Kocaeli Sancağı/Livası’nın 1650 Yılına Kadar En Yüksek Rütbeli Örfi İdarecileri
Osmanlı sancakları/livalarını tasarruf eden en yüksek dereceli örfi yönetici, sancakbeyi veya mirliva (mir-i liva) olarak anılırdı. Sancakbeyleri, atandıkları sancağın merkezi durumunda olan kazada ikamet ederlerdi. Ehl-i örf zümresinden olup genellikle Enderun’dan yetişir ve taşrada çeşitli hizmetler gördükten sonra sancakbeyi olurlardı. Fatih Sultan Mehmed’in teşkilat kanunnâmesine göre, beylerbeyi olabilmek için mal defterdarı, nişancı, beş yüz akçelik kadı ve 400 bin akçe has geliri olan sancakbeyi olmak gerekiyordu. Sancakbeyleri 60 bin akçe yıllık gelirle mütekaid (emekli) olurlardı. 16. yüzyıldan sonra sancakbeyliğinden beylerbeyliğe geçiş oldukça azalmış ve daha çok saraydan gelenler hatta doğrudan Enderun’dan çıkanların beylerbeyi oldukları görülmüştür. Sancakbeyi, sancağındaki diğer örfi görevliler olan alaybeyi, kale dizdarları, tımarlı sipahiler ve zaimlerin amiri durumundaydı. Başlıca görevleri, bölgesindeki asayişi sağlamak ve sefer zamanında sefere çıkması istenirse sancağı dahilindeki uygun görülen miktardaki sipahi ile sefere çıkmaktı.
Osmanlı döneminde Kocaeli’nin ilk yöneticisinin Ertuğrul Gazi’nin oğlu Gündüz Alp olduğu, Gündüz Alp’in Osman Bey ile gaza ve cihadda bulunup Karacaşehir savaşında şehit düştüğü ve ilk idari uygulamalarda Kocaeli valiliği yaptığı bazı yakın zaman kaynaklarında rivayet edilse de Osman Bey zamanında Kocaeli’de Osmanlı hâkimiyeti söz konusu olmadığı için bu bilgilere katılmak mümkün gözükmemektedir. Bu konudaki ilk somut bilgiler Süleyman Paşa’nın Kocaeli sancağını yönetmesi ile ilgilidir. 1337 yılındaki fetihten sonra İzmit Süleyman Paşa’nın idaresine bağlanmış ve Orhan Bey zamanında merkezi İzmit olan Kocaeli sancağı tesis edilmiştir. Daha sonraki süreçte de Süleyman Paşa’nın İzmit ve çevresinde idari bir etkinliğinin olduğu dikkat çekilmektedir. Hüdavendigâr Livası tahrir defterleri, Süleyman Paşa’ya ait emlâk ve temliklerin bulunduğu yerlerin sancakbeyi veya valisi olabileceğini göstermektedir. Buna göre Taraklı Yenicesi, Geyve, Akyazı, Akhisar, Göynük, Kite, Biga, Ezinepazarı, Lapseki, İznik, Yalakâbâd, Bolayır, Seydikavağı, Malkara, İznikmud kazaları Süleyman Şah’ın idaresindeydi.
Kocaeli sancakbeyleri ile ilgili ilk arşiv kaynağımız 1517 yılına aittir. Ekim-Aralık 1517 tarihli sancak tevcih defterine göre (BOA, TS.MA.d 9772), Kocaili sancakbeyi eski ahur kethüdası olan İsrafil Bey’dir. 1522 tarihli olduğu düşünülen Kanunnâme-i Sultan Süleyman Han’a göre, yayabaşılıktan gelme Mustafa Bey kanunnamenin tertip edildiği tarihte Kocaeli sancakbeyi olarak görev yapmaktadır. 1522-1523 yıllarında hazırlandığını düşündüğümüz bir başka sancak tevcih defterinde (BOA, MAD. 23981) Kocaeli sancakbeyinin Ahmed Bey olduğu kayıtlıdır.
