusun % 74’üne tekabül etmektedir. Gayrimüslim (Rum, Ermeni, Protestan, Yahudi vd.leri) ahali ise 58.006 kişi olup nüfusun % 26’ını oluşturmaktadır. Aynı istatistik verilerine bakıldığında net olmamakla birlikte 28-30 milyon civarında bir nüfusa sahip olan Osmanlı Devleti’nin 1914-1918 yılları arasında toplam 2.850.000 askeri seferber edip cephelere gönderdiği gerçeğinden hareketle, erkek nüfusun % 10-12’inin askerlik göreviyle mükellef olduğuna hükmedilebilir. Bu varsayımdan hareketle Kocaeli vilayetinden de asgari 17-18.000 civarında bir gencin Birinci Dünya Savaşı döneminde asker olarak cephelere sürülmüş olması muhtemel görünmektedir. Kocaeli Vilayeti’nden cephelere sürülen askerlerin önemli bir bölümüne yakın cephelerdeki askeri birliklere tefrik edilirken, harbin ilerleyen yıllarında bu durum değişmiş, her vilayetten olduğu gibi yukarıda belirtilen on farklı cepheye Kocaeli nüfusuna kayıtlı Mehmetçiklerin de istihdamı söz konusu olmuştur.
İlk açılan cephelerden biri Kafkas Cephesidir. Bu cepheye, Kocaeli bölgesinden de askerler katılmıştır. Dönemin komuta kademesinin bir zamanlama hatasıyla başlattıkları Sarıkamış harekâtı dondurucu iklim şartları altında sürdürülmüş, lojistik destek yetersizliğinden dolayı hüsranla sonuçlanmıştır. Kafkas Cephesinde icra edilen muharebelerde, Kocaeli vilayetine mensup 170 asker, Sarıkamış harekâtı başta olmak üzere devam eden muharebelerde şehit düşmüştür.
Cepheler içinde Kocaeli’den askerlerin yoğun olarak gönderildiği yerlerin başında Çanakkale, Gelibolu yarımadası gelmektedir. Milli Savunma Bakanlığı Arşivi kayıtlarından derlenen “Şehitlerimiz” adlı esere göre Çanakkale cephesinde şehit düşen asker sayısı 575 kişi olarak görülmektedir. Kocaelili Çanakkale şehitlerinin % 97’nin erlerden oluştuğu az bir kısmımın rütbeli personel olduğu dikkati çekmektedir.
Irak cephesi de İngilizlere karşı çetin bir mücadelenin yürütüldüğü yerdir. Bu uzak cepheye de Kocaeli vilayetinden asker sevk edilmiştir. Irak Cephesinde bugünkü Kocaeli vilayeti sınırlarında kalan yerler ahalisinden, Irak cephesinde icra edilen muharebelerde toplam 145 şehit verilmiştir. Hicaz cephesinde 1, Yemen cephesinde de iki asker şehit verilmiştir.
Güney bölgesinde en çetin muharebelerin icra edildiği cephelerin başında Filistin gelmektedir. 1914 sonu 1915 başında Kanal seferiyle açılan bu cephe, müttefik Almanya’nın ısrarının bir sonucu idi. Filistin cephesindeki birliklerde istihdam edilen Kocaelili askerlerden 161 nefer 1914-1918 döneminde icra edilen muharebelerde şehit olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin müttefiki Almanya’ya destek amaçlı Avrupa’ya asker gönderdiği cepheler de vardır. Bu cepheler Makedonya, Galiçya ve Romanya Cepheleridir. Almanların 1916 yılında Avrupa cephelerinde çözülmeye başlaması üzerine yapılan anlaşma gereği Türk Ordusuna mensup bazı kolorduların bu cephelere sevki gündeme gelmiştir. Avrupa cephelerinden Makedonya cephesinde 2, Galiçya cephesinde 52, Romanya cephesinde ise 21 Kocaelili asker şehit düşmüştür. Bunların dışında listede yer alan 51 şehidin de şehit düştüğü cephelere dair kayıt tutulmadığından bunlar meçhul kalmıştır.
Kocaeli vilayeti sınırlarında kalan ilçeler ahalisinden en çok şehit veren ilçe Kandıra’dır, Bunu Karamürsel ve Gebze ilçeleri takip etmektedir. Vilayetin mevcut kayıtlardan çıkan sonuçlara göre Birinci Dünya Savaşı’ndaki toplam şehit sayısı 1.180 kişidir. Bu rakam da yukarıda tahmini bir değer olarak verilen 17-18.000 civarındaki askerin yaklaşık % 7’ine tekabül etmektedir. 1.180 şehidin, 1.168’i Müslüman Türk ahalinin çocukları, 12’i gayrimüslim vatandaşların çocuklarındandır. Gayrimüslim kökenli (Rum ve Ermeni) vatandaşların çocuklarından 5 kişi Çanakkale’de 1 kişi Galiçya’da 4 kişi Irak Cephesinde, 1 kişi Filistin, 1 kişi Kafkas cephesinde hayatını kaybetmiştir. Şehit askerlerin sınıflarına bakıldığında çoğunluğunun piyade sınıfına mensup olduğu, çok az sayıda istihkam, topçu, sıhhiye, ikmal ve jandarma sınıfına ait askerin olduğu anlaşılmaktadır. Cephelerde şehit düşmüş rütbeli subay, astsubay ve erbaşların sayıları da şu şekildedir: Yüzbaşı rütbesinde 12 şehit vardır. Bunlardan 1’i Galiçya cephesinde şehit düşmüş Ermeni kökenli Dikran Bedros oğlu Kasapyan adlı bir tabip subaydır. Üsteğmen rütbesinde 9 kişi, Teğmen rütbesinde 20 kişi, Yedeksubay 8 kişi, Başçavuş 2 kişi, Çavuş 18 kişi, Onbaşı rütbesine sahip 21 kişi bulunmaktadır.
