Marmara Denizi’nin Doğusunda Büyük Kısmı Sakarya İlinde, Daha Küçük Bir Kesimi İse Kocaeli Sınırları İçinde Kalan Göl
İlkçağda Samunensis ya da Sumanensis, daha sonraki dönemlerde Ayan Gölü adıyla anılan Sapanca Gölü, geniş ve az-çok dairesel Adapazarı ovasını İzmit körfezi oluğuna birleştiren uzun ve oldukça derin bir çukur içinde yer alır. Havzası (kendisine su gönderen alanların yüzölçümü) 252 km2, gölün yüzölçümü 42 km2, göl sınırlarının deniz seviyesinden yüksekliği 30 m. olan Sapanca Gölü’nün en derin yeri güney kenarı yakınındaki 61 metreyi bulan çukurdur (Bu derinlik Prof. Dr. Sırrı Erinç tarafından yapılan 156 sondaj sonucunda bulunmuştur). Marmara bölgesininim İznik Gölü (en derin yeri 65 m.)’den sonra ikinci en derin gölü Sapanca Gölü’dür. Gölde 40 metreden daha derin olan yerler gölün aşağı-yukarı yarısını kapsar. Gölün fazla suları kuzeydoğu ucundan çıkan Çark suyu vasıtasıyla Sakarya ırmağına boşaltılır. Gölün batı ucundan da İzmit’teki bazı sanayi kuruluşlarına önemli ölçüde su gönderilir.
Tektonik kökenli olan Sapanca Gölü, İzmit körfezinin doğusunda Adapazarı ovası, Düzce ve Bolu ovaları gibi çukur alanlar dizisiyle izlenen batı-doğu doğrultulu fay hattının (kırık çizgisinin) batı kesiminde yer alır. Gölün kuzeydoğu köşesindeki Çark suyu çıkışı ile batı ucunda göle dökülen Acısu ağzı arasındaki uzunluk 17 km. kadardır. Göl en fazla genişliğe ise Sapanca’nın bir kilometre doğusunda erişir. Bu kesimde kuzey kıyı ile güney kıyı arasındaki genişlik 5,5 km. kadardır. Batıya doğru gidildikçe göl darlaşır. Göl çanağının yamaçlarındaki eğim genellikle güney kıyılarda Kuzey kıyılardakinden fazladır. Fakat gölün kuzey kıyısındaki Eşme hizalarında bu durumun tersi müşahede edilir.
İlk bakışta İzmit körfezinin devamı gibi görünen Sapanca Gölü çukuru aslında körfezden Büyükderbent eşiği adı verilen alçak bir eşikle ayrılmış, doğu ve batı ucundaki alüvyon birikmeleri sonucunda da göl alanı küçülmüştür. Gölün batı kuzey ve güney kıyılarının biribirine yaklaşarak sivri bir şekil almasının sebebi de bu kesimlerdeki alüvyon birikmesinin bir sonucudur.
Göl kuzeydeki tepelik alanların ve güneydeki dağlık kütleden (Samanlı dağları) gelen kısa boylu akarsularla beslenmektedir. Sapanca Gölü’ne inen derelerde kış mevsiminin yağışlı zamanlarda akım fazladır. Yaz mevsiminde ise akış çok zayıflar. Bu nisbeten kısa boylu akarsular, sel karakterindendir. Sapanca Gölü’nün en derin yeri 61 m, gölde ortalama su seviyesi 30 m olduğuna göre bu gölün tabanı deniz seviyesinin altında olan bir çukurdur. Göllerde pek az rastlanan bu durum coğrafyada “kriptodepresyon” terimi ile ifade edilir.
Sapanca Gölü’nde su seviyesi kış ve ilkbahar mevsimlerinde yükselmekte, yıl esnasında ortalama 75 santimetre kadar bir seviye değişikliği kendini göstermekte, bazı yıllar bu rakam 120-130 santimetreyi bulmaktadır. Yaza doğru alçalan suların en düşük düzeyi sonbaharda özellikle Eylül ayında görülmektedir. Termik (suların sıcaklığı) bakımından göl sularında sıcaklık, normal olarak, yüzeyden derine doğru azalmaktadır. İlkbaharda yüzey sularının sıcaklığı ile derinlik sularının sıcaklığı arasındaki fark azalır. Yaz mevsiminde ise artar. Gölün 30 metreden derin kesimlerinde sıcaklık 7,5 ile 8 derece civarındadır.
Sapanca Gölü ile İzmit Körfezi arasında bir kanal açma düşüncesinin geçmişi, oldukça eski dönemlere dayanır: i.ö. 2. yüzyıl başlarında Bitinya’da görevlendirilen Plinius’un (Genç) İmparator Traianus’a bu yönde bir öneri sunması bu konudaki ilk teşebbüs olarak bilinir. Bu konuda atılan en önemli adımlar ise Osmanlı dönemine rastlar. I. Süleyman (Kanuni) döneminde Mimar Sinan ve bir Rum kalfanın kanal açılabilecek kesimde yaptıkları tesviye çalışması yarıda kaldı. Daha sonraki dönemlerde III. Murad, IV. Mehmed, I. Mahmud, III. Selim zamanındaki girişimler de sonuçlanmadı. Son olarak 1813’te İzmit mutasarrıfı Aziz Paşa, Sakarya nehriSapanca Gölü İzmit körfezi bağlantısının kurulması için bir çalışma başlattı. Bunun üzerine Sakarya nehri kaynağından itibaren başlayarak yürütülen araştırma sonucunda bir rapor hazırlandı, fakat Aziz Paşa’nın vefatıyla bu teşebbüs de başarıya ulaşamadı.
KAYNAKÇA
Erinç, Sırrı: “Sapanca Gölünün Derinlik Haritası ve Morfometrisi”, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı: 11-12, Ankara 1949, s. 140; Bilgin, Turgut, Samanlı Dağları, İstanbul 1967; Risch, C: “Der Sabandjasse und Seine Unigebung”, Geographische Mitteilungen 55, Band 1909,s. 183-184; Tuncel, Metin: Göllerimiz, İstanbul 1975 s. 36; Darkot, Besim-Tuncel, Metin: Marmara Bölgesi Coğrafyası, İstanbul 1981,s. 51-52, 54.
Metin TUNCEL