1526-1527(BOA, TS.MA.d 10057) ve 1527 (BOA,TS.MA.d 5246) ve 1527-1530 (BOA, TS.MA.d 8303) tarihli olduğu tahmin edilen üç farklı sancak tevcih defterinde Kocaeli sancakbeyliği Ömer Bey’in oğlu İbrahim Bey’in tasarrufundadır. 1527 tarihli defterden diğerlerinden farklı olarak Anadolu Müsellemleri Livaları içerisinde Aydın, Saruhan, Menteşe, Sultanönü, Hüdavendigâr, Kocaeli, Karesi, Biga, Elliciyan ve Saruhan müsellemleri 1 sancak itibar edilmiştir. Bahse konu müsellem sancağı 58 bin akçe hasılat ile El-Fenari Şems Bey’in oğlu Mehemmed Şah Bey’in tasarrufundadır. Livâ-i Müselleman-ı Aydın, Saruhan, Menteşe, Karesi, Biga, Hüdavendigâr, Kocaeli ve Sulatanönü 30 Ağustos 1544 tarihinde 270.789 akçe ile Sinan Bey’in uhdesindedir.
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’ndeki bilinen en eski tarihli mühimme defterindeki (BOA, TS.MA.e 12321) bir hükme göre Kocaeli sancakbeyliği 16 Şubat 1545 tarihinde Hasan Bey’in üzerindedir.
26 Mayıs 1548 tarihinde Kocaeli sancakbeyliğine Anadolu Vilayeti eski kethüdası Mehmed Bey tayin edilmiştir. Mehmed Bey bu görevi 14 Nisan 1550 tarihinde Karahisar sancakbeyi Pir Ömer Bey’e devretmiştir. Kendisi de Pir Ömer Bey’in boşalttığı Karahisar sancakbeyliğine atanmıştır. Pir Ömer Bey’in kısa süren bir Kocaeli sancakbeyliği süreci olmuş 19 Mayıs 1550 tarihinde Prizrin sancakbeyi Ahmed Bey ile becayiş yaparak Kocaeli’den Prizrin sancakbeyliğine gitmiştir. Ahmet Bey ise Kocaeli sancakbeyi olmuştur. Ahmed Bey, Kocaeli sancakbeyliğini 7 Eylül 1551 tarihine kadar sürdürmüştür. Bu tarihte Şehzade Bayezid’in lalası olup Karahisar-ı Sahib sancakbeyi olan Hüseyin Bey ile becayiş yapmış ve Hüseyin Bey Kocaeli sancakbeyi olmuştur.
24 Ağustos 1554 tarihli bir ruûs kaydında (BOA,KK.d 212) Kocaeli mirlivası Ferruh Bey’e Anadolu sipahilerine serdar olup dil almakta, hizmette ve yoldaşlıkta bulunmasından dolayı 25 bin akçe terakki verildiği kayıtlıdır. Bu kayıt, Ferruh Bey’in Hüseyin Bey’den sonra Kocaeli sancakbeyi olduğunu düşündürmektedir. 1567 yılına kadar Kocaeli sancakbeylerinin düzenli takip edebileceğimiz sancak tevcih defterlerinden yoksunuz. Bu sebeple çeşitli vesilelerle arşiv belgelerine sirayet eden ve fiilen görev yaptığını tespit ettiğimiz sancakbeylerini vermekle yetineceğiz. Bu sancakbeyleri Ali Bey ve Süheyl Bey’dir. Eski Rodos sancakbeyi Ali Bey’in 21 Haziran 1559 ve Eylül 1560 tarihlerinde fiilen Kocaeli sancakbeyi olduğunu tespit edebiliyoruz. Süheyl Bey ise 20 Ağustos 1564 ve 25 Mart 1565 tarihlerinde fiilen Kocaeli sancakbeyi olarak görev yapmaktadır.
