SOYDAN AİLESİ / KONAĞI

Madde no:1404

İzmit’in iktisadi, sosyal ve kültürel anlamda kent belleğinin oluşması ve şekillenmesinde, zaman içerisinde toplum nezdinde saygın birer konum edinmiş eski ve köklü ailelerinin şehrin geçmiş tarihsel birikiminin bugüne aktarılmasında oynadıkları rol büyük bir öneme sahiptir. İzmit’te bulunan köklü ailelerden biri olan Soydan ailesi, tarihsel anlamda bir belgesel niteliğindeki geçmişleri, Millî Mücadele sırasında yaşadıkları ve yaşamları boyunca İzmit’e ve yaşadıkları çevreye karşın, günümüze değin süren ve hala devam eden katkılarıyla, İzmit’in toplumsal belleğinde soyut ve somut izler bırakmıştır. Soydan ailesinin geçmişteki lakabı olan “Doksandörtzadeler”, ailenin geçmişinin Yeniçeri Ocağı’nın Doksan Dördüncü Ortası ile ilintili olduğu iddiasına kaynaklık etmiştir. Öte yandan, bu ilintinin ailenin hangi ferdiyle ve kaç senesinde kurulduğu bilinmemektedir. Soydan ailesinin geriye doğru ulaşılabilen ilk ferdi olan Hacı Ali Bey tahminen 1700’lü yılların başında doğmuştur. Fakat, Hacı Ali Bey’in aynı isimdeki torunu ve onun oğlu olan Hacı Mehmed Emin Bey için Osmanlı kayıtlarında geçen “İzmid vücûhundan ve İzmid’in âbâ an ceddin hânedan-ı kadîminden” ibaresi, Soydanların İzmit’teki soyunun, kayıtlarda tespit edilebildiğinden çok daha öncesine kadar geriye gittiğini, İzmit’in eşrafından, eski ve itibarlı ailelerinden olduğunu göstermektedir. Torun Hacı Ali Bey, arşiv belgelerinden anlaşıldığı üzere İzmit ayanlarından biridir. Dağlı İsyanları sebebiyle Kocaeli mutasarrıfı Vezir Osman Paşa maiyetinde Bergos’a gidenler arasındadır. Ayrıca, Ahmed Paşa bin Mehmed’in kurduğu ismi tespit edilemeyen vakıf ile, Sallantı Camii Vakfı ve Hacı Murad Vakfı gibi adı tespit edilebilmiş ve edilememiş, pek çok farklı vakıfların mütevellisinden olarak da, belgelerde adından bahsedilmektedir. Kendisinin İzmit ayanlarından olduğu da, çeşitli arşiv belgeleri tarafından tasdik edilmektedir. Hacı Ali Bey, mütevellisinde bulunduğu vakıfların yanı sıra, mezarlık yapılmak üzere sahip olduğu bir arsayı da vakfetmiş ve ayrıca bir para vakfı da inşa ettirmiştir. Hacı Ali Bey, 1830 yılında vefat etmiştir. Onun tek oğlu olan Hacı Mehmed Emin Bey ise, saray kapıcıbaşılık rütbesine ulaşmış ve 1840 – 1844 seneleri arasında, İzmit Defter Nazırlığı görevini yürütmüştür. İsmi, Takvim-i Vekayi’e, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk resmî gazetesine, İzmit’ten abone olan kişiler arasında zikredilmektedir. Arşiv belgelerine göre Meclis-i Muhassıl azalığı (1845) ve Meclis-i Muhassıl Reisliği görevlerini de yerine getirmiştir (1848).

Mehmed Cemal Bey ise Hacı Mehmed Emin Bey’in tek oğlu olup 1834 yılında doğmuş, 1910 yılında hayata gözlerini yummuştur. Arşiv belgelerinden anlaşıldığına göre Mehmed Cemal Bey, on bin dönümden fazla yeri kaplayan arazi ve mülklerin işleriyle ilgilenmiş, Bidayet Mahkemesi azalığı yapmıştır.