Şehitlerin mesleklerine bakıldığında çoğunluğun taşralı çiftçi çocukları olduğu, daha sonra kazalar ahalisinden esnaf çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. İsimlere bakıldığında en yaygın olarak Mehmet, Mustafa, İsmail, Hasan, Hüseyin, Osman, Ömer adlarının geçtiği tespit edilmiştir. Şehitlerin doğum tarihlerine bakıldığında, Rumi 1287 (1871-1872) ila 1313 (189798) tarihleri arasında doğmuş oldukları, 18-42 yaş aralığına sahip oldukları tespit edilmiştir. Bu tespitlerden hareketle şehitlerin büyük bir kısmının o dönemin evlilik yaşı da dikkate alındığında evli barklı, çoluk-çocuk sahibi insanlar olabilecekleri kuvvetle muhtemeldir. Bunların şehadet haberlerinin ailelerine ulaştırılması onlara bir gurur yaşattığı gibi beraberinde sosyolojik bir travmanın, çaresizliğin de habercisi olmuştur. Çünkü o yıllarda devletin şehit ailelerine yardımlar yaptığı ancak bundan çok az bir ailenin yararlandığı düşünülürse şehit ailelerinin yaşadıkları zorlukların izahı mümkün görünmemektedir. Rütbeli askerlerin ailelerine belirli bir ödeminin yapıldığı belgelerle sabit iken, sıradan vatandaşın çocukları için ailelere herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Hatta çoğuna Enver Paşa’nın Başkumandan Vekaleti sıfatıyla imzalı antetli şehadet belgesinin bile ulaştırılıp ulaştırılmadığı meçhuldür.
Milli Savunma Bakanlığı Arşivi kayıtlarından çıkan bilgilere göre bu güne kadar Kocaeli vilayeti sınırları içinde kalan kaza ve mahalleler ahalisinden toplam 1.180 asker, Birinci Dünya Savaşında ülke savunması uğrunda cephelerde mücadele verirken şehit düşmüştür. Bunlar içinde her ne kadar az görünüyorsa da 12 kişi kadarı gayrimüslim Osmanlı vatandaşı askerlerdir. Onlar da ülke savunması görevinde vatan bildikleri bu topraklar uğruna kanlarını akıtıp, canlarını vermişlerdir. Vatan müdafaası söz konusu olunca kimi gönüllü, kimi kanuni gerekçelerle seferber edilip cephelere sürülen kahramanlar, hayatlarının en güzel çağında, cepheden cepheye koşarken geride gözü yaşlı ana, baba, eş ve evlatlarını bırakmışlardı; uzun süren harplerde kimileri şehadet mertebesine kavuşurken, kimileri esaretin kahredici şartlarına boyun eğip bilinmeyen diyarlarda zillet içinde yaşamışlar, memleketlerine dönüp dönemeyeceklerini bilmeden, düşünemeden hayatlarını esir edildikleri galip devletlerin sundukları sınırlı, kıt imkanlar çerçevesinde sürdürmüşlerdir. Savaşın sonunda gazi olarak dönebilenlerin bir bölümü psikolojik travma içinde hayatlarının geri kalanını sıkıntı içinde sürdürmüşler; uzuvlarından herhangi birini kaybedenler ise kendini yaşadığı toplumdan gizlemeye çalışarak köşelerinde sessiz ve sakin ömür sürdürmüşlerdir. Milletler, bu kahramanlarını millî hafızalarında canlı tuttukları ölçüde yeni kahramanlar çıkarırlar. Bugün Kocaeli vilayeti sınırlarında Birinci Dünya Savaşı döneminde cepheden cepheye koşarken canlarını veren aziz şehitlerin hatıralarını yaşatacak bir anıtın yapılması kamuoyunda onlara olan saygının bir nişanesi olarak hafızalara kazınmış olacaktır.
KAYNAKÇA
Kemal KARPAT, Ottoman Population, 1830-1914: Demographic and Social Characteristics. University of Wisconsin Press., 1985, s. 170-171,184-185; Milli Savunma Bakanlığı Lodumlu Arşivi; Milli Savunma Bakanlığı Yay., Şehitlerimiz: Osmanlı-Rus, Osmanlı-Yunan, Trablusgarp, Balkan, Birinci Dünya Harbi, İstiklal Harbi, Kore, Kıbrıs, İç Güvenlik; c. 4, Ankara 1998, s. 24-49; Zekeriya TÜRKMEN, “Selmanpak’tan Kutü’l-Amare’ye Irak Cephesinin Kocaeli Şehitleri”, Uluslararası Orhan Gazi ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu V, Bildiriler, Kocaeli 2019, s. 851-868; Zekeriya TÜRKMEN, Mütareke Döneminde Ordunun Durumu ve Yeniden Yapılanması (1918-1920), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 2001.
Zekeriya TÜRKMEN