Kocaeli sancağının Müsellemân-ı Vilâyet-i Anadolu (Anadolu Müsellemleri Vilayeti) içerisinde Aydın, Saruhan, Menteşe, Karesi, Biga, Hüdavendigâr ve Sultanönü sancakları ile birlikte 1 sancak itibar edilerek yazıldığı son kaydımızda, bahse konu Müsellem sancağı 5 Aralık 1566 tarihinde 52.200 akçe ile sâbık Saruhan Piyadegân beyi Mehmed Bey’in üzerindedir. Daha sonraki süreçte Müsellem sancağına idari manada tesadüf edilmemektedir.
1567-1587 yılları arasında Kocaeli sancakbeyliğine atanan beyleri bu döneme ait bir sancak tevcih defterine (BOA, MAD.d 563) sahip olduğumuz için kesintisiz tespit etmek mümkündür. 20 Ocak 1567 tarihinde eski Rodos sancakbeyi Bali Bey Kocaeli sancakbeyliğine atanmıştır. Bali Bey’in sancakbeyliği sırasında önemli bir idari gelişme yaşanmış ve Kocaeli sancağı, Anadolu Vilayeti’nden ayrılmış ve Cezayir-i Bahr-i Sefid Vilayeti yani Derya Kaptanlığı’na bağlanmıştır. Bali Bey’den sonra 23 Haziran 1568 tarihinde eski Sakız sancakbeyi olan Kaya Bey, Kocaeli sancakbeyi olmuştur. Kaya Bey bu görevi üç yıldan fazla sürdürmüş ve 18 Kasım 1571 tarihinde görevini eski Rodos beyi Ahmed Bey’e bırakmıştır. Kocaeli sancakbeyliğine Ahmed Bey’den sonra 4 Şubat 1572 tarihinde eski Azak beyi olan Haydar Bey atanmıştır. Haydar Bey, Kocaeli sancakbeyleri içinde 400 bin akçe ile en fazla has tasarruf eden bey olarak gözükmektedir. Haydar Bey’den sonra göreve gelen Mehmed Bey, hassa kadırgaları reisliğinden sancakbeyliğine geçmiştir. Mehmed Bey’in Kocaeli sancakbeyliği 3 Mayıs 1576 tarihinde başlamış ve yaklaşık 3 yıl sürmüştür. 1 Nisan 1576 fiilen Kocaeli sancakbeyi olarak gördüğümüz Hasan Bey, Mehmed Bey’den sonra Kocaeli sancakbeyi olmuştur.
20 Şubat 1577 tarihinde Kocaeli sancakbeyliğine atanan Murad Bey de günlük 100 akçe yevmiyyesi olan hassa kadırgaları reislerinden birisiydi. Murad Bey’in Kocaeli sancakbeyliği 1 Nisan 1577 tarihinde ibka suretiyle yenilenmiş ve uzatılmıştır. Eski İstanbul Ağası Ali Bey’in 1582’den önce Kocaeli sancakbeyliğine atandığı yolunda bilgiler vardır. 18 Nisan 1583 tarihinde ise Murad Bey fiilen Kocaeli sancakbeyi olarak görev yapmaktadır.
16 Aralık 1586 tarihinde Kocaeli sancağı, Karlıili sancakbeyi Mehmed Bey’e tevcih edilmiştir. Mehmed Bey, Karlıili sancağını idare ve tasarruf etmeye devam etmiş Kocaeli sancağı ise ilhaken kendisine verilmişti. Mehmed Bey’den sonra Kocaeli sancakbeyliğine, 10 Eylül 1587 tarihinde, müteferrikalıktan gelme ve devrin sadrazamının kapıcıbaşı olan Mustafa Bey atanmıştır. Mustafa Bey’in 5 Aralık 1588 tarihinde sancakbeyliğinin devam ettiğine dair kayıtlar mevcuttur. Mustafa Bey’den sonra Kocaeli sancakbeyi olarak tespit ettiğimiz kişi, arada daha başka beylerin de görev yaptığı ihtimalini göz önünde bulundurarak, daha önce de Kocaeli sancakbeyi olarak görev yaptığı belirtilen Mahmud Bey’dir. Mahmut Bey ikinci Kocaeli sancakbeyliğine 15 Kasım 1593 tarihinde atanmıştır. Kocaeli sancağı 7 Temmuz 1594 tarihinde denizle alakalı bir sancağı tasarruf eden Mehmed Bey’e tevcih edilmiştir. Mehmed Bey, Kocaeli sancakbeyliğine atanmadan önce Sakız sancakbeyliği görevini yürütüyordu. 5 Temmuz 1596 tarihinde sancakbeyliğinin fiilen Mustafa Bey üzerinde olduğunu biliyoruz.