Yine Soydan ailesi mensuplarından Ali Bey ise, 1872 senesinde dünyaya gelmiştir. İzmit maliye katipliği görevini yürütmüş ve Tozluzade Vakfı Katipliğinde bulunmuştur. Kendisi Korucuoğulları’ndan Nadire Hanım ile evlenmiş ve dört çocuğa sahip olmuştur. Çocuklarından Hacı Emin Soydan çiftlikle ve ticaretle ilgilenmiştir. Ali Bey’in diğer çocuğu Hacı Bekir Hıfzı Soydan da ağabeyi Hacı Emin Soydan gibi çiftlik işletmesi ve ticaretle ilgilenmiştir. Korucuoğulları’ndan Mürvet Hanım ile evlenmiş ve bu evlilikten Cemal Birol, Berra Birsen ve Mehmet Ali ismini verdikleri çocukları dünyaya gelmiştir. Çocuklarından Cemal Birol Soydan, 1937 senesinde İzmit’te dünyaya gelmiş ve üniversiteye kadar ki eğitimini İzmit’te tamamlamıştır. Üniversiteyi İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi’nde okuyan Birol Soydan, üniversiteyi birincilikle bitirmiştir. Mezun olduktan sonra Milli Savunma Bakanlığı, Devlet Su İşleri, İş Bankası, İPRAŞ, PETKİM ve Anadolu Sigorta’da çalışmıştır. Kendi uzmanlık alanı doğrultusunda çalıştığı yerlerde farklı zemintemel projeleri yapmış, ihale, yönetim, müşavir mühendislik konularında firmalara destek olmuştur. Çeşitli sempozyumlarda alanı ile ilgili sunduğu bildirileri mevcuttur.

Birol Soydan, 1982 senesinden bu yana, ailenin sahip olduğu gayrimenkullerin yönetimini “Mesul Müdür” sıfatı ile yerine getirmektedir. Sacide Göksel Hanım ile evlidir ve bu evlilikten üç çocuğu bulunmaktadır. Aynı zamanda Kocaeli Üniversitesi Vakfı’nın kurucu üyelerinden biri olan Soydan’ın Ziraat Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Türkiye Jokey Kulübü ve Safkan Yarış Atı Yetiştiriciliği Derneği’ne üyelikleri bulunmaktadır. Bunların yanında, Kirazoğlu Çiftliği Özel Ormanı’nın Mesul Müdürlüğünü yürütmektedir. Kirazoğlu Çiftliği, tarihi münasebetiyle ve hala değerini koruyan bir alan olması nedeniyle İzmit için önemli bir ziraat alanı ve nefes kaynağıdır. Çiftliğin içinde bulunduğu bölge, 1326 senesinde Akça Koca’nın kontrolündeki askerler tarafından alınmış olup etrafındaki bazı köylere Türkler yerleştirilmiştir. Daha sonra çiftliğin bulunduğu bölge tımar ve zeamet olarak kullanılmıştır. Sonrasında bölge, Sultan Selim Camii ve İmareti vakfına verilmiştir. Arşiv belgelerinden anlaşıldığına, göre 18. yüzyılın ilk yarılarında, Kirazoğlu Çiftliği, Kirazoğlu Mehmed’e aittir. Fakat bu kimse, oğlu tarafından öldürülür. Bu durumdan dolayı çiftlik, mukataa şeklinde kiralanmış ve ona ilk sahip olan kişinin lakabı, Kirazoğlu, çiftliğin adı olarak bilinegelmiştir.

İleriki yıllarda çiftlik, Hacı Emin Bey tarafından satın alınmıştır. On bin dönümlük arazi üzerine konumlanan, içerisinde özel ormanı, tarla ve meraları bulunan Kirazoğlu Çiftliği, günümüzde, iki bin dönüm tarla ile mera ve bu alana komşu üç bin dönümlük bir orman alanını kapsamaktadır. Geçmişte, Kirazoğlu Çiftlik köyü tek bir muhtarlık yönetimi altındayken yeni hanelerin inşa edilmesiyle çoğalan köyler, Uzunçiftlik Belediyesi sınırları içine alınmış, bölge de mahalleye dönüşmüştür. Kartepe Belediyesi’nin kurulmasıyla ilgili belediyeye bağlanan Kirazoğlu Çiftliği Mahallesi bünyesinde kırk hane bulunmaktadır.