Kocaeli sancağı 26 Ocak 1606 tarihinde Kaptan-ı Derya vezir Davud Paşa’nın arzıyla hassa kaptanlarından 60 akçe ulufeli Cafer’e verilmiştir. Cafer Bey’den sonra yaklaşık yirmi yıllık bir süreçte kimlerin sancakbeyi olduğu ile ilgili bilgiler kıttır.
3 Ocak 1629 tarihinde Mustafa Bey Kocaeli sancakbeyliğine atanmış ve sancakbeyliği yaklaşık üç buçuk yıl sürmüştür. 22 Temmuz 1633 tarihinde görevi İskender Bey’e devretmiştir. 26 Mayıs 1637 tarihli bir hükümde Süleyman Bey’den sabık Kocaeli sancakbeyi olarak bahsedilmesi İskender Bey’den önce bir süre sancakbeyliğini akla getirmektedir. Çünkü İskender Bey’in 22 Mart 1637 tarihinde fiilen Kocaeli sancakbeyliği görevini yürüttüğünü biliyoruz. Mart 1638 ve Şubat 1639 tarihleri arasında Mehmed Bey’in arpalık olarak Kocaeli sancağını tasarruf ettiği görülmektedir. Kocaeli sancağı, Mehmed Bey’e kadar istisnasız bey rütbeli ümera yani sancakbeyleri tarafından yönetilmiştir. 22 Haziran 1650 tarihinde Mustafa Paşa’ya mirimiran/beylerbeyi rütbesi ile Kocaeli sancağı tevcih edilmiştir. Bundan sonraki süreçte Kocaeli sancağını bey rütbeli olarak 1659-1660 yıllarında bir müddet Ahmed Bey yönetmiş ve sancakta iken paşa olmuştur. Bey rütbesi ile Kocaeli sancağı tevcih edilen İsmail Bey’e kısa bir süre sonra emekdâr ve mahal-i müstehak olmasından dolayı 21 Ağustos 1714 tarihinde beylerbeyilik payesi verilmiş ve İsmail Bey, Ahmed Bey gibi Kocaeli sancağını tasarruf ederken paşa olmuştur. 12 Eylül 1782-16 Kasım 1782 tarihleri arasında kısa bir süreliğine Şemseddin Bey’in Kocaeli sancağını idare ettiği görülmektedir. Mevcut bilgilerimize göre, bunların haricinde 1650 yılından sonra Kocaeli sancağını tasarruf eden sancakbeyi rütbeli ümera yoktur.
Kocaeli sancakbeylerinin haslarının miktarına bakıldığında kanunnamelerle belirlenmiş ortalama sancakbeyi hassı düzeyinde olduğu görülmektedir. Hatta ilk dönemlerde has gelirlerinin olması gereken en düşük miktar olan 200 bin akçeden daha düşük olduğu gözlemlenmektedir.
Sancakbeyinin Adı |
Tarih |
Has Miktarı (akçe) |
İsrafil Bey |
1517 |
130.000 |
Mustafa Bey |
1522 |
175.000 |
Ahmed Bey |
1522-1523 |
150.000 |
İbrahim Bey |
1526-1527 |
162.000 |
-? |
1530 |
154.523 |
Mehmed Bey |
20 Mayıs 1548 |
237.200 |
Pir Ömer Bey |
14 Nisan 1550 |
200.000 |
Ahmed Bey |
19 Mayıs 1550 |
200.000 |
Hüseyin Bey |
7 Eylül 1551 |
252.470 |
Balî Bey |
20 Ocak 1567 |
236.526 |
Kaya Bey |
23 Haziran 1568 |
250.000 |
Ahmed Bey |
18 Kasım 1571 |
260.000 |
Haydar Bey |
4 Şubat 1572 |
400.000 |
Mehmed Bey |
3 Mayıs 1573 |
260.000 |
Murad Bey |
20 Şubat 1577 |
200.000 |
Mustafa Ali Bey |
10 Eylül 1587 |
200.000 |
Bazı Kocaeli Sancakbeylerinin Has Miktarları
Görüldüğü üzere, sancakbeyi hasları Haydar Bey’in 400.000 akçelik has geliri hariç tutulursa, 200.000-250.000 akçe civarında yoğunlaşmıştır. Bu miktarı sancakbeyliği için ortalama bir gelir olarak değerlendirmek mümkündür.
Kocaeli sancağı, 17. yüzyılın ortalarına kadar kesintisiz sancakbeyleri tarafından yönetildiği için sancakbeylerinin kendilerine tahsis edilen has gelirlerini topladıkları ve sancağı has suretiyle tasarruf ettikleri söylenebilir. Sancakbeyleri büyük oranda denizle alakalı kişiler olduğu için donanma hizmetinde bulundukları zamanlarda, haslarına kanun gereği bir miktar terakki veriliyordu. 1583 yılında Kocaeli beyi Murad Bey, donanma hizmetine gittiği için 20.000 akçe terakki ile ödüllendirilmişti. 1554 tarihinde Kocaeli sancakbeyi olarak görev yapan Ferruh Bey ise muhtemelen İran seferleri sırasında Anadolu tımarlı sipahilerine serdar tayin olunmuş ve bu hizmetindeki başarısına mükâfaten has gelirlerine 25 bin akçe zam yapılmıştır.
Sancakbeylerinin gerek donanma hizmetinde gerekse herhangi bir sebeple Tersane-i Amire hizmetinde bulundukları zamanlarda sancağın yönetimini ve muhafazasını maiyetindekilerden birine bırakıyorlardı. 1560 yılında Kaptan-ı Derya Piyale Paşa donanma ile tersaneye girdiğinde donanmanın muhafazası için ayrılan gemilere Kocaeli sancakbeyi Ali Bey serdar tayin edilmiş, Ali Bey ise Kocaeli sancağının idaresini ise adamı Sinan’ı bırakmıştır. Yeni atanan sancakbeyinin görev yerine gelmesi herhangi bir sebeple gecikirse veya sancakla ilgili önemli bir durum söz konusu ise yakın bölgelerdeki bir sancakbeyinin geçici olarak buraya gönderildiği durumlar da olabiliyordu. Mesela, 18 Kasım 1571 tarihinde Kocaeli sancakbeyliğine atanan Ahmed Bey, Tersane-i Amire’de hizmette olduğu için Vize sancakbeyi Hasan Bey’den Kocaeli’ye gidip bölgede inşa edilen gemiler için lazım olan malzemelerin tedarikini görmesi istenmişti.
20 Ocak 1567 tarihinde Kocaeli sancakbeyliğine atanan Balî Bey, 1568 yılında deniz seferine katılmış ve yerine sancağın muhafazası için Kocaeli alaybeyi Salih’i bırakmıştı. Bu kişiler bir anlamda sancakbeyinin vekili oldukları için merkez nezdinde de birinci derecede muhatap olarak alınmışlardır.
Sancakbeylerinin sancağın yönetimi, korunması ve güvenliği için kendilerinin bulunmadığı zamanlarda bu işe maiyetlerindeki veya sancaklardaki görevlilerden birini tayin etmesi işi çok yaygın bir uygulama olduğu için bir anlamda kurumsallaşmış gibi görünmektedir. Sancakbeylerinin sancağa vekil olarak bıraktıkları kişiler için sancakbeyi kai’m-makamı nitelendirilmesi yapıldığına da rastlanmaktadır.