Kirazoğlu Çiftliği, uzun çabalar sonucunda tarım, hayvancılık ve ormancılık işletmesi haline dönüştürülmüş olup, Bekir Soydan (Ali Bey’in oğlu) kendi ailesi adına bu işletmenin Mesul Müdürlüğü görevini üstüne almıştır. Kardeşi Emin Soydan da zahire, un, şeker ticareti yapmış olup, İzmit’in saygın tüccarları arasında yerini almıştır.

Soydan ailesinin İzmit’teki meskeni, Ömerağa Mahallesi, Alemdar Caddesi’ndeki konaklarıdır. Konak, yaklaşık iki yüz yıllık bir geçmişe sahiptir. Konağın tarihçesine bakıldığında, Mehmed Cemal Bey’in yaşadığı dönemde (19. yüzyıl) konakta baca ve soba bulunmayıp ısıtmanın büyük mangallarla sağlandığı ifade edilmektedir. Konakta, Rum, Ermeni ve Kürt kökenli çalışanların da olduğu görülmekte olup, çalışanların etnik çeşitliliği İzmit’in kozmopolit yapısı hakkında önemli ip uçları vermektedir. Tapu kayıtlarından anlaşıldığına göre, Kurtuluş Savaşı’ndan önce konak, mabeyn ve harem bölümlerinden oluşmakta olup yirmi oda, bir mutfak, dört sofa, iki samanlık ve bir ahır, bir kiler, çeşme, bostan, hamam ile meyve bahçesi ihtiva etmekteydi. Soydan ailesi, İzmit’in başından geçen Yunan işgali sırasında, bu konakta ikamet etmiş ve konakları Yunanlılar ve eşkıyalar tarafından tahribata uğratılmıştır. Bu dönemde, Ali Bey hem ailesini hem de sahip oldukları konak ve çiftliği kendi imkanları dahilinde korumaya çalışmıştır. Zira, bahsi geçen dönemde çeteler haneleri, çiftleri basarak halka zarar veriyor ve var olan malları ve paraları yağma için fırsat kolluyorlardı. Konağın baskına uğradığı ve konaktaki kadın ve çocuklarında çatı arasına saklanmak durumunda oldukları hadiseler de yaşanmıştı. Bahsi geçen dönemde, ailenin bostanında görev alan ve onlarla birlikte yaşayan bir Ermeni aile, çetecilere karşı Ali Bey’i korumaya almaya çalışmış, çetecilerle görüşerek ve onlara yemek yedirip belli bir miktar para vererek Ali Bey’i alıp götürmelerine engel olmuşlardır. Soydan ailesini koruyan Ermeni aile, daha sonra İstanbul’a yerleşmiş olup aile hatıralarından aktarıldığına göre, 1950’li tarihlerde İzmit’e geri gelerek Soydan ailesini ziyaret etmişlerdir. Yaşanan olaylar üzerine Soydan ailesi, İstanbul’a, akrabaları Korucuoğulları’nın yanına gitmeyi planlamışlardır. Ali Bey, İstanbul’a giden bir Yunan gemisinin olduğu bilgisini alması üzerine eşi ile çocuklarını bu gemiye bindirmişse de kendisi mallarını düzenleyip İstanbul’a öyle geçmeyi düşünmüş; fakat, Ali Bey’in eşi ve çocukları, kendilerini, savaş esiri olarak Yunanistan’da bulmuşlar, Ali Bey ise İstanbul’a gittiğini düşündüğü gemiye bindikten sonra, gözlerini Golos Adası’nda (Yunanistan) açmıştır. Sıkıntılı bir sürecin sonucunda savaş nihayete erince, Yunanlılar ile yapılan mübadele anlaşması ile Türklerin ülkelerine dönmeleri kararı alınmış; aile, İstanbul’daki akrabaları Korucuoğlu ailesinin yanına gitmiştir. Soydan ailesi bir süre İstanbul’da kalıp durumlarını düzene soktuktan sonra tekrar İzmit’e dönüş yapmıştır. Ali Bey, dağılmış olan hayvanlarını toplamak için etraftaki köylere giderek düzenlerini yeniden sağlamaya çalışmak için işe koyulmuştur. Oğlu Bekir Bey ise askerlerin işgali ve orada ikamette bulunmuş olmaları nedeniyle zarar gören konağın kalan kısımlarının onarımı işini üstlenmiştir.