Kocaeli sancağı her bakımdan donanma ile bağlantılı ve buraya atanan sancakbeylerinin de donanma bağlantılı beyler olması sebebiyle Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti’ne yani Kaptan-ı Deryalığa bağlanmasını zorunlu kılmıştır. Kocaeli sancağı, Kaptan-ı Deryalığa bağlandıktan sonra kaptanlığa bağlı askeri harekât veya seferlerde Kocaeli sancakbeylerinin aktif görevler üstlendiği ve diğer donanma bağlantılı beyler ile seferlere çıktıkları görülmektedir. Sancakbeylerinin bu görevlerinin merkez nezdinde daha önemli olması hasebiyle, Kocaeli sancakbeylerinin bizatihi sancağın başında bulundukları zamanların çok az olduğu söylenebilir. Bu sebeple, sancağın muhafaza ve koruma işini çoğunlukla kendilerinin tayin ettiği diğer görevlilerle sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Kıbrıs’ın muhasarası ve fethi sürecinde, özellikle de Kocaeli sancakbeyi Kaya Bey ile Rodos ve İskenderiye beyleri Şubat-Mart 1571’de Kıbrıs’a mühimmat ve askeri yardım götürmüşler, Lala Mustafa Paşa’nın emrinde fetih hareketlerinde bulunmuşlardır.
Kocaeli sancakbeylerinin sancak dışı görevleri sadece sefer hizmeti ve Tersane’de donanmayı korumakla sınırlı değildi. Cephane veya donanma için lazım olan peksimet ve savaş mühimmatının ilgili mahallerden teslim alınıp, Südde-i Sa’adet’e taşınması işini de zaman zaman maiyetlerindeki gemiler ile Kocaeli sancakbeyleri gerçekleştiriyordu. 1576 yılı Mayıs ayında Kocaeli sancakbeyi Hasan 23 parça gemi ile; Mısır’da ve benderlerde kurutulan 15.166 kantar peksimet, 1.000 sümün barut-ı siyah ve 2.000 kantar barutu Südde-i Sa’det’e getirmek için Mısır beylerbeyi ve defterdarından teslim almış ve gemilerle nakliyesini gerçekleştirmiştir.
Kocaeli sancakbeylerinin Sakarya Nehri kenarında yapılan gemilerin inşasına nezaret edip ihtiyaçlarının karşılanması, en önemli görevleri arasında görülmektedir. 20 Ağustos 1564 tarihinde Kocaeli sancakbeyi Süheyl’e gönderilen bir hükümle daha önce görevlendirildiği mehâyif teftişi (gezici teftiş) işini kadılara bırakıp gemilerin yapıldığı yere gidip neccar, bıçkıcı ve kalafatcı gibi kalifiye elemanları; yeterli miktarda zahire ve orducu ile ekmekçi ve aşçı temin etmesi istenmişti.
Sancakbeyleri sancak dahilinde bulundukları zamanlarda, diğer Osmanlı sancaklarında olduğu gibi sancağın güvenliği, huzuru ve örfi bakımdan idaresini yerine getiriyorlardı. Tersane-i Amire’ye gönderilen gemi ağaçları veya yakacak için kullanılacak odunun geçeceği yollar ile nehristan boğazının mil ile dolması durumunda buranın temizlenerek zarar gören köprü ve kaldırımların tamir ve onarım işleri Kocaeli sancakbeylerinin diğer görevleri arasındaydı. 1594 yılında Donanma-yı Hümayûn ile sefere gitmesi gereken Mahmud Bey’den kış aylarında yaşanan sel ve yağışlar sebebiyle milden tıkanan boğaz ve yıkılan yerlerin tamir edilmesi için Tersane-i Amire reislerinden olan oğlu Mehmed’i sancaktaki adamları ile birlikte sefere göndermesi, kendisinin ise sancakta kalıp bu işleri görmesi istenmişti. Mahmud Bey’e Kocaeli sancağının tevcih edilmesinin gerekçesi ve görevinde devam etmesinin temel sebebi, boğazın mille dolması hususunu bertaraf etmesindeki tecrübesi olmuştur.
Kocaeli sancağı tevcih edilmiş sancakbeylerinin Tersane-i Amire’ye gemi yapımında kullanılan vürdinar ve varul tahtalarını göndermeleri işi eskiden beri var olan bir taahhüde bağlanmıştı. 1630 yılında Kocaeli sancakbeylerinin böyle bir taahhütlerinden bahisle, vürdinar ve varul tahtalarını bir an önce hazır edip Kaptan-ı Derya Vezir Mustafa Paşa’nın tayin ettiği adama teslim etmesi istenmişti. İskender Bey’e 22 Temmuz 1633 tarihinde 1.000 vürdinar ve 40.000 adet varul tahtası teslim etmek şartıyla Kocaeli sancağı tevcih edilmişti.
Sancakbeylerinin çoğu zaman sefer ve donanma hizmeti sebebiyle sancaklarında bulunamaması, 17. yüzyılın ortalarına doğru sancakların tasarrufunda yeni bazı uygulamaların yapılmasını gerektirmişti. Arpalık suretiyle sancak tasarrufu aslında paşaların sancakları tasarruf etmesiyle başlayan bir idari uygulama olmasına rağmen, Kocaeli sancağını son tasarruf eden sancakbeylerinden olan Mehmed Bey’in 1638-1639 yıllarında arpalık suretiyle sancağı tasarruf ettiğini görmekteyiz. Bu uygulama esasta arpalık suretiyle sancağı uhdesine alan bey veya çoğunlukla paşaların ilgili sancakta bulunamaması esasına dayandığı için yerlerine sancağı idare edecek ve kendilerine tahsis edilen miri mukataaları tahsil edecek mütesellimlerin (Bkz. Kocaeli Mütesellimleri) ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
Kocaeli sancağını tasarruf eden sancakbeylerinin eski görevlerine ve idari geçmişlerine bakıldığında, çoğunlukla deniz bağlantılı donanma ümerasından oldukları anlaşılmaktadır. Bu dönemde ahur kethüdalığı, Anadolu Vilayeti sabık kethüdalığı, sadrazam kapıcıbaşılığı, İstanbul ağalığı ve hassa kadırgaları reisliğinden Kocaeli sancakbeyliğine atamalar olmuştur. Bunların yanı sıra eski görev yerleri Rodos, Karahisar-ı Sahib, Prizrin, Sakız, Azak ve Karlıili olan sancakbeylerinin Kocaeli sancağına atandıkları tespit edilebilmektedir. Tespit ettiğimiz Kocaeli sancakbeylerinden en uzun süreli olarak görevde kalan İskender Bey’dir. İskender Bey’in, Kocaeli sancağını kesintisiz olarak en az 6 yıl tasarruf ettiği söylenebilir. 1658 yılı ortalarından sonra Kocaeli sancakbeyliğine atandığını tahmin ettiğimiz Ahmed Bey’in de atanma ve görevden ayrılma tarihi net olarak bilinmemekle beraber en az 6 yıl sancağı yönettiği anlaşılmaktadır. Sancakbeyleri içerisinde sancağı diğer en uzun süre idare eden beyler 41 ay yani yaklaşık 3,5 yıl ile Kaya Bey ve yaklaşık 3 yıl ile Mehmed Bey’dir. Sancakbeyleri içerisinde Kocaeli sancağını en kısa süre yöneten Pir Ömer Bey’dir. 14 Nisan 1550 tarihinde sancakbeyliğine atanan Pir Ömer Bey burayı ancak 1 ay 5 gün uhdesinde tutmuş daha sonra 19 Mayıs 1550 tarihinde becayiş ile Prizrin sancakbeyliğine gitmiştir.
Kocaeli sancakbeyleri 17. yüzyılın ortalarından sonra istisnai birkaç atama hariç, sancağın idaresi ve tasarrufunda bulunmamışlar ve onların yerini mutasarrıf paşalar (Bkz. Kocaeli Mutasarrıf Paşaları) almışlardır.