Ali Bey, 1924 senesinde konağın yarısını yıktırdıktan sonra çıkan malzemelerle yapının diğer yarısı inşa ettirilmiştir. Bu nedenle geniş konak, küçültülerek otuz odadan on beş odaya düşürülmüştür. Tamirat ve bakım işlerinden sonra Soydan ailesi tekrar burada ikamet etmeye başlamıştır. Konağın eski haline bakıldığında, arazisiyle birlikte Alemdar Caddesi’ne kadar uzanmakta olduğu bilinmekte olup, bahçesinde ayrı bir hamam dahi bulanmaktaydı.

Yapısal özelliklerine bakıldığında Soydan Konağı’nın dış cephesi, Osmanlı mimarisinin 18. Yüzyıl’a ait özelliklerini taşımaktaydı. Restorasyon yapılmadan önceki hali incelendiğinde konağın toplam üç kattan oluştuğu görülmektedir. Konak duvarlarının ahşap meşe kolonlar arasına yine ahşap diyagonaller koyulmuş olup üzerlerine çıta çakılıp sıvazlanarak inşa edilmiş olduğu görülmektedir. Tavan, yine ahşap olup, pervaz çıtaları ile desen yapılmıştır. Geniş ahşap merdivenler ile konağın haremlik ve selamlık bölümleri birbirinden ayrılmıştır. Selamlık bölümü için ayrı bir merdiven oluşturulmuştur. Yapısal özelliklerinin yanında konağın bahçesi ve bostanı da zaman içerisinde türlü değişikliklere uğramış ve kaybolmuştur. Konağın bahçesi 350m2’lik bir alanı kaplamakta, ek olarak, 5000m2’lik alan içinde sebze bostanı bulunmakta, doğu bahçesinde ise dut, fındık, ayva, vişne, erik, kayısı, incir gibi meyvelerin toplandığı birçok çeşit ağaçlar yer almaktadı. Konağın güney cephesinde kalan alanda ise bostan yer almaktaydı. Bostan, ekim parselleri, yastıklar, dönme dolap (atla çalışan), büyük su kuyusu, su terazisi, büyük ve küçük havuz, yeraltı su künkleri, bahçıvan kulübeleri, at ahırı, at arabası, sundurma gibi unsurları içermekteydi. Bostana, Alemdar Caddesi üzerinden çift kanatlı, araçların geçebileceği genişlikte bir kapı ile giriş çıkış yapılmaktaydı. İleriki dönemlerde (195070 yılları arasında), aileye ait olan Korucuoğlu, Hızır, Soydan ve Kirazoğlu apartmanları yapılmış olup, daha sonra bu apartmanlar yıkılarak yapı adası ortaya çıkmıştır.

Sonraki yıllarda, bahçe ve bostanın büyük bir bölümü belediye tarafından istimlak edilmiş, araziye Askerlik Şubesi ve daha başka sağlık kuruluşları yapılmıştır. Bugün ise, belirtilen alanda BELSA ve Büyükşehir Belediyesi binası bulunmakta olup, istimlak işleminden sonra, bahçeden aileye kalan alanda ise bugün, ailenin şehre bir katkı olarak yaptırıp müteahhitten kalan kendi paylarını da İzmit Belediyesi’ne hibe ettikleri Soydan İş Merkezi ile Konak İş Merkezi bulunmaktadır. Soydan Konağı ise, Anıtlar Kurulu’nun izni ile Pekdemir İnşaat tarafından aslına uygun olarak 2000 senesinde restore edilmiştir.

Soydanlar, İzmit tarihi ile iç içe geçmiş olan aile geçmişlerini bugün özenle korumaya ve hatırda tutmaya özen göstermektedirler. Sultan Abdülaziz’in İzmit ziyareti sırasında ailenin misafiri olması münasebetiyle Soydanlara hediye ettiği faytonuyla, aileye verilen nişan ile tuğralı fincan takımı bugün aile tarafından muhafaza edilmektedir.

KAYNAKÇA

Ahmet Nezih Galitekin, Tarihte İzmit ve İzmit Tarihinde Bir Eşraf Ailesi Soydanlar, İstanbul, Seçil Ofset, 2011; https://www.pekdemirinsaat.com/en/proje/soydan-konak, Erişim tarihi 15 Eylül, 2021.

Burak ASLANMİRZA