KAYNAKÇA
438 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri (937/1530) II, Hazırlayanlar: Ahmet Özkılınç, Ali Coşkun vd., Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayınları, Ankara 1994, s. 70; Abdulkadir Özcan, “Fâtih’in Teşkilât Kanunnâmesi ve Nizam-ı âlem İçin Kardeş Katli Meselesi”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi-Fatih Sultan Mehmed’e Hatıra Sayısı, Sayı 33, Mart: 1980/81, İstanbul 1982, s. 7-56; BOA,A. DVNSNŞT.d 16, s. 2; BOA, A. DVNSNŞT.d 2, s. 14; BOA, A.{D-VN.MHM.d 12, hüküm: 12, 184, 213; BOA, A.{DVN.MHM.d 3,hüküm: 19, 1517, 1527; BOA, A.{DVN.MHM.d 43, 85/173; BOA,A.{DVN.MHM.d 50, 8/25 (18 Nisan 1583); BOA, A.{DVN.MHM.d6, hüküm: 34, 912; BOA, A.{DVN.MHM.d 7, hüküm: 1387; BOA,A.{DVN.MHM.d 72, hüküm: 540; BOA, A.{DVN.MHM.d 85, 294(389); BOA, A.{DVN.MHM.d 88, hüküm no: 5, 83, 299, 337; BOA, A.{DVN.MHM.d 93. 28/161, 60/294; BOA,A.DVNS.MHM.ZYL.d 3, s. 231/596; BOA, A.NŞT.d 1140, s. 15, 43; BOA, A.NŞT.d 1141,s. 14, 43, BOA, A.RSK.d. 1520, s. 9; BOA, KK.d 212, s. 91; BOA,KK.d 250, s. 5; BOA, KK.d 252, s. 32; BOA, KK.d 262, s. 15;BOA,KK.d 266, s. 18; BOA, MAD.d 563, s. 71, 72, 119; BOA, TS.MA.d 10057, vr. 4/a; BOA, TS.MA.d 5246, vr. 4/a, 8/a; BOA, TS.MA.d8303, vr. 3/a; BOA, TS.MA.d 9772, vr. 2/b; BOA. A.{DVN.MHM.d16, s. 47/89, 48/92, 49-50/94, 50/95; BOA. A.{DVN.MHM.d 74, s.18/52; Feridun Emecen -İlhan Şahin, “Osmanlı Taşra Teşkilâtının Kaynaklarından 957-958 (1550-1551) Tarihli Sancak Tevcih Defteri”, Belgeler (Türk Tarih Belgeleri Dergisi), Cilt XIX/23 (1998), Ankara 1999, s. 58-121; Halil İnalcık, “Orhan”, DİA, Cilt 33, İstanbul 2007,s. 375-386; Hüdavendigâr Livası Tahrir Defterleri I, Giriş: Ömer Lütfi BarkanYayına Hazırlayanlar: Ömer Lütfi Barkan-Enver Meriçli, TTK yay., Ankara 1988, s. 385; İdris Bostan, “İzmit”, DİA, Cilt 23, İstanbul 2001, s. 536-541; İlhan Şahin, “Sancak”, DİA, Cilt 36, İstanbul 2009, s. 97-99. Kanunnâme-i Sultan Süleyman Han, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Veliyüddin No: 1969, vr. 119/b; Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmani-Osmanlı Ünlüleri, Yayına Hazırlayan: Nuri Akbayar, Eski Yazıdan Aktaran: Seyit Ali Kahraman, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı Yurt yay., Cilt 1, İstanbul Mayıs 1996, s. 16, 272; Topkapı Sarayı Arşivi H. 951-952 Tarihli ve E-12321 Numaralı Mühimme Defteri, Yayına Hazırlayan: Halil Sahillioğlu, IRCICA yay., İstanbul 2002, s. 152.
Orhan KILIÇ